Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu‘nda, Hatay Talasemi ve Orak Hücre Anemi Hastalıkları Derneği (HATODER) Başkanı ve Talasemi Federasyonu Genel Başkanı Burhan Kerimoğlu tarafından “Talasemi ve Orak Hücre Anemi Hastalıkları” Semineri verildi.
Seminere, Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Mehmet Akgüç, Kurum 2.nci Müdürü Recep Deveci, Sosyal Çalışmacı Orhan Çağlar, Psikolog Selin Gezmen ve diğer bazı yetkililerin yanı sıra ceza infaz kurumunda hükümlü ve tutuklular katıldı.
Talasemi ve Orak Hücre Anemi Hastaları Hayatlarını Anlattı
Talasemi ve orak hücre anemi hastalarının kendi hayatlarını anlattığı tanıtım filmi ilk olarak katılımcılara izletildi. Hatay Talasemi ve Orak Hücre Anemi Hastalıkları Derneği (HATODER) Başkanı ve Talasemi Federasyonu Genel Başkanı Burhan Kerimoğlu, Talasemi Major hasta tipinin doğumdan itibaren daha 3-4 aylık iken başlayan ve sürekli kan nakli gerektiren çok ciddi kalıtsal bir kan hastalığı olduğunu, belirti olarak da çocuklarda halsizlik, solgunluk, iştahsızlık, huzursuzluk, sık sık ateşlenme, tipik bir yüz görünümünün ortaya çıkması ve bunlarla birlikte bu hastalar da alyuvarların normal insanlara göre çok daha hızlı yıkılması, karaciğer ve dalak büyümesi sonucunda da karın şişliklerinin yaşanmasıyla birlikte hastaların iskelet sisteminde şekil bozukluklarının meydana geldiğini ve bu hastaların hayatta kalmaları için 3 hafta da bir düzenli kan transfüzyonu almak zorunda olduklarını ve yaşamlarını sürdürmek için aldıkları kan takviyesinin de hastalar için ayrıca ek bir tedavi gerektirdiğini çünkü alınan bir torba kanda ki fazla demirin vücuttan atılması içinde ayrıca demir bağlayıcı ilaçlar ve göbek civarına takılan desferal pompası olarak nitelendirilen küçük iğneler yardımıyla fazla demirin vücuttan süzülerek dışarıya atılmasın da bu gibi tedavilerin zahmetli olduğuna dikkat çekti.
Talasemi Hastasının Yıllık Kişi Başı Geliri 120 Bin Lira
Burhan Kerimoğlu, hastaların yaşam sürelerini ve yaşam kalitelerini arttırdığını ve ayrıca bir hastanın yıllık kişi başı maliyetinin 120 bin TL civarın da devlete maliyeti olduğunun da altını çizerek, bu hastalıkların önlenmesi için ise; toplumun hastalık hakkında bilgilendirilmesi, taşıyıcı taramaları, genetik danışmanlık ve doğumöncesi tanı testi olan (prenatal) tanının da hastalığın önüne geçmede önemli olduğunu ifade etti.
Başkan Kerimoğlu, 3-4 aylıktan sonra çocuklarda küçük eklemlerde hareket kısıtlılığına bağlı olarak, ağrı, kızarıklık, şişme, sık tekrarlayan infeksiyonlar, sarılık, ateş, zamanla dalak büyümesi, uyku düzensizlikleri ve iştahsızlık gibi belirtiler ile kendini göstermekte ve tedavilerin de ağrı kesici ilaçlar, antibiyotikler, sıvı tedavisi vb. gibi tedavi şekilleri uygulanmakla birlikte, soğuklardan ve sportif faaliyetlerden uzak kalmaları da tedavilerine destek olan diğer etkenler arasında geldiğini kaydetti.