“
CHP Hatay Milletvekili Mehmet, Güzelmansur, Hatay’ın sorunları üzerine TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada iktidarın, Suriye krizinin Hatay ekonomisinde tahribat yapmıyormuş gibi davranmasının, 500 bin Suriyeli Hatay’da yaşamıyormuş gibi icraatlarını şekillendirmeye devam etmesinin adalet ve güven duygusunu zedelediğini söyledi.
Suriye krizinin başlamasının ardından sınır kapılarının kapanması ve nüfusunun 3’te 1’i kadar Suriyeli’ye ev sahipliği yapmaya başlamasıyla birlikte, verdiği rakamlarla Hatay’ın düşen ticaret hacminden, ihracat ve turizm gelirlerinden, eriyen tır filosundan, bavul ticaretinin bitmesinden bahseden Güzelmansur şunları söyledi: “500 bin Suriyelinin ilimizde yaşamaya başlamasından bu yana Türkiye’de enflasyonun en yüksek artış kaydettiği il Hatay’dır. İşsizlik oranı en yüksek illerden biri yine Hatay’dır. Şu an, Hatay, Türkiye’nin en mutsuz 4’üncü ilidir. Bunu TÜİK söylüyor, ben söylemiyorum.”
İSTATİSTİKLER, İCRAATLAR 500 BİN SURİYELİ YOK SAYILARAK ŞEKİLLENDİRİLİYOR
Hatay halkının engin hoşgörüsü ve misafirperverliğiyle ekmeğini, suyunu, sokağını, hastanelerini, okullarını Suriyeli misafirlerle paylaştığının altını çizen Güzelmansur “İktidarın da, resmi istatistiklerin de yok saydığı 500 bin Suriyelinin hesaplara dâhil edildiğinde: Hatay’da nüfus yoğunluğu yani kilometrekareye düşen kişi sayısı 270 değil 356’dır. 10 bin kişiye düşen hastane yatak sayısı 25 değil 20’dir. Yıllık kişi başına düşen gelirimiz de ortalama 1.515 dolara kadar gerilemiştir. Suriyeli çocukların okullarda eğitim görmeye başlamasıyla derslik başına düşen öğrenci sayısı 1,5 kat artmıştır” dedi.
Güzelmansur konuşmasına şöyle devam etti:
“Şimdi, rakamlar böyleyken, iktidarın, Suriye krizi başlamadan ve 500 bin Suriyeli ilimize gelmeden önceki rakamları esas alarak Hatay’ı 5’inci teşvik bölgesi yerine 4’üncü teşvik bölgesine alması hak mı, reva mı?
Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Doçent Doktor Lütfü Savaş’ın, Hatay’ın 5’inci teşvik bölgesine alınması için başlattığı ve 517 bin kişinin destek verdiği imzaların yok sayılması aymazlık mı, duymazlık mı?
İstanbul’un çılgın projesine finansman ararken beş altı yıldır konuşulan, seçim malzemesi olarak kullanılan Hatay’ın çılgın projesi Hassa Tüneli’ni ötelemesi uygun mu, adil mi?
Vergi gelirleri bakımından 9’uncu sırada olan Hatay’ın, devletin yaptığı yatırımlar bakımından 56’ncı sırada olmasını neyle izah edeceksiniz, adaletsizlikle mi, üvey evlat muamelesiyle mi?
Defne, Arsuz, Erzin, Payas, Belen’e devlet hastanesi yapılmaması ayrımcılık mı aldırmazlık mı?
Geçici olarak kapatıldığı söylenen Yayladağı Sınır Kapısı’nın beş yıldır açılmaması nasıl açıklanır; Hatay’ı unutmakla mı cezalandırmakla mı?
Reyhanlı Barajı’nın hâlâ bitirilmemesi, hâl böyleyken cazibeyle sulama yapılan ovalar ile artezyenle ve dolayısıyla daha pahalıya sulama yapan Amik Ovası çiftçisine aynı teşvikin verilmesi neyle bağdaşıyor; öngörüsüzlükle mi önemsememekle mi?”
Hatay halkı bunları hak etmiyor diyen CHP’li Güzelmansur konuşmasını şu sözlerle noktaladı:“Hatay halkı adalet istiyor, Hatay halkı hakkını istiyor, iktidarın hatalarının telafisini bekliyor. Çünkü üretmek istiyor, kalkınmaya daha fazla katkı sağlamak istiyor. Lütfen artık görün, duyun, önemseyin ve bir an önce icra edin.