Avrupa Komisyonu, her yıl AB’ye katılım sürecinde olan aday ülkelerin üyeliğe hazırlık sürecinde kaydettiği ilerlemeyi değerlendiren raporlar hazırlar. Avrupa Komisyonu, ‘İlerleme Raporu’nu Türk hükümetince sunulan bilgilere, Avrupa Parlamentosu rapor ve kararları ile başta Avrupa Konseyi, AGİT ve uluslararası finans kuruluşları olmak üzere uluslararası örgütler ile sivil toplum örgütlerinin değerlendirmelerine dayanarak hazırlar.
Türkiye’ye yönelik ilk İlerleme Raporu 1998 yılında yayımlanmış; bunu yıllık olarak yayımlanan raporlar izlemiştir. AB 2022 Türkiye Raporu’na göre; Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksiklikler bulunmaktadır.
Rapor döneminde, demokratik gerileme devam etmiştir. Cumhurbaşkanlığı sisteminin yapısal eksiklikleri devam etmektedir. Avrupa Konseyi ve organlarının kilit öneme sahip tavsiyeleri henüz yerine getirilmemiştir. Meclis, hükûmetin hesap verebilirliğini sağlayacak gerekli araçlardan yoksun olmaya devam etmektedir. Yasama, yürütme ve yargı arasında sağlam ve etkili bir kuvvetler ayrılığı temin etmeden yetkileri Cumhurbaşkanlığında merkezileştirmeye devam etmiştir. Etkili bir denge ve denetleme mekanizması bulunmaması nedeniyle, yürütmenin demokratik hesap verebilirliği seçimlerle sınırlı kalmaktadır.
Olağanüstü hâl Temmuz 2018’de kaldırılmış olmasına rağmen, hükûmet yetkililerine sıra dışı yetkiler veren ve olağanüstü hâl kapsamındaki birçok kısıtlayıcı uygulamayı muhafaza eden bazı yasal hükümler mevzuata dâhil olmaya devam etmiştir. Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonu, olağanüstü hâl kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararname ile ihraç edilen devlet memurları ile ilgili birikmiş dosyaların incelemesini henüz tamamlamamıştır.
Yargı, terörle ilgili suç iddialarına dayanarak muhalefet partilerinin milletvekillerini sistematik bir şekilde hedef almaya devam etmiştir. Seçimler ve siyasi partilere ilişkin yasal çerçeve sorun olmaya devam etmektedir. Seçim barajı %10’dan %7’ye düşürülmüştür. Türkiye, AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisinin ve Venedik Komisyonunun geri kalan tavsiyelerini henüz ele almamıştır.
İktidardaki koalisyon hükûmetinin muhalefet partilerinden belediye başkanları üzerindeki baskısı, yerel demokrasiyi daha da zayıflatmıştır. Muhalefet partilerinin belediye başkanları, idari ve adli soruşturmalarla karşı karşıya kalmıştır. Güneydoğu’da yerel demokrasi ciddi şekilde engellenmeye devam etmiştir. Güneydoğu’da, zorla görevden alınan belediye başkanlarının yerine hükûmet tarafından atanmış kayyumlar getirilmesine devam edilmiştir.
Güneydoğu’daki durum hâlâ oldukça endişe vericidir. Ekim 2021’de Türkiye Büyük Millet Meclisi, ordunun Suriye ve Irak’ta sınır ötesi terörle mücadele operasyonları yürütme yetkisini iki yıl daha uzatmıştır. Türkiye hükûmeti, Irak ve Suriye’de askerî operasyonlar ile ulusal ve sınır ötesi güvenlik operasyonları gerçekleştirmeye devam etmiştir. AB’nin terör eylemlerine karışan kişi, grup ve kuruluşlar listesinde yer almaya devam eden Kürdistan İşçi Partisi (PKK) tarafından tekrarlanan terör eylemleri nedeniyle sınır bölgelerindeki güvenlik koşulları tehlikeli olmaya devam etmiştir.
AB, PKK saldırılarını açık şekilde kınamış ve mağdurların aileleri ile dayanışma içinde olduğunu ifade etmiştir. Terörle mücadele hükûmetin meşru hakkı olmakla birlikte, bu mücadelenin, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne ve temel özgürlüklere riayet edilerek yürütülmesi esastır. Terörle mücadele tedbirlerinin orantılı olması gerekmektedir. Barışçıl ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için güvenilir bir siyasi sürecin yeniden başlatılması konusunda herhangi bir gelişme kaydedilmemiştir.
Sivil topluma ilişkin konularda, ciddi gerileme devam etmiştir. Sivil toplum kuruluşları artan baskıyla karşı karşıya kalmış ve ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla özgür hareket etme alanı azalmaya devam etmiştir. Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin yeni kanun, sivil toplum kuruluşlarına ek kısıtlamalar getirmiştir.
Güvenlik güçlerinin sivil denetimi konsolide edilmemiştir. Asker, polis ve istihbarat birimlerinin hesap verebilirliği çok sınırlı kalmıştır. Ülke, kamu yönetimi ve kamu mali yönetimine ilişkin kapsamlı bir reform gündemine sahip olmamaya devam etmektedir ve hükûmet, kamu yönetimi alanında kapsamlı bir reform başlatmamıştır. İdarenin hesap verebilirliği yetersizdir ve insan kaynakları yönetiminin iyileştirilmesi gerekmektedir. Politika oluşturma süreci, kanıta dayalı yöntemlerden ve katılımcı mekanizmalardan yoksundur. İdarenin siyasileşmesi devam etmiştir. Kadınların kamu hizmetindeki yönetici pozisyonlarında temsil oranı düşük kalmıştır.
Türkiye’deki yargı sisteminde, 2016’dan bu yana gözlemlenen ciddi gerileme rapor döneminde devam etmiştir. Özellikle, sistemsel olarak yargı bağımsızlığı eksikliği ve hâkim ve savcılar üzerindeki usule aykırı baskıya ilişkin olmak üzere endişeler devam etmiştir. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasının reddedilmesiyle bağlantılı olarak, yargının uluslararası standartlara ve Avrupa standartlarına bağlılığına ilişkin endişeler artmıştır.
Türkiye, yolsuzlukla mücadeleye ilişkin hazırlıklarda halen erken aşamadadır ve rapor döneminde ilerleme kaydedilmemiştir. Ülke, uluslararası yükümlülüklerinin gereği olan yolsuzlukla mücadele birimlerini kurmamıştır. Yolsuzluk davalarının kovuşturulması ve karara bağlanmasında siyasi ve usule aykırı nüfuz kullanımının sınırlandırılması için yasal çerçevenin ve kurumsal yapının iyileştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de kamu kurumlarının hesap verebilirliği ve şeffaflığının iyileştirilmesi gerekmektedir. Yolsuzlukla mücadele stratejisi ve eylem planının olmaması, yolsuzlukla kararlı bir şekilde mücadele etme iradesinin bulunmadığını göstermiştir.
AB’nin 2022 Türkiye İlerleme Raporu’nda daha başka bulgular da var! Ama daha başka sözlere ne gerek var. AB’nin bu fotoğrafı bize yetiyor, Türkiye’nin ne halde olduğunu gösteriyor. Bu bulgulara ilaveten şimdi bir de ‘Sansür’ yasamız var, İBB Başkanı İmamoğlu’nun ‘hakaret’ davası var, 6 yaşındaki çocuğa tecavüz davası var! Oh ne ala memleket!