Cehalet: hiçbir şey bilmemek, buna rağmen her konuda fikir sahibi olmak. Bundan anlaşılıyor ki cehalet az şey bilmek değil haddini bilmemektir. Çoğu kişi cehaleti okul okumamak olarak yorumluyor olsa da durum hiç te öyle değil.. Bilmemesine rağmen öğrenmek istememek, bilgiye aklını kullanarak değil de ezberleyerek ulaşmaya çalışmak, bildiğini sandığı şeyler hakkında yanılabileceğine en küçük bir ihtimal bile vermemektir. Hiçbir inançta cehaleti emreden veya özendiren bir metin göremezsiniz. Kur’anı kerim de dahil olmak üzere, bütün ilahi kitaplar cahili ve cahilliği yermiştir. Ama özellikle günümüz islamının asalakları cehaleti kutsayıp insanları kendilerine köle yapmaya çalışmaya devam etmektedirler.
Fakirlik: Fakirliğin ölçüsü kişinin fakirliğe bakış açısı ile değişir.. Fakirlik mal ve paradan olduğu kadar akılda, şefkatte, sevgide, bilgide,yardımseverlikte,barışseverlikte ve bunlar gibi hasletlerde eksiklik ya da yetersizlik demektir. Ama yine de bunların arasındaki en masum ve kabul edilebilir fakirlik, kişinin mal ve paradan eksik olduğu fakirliktir. Çünkü Allah hiç kimseye bundan dolayı hesap sormayacak ama sözünü ettiğimiz diğer fakirliklerin hesabı mutlak surette sorulacaktır. (Kuran azimüşşan böyle buyuruyor) Geçmişte yoksulluğa kader diyenlerin günümüzde milyarlık mercedeslerle gezerken ne idüğü ve neye hizmet ettiği belirsiz bir toplantı için binlerce fakiri açlık ve sıkıntıdan kurtaracak kadar masraf yapıp, pazara akşam üstü gidin diyenlerden bir farkı yoktur. Bir yerde gereğinden fazla malı mülkü olan varsa orada aç insanlar vardır. Hz ali.(kv)
Ayrımcılık: cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, ulusal köken, etnik köken, cinsel kimlik, felsefi veya siyasi görüş, sosyal statü, engellilik ve benzeri temellere dayalı olarak, düzenlenen hak ve özgürlüklerden, karşılaştırılabilir durumundakilere kıyasla eşit şekilde yararlanmasını engelleyen veya zorlaştıran her türlü farklı muameleyi ifade eder. Buda her zaman egemenlerin işine geldiği için sistematik olarak körüklenen allaha, peygambere dine aykırı bir şirk biçimidir. Yine hiçbir kutsal metin veya kitapta bu şirk ürünü ayrımcılığı körükleyen veya emreden bir cümle bulamazsınız.
İnsanoğlunun bu üç büyük derdi bertaraf etmemesi durumunda rahat edemeyeceği görülmektedir. Çünkü kendi hayatını sorgulamayan başkalarını yargılar. Oysa tek ihtiyacımız olan, karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde, bilgi ve düşüncelerimizi birbirimize aktarabilmek ve birbirimize faydalı olabilmek iken ve bu insani ve akli yöntemle sözünü ettiğimiz üç derdi: Okuyarak, paylaşarak ve kucaklaşarak yenmek varken neden karışık yollara saptığımızı sorgulamamız lazımdır diye düşünüyorum.
Her fırsatta gavur dinsiz dediğimiz ülkeler, dünyanın başına bela olan bir virüsün alt edilmesi için bilimsel araştırmalar yaparken, Allah’ın sevgili kulları Müslümanların ona doğru dönüp namaz kıldıkları kabeyi kapatmaları ve bulunacak aşı veya tedavi yi sağlayacak ilacı hiçbir ilmi ve bilimsel ve dahi manevi katkı yapamadan dört gözle beklemeleri bu anlamda çok manidar dır.
Depremi engelleyen, uzay araçlarının vidalarını gevşeten, uçakları düşmekten kurtaranlar nerede yoksa korona korkusundan dışarı çıkamıyorlar mı?