İnsanlığın bir takvim yılı içinde yarattığı talebin dünyadaki doğal kaynakların yenilenme hızını aştığı güne Dünya Limit Aşım Günü adı veriliyor.
2020’nin Limit Aşım Günü 22 Ağustos’tu. Yani gezegenin 12 ayda ürettiği doğal kaynağı neredeyse dokuz ay içinde tükettik…
Bu gün ilk kez 1970’te 29 Aralık olarak belirtildi. O zamandan bu yana kaynakların tükenme hızı bu tarihi sürekli erkene çekti. Koronavirüs salgını nedeniyle 1970’ten bu yana ilk kez limit aşımı bir önceki yıla göre ileri gitti… Küresel Ayak İzi Ağı yaptığı açıklamayla üç haftalık olumlu farkın nedenini enerji talebindeki düşüşün emisyonları geriletmesine ve ekonomik aktivitelerin karantina uygulamalarıyla azalmış olmasına bağladı. Rapora göre bu yıl insanlığın karbon ayak izi yüzde 14.5, orman ürünleri ayak iziyse yüzde 8.4 azalacak. Herhangi bir toplumun ekolojik ayak izi, o toplumun sahip olduğu biyolojik kapasitenin üzerindeyse bu durum ‘ekolojik açık’ olarak adlandırılıyor.
Çalışmaya göre Türkiye‘nin ekolojik ayak izi biyolojik kapasitesini yüzde 133 oranında geçiyor. İşin özeti şu: Tüm dünya bir Türkiyeli gibi yaşasa bize 1.5 gezegen gerekecek.
‘KAFAYI YEŞİLLENDİRİN’, BU GİDİŞE DUR DEYİN!
Çevresel ve sektörel sürdürülebilirlik uzmanı Ferdi Akarsu’nun ‘Yeşil’ adlı kitabı geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Kitabında, doğayla birlikte sürdürülebilir bir yaşam kurmanın ipuçlarını veren Akarsu ‘kafayı yeşillendirmenin adımları’nı anlattı. Bu adımlarla gezegenimize olumsuz etkilerimizi en aza indirmek mümkün!
1) ‘Bir insan tek başına ne yapabilir ki?’ diye düşünmekten vazgeçin. Bu, harekete geçmenizi, gezegenimize ilişkin sorunun çözümünün parçası olmanızı engelliyor. Bir kişi çok şey yapabilir. Tarih bunun örnekleriyle dolu. Kendinize güvenin ve dönüşüme kendinizde başlayın.
2) Merak edin! Doğanın, evrenin bizlere sunduğu sayısız bilgiyi ve deneyimi ancak meraklı olursak öğrenebiliriz. Kuşları merak edin, ‘Kelebekler neden bu kadar renkli?’ diye düşünün; ‘Bu tişört nereden geldi, yapılırken başka canlılara zarar verildi mi’, ‘Çocuklarımızı nasıl bir gelecek bekliyor?’ diye sorun ve yanıtların peşinden koşun! Yolunuz doğaya çıkacak.
3) Tüketim, miras, mülkiyet… İhtiyaçtan fazla tüketmeyin. Bu, kaynaklar üzerinde adil olmayan hak sahipliği ve kısıtlı ömrümüzde kullanmayacağımız kadar mal demek. Bunlar toplumsal konular gibi görünse de fatura doğaya kesiliyor. Çünkü asıl kaynak doğa. Doğaya sonsuz bir hammadde gözüyle bakmak çevresel sorunların temel nedenlerinden.
4) Gündelik hayatta birçok şeyi bir refleks gibi yapıyoruz. Yararlı olduğunu zannedip aslında hatalı bir davranışta bulunmaktan kaçının. Örneğin iyi niyetle bile olsa petshop’lardan hayvan satın almak aslında o sömürü sektörünü ayakta tutuyor.
5) Yaşam alanlarımızda, kentlerde, dünyada nelerin nasıl yapıldığına ve etkilerinin ne olduğuna dikkat etmemiz gerekiyor. Yatırım adı altında yapılan birçok şeyin doğaya ve gelecekteki hayatlarımıza faturası ağır olabilir. Bu eylemlerin neden-sonuç ilişkisini sorgulayın. Gerekirse desteklemek veya karşı çıkmak sürdürülebilirlik için çok önemli.
6) Enerji, su, atık, tarım ve hayvancılık, çevre, canlı dostlarımız, inşaat, ulaşım ve ticaret konularının çevresel kötü gidişata, sağlığımıza ve iklim krizine çok büyük etkileri olduğunu fark edin. Örneğin, musluk başlıklarına takılacak küçük bir perlatör tonlarca suyun israfını önleyebilir.
7) Çok küçük zannettiğimiz olumsuz davranışlarımızın çok büyük etkileri olduğunu görün. Her yetişkin günde bir pet şişeyi doğaya atsa bu toplamda 5 milyar pet şişe eder.
8) İklim sorunu sadece hükümetlerin, biliminsanlarının değil, her birimizin sorumluluğunda. Sorumluluk alın. Kararlarınızı buna göre verin.