Cuma, Kasım 22, 2024
No menu items!
Ana SayfaHatay HaberHatay'ın en büyük sorunu rezerv alan

Hatay’ın en büyük sorunu rezerv alan

 

Burcu Özkaya GünaydınBurcu Özkaya Günaydınbilgi@gazeteduvar.com.tr

 

6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşanan Hatay’da, depremin üzerinden bir buçuk sene geçmesine rağmen başta barınma olmak üzere, sağlık, eğitim, altyapı gibi pek çok sorun halen çözülmeyi bekliyor. Bu sorunlar devam ederken Hataylıların bu süreçteki en büyük problemi rezerv alan. Herhangi bir çizgisi olmaması, kapsamının da değişmesinden kaynaklı rezerv alan birçok Hataylı tarafından ‘yurtsuzlaştırılma’ ya da ‘göç ettirme’ olarak değerlendiriliyor.

Rezerv alan yasası olarak bilinen ‘6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi’ yasası nedir? Yasa nasıl başladı, şu an durum nedir? Tüm bunları CHP Hatay Milletvekili ve avukat Servet Mullaoğlu ile konuştuk.

Hatay’da deprem sonrası ortaya çıkan barınma, eğitim, sağlık, hijyen, altyapı gibi pek çok sorun hâlâ çözülmedi.

‘HER ŞEYİ ELLERİNE YÜZLERİNE BULAŞTIRDILAR’

Rezerv alan yasası olarak bilinen 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası nedir ve neden çıktı?

Şüphesiz böyle büyük bir yıkımın altından ancak devlet desteğiyle çıkılabilir. Elbette evleri yıkılan vatandaşların devlet evlerini yapmak zorunda. Hatta ben bu işin ücretsiz yapılmasını istiyorum. Hak sahibi olunca “750 bin TL hibe vereceğiz” diyorlar, muhtemelen bu güncellenir 1 milyon TL olur. Bu meblağı vatandaşa vereceklerine direkt ev yapsınlar.

Bu yasa aslında hızlı hareket etmek amacıyla çıktı. Örneğin; biz ortaklığın giderilmesi davası açıyoruz, 10 yılda zor bitiyor. Normal prosedür işlese ölenlerin mirasçılık belgesi çıkarılması, onun çocuklarının bulunması ve onlara tebligat çıkarılması lazım. Bu çok uzun yıllar alır. 10-15 yılda evlerin sahiplerine ulaşırsınız. Diyelim ki, 10 yılda sahiplere ulaştınız, sonra kepçe sokacaksınız. Bu deprem bölgeleri için çok gerçekçi değil. Bu kanun hızlı hareket etmek açısından gerekli.

Hataylıların büyük bir kısmı bu yasanın, mülkiyet gaspı olduğunu düşünüyor.

Haklı olmayan eleştiriler var. Bir kere Anayasal anlamda bu mümkün değil, bu kanun hızlı hareket etmek için çıktı. Bu kanunu hazırlarken çok eksik ve yanlış iş yaptılar. Devlette o kadar liyakatsiz bir örgütlenme var ki, her aşamada bununla karşılaşıyoruz. Herhangi bir devlet dairesinde dahi karşımıza çıkıyor, iş bilmezler çok fazla. Mülki idare amirleri çok fazla ve organize edilemiyor. Hükümet bitmiş, yönetim yok. En üst kademede bakan kanunu savunuyor ama bu işin nereye varacağını öngöremiyor. Rezerv yasası iyi anlatılamadı, sınırı da yok. Yönetmelik de kötü. O kadar plansız ilerlediler ki, her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Ben tamamen iş bilmezlikten olduğunu düşünüyorum.

‘SORUNU YASAL GÜVENCE VEREREK ÇÖZECEKSİN’

Rezerv yasası ilk çıktığında o dönemin Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Vedat Gürgen, “Devlet deli mi sağlam evi yıksın” dedi. Geldiğimiz noktada birçok sağlam ev de yıkılıyor. Ne değişti?

Yasanın çerçevesi, hududu belli değil. Biz her zaman verilen sözlerin yasada karşılığı olması gerektiğini söyledik. Vedat Bey, birçok platformda bu sözü söyledi. Evi orta hasarlı olanlar da kendi durumlarını sordu. Onlara da “ruhsatınızı alın yapın” dediler. Şimdi de “yıkacağız” diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? İnsanlar yıllarca yurt dışında bir ev, bir parsel için çalıştı, elindeki avucundakiyle tadilat yaptı, siz de çıkıp “yıkacağız” diyorsunuz. Kim kabul eder bunu?

Sağlam binaların yıkım gerekçesi şu: Bir bölge, mahalle rezerv alanı şantiyesi içine girdiği zaman sağlam binaların da kanalizasyon, su bağlantısı kesilmek zorunda. Ya da binalara temel atılacak, fore kazık çakılacak. Sağlam binanın temeli de yerinden oynuyor. Peki bu daha önce düşünülmedi mi? Siz vatandaşa “eviniz yıkılmayacak, tadilat yapın” derken bu sorunları nasıl düşünmezsiniz? İçi boşaltılmış kurumlar ve iş bilmezlik. Bu kadar büyük bir proje yapıyorsunuz, deprem yaşayan bu insanları bir de siz mağdur ediyorsunuz. Madem bir hata yaptın, düşünemedin o zaman bu sorunu vatandaşa giderek, yasal güvence vererek çözeceksin. AK Parti bu süreçte vatandaş ve devlet arasında güven problemi yarattı.

Ya da yeniden projelendirme yap. Ankara’dan bilgisayar başında yapılmaz bu iş. Sağlam olan binayı çıkar, projeye alma. Bu iş toptancı bakışla olmaz, biraz kafa yorulsa çözülür.

Depremin üzerinden kaç ay geçmiş hala insanlar bu evlere ne kadar para ödeyeceğini bilmiyor. Deprem öncesi fiyatını alacağız, buradan hesaplayacağız. Hala net bir ifade yok. Mesela sıfır faiz deniliyor ama yönetmelikte öyle değil. Her projeye (mahalle) özel şartlar konuluyor. Bu şartlar iyileştirilmeden vatandaşın güven duyması çok zor.

Hataylı depremzedeler, rezerv alan içinde kalan sağlam binaların da yıkıldığını belirterek karşı çıkıyor ve bilgilendirme toplantıları yapıyor. 

‘BORÇ İÇİN 0 FAİZ DENİLİYOR AMA YASADA ÖYLE DEĞİL’

Hatay’ın neredeyse bir senedir ana gündemi rezerv alanı. Hatay’da hak sahibi depremzedeler yasaya göre, kendilerine Hatay dışından ya da hak sahibi oldukları ilçe dışından ev verilebileceğini söylüyor. Bu mümkün mü?

Rezerv yasasına göre Hatay dışında ev verme yok, bilgi eksikliği var bu konuda. Samandağ’da hak edişi olan kabul ederse ancak başka ilçeden ev verilir. Rezerv alan içinde bir arsanız var ve kamulaştırma yapılacak diyelim. Arsa sahibine isterseniz muadili bir arsa verirsiniz, kişi kabul ederse takas yapılır. Hepsi rıza dahilinde olur. Siz istemeden hak sahibi olduğunuz yerin dışında bir yerden ev verilemez.

Arsanıza mukabil müteahhit gibi alabilirsiniz, bu da anlaşmanıza bağlı. Diyelim yüzde 50 arsanız var. Kamulaştırma hükümleri yürürlüğe girer. Eksperler bakar ve fiyat belirler. Siz teklifi kabul etmezseniz bu sefer dava açılır, acele kamulaştırma yapılır. Sonra normal kamulaştırma prosedürü işler, değer ne ise hak sahibi alır.

Evi rezerv alan içinde kalanlar yeni evler için ne kadar ödeme yapacak? Bu işin borçlanması nasıl olacak?

Sistem, evinizin deprem olmadan önceki halini görüyor. Yönetmelik şöyle; maliyet hesabı yapılıyor. Bu hesapta sadece ev yapma yok. Sizin evinizi yıkmak, molozu, hafriyatı taşımak da bir masraf. Bunların hepsi maliyete ekleniyor. Evinizin deprem öncesi fiyatı ve yeni fiyat çıkarılıyor. Evin değeri biçilecek, yeni yapılacak evin değeri ile karşılaştırılacak, alacaklı çıkarsanız para ödenecek, borçlu çıkarsanız borç ödeyeceksiniz. Bu borç için sıfır faiz deniliyor ama yasada öyle değil.

Hatay’da rezerv yasasına karşı şimdiye kadar pek çok eylem yapıldı. 

 

‘BİZE DÜŞEN, EVİNİ KORUYAN DEPREMZEDENİN YANINDA YER ALMAK OLUR’

Rezerv istemeyenlerin sayısı çok fazla. Hatay’da hemen hemen her gün bu konuda eylem var. Depremzedeler “evlerimizden çıkmayacağız” diyor. Bu iş nasıl çözülecek?

Vatandaş istemiyorsa zorlamanın da bir anlamı yok. Elbette gerekli tedbirler alınmak zorunda. Ağır hasarlı binalarda asla taviz verilmemeli. Vatandaşın can ve mal güvenliği korunmalı. Muğlaklık giderilse, vatandaşa yasal güvence verilse vatandaş da durur düşünür. Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları için krize dönüyor. Bence onlar da ne yapacağını bilmiyor. Pat diye ilan ettiler, pat diye tapulara el konuldu. Bu işin nedeni anlatılamadı. Sonra bunu anlatmaya çalıştılar, anlatırken söyledikleri birbirini tutmadı. İnsanlar güvenmediği için evlerinden çıkmak istemiyor. 6306 sayılı yasa açık, evden çıkılmazsa kolluk devreye giriyor. Bize düşen, evini koruyan depremzedenin yanında yer almak olur. Çünkü bu işin çözümü var, yeniden projelendirerek, sağlam evleri plandan çıkarmak.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER