Hatay Tabip Odası, vatandaşların aşılanması konusunda çağrıda bulunarak, “Dördüncü dalga kapıda, aşı olmak tercih değil sorumluluktur” açıklamasında bulundu.
Aşılama konusunda basın açıklaması yapan Hatay Tabip Odası Yönetim Kurulu, “ Son günlerdeki vaka artışına rağmen aşılamaya hız verilmesi gerekirken aşılama sayısında düşüş görülmüştü” vurgusunu yaparak şu çağrıyı yaptı:
“Yanlış politikalarla bezdirilen toplum, son kontrolsüz açılma kararı alınan 17 Mayıs tarihinden itibaren kendi kaderine bırakılmıştır. Önlemlerin gevşetilmesi ile toplumda salgın bitti algısı yaratılmış, tüm önlemler kaldırılmıştır. Vaka sayıları 1000’li rakamlara düşmeden yanlış bilgilendirilmeler ile halk yanıltılmıştır. Uluslararası girişlerde Delta varyantının yüksek olduğu ülkelere karantina uygulaması getirilmesi önerisine kulak tıkanmış, ciddi bulaş kaynağı olan düğün vb. etkinlikleri serbest bırakılmıştır.
Yetkilileri uyarmıştık.
“Delta Varyantına Yönelik Gerekli Bilimsel Önlemler Hızla Alınmalıdır” açıklamamızda yeni kararların pandemi ile mücadelede bilimsel verilere dayalı olmadığı ve salgındaki veriler ve yapılan aşı oranlarıyla; başta Delta varyantı olmak üzere daha bulaşıcı yeni varyantlar da göz önünde bulundurularak salgın bitti algısı yaratılmasının çok ağır sonuçları olabileceği konusunda yetkilileri uyarmıştık.
Son günlerdeki vaka artışına rağmen aşılamaya hız verilmesi gerekirken aşılama sayısında düşüş görülmüştür. Aşılamanın düşük olduğu ayrıca turizmin yoğun olduğu illerde vaka sayıları Delta varyantının etkisi ile hızla artmıştır. 28 Temmuz 2021 tarihi itibariyle 7 ay içinde Türkiye’de iki doz aşılı nüfus oranı %30 civarındadır. Delta varyantı ile birlikte artık toplumsal bağışıklığı sağlamak için toplumun %85’inin aşılanması gerekirken var olan aşılanma oranı ve hızı yeni bir alevlenmeyi kaçınılmaz kılmıştır.
“COVID Veri Şeffaflık Endeksi”ne göre Türkiye’nin 100 ülke arasında 97. sırada
Aşı konusundaki tereddütleri gidermek bir yana şeffaflıktan kaçınarak belirsizliği derinleştiren, etkin ve bütüncül sağlık politikaları izlemediği için bölgesel eşitsizliklerin önüne geçmeyen, toplumda aşıya güveni ve katılımı sağlamayarak yoğun ve yaygın aşılama gerçekleştirmeyen, yerel dinamiklerle işbirliğine gitmeyen, toplumun tüm kesimlerini temsil eden demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının, sendikaların, sürece katılımını engelleyen, günlük uygulanan test sayılarını yükseltmeyen, sınır geçişlerinde koruyucu önlemleri yeterli düzeyde almayan, topluma ekonomik ve sosyal destek sunmayan kısacası geçmişte de şimdi de pandemiyi değil, bilerek algıyı yöneten ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen iktidar ve Sağlık Bakanlığı, ülkenin yeni bir alevlenmeyle karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Britanya merkezli veri şirketi Total Analysis’ın hazırladığı “COVID Veri Şeffaflık Endeksi”ne göre Türkiye’nin 100 ülke arasında 97. sırada yer alması boşuna değildir. Belirsizlikten beslenerek yönetme tavrının tezahürüdür.
Sağlık Bakanlığı bu tutumundan vazgeçmeli, yurttaşlarını korumak, yeni salgın dalgasını mümkün olan en az hasarla atlatabilmek için TTB’nin ve uzmanlık derneklerinin her ortamda defalarca ortaya koyduğu önlem ve yaklaşımlara kulak vermeli, ayrıca bakanlık olarak aşı reddini ve tereddüdünü bireysel bir özgürlük değil ölümcül sonuçları olan ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak ele almalıdır.
Önerilerimiz:
1. Aşılama sağlık, eğitim ve bakım evi çalışanları başta olmak üzere ülkede tüm kamu kurum kuruluşlarında ve özel kurumlarda çalışanlar için hızla yaygınlaştırılmalı ve Delta varyantı da değerlendirilerek 2. doz mRNA aşısı düşünülmelidir.
2. Şehir içi ve şehirlerarası toplu ulaşımda, fabrikalar, atölyeler, sinema, tiyatro, stadyum, lokanta, eğlence parkları, konaklama tesisleri, bar ve spor salonları, AVM ve ibadethaneler gibi kapalı ve kalabalık ortamlarda aşısızların hastalanma ve hastalığı çevrelerine yayma riski göz önüne alınarak hem kendilerinin hem de yakınlarının hastalanmasından sorumlu olacakları hatırlatılmalı, yayılımın önüne geçmek için gerekli önlemler alınmalıdır.
3. Yurtdışından gelenler için iki doz aşılı olma zorunluğu getirilmeli, aşısızlara 14 gün karantina zorunlu olmalıdır.”