Bir insanın övünülesi özellikleri,soy sop ile değil,güzel ahlak ve edep ve kemal iledir.herhangi bir inancın yada milletin içinde doğmak hiç kimsenin kendi tercihi değildir.dolayısı ile bunu sorgulamak,kendinden olmayanı aşağılamak şirk’in dik alasıdır.çünkü bu allaha peygamberlerine ve kitaplarına muhalefettir.( Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah’tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.maide 8)
Tabi tecavüze uğrayıp içindeki cinden kurtulacağına inanan bir güruha, izmirdeki depremin içki veya zina dan kaynaklanmadığını anlatamazsınız. 5000 Yıl öncesinden beri depremlerin fay hattından olduğunu kavrayan Sümerler varken bu güruha bunuda kavratamazsınız. Mesela Allah’ın evi Kâbe’nin yaşadığı bazı felaketlerin sebebinin çevresi dağlık olan bir bölgede, düşük seviyedeki bir yere inşa edilmiş olmasından dolayı, tarihte çok kez yukarıdaki tepelerden akıp gelen sel nedeniyle yıkılmış bazen ise su altında kaldığını da anlatamazsınız, onlara göre kabe de mutlaka içki içilmiş yada zina yapılmış olmalı ki onun için bu felaketlere maruz kalmıştır. Halife Abdullah Bin Zübeyr, Haccac komutasındaki Emevi ordusu Mekke’ yi kuşatınca son çare olarak Kabe’ nin içine giriyor. Ancak Kabe mancınıklarla taşa tutuluyor, hem Kabe yıkılıyor hem de içindeki halife ölüyor. İzmirdeki depreme sevinen hayasız güruh olsa olsa o katil ordunun artıkları olmalıdır ki yıkıma ve ölüme bu kadar seviniyor.
Daha çok kar hırsı ile yaptıkları inşaatları insanlara ecel edenlere ses etmeyen bu hayasız güruh, ölenlerin ardından konuşuyor, daha da vahimi, bir jeoloji profesörü ile bu embesillerin oyu eşit bu ülkede. Küçücük çocuklara vakıflarda merdiven altı kuran kurslarında tecavüz edilirken deprem beklemeyen hayasızlar, sözkonusu kendilerine benzetemedikleri izmir olunca enkaz altındaki insanların acılarından kendilerine memnuniyet ve sapkın bir haz devşiriyor. Kimseyi herhangi bir aidiyeti veya inancından dolayı ayırmadan kurtarmaya çalışan bir KÖPEK bile olamadığını bilmeden.
İçinizdeki kin ve nefret ne kadar çok olursa olsun, deprem ve acı nerede olursa olsun insan olmaya can olmaya devam edeceğiz. Unutmayın ey hayasızlar, deprem olduğunda enkazın altında ateist, içki içen, zina eden, senin gibi hayasız olan, namuslu olan ve alnı secdeden kalkmayan amca ve teyzelerin de olduğu gerçeği var. Herşeyde bir fikriniz var ama insanlık konusunda insan olabilme konusunda en ufak bir fikriniz olmadığı çok açık. Şöyle bir düşünün (beceremezseniz de deneyin) bu hayasızlığınızı hangi aptest, hangi namaz, hangi ibadet temizler?
Muhafazakar yerlerde deprem olduğunda, ev kiraları ve otel fiatları uçtu, taksi ücretleri bile üç katına çıktı. Gavur dediğiniz izmirde depremden 1 saat sonra kan vermeye gelenlere yeter artık ihtiyaç kalmadı gelmeyin dendi. Gavur izmir halkı hiçbir şeye zam yapmadı, herşey aynı kaldığı gibi birçok otel kapılarını ücretsiz olarak felaketzedelere açtı, insanlar boş yerlerini ve yazlıklarını hiçbir kuruş talep etmeden açtı, demekki ahlak edep ve insanlık dindar görünmekte değilmiş, insanın olmazsa olmazı olan bu hasletlere sahip olmakmış. Gavur İzmirliler size bunu da öğretti.
Tabi asla anlayamayacaksınız…….