Perşembe, Kasım 21, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe Yazıları    Gümrükçünün hakları ayaklar altında!

    Gümrükçünün hakları ayaklar altında!

Mehmet Çardak

Araştırmacı / Yazar

m-cardak@windowslive.com

 

            Gümrükçünün hakları ayaklar altında!

 

Sevgili okurlarım!

Bir gümrük araştırmacısı ve yazarı olarak tam 40 yıldır Gümrük İdaresinin eylem ve işlemlerini uzaktan da olsa takip ediyorum. Gümrükler 2000 öncesinde olduğu gibi 2000’li yıllarda da hep çeteler tarafından yönetiliyor.

Gümrükleri yönetenler işlerine gelmediği zaman anayasa ve yasa tanımıyorlar.  Gümrük Beyleri, hangi görevde olursa olsun, kendilerinden olmayanların gümrüklerde görev yapmasına izin vermiyor. Gümrük çarkının işleyişine taş koyanlar ya da ekonomik ve siyasi gücü olmayanlar;  gerçeğe aykırı fezlekeler, soruşturma raporları veya çeşitli kumpaslarla gümrüklerden tasfiye ediliyor.  Tasfiye edilemeyenler ise, çeşitli suç isnadı, iftira veya disiplin uygulamaları ile yıldırılıyor, sindiriliyor ya da görevinden uzaklaştırılıyor.

Keza aynı yöntemler gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcıları için de geçerlidir. Gümrük iş takibi sektöründe de ekonomik ve siyasi gücü olmayanların hakları ayaklar altındadır. Gümrük havuzuna katkısı olmayanlar, kırmızı hat ve disiplin uygulamaları ile terbiye edilmeye çalışılıyor. Gümrük çarkının işleyişine taş koyanlar meslekten ihraç ediliyor.

Kısacası, Gümrük’te kamu görevlilerinin ya da gümrük müşaviri ile gümrük müşavir yardımcılarının ‘Masumiyet Karinesi’ ihlal edilmektedir. Hatta bazı Gümrük Müşavirlerinin disiplin cezası kararları kesinleşmeden uygulanmaktadır. Bazı meslek mensupları bilerek ve istenerek ilerde telafisi imkânsız maddi ve manevi zararlara uğratılmakta, kasten mağdur edilmekte ve işyerinin kapatılmasına sebebiyet verilmektedir.

Ancak, geçen hafta bir kamu görevlisinin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nce verilen hak ihlaline ilişkin bir karar, tüm gümrük görevlileri ile gümrük müşavirleri ve yardımcılarının yüreğine su serpmiştir. Disiplin cezasına karşı açılan iptal davasında ceza yargılaması sonucu verilen beraat kararının dikkate alınmaması nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiğine dair Anayasa Mahkemesi kararı, tüm gümrük emekçilerinin umudunu yeşertmiştir.

Çünkü bazı gümrük memurları ile gümrük müşavir ve yardımcıları suçu olmadığı halde, keyfi olarak disiplin cezası ile cezalandırılabilmektedir. Oysa bu durum suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırıdır. Gümrük idaresince yıllardır suç ve cezaların kanuniliği ilkesi bilerek ihlal edilmektedir. Ne acıdır ki gümrükler, Gümrük Beylerinin keyfine göre yönetilmektedir.

Oysaki T. C. Anayasa’sına göre, ‘suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.’ Bir suçla itham edilen her kamu görevlisi ya da gümrük müşaviri veya gümrük müşavir yardımcısı suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır. Masumiyet karinesi, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Bu güvence adi yargılama hakkının bir unsuru olmakla beraber suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı gerçeğidir.

Anayasa Mahkemesi Kararı’na göre, adil yargılama hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesinin sağladığı güvencenin iki boyutu bulunmaktadır. Güvencenin ilk boyutu, kişi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya kadar geçen, bir başka ifadeyle kişinin ceza gerektiren bir suçla itham edildiği sürece ilişkin olup, suçlu olduğuna dair hüküm tesis edilene kadar kişinin suçluluğu ve eylemleri hakkında erken açıklamalarda bulunulmasını yasaklar.

Güvencenin bu boyutunun kapsamı sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyle sınırlı değildir. Güvence aynı zamanda diğer tüm idari ve adli makamların da işlem ve kararlarında, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçlu olduğu yönünde ima ya da açıklamalarda bulunulmamasını gerekli kılar. Dolayısıyla sadece suç isnadına konu ceza yargılaması kapsamında değil, ceza yargılaması ile eş zamanlı olarak yürütülen diğer hukuki süreç ve yargılamalarda da masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilir.

Güvencenin ikinci boyutu ise, ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet dışında bir hüküm kurulduğunda devreye girer ve daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren suçla ilgili olarak kişinin masumiyetinden şüphe duyulmasını, kamu makamlarının toplum nezdinde kişinin suçlu olduğu izlenimini uyandıracak işlem ve uygulamalardan kaçınmasını gerektirir.

Sonuç olarak; masumiyet karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devleti ilkesinin de bir gereğini oluşturmaktadır. Anılan karine, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına almaktadır. Ayrıca hiç kimse suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemez; suçlu muamelesine tabi tutulamaz.

Yasama ve yürütme organları ile idare, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararına uymak zorundadır. Yeter artık! Gümrük Beyleri, bundan böyle kendilerinden olmayan gümrük emekçileri ile uğraşmaktan, dürüst ve çalışkan insanları yıpratmaktan ve itibarsızlaştırmaktan vazgeçmelidir. Ülkemizde ve özellikle de gümrüklerde biran önce evrensel hukuk kurallarının işletildiği hukuk düzenine geçilmelidir. Anayasa ve yasalara sadık ve liyakatli kamu görevlilerinin ve gümrük iş takipçilerinin masumiyet karinesinin ihlaline son verilmelidir. Gümrükler normalleşmelidir!

 

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER