Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) Ankara Şubesi Başkanı Meltem Ersan, “Ülkemizin kalkınması toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla mümkün olabilir. Her şey eşitlik temelinden geçiyor. Siyasi partiler bir seçimde daha ne yazık ki kadın adaylar ile erkek adaylar arasındaki eşitliği sağlamadı. Oysaki hem seçmen vaatlerinin hem de parti politikalarının bizim için ilk göstergesi seçilebilir sırada kadın adayları eşit olarak görmekti” dedi.
KADER Ankara Şubesi, bugün Ankara’da ODTÜ Mezunlar Derneği Vişnelik Salonu’nda kadın milletvekili adaylarının ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla “Kadın Adayları Destekleme Forumu” düzenledi.
Forum açılışında konuşan KADER Ankara Şubesi Başkanı Meltem Ersan, şunları söyledi:
“Ülkemizin kalkınması toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla mümkün olabilir. Her şey eşitlik temelinden geçiyor. Siyasi partiler bir seçimde daha ne yazık ki kadın adaylar ile erkek adaylar arasındaki eşitliği sağlamadı. Oysaki hem seçmen vaatlerinin hem de parti politikalarının bizim için ilk göstergesi seçilebilir sırada kadın adayları eşit olarak görmekti. Baktığımız zaman veriler açısından; Millet İttifakı’nın yüzde 27 civarı, Cumhur İttifakı’nın maksimum yüzde 18 oranında, ATA İttifakı’nın yüzde 29 civarında, Sol Parti’nin yüzde 33, Memleket Partisi’nin yüzde 27, Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan TİP’in yüzde 41,70 ve Yeşil Sol Parti’nin yüzde 41,83 oranında kadın aday çıkardığını görüyoruz. İyi örnekler de var. Eşitliğe yakın örnekler tabii ki bizleri gururlandırıyor. Fakat bir taraftan da özellikle ana akım partilerde henüz eşitliğe varmış görünmüyoruz.
“HEP BİRLİKTE YEREL SEÇİM İÇİN DE KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ İÇİN ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR”
Genel seçimlerde farklı nedenlerle eşit kadın ve erkek aday gösteremese de partiler bu eşitliği sağlayamasa da önümüzde yerel seçimler var. Belki artık hep birlikte bir şekilde yerel seçim için de kadın-erkek eşitliği için de çalışmamız gerekiyor. Bütün bu temel noktalardaki taleplerimizi siyasi partilere iletmeye ve bir şekilde bunların hem savunucusu hem de takipçisi olmaya KADER Ankara Şubesi olarak da devam edeceğiz. Siz değerli adaylar seçildiğinizde sizlerden en büyük talebimiz eşitliğin sağlanmasında, kadına karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesinde dayanışma ile hareket etmeniz. Dayanışma bir şeyleri var edebiliyor.
“AYRIMCILIK VE ŞİDDETLE MÜCADELE EDEN KADINLARI SEÇME KONUSUNDA SEÇMENLERE DE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”
Eşitliğin sağlanmasında seçmene de önemli görevler düşüyor. Siyasette halkın gerçek temsilcisi olmak amacıyla siyasete girenleri, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini benimseyen kadınları, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddetle mücadele eden kadınları seçme konusunda seçmenlere de büyük görev düşüyor.”
“DEMOKRASİ ÖZLEMİ İÇERİSİNDEYİM VE TÜM KADINLARIMIZIN DEMOKRATİK BİR YAŞAMI HAK ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Ersan’ın ardından kadın milletvekili adayları kendini tanıttı. CHP Ankara 1. bölge 9. sıradan aday olan Aysun Palalı Köktaş, şöyle konuştu:
“Alana çok yabancı değilim. CHP’de üç yıldır Ankara İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Şimdi de alanda milletvekili adayı olarak karşınıza çıktım. Kadınların yaşadığı sorunlar ülkemizin geldiği nokta nedeniyle benim siyasette var olmam gerektiğini düşündürdü. Ben demokrasi özlemi içerisindeyim ve tüm kadınlarımızın demokratik bir yaşamı hak ettiğini düşünüyorum. Cumhur İttifakı’nın son zamanlarda ülkemizi getirdiği bu durumdan çok rahatsızım. Buna kadınlar ancak dur diyebilir.”
“YÜKSEKÖĞRETİME ERİŞİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜM İÇİN GENÇLER ADINA BURADA BULUNMAYI İSTEDİM”
CHP Ankara 1. bölge 13. sıra adayı Armağan Erdoğan görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Kadınlara en önemli özgürlük alanlarından birisi olan seçme ve seçilme hakkını veren Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılının tamamlamış durumdayız. İkinci yüzyılda Türkiye’nin önemli bir ayrım noktasında olduğunu düşündüğüm için bu aşamada katkı vermem gerektiğine inandım. Siyasette olmam gerektiğini düşündüm. İki gerekçem vardı, bir tanesi kadınlar, bir tanesi de gençler. Türkiye’nin geleceğinde gençlerin çok önemli bir alan olduğunu düşünüyorum. Yükseköğretimin ve üniversitelerin de Türkiye’nin lokomotifi olduğunu düşünüyorum. Yükseköğretime erişimde fırsat eşitliği sağlanması gerektiğini düşündüğüm için gençler adına burada bulunmayı istedim.
“KADINLARLA, TOPLUMSAL CİNSİYETLE İLGİLİ MÜCADELEM HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ DEVAM EDECEK”
Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı yaklaşımların, politikaların olması gerektiğini düşündüğüm için kadınlar adına başvurdum. Hem 6284’ün hem de İstanbul Sözleşmesi’nin sadece kadınların yaşama hakkını koruma ve şiddeti önleme ile ilgili olmadığını, toplumu toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında bilinçlendirici ve bütün alanları yatay bir şekilde kapsadığını düşündüğüm için bu konuyla ilgili olarak da bilinçlendirmek için buradayım. Bu dönem seçilemeyeceğim ama kadınlarla, toplumsal cinsiyetle ilgili mücadelem her zaman olduğu gibi devam edecek.”
“ZAMANIMIZI SADECE MUTFAKTA GEÇİRMEYECEĞİZ”
Yeşil Sol Parti 2. bölge 4. sıra adayı Sima Ari de şunları söyledi:
“Dayıma değinmek istiyorum. Benim dayım bir engelli. İletişime geçtiğimiz zaman; yaşadığı zorlukları sadece benimle paylaşıyor. Artık engellilere özel kurumlarda daha iyi yerler açmamız gerekiyor. Bununla birlikte temel yaşam desteği sağlamamız lazım. En çok istediğim şey ise çocuklara hayvan haklarıyla ilgili gerekli bilinçlendirmeyi sağlamak. Geçen gün toplantıdan çıktığımda 7-8 yaşlarında bir çocuğun kediye tekme attığını gördüm. Uyarıda bulunduğumda ‘Şaka yaptım abla’ dedi. Ailelerin ve öğretmenlerin üzerine düşen en büyük görev bu. Gerçek ve ciddi bir bilinçlendirme ile çocuklara önce hayvan haklarını, hayvana sevgiyi öğretmeleri gerekiyor. Biliyorum ki bu dönem Meclis’te olmayacağım ama diğer dönem Meclis’te kendimi görüyorum. Buradaki birçok arkadaşımı da göreceğime inanıyorum. Deprem bölgesinde yaşayan bir arkadaşım ‘Ben artık kendi vücuduma yabancılaştım’ dedi. Bu hala aklımda. Sadece deprem bölgesinde değil, Doğu Anadolu bölgesinde köylerdeki birçok kadın da vücuduna yabancılaşmış durumda. Sadece bir eş, anne, abla değiliz biz. Zamanımızı sadece mutfakta geçirmeyeceğiz. Bizim buraya, buraların da bize ihtiyaçları var. Bunları gözlemlediğimde gördüm ki bana en çok destek olacak parti; Yeşil Sol Parti idi. Bu yüzden Yeşil Sol Parti diyorum.”