Bursa’da bir ambalaj firması, hücreye zarar vermeden yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yok eden kimyasal formül geliştirerek, ürettiği geri dönüştürülebilen naylon ve kağıtlarda uygulamaya başladı. Geliştirilen formül, ilk 3 saatten sonra koronavirüsü öldürmeye başlıyor.
Yıldırım ilçesinde 1998 yılından bu yana gıda, tekstil ve otomotiv sektörleri için ambalaj üreten firma, faaliyet gösterdikleri alanda Kovid-19’a karşı Ar-Ge çalışması yürüttü. Sonuçta kimyasal bir formül elde eden şirket yetkilileri, bu formülü naylon ve kağıtlara uyguladı.
Sadece koronavirüsü değil
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) laboratuvarlarında testlerden geçirilen ürünün hem Kovid-19’u yok ettiği hem de antibakteriyal, antimikrobiyal ve antifungal olduğu belirlendi.
Testlere ilişkin raporlarla etkinliği ortaya konulan formül, firma tarafından polietilen naylon, kağıt ve dokunmamış kumaş (nonwoven) üretiminde kullanılıyor.
Burusa Ambalaj firması sahibi Necati Polat, AA muhabirine, yaygın şekilde kullanılan naylon ve kağıt ürünlerde koronavirüsün bertaraf edilmesi amacıyla çalışma yaptıklarını söyledi.
Çalışmaları sonuçlandırarak elde ettikleri formülü kullanmaya başladıklarını aktaran Polat, “Şu anda ürettiğimiz polietilen naylon, kağıt ve nonwoven ürün gruplarında koronavirüsü öldürüyoruz. Bu ürünün en önemli özelliklerinden biri de şu; koronavirüsü öldürüyoruz ama doğal hücreye zarar vermiyoruz. Yani sitotoksik etkisi yok. Ne koyduğunuz malzemeye ne de insana en ufak bir zararı var.” diye konuştu.
Geliştirdikleri formülü, kağıt ve naylon gruplarında moleküler yapıya enjekte ettiklerini dile getiren Polat, daha sonra laboratuvar analizlerine geçildiğini bildirdi.
Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BUÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalında testler yapıldı. Arkasından koronavirüs ile ilgili test sürecine girdik. BUÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalında da bu süreç yürütüldü ve raporlar çıktı. Koronavirüs ile ilgili durum şu; ürün ilk 3 saatten sonra koronavirüsü öldürmeye başlıyor ve 24 saatin sonunda yüzde 99,9 oranında yok ediyor. Aynı ürün, bakteri ve mikropların yüzde 100’ünü 24 saatin sonunda öldürüyor. Sadece zararlı mikropları öldürüyor, doğal hücreye zararı, sitotoksik etkisi yok. Ürünün tüm özellikleriyle ilgili patent başvurusunda bulunduk.”
“Muzu kabuk rengi bile değişmeden 10 gün boyunca koruyabiliyoruz”
Etkisi 3 ay süren formülün mantar ve küfe karşı da etkili olduğuna dikkati çeken Polat, gıda israfının önlenebilmesi için çalışmayı bu alanda genişlettiklerini belirtti.
Gıdaların raf ömrünün kısa olmasından dolayı nakliyat aşamalarında sıkıntılar yaşandığına değinen Polat, “Bunun üzerine ayrı bir çalışma yaptık. Şu anda ürünümüz, kirazı 36 gün boyunca taze koruyabiliyor. Buzdolabında ya da serin ortamlarda kullanabiliyoruz. Muzu kabuk rengi bile değişmeden 10 gün boyunca koruyabiliyoruz.” dedi.
Polat, Türk Gıda Kodeksi’ne göre, formülün gıdayla temasa uygun olduğunun onaylandığını ifade etti.
Ev boyalarından plastik aksama ve kağıt peçetelere kadar pek çok farklı alanda kullanılabilen formülü bir uçak firmasının araçlarında da uyguladıklarını kaydeden Polat, şu bilgileri paylaştı:
“Uçakta yemek yerken kullanılan tablaları polietilen naylon kaplayarak antiviral hale getirdik. Uçaktaki koltukların baş ve omuz üstü kısmı üzerine kaplamalar yaptık. Bu bölümler de antiviral hale getirildi. Hava yolu şirketi, uçakların bakımları sırasında bu kaplamaları değiştiriyor. Yemek yenilen tablalar ile ilgili çok uzun süreli kullanma talepleri oldu. Dolayısıyla bunları 3 ay kullanılabilir halde uyguladık.”
3’üncü ayın sonunda hala etkinliğinin varlığını gözledik
BUÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Özakın da geliştirilen formülün antimikrobiyal etkisine ilişkin test sonuçları hakkında bilgi verdi.
Laboratuvarda uluslararası standartların kullanıldığına işaret eden Özakın, şunları kaydetti:
“Bu standartların en uygun olanıyla ürünün farklı özellikli kombinasyonlarını test ettik ve bunların içinde etkili olanları saptadık. Ürün, hem antibakteriyel hem de antiviral etkiye sahip olarak bulundu. Bazı bileşimleri, yani konsantrasyonu olanları daha etkili bulundu. Bu etkinliği saptadıktan sonra da etkisini ne kadar devam ettirdiğini test etmeye başladık. En son 3’üncü ayın sonunda hala etkinliğinin varlığını gözledik. Bunun yanında bu ürünün insan sağlığı ya da gıda içinde temas sonrasında riski için araştırmalar yaptık. Komple temas ettiği, gıdaya geçtiği durumda bile güvenli olduğunu gördük.
BUÜ Veteriner Fakültesinde de antiviral etkinliği test edildi. Testte, temas süresi uzadıkça virüsü ortadan kaldırdığı ve antiviral etkisinin olduğu görüldü. Hem bakteriyel hem mantar hem de virüslere karşı öldürücü etkisi olan ve insan sağlığı açısından da risk oluşturmayan bir ürün olarak değerlendirdik.”