Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, Deprem’un vurduğu Hatay’da Kirliliğin sarstığını, bunun için Hatay için acil çözüm çağrısında bulundu.
5 Haziran Dünya Çevre günü etkinlikleri çerçevesinde bugün Defne El Arabi türbesi bahçesinde Yönetim Kurulu adına Basın açıklaması yapan Başkan Nilgün Karasu şu ifadelere yer verdi:
“6 Şubat 2023 tarihinde yedisi büyükşehir olmak üzere toplam 10 ilde meydana gelen depremlerin ardından gelişen afet yönetememe krizi, bölgemizde çevre ve insan sağlığı açısından yeni bir afete daha dönüştü.
Bölgelere düşen aşırı yağışlar nedeniyle gerçekleşen seller, oluşan enkazın ve ek yıkımların planlı gerçekleştirilmemesi nedeniyle gelişen atık kaldırma ve depolama sorunları, doğal afetlere dayanıklı olarak tasarlanmış olması gereken alt yapı sistemlerinin acil durum müdahale planlarının bulunmaması ve akabinde gelişen alt yapı problemleri, hava kirliliğinin oluşması ve düzenli olarak bu kirliliğe maruz kalınması bölgemizde yaşanan başlıca sorunlar olarak ön plana çıkmaktadır.
Plansız yapılaşma, afet yönetim planlarının uygulanmaması, bilimsel verilerin göz ardı edilmesi şehrimizi büyük bir yıkıma maruz bıraktı. Şu an gelinen noktada ise sorunlar azalacağı yerde artmakta ve şehrimiz kırılganlığı tüm canlı yaşamı için devam ediyor.
ATIK SORUNU ÇIĞI GİBİ BÜYÜYOR
Bölgede deprem kaynaklı afetin enkaz kaldırma çalışmalarının uygun yönetilememesi, ekoloji ve halk sağlığı problemlerine neden oluyor. Atıklar, konutların, çadırların ve kamu kurumlarının yakınına dökülüyor. Dere yatakları, orman arazileri, zeytinlikler, seralar, tarım arazileri ve su varlıklarına çok yakın bölgeler döküm sahası olarak tercih ediliyor. İnşaat ve yıkıntı atıklarının taşınması, geçici depolama sahalarında ayrıştırılması ve atıkların bertarafı süreçlerinde yapılan çalışmalarda ilgili mevzuata ve standartlara uyulmamaktadır.
Bu durum; biyoçeşitlilik, yeraltı su rezervleri, yerüstü su varlıkları ve nitelikli tarım toprakları için ciddi tehlike yaratmaktadır. Atık yönetiminin rastgele yapılması bölgeyi uzun süre kirletici baskıların altında bırakacak, plansızlığın canlı yaşamı için yaratacağı sorunların büyümesi kaçınılmaz olacaktır. Atık yönetimi yapılırken ekolojik alanların hassasiyeti ve bölgeye özgü coğrafi ve meteorolojik koşullar dikkate alınmalı, ilgili tüm çevresel standartlara uyulmalıdır.
KİRLİ HAVA VE ASBEST SOLUMAK İSTEMİYORUZ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Raporu’na göre; hava kirliliği Hatay’da öncelikli çevre sorunları arasında yer almaktadır.
İlimizde depremden bu yana sınırlı istasyonda PM 2.5 ölçümü yapılıyor. Hatay İskenderun merkezde bulunan istasyonda ölçülen değerlere göre bazı günlerde kirlilik (PM2.5 ve PM10) değerinin Dünya Sağlık Örgütü’nün izin verdiği referans değerin 10-20 katına kadar çıktığı görülüyor.
Hava kirliliği; solunum, kalp-damar sistemi ve sinir sistemi başta olmak üzere insan vücudundaki tüm sistemleri etkiliyor. Dünyada en çok ölüme yol açan kanserler, iskemik kalp hastalıkları ve inmeye neden oluyor. İskenderun Körfezi’ne yayılan kömürlü termik santraller bölge üstünde ayrıca bir baskı oluşturuyor.
Bunun yanı sıra, yerleşim yerlerimize dökülen molozlardan yayılan asbest soluduğumuz havaya karışıyor. Kanserojen bir madde olarak bilinen asbestin yönetimi için yeterli önlem alınmıyor. Bölgemiz için derhal hava kirliliği önlem planları yapılmalı, şehrimiz temiz havaya kavuşturulmalıdır.
KURAKLIK KAPIDA, SU TÜKENİYOR, GIDA GÜVENCEMİZ TEHDİT ALTINDA
İklim krizi, mikro ölçekte bölgemizi de derinden etkiliyor. Sıcaklığın artması, barajlardaki su seviyesinde düşüşe ve kuraklığa bağlı olarak tarımsal üretimde aksamalar yaşanmasına neden olurken aynı zamanda temiz içme suyu varlıklarımız yoğun kirletici baskısı altında bulunuyor.
Sulama suyunun azalması, tarımsal ürün deseninin değişmek zorunda kalması, kuru ve sulu tarım bölgelerinin bu değişimden etkilenmesi, yeraltı suları üzerindeki kullanım baskısının artması ve kirlenme riskinin oluşması gelecekteki büyük sorunlar olarak karşımızda durmaktadır.
TALEPLERİMİZ:
Bölgedeki enkazların kaldırılması ve depolanması işlemleri sırasında toza ve asbeste karşı ivedilikle önlem alınsın.
Bölgede oluşan katı atıklar, evsel, tıbbi ve tehlikeli atıklar şeklinde ayrıştırılarak uygun yerlede depolansın. Bölgedeki katı atık yönetimi çevresel standartlara uygun şekilde yapılsın.
Atık depolama alanlarında yağışlar ile oluşabilecek atık sızıntı sularının toprak veya yeraltı suyuna karışmasını önleyecek sızdırmazlık tedbirleri alınsın.
Bölgede yaşayan insanlar ve ekolojik yaşam alanlarının korunması için; dere yataklarına, orman arazilerine, tarım arazilerine ve su varlıklarına yakın bölgelerin döküm sahası olarak kullanılmasından vazgeçilsin.
Bölgedeki alt yapı çalışmaları hızlandırılsın.
Halk sağlığı ve ekolojik yaşam alanları korunsun.
ŞEHRİMİZ YENİDEN İNŞA EDİLİRKEN:
Şehrimiz yeniden inşa edilirken söz, yetki ve karar hakkı istiyoruz.
Güvenilir, sağlıklı bir altyapıya sahip, yaşanılır bir şehir kurulmasını istiyoruz.
Şehrimizin yeni afetlere gebe olmaması için, afetlere duyarlı ve İklim dostu bir şehir olarak tasarlanmasını istiyoruz.
İskenderun Körfezi’ne yayılan kömürlü termik santrallerin kademeli olarak kapatılmasını ve kömür yatırımlarından adil bir çıkış için gerekli adımların atılmasını istiyoruz.
Şehir planlamasının, bölgenin tüm coğrafi ve meterolojik koşulları göz önünde bulundurularak doğa dostu şekilde tasarlanmasını istiyoruz.
Buradayız, gitmiyoruz. “