Çocukluk çağında sıklıkla görülen idrar kaçırmanın önemli bir sağlık olduğunu belirten İskenderun Palmiye Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Seval Metin, idrar kaçırma probleminin, basit gibi görünse de önemli hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
Op. Dr. Seval Metin, “Çocukluk döneminde altını ıslatma, sık karşılaşılan bir durumdur. Bu durum kendini yalnızca gece idrar kaçırma veya hem gece, hem de gündüz idrar kaçırma şeklinde gösterir. Normalde çocuklar gece idrar kontrolünü 4 yaşında sağlar. Gündüz kontrolü ise daha erken yaşta sağlanmaktadır. 5 yaşındaki çocukların yüzde 15’i, 15 yaşında ki çocukların, yüzde 1’i gece idrar kaçırmaktadır. Gece idrar kaçıran çocukların her yıl yüzde 15’i kendiliğinden, hiçbir tedavi almadan iyileşmektedir. Ancak altını ıslatma problemi bu zaman aralığında çocuk ve ailesinde, sosyal ve psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Sosyal açıdan önemli olan bu durum, altta yatan önemli bir hastalık olmasa bile, tedavinin gerekliliğini ortaya koyar” açıklamasında bulundu.
İdrar Kaçırma Sorunu Önemsenmeli!
Çocukluk çağında başlayan idrar kaçırma sorunlarının, aileler tarafından çoğunlukla ihmal edildiğini, ancak idrar kaçırmanın ciddi hastalıkların belirtisi olabileceğini ifade eden Op. Dr. Seval Metin, “Gündüz veya gece idrar kaçırma; böbrek yetmezliği, hormonal bozukluklar, idrar yolu iltihapları, sinir sistemi hastalıkları, şeker hastalığı, mesane çalışması bozukluğu gibi hastalıklarla beraberinde görülebilir. Bu nedenle, hafife alınmamalı ve nedeni mutlaka araştırılmalıdır. Aile fertlerinde daha önce benzer duruma rastlanmış olması, idrar torbasının yeterince büyümemiş olması (çocukların gündüz saatlerinde de sık idrara çıktıkları görülür), idrar torbasında normalde olmaması gereken, istemsiz gelişen kasılmaların olması, uykunun derin olması ve çocuğun mesanesinin dolması nedeniyle beyne giden uyarıya rağmen uyanamaması, gelişmiş insansa gece ve gündüz farkının algılanması ile oluşan ve otomatik olarak gece böbreklerin idrar oluşturmasını azaltan “vazopressin” isimli hormonun, bu çocuklarda yeterince ve zamanında salgılanmaması, ailede, ölüm, ayrılık, geçimsizlik, hastalık ve okul başarısızlığı gibi olayların kaygı yaratması, yeni bir kardeşin doğması (çocuğun ilgiyi tekrar üzerinde toplayabilmek için kardeşine özenerek altını ıslatmasına neden olabilir) olası nedenlerdir” dedi.
Tanı ve Tedavisi Nasıl Olur?
Genellikle idrar tahlilleri ve ultrasonografik incelemeyle idrar iltihabı ve böbrek – idrar torbası yapılarında anatomik bir bozukluk olmadığı tespit edildikten sonra, ‘gece idrar kaçırma sorunu’ tedavi edilmeye çalışılır. Beraberinde gündüz kaçırma şikâyeti olan çocuklar, ayrı değerlendirmeye tutulurlar. Genellikle ailenin bu konuda şikâyete başladığı 5-6 yaş döneminde, çocuk henüz durumunun bir sorun olduğunun farkında değildir. Doktorun bu konu da hem çocuğu bilinçlendirmesi, hem de ailenin konuya bakış açısını yönlendirmesi gerekir. Tedavi hangi türde olursa olsun sonuca varmanın uzun sürebileceği, moral bozukluğuna yer olmaması gerektiği vurgulanmalıdır. Gece yatmadan önce sızı alımının azaltılması ve idrara çıkılması ilk akla gelen tavsiyedir. Ancak bunun dışında, gündüz saatlerinde uzun süreler idrarını tutan çocukların bu alışkanlıklarından vazgeçirilmesi de önemlidir. Küçük çocukları motive etmek ve alt ıslatma istatistiği elde etmek için kullanılır. Bu çizelgede alt ıslatma olmadığı günler çizelge üzerinde birer sembolle (yıldız- çiçek gibi) aile tarafından işaretlenir. Çocuğun bu günlerde ödüllendirilmesi fayda sağlayacaktır. Aynı çizelge gün içi idrar kaçırmalarda da işlenirse, hekimin çocuğun ritmi hakkında fikir sahibi olmasını sağlar. İç çamaşırına ya da yatak çarşafı üzerine konan, ıslanmaya duyarlı bir parçası olan, idrar yapılmaya başladığı zaman ses uyarısı ile çocuğu uyandıran bu sistemler gece idrar kaçırmalarında başarı ile kullanılan tedavi yöntemidir. İlk günlerde çok yararlı gibi görünmese de, 6-8 haftalık tedavi ile sonuç alınmaktadır” şeklinde konuştu.