Mehmet Çardak – Araştırmacı Yazar – m-cardak@windowslive.com
Orta Asya’da neler oluyor?
Yeni yılın ilk krizi, Orta Asya ülkelerinden Kazakistan’da patladı. Kazakistan, sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) fiyatlarına zam yapılmasıyla sokaklara dökülen protestocuların hükümet binalarını basıp ateşe vermesinin ardından son yılların en büyük krizini yaşıyor.
Orta Asya’nın kaynak zengini ülkesi Kazakistan, zamlar nedeniyle öfke patlamasına maruz kalmıştır. Akaryakıt zammı protestoları çatışmalara dönüşmüştür. Protestoculardan ve güvenlik görevlilerinden çok sayıda ölenler ve yaralananlar var. Protestoculara müdahale sürerken, Rusya öncülüğündeki birlikler, Kazakistan’da akaryakıt zammına karşı başlayıp, hükümet karşıtı eylemlere dönüşen protestoların bastırılmasına yardımcı olmak için ülkeye ulaşmıştır. Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (CSTO) askerlerin bir barış gücü olduğunu, resmi ve askeri kurumları koruyacaklarını açıklamıştır. Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nde Rusya, Kazakistan, Belarus, Tacikistan ve Ermenistan yer alıyor.
Kısa sürede çatışmaların yaşanmasına neden olan gösteriler sonrası ülkede OHAL ilan edilirken, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, ülkede anayasal düzenin büyük ölçüde yeniden tesis edildiğini açıklamıştır. ABD ise, Rusya’yı Kazakistan’daki kurumların kontrolünü ele geçirmemesi konusunda uyarmıştır. Rus ordusu Kazakistan’da iken, ABD’nin bu uyarısı ‘devlet’ kavramını açıkça ortaya koyan bir durumdur. Ülkeleri gerçekte büyük sermayedarlar yönetiyor. Ülke yöneticileri ise, icracılardır. Kazakistan’daki çatışmalar da aslında bu sermaye grupları arasında olanın yansımasıdır.
Emperyalist ülkelerin devlet yapısı bu bakımdan yarı sömürgelerden çok farklıdır. Yarı sömürge ülkelerde sermaye yapısı bir takım ortaklıklarla veya iş modelleri ile dışa bağımlıdır. Bu nedenle, devleti yöneten oligarşi içinde de söz sahibi olurlar. Emperyalist ülkeler de bu nedenle her ülkedeki adamlarından yanadırlar. Kazakistan da kendi halkına karşı Rus ordusundan yardım alma durumuna gelerek bunu kanıtlamaktadır. Çünkü Kazakistan devleti halkın değil, önemli bir kısmı Rusya’ya ait sermayenin devletidir.
Batı emperyalizmi, işgal ettiği her ülkeye demokrasi götürdüğü iddiasında olmuştur. Batı emperyalizmi Libya’ya nasıl bir demokrasi götürmüştür? Demokrasi havarisi görünmeye çalışan ABD de, hep darbelerin kaynağı olmamış mıdır? ABD Kazakistan’da doğrudan etki sahibi olmasa bile bu fırsattan yararlanmak istemektedir. İddia ediyorum: Batılı emperyalistler hep diktatörleri sevmektedir. Çünkü diktatörler kolay yönetilirler ve kervanın başına bağlanan bir eşek yüzlerce deveyi peşinden çekmektedir.
SSCB dağıldığı zaman Kazakistan’ın büyük bir kalkınma politikası vardı. Kazaklar çok eğitimli bir halktır; her evde piyano var. Ülkenin her tarafında sanat merkezleri bulunmaktadır. Ülkede çok sayıda mühendisleri vardır. Yerin altı petrol ve gaz doludur. Ancak, ülkenin olanca potansiyellerine rağmen Kazaklar, Rus emperyalizminin sömürüsü altında yoksullaşmıştır.
Putin, kendi diktatörlüğünü sağlamlaştırmak için yarı sömürgelerini aşırı sömürüyor! Kazakistan’ın manevi lideri Nazarbayev, kendi halkına karşı Rus ordusunu kullanarak kimin adamı olduğunu göstermekle kalmamış, devletlerin halkı temsil etmediğini de göstermiştir.
Bireylerin özgürlüğü olmayan durumlarda önce devlet hukuksuzlaşır. Hukuksuz devlet de mafyadan farksız olmaz ve mafyanın yönetimine girer. Kazak halkı, bugünlerde Nazarbayev’in heykellerini sebepsiz parçalamıyor. Nazarbayev doymaz gözü yüzünden ülkesini nispi özgürlüğünden de etmiştir. Bu yüzden halk artık O’nun örtülü veya açık diktatörlüğünü istemiyor.
Rusya ise, son yıllarda çıkan her kargaşayı açık işgalle sonlandırıyor. Bunu Gürcistan’da yapmıştır, Karabağ’a kalıcı olarak yerleşmiştir. Muhtemelen Kazakistan’ı da istediği gibi düzenleyecektir.
Ve sonuç olarak; Kazakistan’da LPG zammı ile başlayan protestolarda bugün itibariyle gözaltına alınan kişi sayısı 10 bina yaklaşmıştır. Öte yandan protestolarda yaşamını yitirenler için ülkede ulusal yas ilan edilmiştir. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, protestolardan sorumlu tuttuğu hükümetin istifasını kabul etmiştir. Gönül ister ki, Kazakistan’da manevi lider Nazarbayev rejimi de sona ersin ve Kazakistan biran önce hukuk devletine dönüşebilsin.