İnsan Hakları Derneği İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk dernek binasında düzenlediği basın açıklamasında “Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası toplumu da Filistin halkına yönelik zulme karşı etkin ve samimi tutum almaya, barış ve adaleti tesis etmeye çağırıyoruz” dedi
Başkan Selcuk açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:
“Bütün dünyada insani değerlere yönelik saldırıların arttığı bir kriz dönemi yaşıyoruz. İnsanların insan olmasından kaynaklı haklar yok sayılıyor, Uluslararası sözleşmelerle devletlerin uyacaklarını taahhüt ettikleri anlaşmalara uyulmuyor, bunları denetlemekle yetkili kurum ve kuruluşlar aciz durumda ve insanlık, devletlerin halklara yaşattığı bu duruma çeşitli manipülasyonların etkisinde kalarak seyirci durumundadır. Dünyada, insan hakları, eşitlik, özgürlük mücadelesi veren insanların direnişi ne yazık ki bu gidişin önüne geçmeye yetmiyor.
Bu krizin bir görünümü de İsrail devletinin Filistin topraklarına ve halkına yönelik uyguladığı sistematik şiddet ve saldırılardır. Filistinliler binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan zorla çıkarılıp, yerlerine evrensel insan hakları değerlerine ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde İsrailliler yerleştiriliyor. Bunun en son örneği, yakın zamanda Doğu Kudüs’teki Şeyh Cerrah Mahallesi’nin Filistinli sakinlerinin tahliyesi kararı oldu.
Filistinlilere yönelik sürdürülen bu taciz ve saldırı dalgası, Doğu Kudüs’ün İsrail tarafından işgalinin yıl dönümünde polisin Mescid-i Aksa’da nöbet tutan Filistinlilere göz yaşartıcı kimyasallar, plastik mermi ve ses bombası kullanarak yaptığı müdahaleyle yeni bir boyut kazandı. İsrail polisinin bu müdahalesi sonrasında İsrail ve Filistin’de tepkiler ortaya çıktı. İsrail devlet güçleri en acımasız şekilde halka saldırdı. Yapılan saldırılar sonucunda aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu yüzlerce kişi yaşamını yitirdi. BM verilerine göre Gazze’de 52 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı 6 hastane 9 sağlık merkezi dahil olmak üzere en az 132 bina tamamen yıkıldı 316 bina zarar gördü. Bu kadar acımasızlığın yaşandığı bu süreçte BM görevini yerine getirip bu katliamı durduramıyor. Yapılan açıklamalarda insani yön unutuluyor sadece yapılan ticaret göz önünde bulundurularak yaklaşım sergileniyor. Türkiye’de hükümetin İsrail saldırılarına ilişkin tutumunda tutarsızlıklar devam ediyor. Bir yandan Cumhurbaşkanı İsrail’e “haydut devlet, terörist devlet” derken aynı gün basında yer alan haberlerde ticaret hacminin 6.2 milyar dolara ulaştığı yer aldı. Kapitalist sistem insanı ve insanlığı unutturdu.
Ortadoğu’da yaşanan dini taassup savaşları halklarda nefes alacak hal bırakmadı. Savaşların biri bitmeden diğeri başlıyor. İnançlar ve kimlikler üzerinden savaşlar körüklenirken silah tüccarları en güçlü dönemlerini yaşıyor, dünyaya yön veriyorlar. Suriye’de yaşanan savaş bütün dünyayı etkiledi. Dünyadaki emperyal güçlerin hesaplaşma alanına döndü. Bütün dünya halklarının yaşanan bu din ve kimlik savaşlarına artık dur demelerinin zamanıdır. Akıtılan bu kadar kanın bir avuç egemenin çıkarı için olduğunu artık görmelidir. Artık savaşlara dur demeliyiz, insanın insanı öldürmesine dur demeliyiz. Her inanç her kimlik en az onu bastırmaya yok etmeye çalışanların inançları ve kimlikleri kadar değerlidir. Bütün dünyada insanların kendi kimlikleri ve inançları ile özgürce yanyana yaşadığı bir sistem kurmak için irademizi ortaya koymalıyız.
Bugüne değin yaşanan acı tecrübeler, İsrail devletinin sürdürdüğü işgal ve saldırı politikalarının hiçbir şekilde barışa ve Ortadoğu halklarına hizmet etmediğini açıkça göstermiştir. Bu nedenle İsrail devleti Filistinlilere yönelik şiddeti ve yerinden etmeleri durdurmalı, her türlü ayrımcılığa son vererek insan haklarına saygılı olmalı, 1967 yılındaki sınırları esas alan iki devletli çözüm için adım atmalıdır. İlk adım olarak da, bugünlerde yeniden başlatılan Gazze Şeridi bölgesine yönelik saldırılar ve abluka uygulamaları derhal sonlandırılmalıdır.
Başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası toplumu da Filistin halkına yönelik zulme karşı etkin ve samimi tutum almaya, barış ve adaleti tesis etmeye çağırıyoruz. İnsan haklarından demokrasiden eşitlikten barıştan yana taraf olduğumuzu ve mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
