İzmir‘de gerçekleştirilen Ege, Marmara ve Akdeniz Genişletilmiş Bölge Baro Başkanları Toplantısı‘na Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez de katıldı. Toplantıda flaş kararlar alındı.
Hatay Barosu Başkanlığı tarafından kamuoyuna yapılan Ege, Marmara ve Akdeniz Genişletilmiş Bölge Baro Başkanları Toplantısı açıklaması şöyle oldu:
“Hatay Barosu Başkanlığı,
İzmir’de yapılan Genişletilmiş Ege-Marmara-Akdeniz Bölge Baro Başkanları Toplantısına Başkanımız Av. Ekrem Dönmez, Yönetim Kurulu Üyemiz Av. Hüseyin Derin Ve Avukat Hakları Merkezi Başkanımız Av Bedia Öztürk katıldı.
Toplantıya 28 Baro Başkanı Katıldı
Ege, Marmara ve Akdeniz Genişletilmiş Bölge Baro Başkanları Toplantısı, 21-22-23 Şubat 2020 tarihlerinde İzmir Barosunun ev sahipliğinde 28 baro başkanının katılımıyla gerçekleşti.
Baro Başkanımız Av. Ekrem Dönmez ile birlikte Adana, Afyonkarahisar , Ankara , Antalya , Aydın , Balıkesir , Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, İzmir, Edirne, Gaziantep, Isparta, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mersin, Muğla, Sakarya, Şanlıurfa, Tekirdağ, Van ve Yalova Baro Başkanlarının İzmir’de bir araya geldiği Ege, Marmara ve Akdeniz Genişletilmiş Bölge Baro Başkanları Toplantısının gündem maddeleri kapsamında;aşağıdaki sonuç bildirgesi Hazırlandı ve kamuoyu ile paylaşıldı.
Ege, Akdeniz, Marmara Genişletilmiş Baro Başkanları Toplantısı Sonuç Bildirgesi
Ege, Akdeniz, Marmara Genişletilmiş Baro Başkanları Toplantısı 22 Şubat 2020 tarihinde İzmir’de gerçekleştirilmiş ve katılım sağlayan Barolar aşağıdaki hususlarda tam mutabakata varmışlardır:
1- Son dönemde, kamuoyunun dikkatle takip ettiği toplumsal önemi haiz davalarda yaşanan hukuksuzluklar ve yürütmenin yargıya doğrudan müdahalesi anlamına gelecek uygulamalar kabul edilemez boyutlara ulaşmıştır. HSK, mevcut yapısıyla tamamen siyasileşmiş ve yürütmenin talimat niteliğindeki açıklamalarını görev addederek bağımsız yargıçlar üzerinde bir baskı mercii halini almıştır. Barolarımız bu duruma karşı hukuk devletini sonuna kadar savunmakta ve avukatları hukuksuzluğun şahidi konumuna indirgeyen her türlü yaklaşımı temelden reddetmektedirler.
2- Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır. Mahkemeler verdikleri kararlar sonrasında dağıtılmakta, karar veren yargıçlar hakkında henüz imzalarının mürekkebi dahi kurumadan soruşturmalar açılmakta, yargıç bağımsızlığı ilkesi her geçen gün yeni bir örnekle ihlal edilmektedir. Bugün, Yüksek Mahkeme ve AİHM kararlarının uygulanmaması dahi olağan hale gelmiştir. Toplumun her kesiminden yurttaşlar, hukuk güvencesinin ortadan kalktığı bir ortamda hayatlarına devam etmektedirler. Bizler aşağıda imzası olan Baro Başkanları, Türkiye’yi evrensel hukukun tüm usul ve kurallarıyla uygulandığı çağdaş bir ülke olmaktan çıkarmaya yönelik her türlü girişimin karşısında olacağımızı bir kez daha deklare ediyoruz.
“Yurttaşların Laik ve Sosyal Hukuk Devletinde Yaşamalarının Garantisi Olacağız”
3- Barolar, yurttaşların özgürlük arayışında onlara ses verebilen yegane kurum hüviyetini almış durumdadırlar. Bizler, yurttaşların demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinde yaşamalarının garantisi olmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda; tüm kişi, kurum ve kuruluşların anayasal sorumluluklarını yerine getirmesi için yılmadan çalışmaya söz veriyoruz. Barolar, halkın adalet arayışının temsilcisi sıfatıyla Avukatlık Kanunu uyarınca görevlendirildikleri tüm alanlarda, her türlü yapıcı çalışmayı sürdürecektir.
4- Türkiye, son yıllarda yaşadığı demokrasi krizi ile dünyanın en büyük avukat hapishanelerinden biri haline gelmiştir. Meslektaşlarımız, mahkemelerin etki altında bırakıldığı bir ortamda yargılanmakta, usul hukukunun dahi doğru düzgün uygulanmadığı mahkemelerde hüküm giymekte ve avukatlara pek çoğu mesleki faaliyet gereği gerçekleştirdikleri fiiller nedeniyle çok ciddi cezalar verilebilmektedir. Bugün yaşanan Türkiye gerçekliği, meslektaşlarımızın adil yargılanmaya dair talepleri için açlık grevine girdiği bir ülkeyi yansıtmaktadır. Dosyaların esasına girmeksizin mahkemeleri, avukat yargılamalarının tümünde evrensel hukukun zorunlu kıldığı tüm kuralları eksiksiz şekilde yerine getirmeye, her türlü siyasi etkiye karşı koymaya davet ediyoruz. Cezaevindeki avukatların yaşadığı bu süreç, meslektaşlarımızın sağlığına zarar gelmeden demokratik usuller içinde çözülmek zorundadır.
“Keyfi Uygulamaya Karşı Hep Birlikte Hareket Etmeye Söz Veriyoruz”
5- Avukatların gerek ekonomik yararları gerekse gündelik iş hayatlarının kolaylaştırılması için gerekli uygulamalarda ortaklaşma kararı alınmıştır. Bu kapsamda, bazı barolarımız tarafından uygulamaya konulan barolar üzerinden ihtarname gönderilmesi çalışmalarının yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir.
6- Stajyer avukatların yaşadığı ekonomik sıkıntılar ortada iken Adalet Bakanlığının stajyer avukatların maaş alamayacağına dair görüşü genç meslektaşlarımız için ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Hakim ve savcı stajyerlerine maaş vermekte beis görmeyen Adalet Bakanlığının stajyer avukatlara ücret ödenmesine karşı çıkmasını kabul etmiyoruz. Söz konusu ayrımcı uygulama derhal sonlandırılmaldır.
7- Avukatlar gerek mahkeme kalemlerinde, gerekse cezaevi ve geri gönderme merkezi gibi kapatılma kurumlarında birbirinden farklı ve çoğu zaman keyfi uygulamalara maruz bırakılmaktadırlar. Pilot icra uygulaması gibi kimi yenilikler avukatların yaşadığı sıkıntılar dikkate alınmadan sürdürülmekte ve meslektaşların yaşadığı mağduriyetler her geçen gün artarak devam etmektedir. Söz konusu hatalı ve keyfi uygulamaların sonlandırılması için resmi kurumlar barolarla iletişime geçmek zorunda olup mevzuatlarını yeknesaklaştırmalıdırlar. Biz aşağıda imzası olan Baro Başkanları olarak, avukatların meslek hayatında yaşadığı ve sürekli hale gelmeye başlayan her türlü keyfi uygulamaya karşı birlikte hareket etmeye söz veriyoruz.
Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”