İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen “Deprem Sonrası Hatay’da Ekonomi Restorasyonu ve Yapılanma” konulu konferansta konuşan Jeoloji Yüksek Mühendisi-Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, bölgenin depremselliği, zemin durumu, tsunami riski, zemin sıvılaşması, toz maruziyeti, asbest tehlikesi, yerleşim alanları ve su sorunları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“Deprem Bir Kader Değil, Önlem Alınabilir”
Dr. Atabey, depremin doğal bir olay olduğunu ancak etkilerinin önlenebilir olduğunu belirterek, “Deprem bir kader değildir, akıl ve bilimle yönetilirse korkmaya gerek yok. Japonya bunu başardı” dedi.
Depremde yıkımlara neden olan en önemli sorunları sıralayan Atabey, rant hırsı, politik çıkarlar, imar hataları, yoksulluk, liyakatsizlik, kurallara uymama, cezasızlık ve kadercilik anlayışının depremlerde büyük kayıplara yol açtığını vurguladı.
“Türkiye’nin Deprem Ülkesi Olduğunu Unutmamalıyız”
Türkiye’nin dünyanın en büyük ikinci deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu hatırlatan Atabey, “Türkiye’nin şu bölgesinde şu büyüklükte deprem bekleniyor” şeklindeki söylemleri paniğe yol açan ve çözüm üretmeyen yaklaşımlar olarak gördüğünü belirtti.
6 Şubat 2023’teki depremin ardından Hatay ve çevresinde büyük bir stres boşalması yaşandığını, dolayısıyla bölgede yakın zamanda büyük bir deprem beklenmediğini söyleyen Atabey, şu anda en büyük riskin Karataş-Yumurtalık bölgesi ve Suriye’de Ölü Deniz Fayı üzerinde olduğunu ifade etti.
Yetkililerin, bilim insanlarının önerileri doğrultusunda hareket ederek bilim ve aklı rehber alması gerektiğini vurgulayan Atabey, Hatay’ın yeniden yapılanma sürecinde bu faktörlerin göz önünde bulundurulmasının hayati önem taşıdığını belirtti.