Koronavirüs salgını dünyayı ülkemizi ve ilimizi etkilemeye devam ediyor.
Biz ülke olarak bu bela ile yeni tanışıyoruz
Çin ve diğer bazı ülkeler koronavirüs ile mücadeleyi neredeyse bitirdiler.
Biz mücadeleye neredeyse yeni başladık.
Mücadeleye nasıl başladık?
Mücadelemiz iyi mi gidiyor, kötü mü bilemiyorum…
Korona ile ilgili ciddiye aldığım yazıları siteleri blogları ve bilim adamlarının yazılarını sürekli okuyorum..
Sağlık Bakanlığı’nın tüm demeçlerini dikkatle takip ediyor, hatta videolarını izliyorum.
Mesleğim gereği yerel mülki ve idari kamu görevlilerini izliyor, dinliyor ve zaman zaman konuşuyorum…
Bunlara rağmen kafam karışık…
Aklımda binlerce soru.
Psikolojim bozulmak üzere…
Neye inanacağımı şaşırdım.
Çevreme bakıyorum her herkes aynı durumda.
Somut bir-iki örnek vereyim..
Belediyeler çılgın gibi sokak dezenfektesi yapıyor.
Gece gündüz çalışıyorlar.
Hatta Büyük Şehir Belediyesinin lavanta kokulu sabahlara uyanacağımız yönünde söylemleri var…
Seviniyorum..
Lavantayı çok severim…
Lavanta kokulu bir sabaha uyanmak çok güzel olur diye umutla beklerken, bir başkaları içlerinde çok ciddi kurum ve kuruluşların olduğu bir grup çevreci açıklama yapıyor
“sokakları dezenfekte etmenin faydası yok aksine yararlı bir takım bakterileri de öldürüyor” diye…
Bakan ayrı söylüyor, Cumhurbaşkanı ayrı söylüyor.
Siyasi iktidar ayrı, muhalefet ayrı,
Devlet kurumları, yetkilileri ayrı telden çalıyor.
STK’lar, meslek örgütleri ayrı.
Oluşturulan Bilim Kurulunun üyelerinden Biri “Allah’ın işi, karışılamaz” diyor bir başkası “haziranda rahatlarız” diyor.
Kime inanayım?
Siz söyleyin…
Dezenfektan konusu..
Dezenfektan olarak kullandığımız kolonya aynı şekilde birbirinden farklı söylemlerle anıyorlar.
Maske taksak mı takmasak mı?
N19 mu Taksak normal maske mi?
Ölürsek ceset torbası ile mi gömüleceğiz?
Mezarlık neresi olacak?
Cenazemiz yıkanacak mı?
Cenazelerimize yakınlarımız gelebilecek mi?
Mezar yerimiz belli olabilecek mi?
Of of of…
Bu deli sorulardan bırakıp hayata devam etmek istiyorum.. “
Evde kal” diyorlar…
Baş tacı.
Evde kalıyorum ama aklım iş yerinin kirasında, elektrik parasında, doğalgaz faturasında..
Şimdilik idare ediyorum.
Ya bu süreç uzun sürerse kiramı nasıl öderim?
Faturaları ne yapacağım?
Haydi mutfak harcamalarını emekli maaşından yaparım…
Yok yapamam ki …
Onun önemli bir bölümü de kredi taksitlerini gidiyor.
E ne olacak şimdi?
Aboneler bitti.
İlan, reklam azaldı.
Personel maaşı var.
SSK var, vergi var.
Hadi diyelim SSK ve vergiyi üç ay ertelediler.
Ya süreç uzarsa?
4.,5 ay birden nasıl öderim?
Oğlum yanımda şükürler olsun sağlıklı ve mutlu.
Ya yaz okulu derlerse?
Yaz okulu, yurt ücreti , ben ne yapacağım?
Şimdilik uzaktan eğitim görüyor. Ya yüz yüze eğitime geçerlerse?
Kıbrıs’a nasıl yollarım?
Yurtlarını karantina yurdu yaptılar. Gerekli tedbirler alındı mı?
Of of of….
Kardeşim doktor.
Günde 100 hasta bakıyor , ya virüs kaparsa?
Önlem almışlardır diye düşünüp rahatlıyorum.
Ancak Türk Tabipler Birliği bir açıklama yapıyor, aklım yine karışıyor. Türk Tabipler birliği nin “ASM’ler perişan hastanelerde çalışanlar korumasız” şeklinde açıklamasını okuyorum
tekrar afakanlar basıyor.
Komşum Fatma teyze yalnız yaşıyor. 70 yaşında. İhtiyacı olduğunda 112 veya 155 arıyor. Sıkıntı olursa “biz varız” diye sevinirim.
Ya sabaha karşı kronik rahatsızlığı nüksederse ne yaparız?
Devlet hastanesine seni götürmek mantıklı mı?
Özel hastaneye kaldırmak için paramız var mı diye düşününce tekrar çıldırıyorum.
Of of of …
Her zaman gittiğim kafedeki garson bir aydır işsi, berberim on gündür kapalı.
İkisi de çocuk sahibi ve çocuk okutuyorlar.
Bunların ne hali ne olacak diye düşününce tekrar çıldırma noktasına geliyorum.
Bir aydır para yok evlerine ekmek alamıyorlar çocuklarına mahcuplar eşlerinin yüzlerine bakamıyorlar.
Babamın kiracısı Ekinciler de onun kardeşi de Yazıcılar’da çalışıyor.
Şimdilik sıkıntıları yok.
İşe gidiyorlar.
Ya fabrikalar kapanırsa bu genç insanlar ne yapar?
Bin-iki bin kişi aynı ortamda çalışıyorlar.
Ya virüs kaparlarsa? Ya hasta olurlarsa?
Eşleri var çocukları var.
Durumları kötü.
İşe gitmezlerse ekmek tehlikede, işe giderlerse de can tehlikede.
O of of…
Beni bu korono sorun ve soruları delirtmek üzere.
Psikolojik durumum bozuldu.
Psikolog tanıdığı olan var mı?
İyi de psikologa nasıl gideceğim?
Durumum hastanedeki psikologa gidecek kadar acil mi?
Özel hastaneye gitmek paralı ve pahalı…
Of of of…
Düşünmeyeyim diyorum ama insan düşünen bir varlık düşünmemek benim elimde değil ki..
Of of of…
Anlaşılan ben hep oflayacağım.
Biz of çekeceğiz.
Olsun…
Razıyım ben.
Yeter ki devlet of çekmesin.
Önlem alsın.
Hem de acilen.