– Adana, Mersin ve Osmaniye‘deki yaylalar, bölgede yaz aylarında zaman zaman 40 dereceyi aşan sıcak havadan bunalanların adresi oluyor.
– Çam, ardıç, sedir ağaçları ve meyve bahçelerinin yer aldığı doğa harikası Çukurova yaylaları, her mevsim ayrı güzelliğiyle dikkati çekiyor.
– Yaylalarda konaklamak isteyenlere sezonluk ev kiralama imkanı sunuluyor.
(AA) – Toros Dağları ve uzantısı Amanoslar’daki yaylalar, Doğu Akdeniz‘in zaman zaman 40 dereceyi aşan sıcağı ve bunaltıcı neminden kaçan vatandaşların tercih ettiği gözde tatil mekanları arasında yer alıyor.
Türkiye’nin en sıcak kentlerinden Adana’da, çam, ardıç, sedir ağaçları ve meyve bahçelerinin yer aldığı doğa harikası Çukurova yaylaları, her mevsim ayrı güzelliğiyle dikkati çekiyor. Toros Dağları’nın eteklerinde 1000 metreyi aşan rakımdaki Akçatekir, yazın sıcaktan kurtulmak isteyenlerin tercih ettiği yaylalar arasında yer alıyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde de vatandaşların izole tatil için tercih ettiği Akçatekir Yaylası’nın kışın ortalama 1000 olan nüfusu, yazın kat kat artıyor.
Daha çok Adana ve çevre kentlerden vatandaşların tercih ettiği yaylada, tatilciler sezonluk ev kiralayarak konaklayabiliyor. Pozantı ilçe merkezindeki oteller de müşterilerine düzenlenen organizasyonlarla yayla deneyimi yaşatıyor.
Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçelerinin Çukurova’nın önemli doğa turizm merkezlerinden olduğunu söyledi.Belediye olarak vatandaşlara en iyi hizmeti sunmak için ellerinden gelen gayreti ortaya koyduklarını anlatan Çay, şöyle konuştu:
“Akçatekir Yaylasının nüfusu, TÜİK‘te 1100 olarak görünüyor ama 33 bin konutu ve 1137 sokağı var. Yazın, bazı illerden büyük bir nüfusa sahip. Tabii ki bu kadar büyük yerin çöp sorunlarını halletmek, yol problemlerini çözmek, emek ve çaba ortaya koymak gerektiriyor. Bu da bizlerin işlerini gerçekten zorlaştırıyor ama bütün zorluklara rağmen hizmet ederek, insanlarımızı mutlu etmenin yoluna bakıyoruz.”
Adana’daki sıcak hava nedeniyle Akçatekir Yaylası’na giden vatandaşlardan Ayten Altundağ da yaylada vakitlerinin çok güzel geçtiğini belirterek, “Her hafta çocuklarım geliyor. Çocuklar ve torunlarla uğraşmakla vakit çabuk geçiyor. Kirazımız var, asmamız var. Burada bir şeyler ekiyoruz ve zamanımızı güzel geçiriyoruz.” diye konuştu.
Hüseyin Bozer de bu yıl yaylaya erken gittiklerini ifade ederek, “Bu yıl geldiğimizde havalar soğuktu. Tabii ki Adana sıcak memleket ama burası soğuk. Yaylada zaman geçirmeyi seviyoruz.” dedi.
– Çamlıyayla, doğa tutkunlarının gözde mekanlarından
Toros Dağları’nın eteklerine uzanan Mersin’in Çamlıyayla ilçesi, yemyeşil doğasında kendine hayran bırakan yayla evleri ve sıcak yaz aylarında serinleten havasıyla tatilcilere ev sahipliği yapıyor.
Çamlıyayla, özellikle yaz aylarını doğayla iç içe geçirmek isteyenlerin tercih ettiği gözde mekanların başında geliyor.
Sık ağaçların arasındaki sezonluk kiralanabilen evleriyle görsel şölen sunan ilçe, mesire alanları, tarihi yerleri ve serin havasıyla vatandaşları misafir ediyor.
Kovid-19 salgını nedeniyle izole hayat sürmek isteyenlerin de ilgi gösterdiği ilçe, tüm tedbirlerin alındığı giriş ve çıkış noktalarıyla günübirlik ziyaretçilerini de ağırlıyor.
Çamlıyayla Belediye Başkanı İsmail Tepebağlı, ilçelerinin “klimatik” havasıyla ender yaylalardan biri olarak öne çıktığını belirterek, “Çok tercih edilen bir yaylaya sahibiz. Adana, Gaziantep, Hatay, Ankara ve
İstanbul dahil çoğu ilden vatandaşlar buraya geliyor. Türkiye çapında baktığımız zaman ilçemiz yaylacıların gözdesi.” dedi.
Tepebağlı, Kovid-19 salgına karşı ilçede tüm tedbirlerin alındığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diğer yerlere baktığımız zaman çok fazla konutu olmayan, günübirlik ziyaretlerin yapıldığı yerler. Çamlıyayla’da ise herkesin evi var. Dolayısıyla bu evlerinde rahatlıkla ikamet edebiliyor, yaz dönemini
Çamlıyayla’da geçirebiliyorlar. Günübirlik gelen insanlarımız için de kamp alanlarımız ve otellerimiz var. İlçe merkez nüfusu 2 bin 800 ve 11 bin 500 konut var. Yaz aylarında bu nüfus 80 bini aşıyor.
Koronavirüs salgını nedeniyle insanlar burayı bir barınak olarak gördükleri için marttan itibaren yaylalarımıza gelmeye başladılar. Çamlıyayla şu anda dolmaya yakın. İnsanlar koronavirüs salgını nedeniyle
oluşan sıkıntılı süreci burada geçirmeye çalışıyor. İlçemizde virüs vakasıyla karşılaşmadık. Çamlıyayla insanların hem rahat rahat tatil yapabileceği hem huzur bulabileceği bir yer. Doğası çok güzel, her taraf
yeşil alan, sular akıyor.”
İlçeye Adana’dan gelen Erol Akbaba da yıllardır yaz aylarını ailesiyle Çamlıyayla’da geçirdiklerini, Çukurova’nın kavurucu sıcaklarından uzaklaşmak için bölgenin serin havasını tercih ettiklerini aktararak,
“Adana sıcak olduğu için çocuklarımızın da rahat edebilmesi amacıyla yazın burayı tercih ediyoruz. Ailemizle bütün yaz sezonunu burada geçiriyoruz. Çamlıyayla nezih ve güzel bir yer. Yaklaşık 30 yıldır
geliyoruz. Buranın havası diğer yaylalara göre biraz daha iyi, rakım olarak daha yüksek, alıştık buraya.” ifadesini kullandı.
İşletmeci Dilara Demirci, 30 yıldır dükkanlarının kapılarını sadece yaz aylarında açtıklarını, yaz dönemindeki misafirlerin işletmelere gelir kaynağı oluşturduğunu anlattı.
Şehir dışından olduğu gibi yurt dışından gelen misafirleriminin de olduğuna işaret eden Demirci, “Hem onları ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz hem de bu bölgede kışın çalışamayan vatandaşlara belirli bir istihdam
sağlıyoruz. Ankara, İstanbul, İzmir ve deniz kenarından da kaçıp buraya gelmek isteyenler var çünkü buranın doğası inanılmaz güzel.” dedi.
Merkez Toroslar ilçesinin yüksek kesimlerindeki yaylalar da doğal güzellikleri ve serinleten havasıyla günübirlik ziyaretçilerini ağırlıyor.
Doğa harikası Sunturas Şelalesi ve çevresindeki mesire alanlarında vakit geçiren vatandaşlar, yeşilin binbir tonunun ev sahipliği yaptığı eşsiz güzelliğe tanık oluyor.
– Zorkun Yaylası muhteşem doğasıyla büyülüyor
Osmaniye de Zorkun ve civarında yer alan çok sayıdaki yaylaya ev sahipliği yapıyor.
Yazın sıcak havadan kaçanların ilk tercihleri arasında yer alan Zorkun Yaylası, serinliği, muhteşem doğası ve kendine has ahşap evleriyle ziyaretçilerini cezbediyor.
Yaylada, konaklama imkanı bulamayanlar sezonluk ev kiralayıp doğanın tadını çıkarabiliyor.
Tarihçi ve yazar İsmet İpek, Zorkun’un, bölgedeki 3 büyük yayladan biri olduğunu belirterek, “Zorkun Yaylası, çok eski zamanlardan beri bu bölgenin yayla kültürünün en gösterişli örneklerindendir.” diye konuştu.
Zorkun ve bölgedeki yaylalarının, yarım saat içerisinde 1600 metre rakıma ulaşma imkanı vermesini avantaj olarak değerlendiren İpek, şunları kaydetti:
“Buraya gelene kadar Ürün, Olukbaşı, Mitisin, Tuztaşı, Fenk ve yeni yeni yayla turizmine açılan yaylalar bulunmaktadır. Bu yaylalarımız, bölgede ne kadar zengin yayla kültürüne sahip olduğumuzu göstermektedir.
Zorkun ve çevresindeki yaylalarımız yeteri kadar turizmden nasibini almamıştır. Zorkun’daki yaylacılık geleneksel olarak gelişmiştir. Zorkun Yaylası, bölge yaylalarının merkezi durumundadır. Hakikaten bölge yaylalarındaki vatandaşlar bütün ürünlerini Zorkun’a getirir ve burada pazarlar.”