Zonguldak’ta 17 Mayıs 2010’da meydana gelen grizu faciasında 30 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi de yaralanmış. Dava, Yargıtay’ın kararı sonrası tekrardan görülmeye başlandı. Duruşmada, ölen maden işçisi Şeref Akdoğan’ın eşi Nezahat Akdoğan, “Para cezası ödenecekse ben ödeyeyim, eşimi geri versinler. Canımın parası mı olur? Parayı ben ödeyeyim bunlar hapis yatsın ben doymadım eşime kara toprak doyuyor. En ağır hapis cezasını alsınlar” dedi.
MAHKEMENİN KARARI
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıs 2010’da yerin 540 metre altında meydana gelen grizu patlamasında, galeri açma hazırlık işlerini yürüten taşeron firmada çalışan 30 işçi öldü, 11 işçi yaralandı. Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçundan hepsi de tutuksuz yargılanan 28 sanık için olaydan 4,5k yıl sonra 31 Ekim 2014’te karar verdi. Mahkeme, taşeron firma ortağı Halim Köse ile proje sorumlusu Kadir İpek’e 10’ar, dönemin Karadon Müessese Müdürü, TTK eski Genel Müdür Yardımcısı İsmail Güner’e 6 yıl 3 ay, Karadon Müessese Müdür Yardımcısı Yusuf Ünlütürk ile TTK İnşaat Emlak Daire Başkanı Mustafa Küçük’e de 5’er yıl hapis cezası verdi. Diğer 23 sanığın ise beraatlerine karar verildi.
HAPİS CEZALARININ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ İSTENDİ
Yargıtay Cezalar Genel Kurulu’nda Mustafa Küçük ve Yusuf Ünlütürk’ün 5 yıl, dönemin müessese müdürü İsmail Güner’in 6 yıl 3 ay hapis cezası bozularak para cezasına çevrilmesine karar verildi. Kararda Taşkın Oruç, Vedat Küçükbükücü, Özcan Güneyoğlu ve taşeron firma çalışanı Ali İhsan Kekik hakkındaki beraat kararının bozularak hapis cezasına çevrilmesi gerektiğine karar verildi.
DURUŞMA YENİDEN GÖRÜLDÜ
Zonguldak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, tesadüfen kazanın yıl dönümünde görülen duruşmada ailelerin acısı tazelendi. Duruşmaya tutuksuz 7 sanık ile ölen madencilerin yakınları ve taraf avukatları katıldı. Hapis cezalarının para cezasına çevrilmesi talebiyle bozulan karara Güner, Küçük ve Ünlütürk’ün avukatları karara katıldıklarını belirtti. Haklarında beraat kararı bozulan Taşkın Oruç, Özcan Güneyoğlu, Vedat Küçükbükücü ve Ali İhsan Kekik avukatları ise müvekkillerinin üstlerine düşeni yerine getirdiği ifade ederek bozma kararına uyulmamasını, bilirkişi raporlarında kusurlu bulunmadıklarını söyleyerek bozma kararına uyulmamasını istedi. Ölen madenci yakınlarının avukatları ise sanıkların hapis cezası alması gerektiğini, para cezası açısından bozmaya katılmadıklarını ancak beraatlerinin iptali yönünden ise katıldıklarını söyledi. Mahkeme bozma kararına uyma yönünde karar vererek yargılamaya devam etti.
TÜRKİYE’Yİ AĞLATAN SÖZLER
Savcı, sanıklar hakkında 30 işçinin ölümü 11 işçinin yaralanmasına sebep oldukları gerekçesiyle 15 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi.
Duruşmada söz alan, ölen Şeref Akdoğan’ın eşi Nezahat Akdoğan, “Para cezası ödenecekse ben ödeyeyim, eşimi geri versinler. Canımın parası mı olur? Parayı ben ödeyeyim bunlar hapis yatsın ben doymadım eşime kara toprak doyuyor. En ağır hapis cezasını alsınlar” ifadelerini kullandı.
Duruşma sanık avukatlarının mütalaaya karşı savunma yapmaları için süre verilerek ertelendi
“ADAMLAR 13 SENEDİR DIŞARIDA GEZİYOR”
Adliye çıkışında gazetecilere konuşan ölen işçilerden Erdem Alkin’in ablası Dilek Aslan sanıkları suçlayarak, “30 madenci yerin altında mühendislerde belki suç vardır. Ama mühendisler cezaevinde. Adamlar 13 senedir dışarda geziyorlar. Benim kardeşim daha bir kere sırtına takım elbise giymedi. Evlenmedi. Benim 22 yaşındaki kardeşim yerin altında. Onlar takım elbise ile adliyeye geliyor. Mühendisler tamam onlar da cezasını çekecek. O zaman mühendisler de onların emir kulu olduğu için mühendisler çıkacak onlar girecek ama onlar ömür boyu, ölene kadar içeride çürüyecekler” diye konuştu. Madenci yakınları duruşma çıkışında fenalık geçirdi.