CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki eğitim kurumlarının ve öğretmenlerin genel durumuna ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı.
YILDIRIM KARA: 1 YIL SONUNDA OKUL KONUSUNDA CİDDİ EKSİKLERİMİZ VAR
Özellikle depremin en ağır şekilde etkilendiği ilçelerden birisi olan Antakya’da eğitim konusunda ciddi aksaklıkların yaşandığını dile getiren Nermin Yıldırım Kara, “Bölgedeki aktif sendikalardan edindiğimiz bilgilere göre; Antakya’da 105 civarında okul deprem sonrasında kullanılamaz hale geldi. Bu kullanılamaz okullardan yıkılmış olanların yerine ise yapımı bitmiş okullar göremiyoruz. Maalesef yetkililer; konteyner kentlerde prefabrik olarak inşa edilen okulları ‘okul yaptık’ diye işaret ediyor. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere Hatay’daki eğitim konusunda yapılan müdahaleler yerleşik hayata dair planlamalara göre değil, hep günü kurtarmak amacıyla yapılıyor. Yine sendikaların bize ilettiğine göre; yaklaşık 30-35 tane konteyner kentte bu prefabrik yapılar içerisinde eğitim devam ediyor. Birkaç ay önce Milli Eğitim İl Müdürlüğü’nden elde ettiğimiz okul ilişkilendirme listesine baktığımızda ise 195 okuldan 101 okulun ‘kendi binasında hizmet verecektir’ şeklinde not alındığını görüyoruz. Bu okullardan bazılarının eğitim-öğretim dönemi başlamadan önce onarımlarının devam ettiğini de söylememiz gerekir. Sonuç olarak; kesinlik olmamakla birlikte eldeki verilerin ortalamalarını düşündüğümüzde, neredeyse yarıya yakın okulumuzun hâlâ eksik olduğunu görebiliriz. Mahalleleri gezdiğimizde ise çok ciddi bir şekilde yıkılan okulların yerine yenisinin yapılma talebi olduğunu görebiliyoruz. Bazı mahallelerde ciddi yıkım olmamasına rağmen okul birleştirmeleri sebebiyle büyük sorunlar yaşanıyor. Kendi okulu bulunmayan mahallelerdeki çocuklar mecburen kendi imkanlarıyla eşleştirildiği okula gidiyor. Bu da her aile için ciddi bir maliyet ortaya çıkarıyor. Aylık 2 bin ile 3 bin 500 TL civarında bir maliyetten bahsediyoruz. Konteyner kentlerde ise bilindiği üzere taşıma sistemi var. Buradaki beklentimiz tüm mahallelerdeki çocukların devlet imkanlarıyla okullarına taşınması ve bir an önce yıkılan okulların yerine yenilerinin yapılmasıdır.” dedi.
KONTEYNERLERİN VE OKULLARIN AYNI ANDA YÖNETİMİ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Konteyner kentlerde okul müdürlerinin ve müdür yardımcılarının görevler üstlenmesinin eğitim alanında başka sorunlar yarattığına dikkat çeken Kara, “Depremden sonra kurulan konteyner kentlerde, koordinatörlük adı altında idarecilerin, okul müdürlerinin ve en sonunda müdür yardımcılarının görevlendirildiğini daha önce dile getirmiştik. Buralarda artık afet yönetiminin gerektirdiği nitelikleri, eğitimi haiz uzmanların görevler alması gerekiyor. Konteyner kentlerin hırsızlık, yangın gibi çeşitli sorunları var; bunların çözülmesi için, zaten kendi görev alanları bulunan okul idarecilerinin omuzlarına sorumluluk yüklenemez. Söz konusu idarecilerimiz, çalıştıkları süre kapsamında, 6 ay ve ayda 90 saat üzerinden hesaplanmış tediyelerini bile alamadıkları gibi, okullarındaki görevlerini yerine getirmekte de zorlanmaktadırlar. Edindiğimiz bilgilere göre; okul müdürleri ve okul müdür yardımcıları gerek 2 gerek 6 saat ders işlemektedirler. İdarecilerimiz bu çalışma düzeninin verimsiz ve yararsız olduğu konusunda taleplerini dile getirmektedirler. Ders programlarının bu şekilde hazırlanmış olması, farklı idari görevleri de bulunan idareciler üzerinde bir baskı oluşturmakta; bu da sınıfların boş kalmasına, öğrencilerin zaten güç şartlar altında aldıkları eğitimin nitelik kaybına uğramasına yol açmaktadır. Okul idarecilerimizin beklentilerine ve öğrencilerimizin ihtiyaçlarına uygun biçimde gerekli düzenlemelerin yapılması dışında, akla yatkın bir seçenek görünmüyor. Gecikmiş tediyeler ödenmeli, idarecilerin üzerindeki iş yükü azaltılmalı ve bir travma sonrasında, okul yaşamının koşullarına intibak etmeye çalışan öğrencilerimizin ders saatlerinin boş geçmesinin önü alınmalıdır” diye konuştu