Asgari ücretin, açlık sınırının altında belirlenmesi vicdanları zedeliyor
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü DİSK-AR, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstatistikleri üzerinden yaptıkları araştırmanın sonucunu kamuoyuna duyurdu. Duyuruda, asgari ücretin açlık sınırının bile altında belirlenmesinin vicdanları zedelediğine vurgu yapılırken, eşi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretlinin elde ettiği geliri ile gıdaya ancak 10 TL ayırabildiği, buna göre asgari ücretlinin üç öğün için kişi başına ayırabildiği tutarın 2,5 TL olurken, öğün başına bu tutarın sadece 83 kuruş düzeyinde kaldığına dikkat çekildi.
En yoksul yüzde 20’lik kesimin yaşamını sürdürebilmek için gelirinin ancak yüzde 29’unu gıda harcamalarına ayırabilirken, eşi çalışmayan ve 2 çocuklu bir asgari ücretlinin, asgari geçim indirimli aylık bin 45 TL’lik gelirinden gıda için günlük ayırdığı 10 TL ile hem eşinin hem kendinin hem de çocuklarının karnını doyurmak zorunda kaldığının belirtildiği duyuruda şunlara yer verildi: “TÜİK Madde Fiyatları istatistiklerine göre Mayıs 2014 tarihi itibari ile ortalama kira bedeli 639 TL’yi bulurken, asgari ücretlinin kira ve diğer konut harcamaları için ayırabildiği tutar sadece 348 TL’dir. Buna göre asgari ücretli en sağlıksız çevrede, kentsel donatı hizmetlerinin en az olduğu, deprem riski altındaki konutlarda yaşamak zorunda bırakılıyor. Sefalet sadece sofrada değil, sağlıksız konutlarda da asgari ücretliyi buluyor.
Asgari ücretlinin ortalama fiyatlı bir buzdolabını alması için, ev eşyası için ayırabildiği 58,9 TL ile başka hiçbir eşya almaksızın 26 ay çalışması gerekiyor.
Özetle asgari ücretliden, kişi başına bir öğün başına 83 kuruşla karnını doyurması, 1 buzdolabı için 26 ay çalışması, 348 TL’ye barınması ve ısınması, çocuk başına 3,45 TL’lik eğitim harcaması ile çocuklarını yetiştirmesi bekleniyor.
Sonuç olarak asgari ücretin bu düzeyde belirlenmesi, sefalette ısrar anlamına geliyor. İşçilerin talebi asgari ücretin, bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyi kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulmasıdır. ‘Asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemi, aslında asgari ücretliyi daha da yoksullaştırmadık anlamına gelmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde hükümetler ücretlerde erimeye yol açmadık diye övünmezler. Asgari ücretin ekonomik büyüme ve verimlilik artışından pay almaması, üretilen kaynakların belirli ellerde toplanması anlamına gelmektedir. Gelir dağılımını düzeltici bir rol oynaması beklenen asgari ücretin, açlık sınırının bile altında belirlenmesi vicdanları zedelemektedir. Asgari ücretin, temel gereksinimleri karşılayacak bir biçimde ele alınması gerekmektedir.”
Asgari ücret 1800 TL olmalı …
DİSK’in Aralık 2014’te asgari ücret tespit döneminde 1800 TL net talebini kamuoyuna gerekçeleri ile paylaştığının belirtildiği duyuruda ayrıca şu bilgiler paylaşıldı: “Seçim döneminde şu an TBMM’de bulunan ve mecliste çoğunluğu bulunan AKP hariç üç parti asgari ücretin 1400 TL ile 1800 TL arasında rakamlara çıkartılması vaadinde bulunmuştur. Söz konusu partilere vaatlerinin arkasında durma talebini buradan dile getiriyoruz. DİSK söz konusu vaatlerin takipçisi olacaktır.
Aralık 2014 döneminde dile getirdiğimiz, ekonomistlerin, akademisyenlerin ve uzmanların katıldığı bir çalıştay sonrasında somutlaştırdığımız taleplerimizin gerekçelerini hatırlatıyoruz.
Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 2014 yılı itibarıyla aylık 1800 TL’nin üzerindedir. 4 kişilik hane için işçilerin payına düşenin sadece birini talep etme en tabi hakkıdır. Hane başına milli gelirden düşen pay aylık en az 7 bin 200 liradır.
Ekonomik değerleri yaratan, tüm zenginliklerin kaynağı emektir. Ancak emeğe yarattığı zenginliklerden pay verilmemektedir. Asgari ücretteki artış 1977 yılından bu yana ekonomik büyüme oranında gerçekleşseydi bugün yaklaşık 1800 lira olacaktı.
2015 Yılı Bütçesi’nde Cumhurbaşkanlığı bütçesi geçtiğimiz yıla göre 2 kat artırılmıştır. Bu ülkede tüm değerleri üretenler için daha düşük bir artış kabul edilemez. Asgari ücret artış oranı, bu dönem için Cumhurbaşkanlığı Bütçesi’nin artış oranına eşitlenmelidir. Bu rakam yaklaşık net 1800 liradır.
4 kişilik bir hane için açlık sınırı Haziran 2015’te bin 407, yoksulluk sınırı 4 bin 449 liradır. Asgari ücret için belirlenmesi gereken gerçek tutar aslında yoksulluk sınırının üzerindedir. Yoksulluğa mahkum eden ücrete asgari ücret denmez! Asgari ücretlinin İki kişi çalışmasına rağmen çocuklarını yoksulluğa bütünüyle mahkum etmemesi için sosyal yardımlarla birlikte en az 1800 lira şarttır!
Türkiye’de eğitimden sağlığa her şey AKP hükümetleri döneminde paralı hale getirilmiş durumdadır. Bu nedenle asgari ücret için ’sosyal haklar şart’. Asgari ücretle çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır. İşe gidiş gelişlerde ulaşım ücretsiz olmalıdır. Eğitimde hiçbir ad altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır. Çalışanların çocuklarını bırakabilecekleri kamusal parasız kreş şarttır. Tüm bu taleplerimizin yanında en önemli taleplerimizden biri de asgari ücretin belirlenme sürecinde işçi sınıfının söz hakkıdır!
Asgari Ücret Tespit Komisyonu yıllardır bir ortaoyununa dönmüştür. Asgari ücretin belirlenmesi süreci bir toplu pazarlık süreci olarak ele alınmalıdır. Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır.”