Perşembe, Kasım 21, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıMehmet Çardak Yazdı: ''İktidar Alıyor''

Mehmet Çardak Yazdı: ”İktidar Alıyor”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Faiz sebep enflasyon sonuç” dedi, “NAS” dedi. Hatta “Naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğiz” dedi. Ama hepsi yalan oldu, NAS unutuldu!

Ekonomi çevreleri faiz artırımını Türkiye cumhuriyet Merkez Bankası’ndan beklerken, faiz artırımı Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Ekonomist olduğunu iddia eden Cumhurbaşkanı’nın teori ve talepleri doğrultusunda Merkez Bankası politika faizini yüzde 14’e indirdi,  7 aydır da burada tutuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarının aksine ‘faiz sebep, enflasyon neticedir’ inadının vatandaşın sırtına yüklediği faiz faturası kabarmaya devam ediyor.  Cumhurbaşkanı’nın çağrıları doğrultusunda Merkez Bankası’nın imza attığı faiz indirimi operasyonu önce döviz kurlarını sonra da enflasyonu patlatırken, Hazine’nin borçlanma maliyetleri de hızla yükseliyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı verilere göre, 2021 yılı Ağustos sonunda 722 milyar TL olan iç borçlar için ileride ödenecek faizlerin toplamı, 2 trilyon 175 milyar TL’ye yükseldi. Böylece, Hazine’nin vatandaşlardan toplayacağı vergilerle ödeyeceği faiz yükü, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başladığı Eylül 2021’den bu yana sadece 10 ayda 1 trilyon 453 milyar TL artmış oldu.  Bu faiz yükü hepimizin sırtında!

Öte yandan, faizle mücadele ettiğini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla, devletin alacaklarına uyguladığı gecikme faizi olan tecil faizi yıllık %30’a çıkarıldı. 20 Temmuz 2022 günkü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5801 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Tahsilat Genel Tebliği ile vergi, SGK ve diğer kamu borçlarına uygulanacak aylık gecikme faizi yüzde 56 zamla yüzde 1.6’dan, yüzde 2.5’e yükseltildi. Böylece yıllık basit faiz yüzde 19.2’den yüzde 30’a çıkarılmış oldu.

Ayrıca, Erteleme yani tecil faizi de yüzde 60 zamla yıllık yüzde 15’ten yıllık yüzde 24’e çıkarıldı.  Tecil faizi, kamu borcu için yapılan erteleme işlemlerinde hesaplanan ve vadesi geldikçe ödenen faizdir. Devletin, vatandaşın alacağına ödediği yıllık kanuni faiz oranı ise %9’da kaldı.  Devlet, faizi de, vergiyi de yoksuldan alıyor. AKP iktidarı hatta ÖTV’den bile KDV alıyor. Faizde de, vergide de adalet yok!

Oysa devlet, adalet üzerinde yükselir, gelişir, güçlenir ve büyür. Adaletin olmadığı bir devlet, tıpkı temelsiz bina gibi eninde sonunda yıkılıp gitmeye mahkûmdur. AKP iktidarında ise yoksulların ve savunmasızların üstü çizilmiştir. Orta sınıfın altındaki haneler dibe düşürülmüştür.

Hatırlatmakta fayda var: Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Nas diye diye halkı adeta bir kapana kıstırdılar.  Faiz ve vergiler zengini daha zengin yaparken, fakiri daha da yoksullaştırıyor. İktidar yoksuldan alıyor, sermayeye veriyor.

Bay Kemal ise, “Biz gelene kadar otomobil almayın,  vergileri 4’tte 1’i oranına düşüreceğiz. Bay Kemal olarak sözümdür: ikinci araba parasına sıfır araba aldıracağız…” oysa millet araba değil, ekmek derdinde. Muhalefet için şu an en tehlikeli şey popülizme sapmaktır. Türkiye’nin sorunu asgari ücretlinin, düşük gelirlinin, emeklinin geçinebilecek gelirinin olmamasıdır. Milletin derdi sıfır araba alamamak değildir. Arabada ÖTV’nin 4’tte 1’i oranına düşürülmesi sorunlar sıralamasında çok gerilerde gelir. Önemli olan sadece arabanın değil; beyaz eşya, alkollü içecekler, akaryakıt ve yağ türevlerine uygulanan ÖTV’nin asgari hadlere düşürülmesi ve hayatın ucuzlatılmasıdır.

Bir Afrika atasözü der ki: “Aslan, ceylan, sırtlan, zebra yan yana koşuyorsa, orman yanıyor demektir!” bizde orman değil, ülke yanıyor Bay Kemal! Ülkede yaşanan en önemli sorun, sistemin sahibi yönetimin ta kendisidir.

AKP önderlerinin tamamı zenginleşirken, halk daha da yoksullaşıyor. Ama halk yoksullaşırken demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini de öğreniyor. Türkiye’de gelir dağılımı adil değil, vergide adalet yok! İktidarda ‘tek’ kişilik bir yönetim var! Eminim ki Türk seçmeni muhtemelen 2023’te yapılacak genel seçimleri iyi değerlendirecektir.

Seçmen, Türkiye’nin geleceği için ‘seçme’ hakkını iyi değerlendirebilirse; Türkiye ekonomik krizden çıkabilir, refah seviyesinde AB’yi yakalar, bölgenin en büyük ticaret ve tedarik merkezi olabilir ve milletimiz dünyayla yarışabilir duruma gelebilir.  Yeter ki seçmen güzel ve aydınlık bir gelecek için, ilk seçimde ‘Güçlü Parlamenter Sistem’den yana oy versin!

 

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER