Sevgili okurlarım! Halkın derdi başka, Reis’in derdi başkadır. Partili Cumhurbaşkanı’nın 2023 seçimlerini de kazanma hesabı var: Üçüncü defa cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor ama Reis zor durumda. O yüzden, Cumhurbaşkanı ‘yeni anayasa’ çağrısı yapıyor.
Biliyorsunuz, mevcut Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’na göre; bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebiliyor. Üçüncü defa aday olabilmesi için ya Anayasa’da değişiklik yapılması ya da Meclis’in süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar vermesi gerekiyor.
Yani sizin anlayacağınız Partili Cumhurbaşkanı’nın tek çıkış yolu budur! Yolun sonu bellidir. Çünkü kendisi 10 Ağustos 2014 ve 24 Haziran 2018 tarihlerinde yapılan seçimlerinde üst üste iki defa cumhurbaşkanı seçilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en önemli 2017 Anayasa Değişikliği Referandumunda ve cumhurbaşkanlığı seçiminde, rakiplerini hapse attırarak kendine siyasi üstünlük sağlayıp seçimleri öyle kazanmıştır. Kamuoyunda bu seçimlerin meşruiyeti tartışmalıdır. Reis, görev süresince yeminine sadık kalmadığı gibi, seçim vaatlerini de yerine getirememiştir. Türkiye bugün bu haldeyse tek sorumlusu bizatihi kendisidir.
Partili Cumhurbaşkanı ayrıca Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına da bağlı kalmamıştır. Ülke genelinde barışı sağlayamamıştır. Milleti kutuplara ayırmıştır. Ekonomiyi çökertmiştir. Şu Pandemi sürecinde bile topluma ağır bedeller ödetmektedir. Başarılı olsaydı bunların hiçbiri olmayacaktı. Durum bu kadar nettir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişteki siyaset tarzı, söylemi ve icraatı bellidir. Bence bu saatten sonra mazeretlerin arkasına sığınmasının da bir anlamı yok. Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın üçüncü defa cumhurbaşkanlığı seçimine katılabilmesi, mevcut Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’na göre mümkün değil. Erdoğan’ın ilerde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden aday olabilmesi için, anayasa ve yasalarda değişiklik yapılması şarttır. Bu da yasama organının işidir.
Bu zaruretten dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘anayasa değişikliği’ için, Meclis’teki muhalefet partileriyle uzlaşma zemini arıyor. Bazı aklı kıt siyasetçiler de acele davranarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yeni anayasa’ çıkışını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulanması açısından olumlu bulduklarını açıkladılar.
Siyaset, biraz da aritmetik işidir! Anayasa’da değişiklik yapmak için, Cumhur İttifakının Meclis’te yeterli çoğunluğu yok. Yapılacak anayasa değişikliği için, Cumhur İttifakı’nın Meclis’te grubu bulunan muhalif partilerinin desteğine ihtiyacı var. Yani Reis zor durumda!
O yüzden, Cumhurbaşkanının ‘yeni anayasa’ çağrısı mecburiyetten. Lami cimi yok: AKP ve MHP’nin parlamentodaki milletvekili sayısı anaya değişikliği için yeterli değil. Anayasa değişikliği için Meclis’te en az 360 milletvekilinin oyu gerekiyor. AKP ve MHP’nin şu anda Meclis’teki milletvekili sayısı 337.
Kaldı ki, 360 sayısı da tek başına anayasa değişikliği için yeterli değil. Bu sayı sadece anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesinin yolunu açıyor. Meclis’te anayasa değişikliği için gereken milletvekili sayısı ise 400.
FIRSAT, MUHALİF PARTİLERİN KAPISINI İKİ KEZ ÇALMAZ!
Cumhurbaşkanı ‘yeni anayasa’ çağrısı ile Meclis’teki muhalefet partilerinin kapısını ilk defa çalmıştır. AKP Genel Başkanı kurnaz politikacıdır. Bu ‘yeni anayasa’ çağrısı erken seçime hazırlık tuzağıdır. Mevcut koşullarda yeni anayasada uzlaşma olamaz. Muhalif partiler, yeni anayasa ve erken seçim tartışmalarından uzak durmalıdır. Çünkü çadır mantığı ile yönetilen ülkede hukuk reformu olmaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘yeni anayasa’ ’ çağrısını, yeniden cumhurbaşkanı adayı olabilmek ve bir kez daha seçimi kazanmak uğruna yaptığı gerçeği apaçık ortadadır. Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren son derece önemli bir seçime giderken oluşacak siyasi dengeler açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yeni anayasa’ çağrısı hayati değerdedir. Cumhur İttifakı yöneticilerinin tek hedefi var: O da Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirmektir. Muhalifler seçim stratejilerini şimdiden geliştirmelidirler. Devlet gücünü kullanarak seçime katılacak Erdoğan’ı sandıkta zordur. O yüzden, Erdoğan’ı 3. Defa Cumhurbaşkanlığı adaylığını hukuk yolu ile engellemek daha önemlidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne son vermek için, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçim yarışına girişini engellemek gerekir.
Demokrasi Cephesi birleşenleri, hukukun, adaletin, haklının yanında olmaya cesaretle devam etmelidir. Bu ülkenin Cumhuriyet ve Atatürk’ten yana yurtseverlerinin, er veya geç ülkemizi hep birlikte düze çıkaracaklarına yürekten inanıyorum. Yeni anayasayı , 2023’te yapılacak seçim sonuçlarına göre oluşacak yeni Meclis yapmalıdır. Ve anayasa değişikliği sadece ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’ için yapılmalıdır. .
Benden söylemesi: Bu yolun sonu bellidir. Aceleye gerek yok: 18 yıllık sabrın sonu selamettir. Bu yüzden, muhalif partiler Cumhur İttifakı ile asla uzlaşmamalıdır. Seçimler zamanında yapılmalıdır. Muhalefet, ayağına gelen bu fırsatı iyi değerlendirmelidir.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, ilk defa Meclis’teki muhalif partilerin desteğine muhtaç hale gelmiştir. Fırsatlar çıkmadıkça, kabiliyetler az işe yarar. Muhalefet partileri, Cumhur İttifakı’nın ‘yeni anayasa’ çağrısını da erken seçim önerisini de reddetmelidir. Önümüzdeki seçimde, Erdoğan’ın seçim yarışına girişi hukuk yolu engellenmelidir. Demokrasi sevdalıları, hukukun, adaletin, haklının yanında ve halkla birlikte mücadeleye devam etmelidir!
