CHP son yerel seçimlerde daha önce akıllıca oluşturduğu politikaların deyim yerinde ise semeresini aldı.
İki kez kazandığı İstanbul Büyükşehir belediyesi ile birlikte neredeyse tüm metropol şehirlerin hepsini aldı.
“Cumanın Gelişi Perşembe den bellidir.” diye bir söz vardır.
Aslında bu başarı Millet İttifakının ısrarı ve kararı ile kazanıldı.
Önce 2018 Haziran Seçimlerinde Milet İttifakının başarısı, ardından Mart yerel seçimlerinde ittifakın başarısı.
Ve İstanbul’da ikinci zafer…
Bu başarının ardında çok başarı ile yönetilen “İTTİFAK STRATEJİSİ” var elbette.
Bu başarılı “İttifak Stratejisinin” oluşmasında ve yürütülmesinde başarı elbette tek başına CHP üst yönetiminin değil.
İYİ Parti, SP ve İttifaka destek veren İrili ufaklı diğer partileri de unutmamak lazım.
Hepsi birlikte samimi, içten ve İttifak ilkelerine bağlı olarak “İttifak Stratejisini” yürüttüler.
Bu Stratejinin nihai hedefi elbette tek adam rejiminden parlamenter rejime, kuvvetler ayrılığına dönmek.
Bu hedefe varılıncaya kadar bu sürec devam edeceğe benzer.
23 Haziran Seçimleri şunu bir kez daha gösterdi.
“Türkiye’ de artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.!”
Milli irade bunu bir kez daha söyledi.
Ülkedeki gelişmelerin nasıl bir rota izleyeceğini önümüzdeki günlerde daha iyi göreceğiz.
Elbette son seçimin herkes için sonuçları var.
Kan kaybına uğrayan AK Partinin ve ortağı MHP’ninde, İYİ Parti’ninde CHP’ninde çıkarması gereken dersler var.
Ben bugün burada CHP’nin çıkarması gereken önemli bir sonucu irdelemek, tartışmaya açmak istiyorum.
Nedir bu?
Birincisi;
CHP yeni be güçlü bir rüzgarı arkasına almıştır.
İkincisi;
Bu yönetecek yeni ve güçlü rüzgar güçlü örgütlere çoğunlukla sahip değildir.
Üçüncüsü;
“Rüzgar Örgüt uyumunu” sağlayacak adımlar derhal atılmalıdır.
Konumuz elbette Hatay ve İskenderun Örgütleri.
Bu seçim CHP açısından “Seçim sandıkta başlar ve biter.” Sözünü doğrular gelişmelere sahne oldu.
İmamoğlu ve diğer başarılı aday ve örgütlerin sıkça kullandığı bir söz vardı.
“ISLAK İMZALI TUTANAK”
Yine İmamoğlu ve başarılı adayların ısrarla üzerinde durduğu bir söz vardı.
“SANDIK MÜŞAİT VE GÖREVLİLERİ SANDIKLARI TERK ETMEYİN”
Keza İstanbul ve diğer illerde çalışan…
“GÖNÜLLÜLER ORDUSU”
Kavramlarını tekrar sık sık duymaya başladık.
Bu ve benzeri söylem ve kavramların altından kalkacak araçlar ise
“ÖRGÜTLER”dir.
Gelelim Hatay ve İskenderun’a
Bu iki örgütü de yetersiz ve başarısız bulduğum bilinir.
Subjektif olmasın daha nesnel dayanaklar sunmak için bazı sorular soralım.
1.İskenderun ve Hatay Örgütleri son seçimde “kaç ıslak imzalı tutanak” elde etmişlerdir.
2.Kaç sandıkta partili üye ve müşahit görevlendirmişlerdir? Yada kaç sandıkta müşahit bulundurmamışlardır?
3.Bu görevliler Parti için sabaha kadar sandık başında kalmışlar mıdır? Yoksa saat 5 de sandıkları terk mi etmişlerdir?
4.Islak imzalı tutanakları derleyip toparlayacak bir elektronik ortam yaratmış ve İstanbul’da olduğu gibi Anadolu Ajansı ile yarışacak hale gelebilmişler midir?
5.İskenderun Örgütü Seçimlerden önce ve sonra görev yapacak bir “GÖNÜLLÜLER ORDUSU” kurabilmişler midir?
Bu soruların benim açımdan yanıtları elbette var.
Tüm sorulara olumsuz yanıt vermiş durumdayım ama yine de takdiri CHP kamuoyuna bırakıyorum.
Bu ve benzeri örgütsel gereklilikleri yerine getiremeyen tüm örgütler yenilenmelidir.
Bu rüzgarın CHP yelkenlerini daha uzun bir süre şişirmesi için bu bir zorunluluktur.
Önümüzde çok çetin, mücadele dolu günler olduğunu kestirmek için kahin olmaya gerek yok.
Her an her şey olabilir.
CHP örgütleri çoğunlukla bu rüzgardan faydalanacak, onu arkasına alacak bilgi, tecrübe, liyakat ve kültürden uzak.
SONUÇ
CHP derhal üyelikleri ve tüm örgütleri sıfırlamalı, makul bir süre içerisinde kimlikli, aidatlı, liyakatlı, eğitimli üye kayıtlarını yapmalı ve ondan sonra yeni örgütler oluşturmalıdır.
NOKTA.
