Pazartesi, Kasım 25, 2024
No menu items!
Ana Sayfa Blog Sayfa 127

Afetzedeler “Yürütmeyi durdurma “aldı

0

Hatay’da az hasarlı olan, rezerv alan içinde kalan bazı konutlar için verilen tahliye ve yıkım kararına mahkeme “Dur” dedi. Afetzedeler “Yürütmeyi durdurma kararı bizim için ışık” derken avukatlar “Sürecin takipçisiyiz” dedi.

İlayda Kaya
İlayda Kaya

ilaydakaya@birgun.net

6 Şubat depremlerinden etkilenen 11 kentte barınma, rezerv alan, hijyen, konteyner gibi birçok soruna aylardır çözüm bulunamadı. Afetle yerle bir olan kentlerin başında gelen Hatay’da ise rezerv alan tartışmaları derinleşti. Yurttaşlardan bazılarının az hasarlı ya da hasarsız konutlarına verilen yıkım ve tahliye kararlarına karşı açtıkları davada ise geçen günlerde yürütmeyi durdurma kararı verildi.

Hatay’ın Antakya ilçesinde Gazi Mahallesi’nde 3276 No’lu Sokakta ve Çekmece/ Gazi Mahallesi 2128 ada 2 parselde bulunan yapının tahliye edilmesine ilişkin açılan davada gelişme yaşandı. Hatay 5’inci İdare Mahkemesi’ne depremzedeler tarafından Hatay Valiliği ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açtığı davada söz konusu yapılara ilişkin tahliye ve yıkım kararları durduruldu. Davada, mahkeme idarenin savunması alınıp yeniden karar verilmesi istendi.

Tahliye ve yıkım tebligatlarının hasarsız ve az hasarlı binalara verildiğini söyleyen depremzedelerin avukatı Sevim Küçük, süreci şöyle anlattı: “Hatay Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü tarafından rezerv yapı alanda bulunan binaların tahliye edilmesi için tebligat gönderildi. Tahliye edilmesi istenilen binanın kapısına tebligatlar asıldı. Maksimum 20 gün içinde binanın boşaltılması istendi. Bu tahliye ve yıkım yazısının gelmesinin ardından tahliye ve yıkım işleminin iptali için yürütmeyi durdurma talepli idare mahkemesinde dava açtık. Mahkeme de bizim talebimizi yasalara, hukuka uygun görerek yürütmeyi durdurma kararı verdi. Tabii dava devam ediyor. Bu hukuken olması gereken bir karardı aksi halde ciddi hak kayıpları yaşanacaktı. Şimdi idarenin savunma yapmasını bekleyeceğiz.”

Sürecin takipçisi olacaklarını söyleyen Küçük “Rezerv alan belirleme işleminin iptali için de davalar açılacak, açılması gerekiyor. Sonuna kadar takip edeceğiz. Biz Hatay’dan, Antakya’dan asla vazgeçmeyiz. Yeniden kuruluncaya kadar devam edeceğiz” dedi.

KAYGI İÇİNDEYİZ

Depremzedeler ise sürecin şeffaf yürütülmesi konusunda çağrı yaparak “Kaygı içindeyiz. Yürütmeyi durdurma kararı bizim için bir ışık. Sadece haklarımızın baki kalmasını istiyoruz” diye konuştu.

İskenderun’da 15 Temmuz etkinliği

0

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma törenini Atatürk Anıt Alanında gerçekleştirildi. Milli Birlik yürüyüşünün ardından anıt alanında düzenlenen törende 15 Temmuz hain darbe girişiminde yaşamını yitiren şehitlerimizin ve bu vatan uğruna canını veren tüm şehitlerimizin ruhuna Kuran-ı Kerim okunarak dualar edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının canlı olarak anıt alanında aktarılan törende Askeri ve Mülki erkan’ın katıldığı anma etkinliğinde konuşan İskenderun Belediye Başkanı “15 Temmuz hain darbe girişiminde bulunanları ve bunlara alkış tutanları bir kez daha lanetliyoruz. 15 Temmuz’a tiyatro diyenleri, danışıklı dövüş diyenleri kıyamete kadar affetmeyeceğimizi tekrar buradan ilan ediyoruz. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkarak ülkemizi daha güçlü daha demokratik ve daha müreffeh bir hale getirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz bu anlamlı günde bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize ise sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum. Demokrasi ve Milli birlik ruhu daima yaşaması dileğiyle Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti diyorum” şeklinde konuştu.

15 Temmuz bir işgal projesiydi

İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek ise konuşmasında 15 Temmuz’un Türkiye’yi işgal projesi olduğuna vurgu yaparak ”Aziz milletimiz tarih sahnesine çıktığı andan itibaren şurada ablamızın elinde salladığı bayrağı tarih boyunca var etmiştir, kendi tuğu kendi sancağı altında yaşamış bunun mücadelesini vermiştir ve her daim de muvaffak olmuştur. Bu yolda çeşitli hileler ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan en sonuncusu fetö’cü teşebbüs tarafından hain örgüt tarafından 15 Temmuz 2016 gecesinde girişilen darbe girişimidir. Bu sadece bir darbe değildir o gece Türkiye’de bir iç savaş çıkarma girişimi yaşanmış Türkiye’yi işgal girişimi planlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine meydanlara caddelere sokaklara çıkan aziz milletimiz bu hain girişime dur demiştir. Allah bu millete böylesine bir geceyi böylesine bir ihaneti bir daha yaşatmasın” şeklinde konuştu.

,Sefalete Teslim Olmamak için alanlardayız

0

 

 

Eğitim İş Sendikası İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal bir açıklama yaparak” Yoksulluğa, Sefalete Teslim Olmamak için alanlardayız” dedi!

Başkan Ünsal açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

 

“Kamu emekçileri ve emekliler olarak bugün ülke genelinde alanlardayız.

Alanlardayız. Çünkü bu ülkede emeği ile geçim mücadelesi verenler olarak tarihimizin en karanlık, en zorlu süreçlerinden birisini yaşıyoruz.

Alanlardayız. Çünkü bu ülkede yıllardır kamu emekçisi, işçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile milyonlar olarak her geçen gün daha fazla yoksullaştırılıyoruz.

Evet, yanlış duymadınız. Dilimiz sürçmedi. Bizler kendi kendimize yoksullaşmıyoruz. 

Yıllardır bizzat iktidarlar eliyle planlı, programlı, bilinçli, kasıtlı bir şekilde yoksullaştırılıyoruz. 

Üstelik iktidar da artık bunu saklama gereği duymuyor.  Hatırlayalım.. Döviz kuru, enflasyon rekor üstüne rekor kırmaya başlarken dönemin Maliye Bakanı çıkıp aynen şöyle demişti. “Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor”.

Bu sözler mevcut sistemde kimlerin baş tacı edildiğini, kimlerin ise yok sayıldığının açık bir itirafı olarak tarihe geçmiştir.

Evet, çarklar yıllardır dönüyor. Ama o çarklar halkı, emekçileri, yoksullaştırmak, işsiz bırakmak, bir avuç zengini daha zengin etmek için dönüyor.

Çarklar düşük gösterilen TÜİK enflasyonu ile halkın, emekçilerin cebinden alıp bir avuç patrona, yandaşa aktarmak için dönüyor.  

Dolayısıyla tekrar altını çiziyoruz. Yıllardır bu ülkeyi yönetenlerin kısa vadede de orta vadede de uzun vadede de tek bir programı vardır. O da emeği ile geçinenlere ve halka dayatılan Köleliğe ve Yoksulluğa Uyum Programdır.

Attıkları her adımda işte bu Köleliğe ve Yoksulluğa Uyum Programını hayata geçirenler iki tablolu bir ülke yaratmıştır. Geldiğimiz noktada Türkiye’de iki tablo ile karşı karşıyayız.

Birinci tablo faizden, ranttan, emek sömürüsünden beslenen bir asalağın tablosudur.

Bu tabloda bir avuç asalak iktidar eliyle besleniyor. Bir taraftan emek sömürü diğer taraftan vergi afları, muafiyetleri, teşvikler, ihaleler, dövize endeksli hazine garantileri ile semirdikçe semiriyor. Servetine servet katıyor.

İkinci tablo ise onlar zenginleşirken her geçen gün daha fazla yoksullaştırılan, güvencesiz hale getirilen milyonların tablosudur.

İşçisi, işsizi, kamu emekçisi, asgari ücretlisi, emeklisi, dar gelirlisi ile toplumun ezici çoğunluğunu oluşturanlar milyonların, emeğin ve halkın tablosudur.

Alın teri ile emeği ile yaşam mücadelesi verenler, yoksullaştırılan milyonlar olarak hepimizi kapsayan bu tablo her geçen gün daha fazla kararmaktadır.

* Bugün Türkiye’de her dört kişiden biri işsizken, çalışan her iki kişiden birisi ise açlık sınırının altında kalan asgari ücretle ayakta kalmaya çalışıyor.

* Dört kişilik bir ailenin tüm fertleri asgari ücretle çalışsa dahi hane geliri yoksulluk sınırının altında kalıyor.

* Yoksulluk tüm toplumu sarmış durumda. Her iki kişiden birinin geliri açlık sınırının altında kalıyor.

* Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca açıklanan Mayıs 2024 verilerine göre bu ülkede 17 milyon 114 bin 912 yurttaş yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor.       

* 9 milyon 444 bin 458 kişinin aylık geliri brüt asgari ücretin üçte birinin altında kaldığı için GSS primleri bütçeden karşılanıyor. 

* Milyonlarca kamu emekçisine yoksulluk sınırının yarısını bulmayan bir maaş reva görülüyor.

* Kamu emekçilerinin eline geçen maaşın yarısını ilave seyyanen ödenek başta olmak üzere emekliliğe yansıtılmayan kalemler oluşturuyor. Milyonlarca kamu emekçisi çalışırken aldığı maaş emekliliğinde en az yarı yarıya düşeceği için emekli olamıyor.

* Her 3 emekliden birisi ise açlık sınırının yarısını bulmayan bir aylıkla, sadece 10 bin TL ile yaşam mücadelesi veriyor.

* Avrupa ülkelerinin en düşük emekli maaşı ortalaması 1294 Euro ile Türkiye’nin 5 katını aşıyor. Türkiye’nin emeklileri barınma, gıda, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılamazken Avrupa’nın emeklileri ise aldıkları maaşlarla dünya turuna çıkıyor.

* Buna rağmen altı aylık TÜİK enflasyon oranı %24,73 olarak açıklandığı için bugün kök aylığı 8 bin TL’nin altında olan 2 milyon emekli, yani her beş emekliden birinin maaşına bir kuruş dahi artış yapılmadı. 

Tüm bunlara rağmen takla attırılan TÜİK enflasyon rakamlarını daha da aşağı çekmek için yıllardır başvurulan hilelere her gün bir yenisini ekliyorlar.

* Bugün ev kiralarının ülkenin en ücra kasabasında dahi 10 bin TL’yi, metropol illerde ise ortalama 20 bin TL’yi aştığını bilmeyen kalmadı. Ama TÜİK’in enflasyon sepetinde ev kirası sadece 5 bin 845 TL

* Bugün bir uzman doktorun muayenehanesinde muayene ücreti ortalama 3 bin 500 TL civarında. Ama TÜİK’e göre uzman doktor muayene ücreti sadece 33 lira 69 kuruş.

* 3 üniversite öğrencesinin paylaştığı devlet yurdu ücreti kişi başı 1.250 TL iken TÜİK’e göre sadece 457 TL. Üstelik geçen hafta devlet yurdu ücretlerine 3 kattan fazla zam yapıldı. 1.250 TL olan yurt ücreti tam 5.000 TL’ye çıkarıldı.

* Yarım ekmek et dönerin fiyatı bugün 250 TL’den, tavuk dönerin fiyatı 150 TL’den başlıyor.  Ama TÜİK’te hangi etten olduğunu bilmediğimiz ekmek arası dönerin fiyatı, sadece 77 lira 22 kuruş, yerseniz!

* Bugün yenilebilecek bir beyaz peynirin kilogram fiyatı 250 TL’den, zeytinin kilosu 200 TL’den, dana etinin kilosu 600 TL’den başlıyor. Ama TÜİK’te beyaz peynirin kilosu sadece 149 lira 69 kuruş, zeytinin kilosu 134 TL 96 kuruş, dana etinin kilosu 433 lira 32 kuruş.

* Yine bugün en ucuz zeytin yağının litresi piyasada 200 TL’den başlıyor. Ama TÜİK’te zeytinyağı sadece 113 TL 37 kuruş.

Kısacası TÜİK’te büyük indirim var, fiyatlar piyasadakinin hemen hemen yarısı. Hatta yurt ücreti, uzman doktor muayene ücreti TÜİK rakamlarına göre neredeyse bedava.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi iktidar kendi yarattığı ekonomik krizin yükünü yine bizlere yıkan yeni “paketler” açmaya devam ediyor.

Istakoz yedikleri masalardan, meclis bahçesinde düzenledikleri kebap partilerinden fotoğraf paylaşanlar yoksullaştırdıkları milyonlara “ kemer sıkın” diyorlar.

Her zaman olduğu gibi karlarını dörde, beşe katlayanlara “siz de biraz tasarruf edin, demek akıllarının ucundan bile geçmiyor.  Muafiyet ve istisnalarla çalıştırdığı asgari ücretli kadar bile vergi vermeyen firmaların, şirketlerin, faizden, ranttan, dövize endeksli hazine garantilerinden beslenen asalak takımının sırtını sıvazlarken tüm yükü bize yıkmaya devam ediyorlar.

Bunun için “tasarruf” adı altında önce okul öncesi öğrencilerin bir öğün ücretsiz yemeğini, ardından 250 bin KİT çalışanının giyecek yardımını gasp ettiler. Bugün ise kamu emekçilerinin servis hakkına, kamu lojman ve sosyal tesislerine göz koyuyorlar.

Milyonlarca dar gelirli yurttaşın ihtiyaç duyduğu, mevcutta zaten yetersiz olan kamu hizmetlerine, kamu yatırımlarına bütçeden ayrılan payı 3 yıl boyunca daha da azaltmaya “tasarruf” diyorlar.

“Maliyeti yüksek” diyerek kamu kreşlerini bile kapatmaya,  kamunun elindeki iş makinalarını satmaya “tasarruf” diyorlar.

Bunca yoksulluğa, sefalete rağmen gözümüzün içine baka baka “iktidarımızda işçiyi, memuru, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atmaya devam ediyorlar.

Oysa bizler bu ülkenin kamu emekçileri, emeklileri olarak artık yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil, hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz.

Bizler artık içi boş müjdeler, bugün kaşıkla verileni yarın kepçe ile alan hileler, sadaka, ulufe değil, emeğimizin karşılığını, hakkımızı istiyoruz. Bunun için:

* Öncelikle bugün tüm kamu emekçilerine 14.493 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin emekliliğimize yansıtılmasını için mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmesini istiyoruz. Söz konusu ilave ek ödeneğin tüm emeklilerin kök aylıklarına yansıtmasını, emekli aylıklarından sağlık payı kesilmesine son verilmesini istiyoruz.

* Emekli aylıklarında yaşanan buharlaşmanın önüne geçilmesi, özellikle 2008 sonrası işe başlayanların yaşadığı, yaşayacağı kayıpların önüne geçilmesi için emekli maaş bağlanma hesaplamasında 2008 öncesine dönülmesini istiyoruz.

* Maaş artışlarımızda tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamlarının değil, yoksulluk sınırının temel alınmasını istiyoruz.

* Bunun için mevcutta iktidarın “en düşük maaş” olarak ifade ettiği eşi çalışmayan, 2 çocuklu en düşük kamu emekçisi maaşının eş ve çocuk yardımı ve fahiş oranda zamlanan kiralar karşısında bugün artık elzem hale gelen kira yardımı ile dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını istiyoruz.

* Vergide adaletin sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Bunun için: 

o Tükettiğimiz her şeyden alınan dolaylı vergilerin düşürülmesini,

o Gelir vergisi birinci dilim oranının %15 ten %10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini

o Kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz.

* İktidarın tek taraflı olarak çıkardığı yasalar değil, konfederasyonların, sendikaların kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz.

* Yandaş konfederasyonlarla yapılan ve yoksulluğumuzu derinleştiren “toplu satış sözleşmeleri” değil, emeklilerin de sendikaları aracılığı ile temsil edildiği grevli gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz.

* Seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge ve mülakatın kaldırılması sözlerinin tutulmasını; istiyoruz.

Tüm kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.

GELİN; İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Adil Bir Vergi Sistemi, Halk İçin-Emek İçin Bütçe, Güvenceli İş, Güvenli Gelecek İçin omuz omuza verelim.”

 

 

 

 

Bakan Eğitimi ticarethane gibi görüyor

0

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamalarına yanıt olarak, Tekin’in eğitim sistemini koca bir ticarethane gibi gördüğünü ve Bakan’a okulların temizliği ve tadilat masrafları için ne zaman ödenek gönderileceğini sordu.

BAKAN TEKİNİN TEK CÖMERTLİĞİ İNTERNET FATURASINI ÖDEMEK

 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in son dönemde yaptığı talihsiz açıklamalara dikkat çeken Yıldırım Kara, “Bakan Tekin’in eğitim sistemini koca bir ticarethane gibi gördüğünü saklayamadığı açıklamaları, iktidarın eğitim sistemi konusundaki çarpık anlayışına da ayna tutuyor. “Milyonlarca lira internet faturası ödüyoruz; bunlar bedava değil” diyerek övündüğü ödemeler, yönetenlerin üstün cömertlikleri sayesinde değil yurttaşların emekleriyle kazanıp ödediği vergiler ile yapılmaktadır. MEB’in hazırladığı bütçelerin, eğitim kurumlarının temel ihtiyaçları için bile yetersiz kaldığı bir dönemde, bu harcamaların yönetenlerin şahsi cömertlikleriymiş gibi sunulması, büyük bir sorumsuzluk ve iş bilmezliktir.

 

MEB bütçesinin büyük bir kısmı zorunlu personel harcamalarına ayrıldığı için, geriye kalan az miktarda para ile ne okulların fiziki ihtiyaçları karşılanabilmekte ne de eğitim kalitesi artırılabilmektedir. Okul müdürleri yeni eğitim öğretim yılı başlamadan, henüz ödenek de gelmediği için şu an okulun tadilatlarını, asansörlerin klimaların bakımlarını, boya badana işlerini nasıl ve kime yaptırılacaklarını kara kara düşünüyorlar. Bakan Tekin ise bu sorunlara duyarsız kalarak koltuğunda oturmaya devam etmekte ve büyük bir iş gibi faturaları ödemekten duyduğu kıvancı dile getirmektedir.

 

DEPREM BÖLGESİNDE İKİ KLİMANIN TAMİRİ BİLE 20.000 TL

 

Deprem bölgesindeki eğitim yılının oldukça zorlu ve imkansızlıklar içinde geçtiğinin altını çizen Yıldırım Kara, “Deprem bölgelerindeki okulların harap durumu, iktidarın eğitime verdiği önemi acı bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu okullarda asansörler, klima sistemleri, elektrik ve boyama gibi temel ihtiyaçların masrafları nasıl karşılanacak? Eğitim yuvalarımız, ayırılan yetersiz bütçelerle daha fazla nasıl ayakta kalabilir? Deprem bölgesinde bir okul müdürü, iki klimanın bakımı için 20.000 TL ödemek zorunda kalıyor; okulların bu masrafı karşılaması nasıl bekleniyor? Bir günlük ustanın yevmiyesinin 3 bin TL ile 5 bin TL arasında değiştiği bir dönemde okullar yeni eğitim yılına nasıl hazırlanacak?

 

Ödenek gelmezse bu masraflar nasıl karşılanacak?

 

Deprem bölgesinde giderilemeyen sorunlar nedeniyle ülkemizde bir nesli kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Bakan Yusuf Tekin’in bu sorunu görmezden gelerek büyük bir sorumsuzluk sergilediğini tekrar vurguluyoruz. Bakan Tekin’in, bu durumun ciddiyetini farkına vararak depremden etkilenen bölgelerde derhal harekete geçmesini talep ediyoruz; deprem bölgeleri kamuda tasarruf tedbirlerinden muaf tutulduğu iddia edilse de maalesef pratikte bu uygulamaları göremiyoruz.

 

Yaşadığımız bu eğitim krizi, sadece bir bakanın değil, tüm iktidarın eğitime ve geleceğimize olan vurdumduymazlığının bir sonucudur. Deprem bölgesindeki okulların durumu, acil ve kapsamlı bir müdahale gerektiren kritik bir meseledir ve bu sorumluluk daha fazla ertelenemez.” dedi.

SGK Müdürü sözleşmeleri yeniden imzaladı

0

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Hatay İl Müdürü Hamit Bal, Hatay’da yaşanan deprem sonrası sözleşmeli avukatlarla bir araya geldi ve iş akitleri sözleşmelerini yeniden imzaladı.

İl Müdürü Hamit Bal, toplantıda yaptığı açıklamada, “İlimizde yaşanan deprem sonrası sözleşmeli avukatlarımızla bir araya gelerek bu süreç içerisinde yapılan çalışmaları değerlendirdik. Yenilenen yeni dönem sözleşmeleri imzalayarak başarılı bir çalışma dönemi geçirme dilek ve temennilerimizi ilettik,” dedi.

Toplantı kapsamında, depremin ardından SGK’nın yürüttüğü faaliyetler, hukuki süreçler ve vatandaşlara sunulan hizmetlerin aksamadan devam etmesi için yapılan çalışmalar ele alındı. Avukatlar, bu zorlu süreçte karşılaştıkları sorunları ve çözüm önerilerini paylaştılar. Yenilenen sözleşmelerin imzalanmasının ardından, SGK Hatay İl Müdürü Hamit Bal, avukatlarla birebir görüşmeler yaparak onların görüş ve önerilerini dinledi.

Erzin’de 15 Temmuz yıl dönümü kutlandı

0

Akşam saat 20.30’da Erzin Atatürk Parkı’ndan Erzin ilçe Meydanı’na yapılan Bayrak yürüyüşü ile başlayan 15 Temmuz’un yıl dönümü programı protokol ve haltan yoğun ilgi gördü.

Erzin Kaymakamı  Onur Özaydın, Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu, ilçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Harun Baykal, ilçe Emniyet Müdürü İsa Arslantaş, siyasi parti ilçe başkanları, daire amirleri, mahalle muhtarları ve Erzinli vatandaşlar katıldı.

Program, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kuran-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Kaymakam Sayın Onur Özaydın’ın konuşmasının ardından Mehter Takımı gösterisi, şiirlerin okunması, sinevizyon gösterileri, Kahramanlık Türküleri dinletisi ve 15 Temmuz Belgeselleri ile devam edildi.

Programın sonunda, 00.13’te tüm camilerden okunan selalar ile birlikte demokrasi nöbetine geçildi. Bu etkinliklerle 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün önemi vurgulanmış ve şehitler anılmış oldu.

Çalışkan ÖMK’na sert eleştiriler

0

 

Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin eleştirilerde bulundu. Çalışkan, yasanın yeni mağduriyetlere yol açacağını savunarak, “Bu yasa değil, olsa olsa yama. Burada yapılan faaliyet de yasama değil, olsa olsa yamama faaliyetine benziyor.” ifadelerini kullandı.

 

 

MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ MAĞDURLARI OLUŞACAK

 

 

 

Çalışkan, mevcut kanunların mağduriyet yarattığını belirterek, “Staj mağdurları, Çıraklık mağdurları, Öğrenci Affı mağdurları, EYT mağdurları, KHK mağdurları, Rezerv mağdurları gibi bugün de biliyoruz ki bir süre sonra Millî Eğitim Akademisi mağdurları ortaya çıkacak,” dedi.

 

 

 

EĞİTİME KÂR-ZARAR MANTIĞIYLA YAKLAŞILIYOR

 

 

 

Çalışkan, eğitime özel sektör mantığıyla bakılmasının temel sorun olduğunu vurguladı. “Maalesef ki ülkemizde en fazla Eğitim Fakültesi mezunu piyasada boş gezdiği hâlde bunlara yenileri eklenerek yeni işsiz öğretmenler ordusu ortaya çıkarılacak,” diye konuştu.

 

 

 

ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİ YİNE GÖRMEZDEN GELİNDİ

 

 

 

Çalışkan, yasada özel okullarda görev yapan öğretmenlerin göz ardı edildiğini söyledi. “Özel okulda öğretmenlik yapan bir öğretmen sadece dayak yediği zaman, şiddete maruz kaldığı zaman öğretmen kabul ediliyor. Çünkü özel okulun öğretmeni sadece şiddet konusu gündeme geldiğinde hesaba katılmış,” ifadelerini kullandı.

 

 

 

MÜLAKAT GARABETİ DEVAM EDİYOR

 

 

 

Mülakat sistemini de eleştiren Çalışkan, “Diyorsunuz ki: ‘Ne yapıp yapıp mutlaka mülakatı tutacağız.’ Tamam. Mülakat olmazsa araya sızıntı olurmuş, teröristler girermiş, niteliksiz öğretmenler girermiş. Peki, özel okullarda okuyan öğrenciler bu ülkenin evladı değil mi? Özel okullardaki öğretmenlere niye mülakat yapılmıyor? Onlar sizin sorununuz değil mi?” diyerek iktidarı çelişkili tavır sergilemekle suçladı.

 

 

 

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERE SADAKA MI VERİLİYOR?

 

 

 

Çalışkan, ücretli öğretmenlerin durumuna da değindi. Sayıştay raporuna göre hâlen 75 bin öğretmen açığının bulunduğunu, bir taraftan da Millî Eğitimde çalışan 85 bin ücretli öğretmen olduğunu buna rağmen 2024 yılında atanması planlanan öğretmen sayısının 20 bin olduğunu belirten Çalışkan ücretli öğretmen sorununu gündeme getirdi: “Ücretli öğretmen haftada beş gün tam mesai çalıştığı takdirde aldığı ücret aylık 10 bin lira; asgari ücretin yarısı kadar, sadaka bundan fazla veriliyor, dilenciye bile verdiğiniz bundan fazla.” dedi ve “Burada bir ‘el insaf’ demek gerekiyor,” diye ekledi.

 

 

EĞİTİM FAKÜLTELERİ MEZUNLARININ DURUMU

 

 

 

Mezuniyet törenlerinin matem havasında geçtiğini belirten Çalışkan, “Bugün, yüz binlerce öğretmen, Eğitim Fakültesi ve diğer fakülte mezunları kenarda beklerken bugün ‘al sana bir kaya’ dercesine yeni bir durum ortaya getirilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez,” dedi.

 

 

 

MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ DUYGUSAL SEBEPLERLE KURULUYOR

 

 

 

Milli Eğitim Akademisi’nin kurulmasını da eleştiren Çalışkan, “Şimdi, bu Millî Eğitim Akademisi niçin var? Tamamen duygusal sebeplerle. Bir, ihraçların önünü açmak; ikincisi de bütçeye yük gelmeden -bir öğretmeni bu kadar yıl süründürdük, beklettik, iki yıl daha beklesin- daha az ücret ödeyerek bu insanın hayatını biraz daha geçirmesi sağlanıyor.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

MİLLİ EĞİTİM AKADEMİSİ ve KHK

 

 

 

Çalışkan, “Bu ülkede öğretmenler iki yılda yetişiyordu eğitim enstitüsünden. Zaman geldi, dört yıla çıkarıldı Eğitim Fakülteleri, zaman geldi ‘Biz buna bir de formasyonu ekleyelim’ dediniz, beş yıla çıktı. Bunlar yetmiyor, 20 küsur yaşına gelmiş bir genç, ailesine bu kadar yıl eziyet olmuş, askerliğini yapmış, zar zor sınava girmiş, öğretmenliği kazanmış, bitmiyor, ne olacak? Bir daha eğitime tabi tutulacak, iki yıl daha eğitim alacak yani bugün itibarıyla Eğitim Fakülteleri beş yıl değil, yedi yıla çıkarılıyor,” diye konuştu.

 

 

 

BÜYÜKŞEHİRLERDE AKADEMİNİN GETİRECEĞİ SORUNLAR

 

 

 

Çalışkan, akademilerin 30 büyükşehirde açılacak olmasını da eleştirdi. ” Ya, siz büyükşehir olmayan illeri il saymıyor musunuz?  51 vilayetteki vatandaşımız yeni şehirlere taşınmak zorunda. Bunların ulaşımını kim sağlayacak? Her zaman büyük balık küçük balığı yutsun istiyorsunuz, küçük şehirlerin hepsi yok olsun; Aksaray, Osmaniye, Batman, Bayburt, Gümüşhane sizin gözünüzde il değil, burada yaşayan vatandaşlar vatandaş değil, bunlar ikinci sınıf vatandaş, niye büyükşehirlere gidecek? ” dedi ve “Her tarafı ayrı bir rezalet,” ifadelerini kullandı.

 

 

 

ETİK KURALLAR VE YÖK’ÜN ISLAHI

 

 

 

Yasa içerisinde etik kuralların eksikliğine dikkat çeken Çalışkan, “En fazla muhtaç olduğumuz şey, bu devirde ahlaki kurallar. Etik kurallar öğretmen meslek yasasında öncelikli olarak getirilmesi gerektiği hâlde hiçbir şey ortada yok,” dedi. YÖK’ün ve mevcut Eğitim Fakültelerinin ıslah edilmesi, mezun olan öğrencilerin derhâl atanması gerektiğini belirtti.

 

 

 

ADİL ve KALICI YASALAR GEREKLİ

 

 

 

Son olarak Çalışkan, “Yasanın en vahim yönü yeni bir KHK yasası olması. Bu ambalajla bir şekilde şimdiye kadar despotça yaptığınız KHK’li ihraçları bundan sonra legal hâlde yapacaksınız. Herhangi bir aday, öğretmenliği kazanmış, akademide öğrenci, sonra “Sen başarısız oldun.” deyip ihraç edeceksiniz. Ülkede iktidar her an değişebilir, her an başkasının eline bu yetkiler geçer. Onun için de sistem adil olmalı, herkesin bu ülkenin eşit vatandaşı olduğu hesaplanılarak yasa getirilmeli,” dedi.

 

Yıkım işlemleri devam ediyor

0

Hatay’ın Samandağ ilçesinde 6 Şubat deprem felaketinin ardından ağır hasar alan binaların yıkım işlemleri devam ediyor.

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi en fazla Hatay’ı etkiledi. Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre 89 bin 25 bina kullanılamaz hale geldi, 13 bin 517 bina yıkıldı. Kent genelinde tamamlanma noktasına gelen yıkım işlemlerinin sürdüğü noktalardan bir diğeri de Samandağ ilçesine bağlı Çevlik Mahallesi oldu. Deprem felaketinde ağır hasar alan evlerin yıkım çalışması öncesinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Samandağ’da yıkım çalışmalarının da kısa sürede tamamlanması bekleniyor.

Hassan Fisso2 komedi filmi yayınlandı

0

6 Şubat depremi öncesi Arapça skeçleri ve Arapça komedi filmi Hasan Fisso serileri ile hayranlarını kahkahaya boğan ünlü fenoman Meriç Gültekin, Asrın felaketi sonrası bir an olsun ayrılmadığı memleketinde depremzedelerin yardımına koşması ile tüm gönüllere girmeye başaran bir isim oldu.

Ünlü fenomen Meriç Gültekin şimdide depremzedelere bir nebze de moral olması babında gülümseten desteği ile gündemde.

Son dönemin çok güldüren Arapça komedi filmi Hasan Fisso 2  Meriç Gültekin’in dünyanın her yerinden takipçisi olan  Youtube kanalı MERİÇ GÜLTEKİN MINNINA sayfasında yayında.

Yapımcılığını Meriç Gültekin’in üstlendiği, yönetmenliğini ise Berkan Aktepe ve Meriç Bucak’ın yaptığı “Hasan Fisso 2” filmi günden güne artan izleyici kitlesi ile dikkatleri üzerinde topladı.

Deprem bölgesinde yaşayan insanlara moral ve motivasyon sağlamak için Youtube kanalında gerçekleşen Hasan Fisso 2 filminin izlenme sayısının beklendiği gibi olmasının mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden ünlü fenomen Meriç Gültekin açıklamasında:” Biz zamanlar sinema salonlarında kapalı gişe oynattığımız Hasan Fisso 2 herkes izleyebilsin diye Youtube kanalımızda. Gittiğimiz yerlerde aldığımız olumlu dönüşler ne denli doğru bir hamle yaptığımızı gösteriyor bizlere. Bir nebzede olsa depremzede vatandaşlarımıza moral motivasyon sağlıyorsak ne mutlu bizlere.

Hasan Fisso 2 filmimizi izlemek isteyen herkesi Youtube kanalım MERİÇ GÜLTEKİN MINNINA’ya bekliyoruz.” dedi.

Samanlıkta çıkan yangın söndürüldü

0
Hatay’da samanlıkta çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.
Yangın, Altınözü İlçesi Keskincik Mahallesinde bulunan samanlıkta meydana geldi. Yangını fark eden ev sahibinin yangını 112 Acil Cağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Yangın, Hatay Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede söndürüldü. Yangında saman balyaları zarar gördü.

Köy evlerinin yapımı devam ediyor

0

Depremlerin etkilediği ilçede TOKİ marifetiyle yapılan afet konutlarının yanı sıra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü koordinasyonunda da köy evleri inşa ediliyor.

Bu kapsamda Karbeyaz Mahallesi’nde inşasına başlanan 117 köy evinin yapımı sürüyor. İnşa çalışmalarında yüzde 75 ilerleme kaydedilen evlerin eylül ayı ortasında hak sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor.

“Kırsal afet konutu sayımız toplam 11 bin 399”

Hatay Valisi Mustafa Masatlı, 6 Şubat depremlerinin kent merkezinde olduğu kadar kırsal mahallelerde de yıkıma yol açtığını söyledi.

Bu anlamda Yapı İşleri Genel Müdürlüğü koordinasyonunda kırsal afet konutları olan köy evlerinin de yapımının hızla devam ettiğini bildiren Masatlı, şunları kaydetti:

“Yeni ve güçlü bir Hatay için tüm kurumlarımızla sahadayız. Bugüne kadar ihalesi yapılan ve ihale sürecinde olan kırsal afet konutu sayımız toplam 11 bin 399’dur. İlaveten de yer seçim sürecimiz devam etmektedir ve 17 bin kalıcı kırsal konut yapımı da şu an itibarıyla planlanmıştır. Kırsal bölgelerde yaşayan tüm vatandaşlarımızın en kısa sürede kalıcı konutlarına geçmesi için çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 3 Şubat’ta ilimize teşriflerinde ve devamında yapılan kuralarda toplamda 958 bağımsız bölümün hak sahiplerini belirledik. Vatandaşlarımız evlerinde yaşamaya başladı.”

Masatlı, Altınözü ilçesinde belirli noktalarda şu an 1237 konut ve 49 ahırın yapım çalışmalarının devam ettiğini, Karbeyaz Mahallesi’ndeki afet konutlarının da bunlardan biri olduğunu belirterek, buradaki çalışmalarda da önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti.

“Çekilecek kurayla hak sahiplerine teslim edilecek”

Karbeyaz Mahallesi’ndeki 117 konutun inşasının yüzde 75 seviyesinde olduğunu ifade eden Masatlı, şöyle konuştu:

“Kırsal afet konutlarımızda 100 haneyi geçtiğimiz alanlarda cami, köy konağı ve çocuk oyun parkı gibi sosyal alanların da planlamasının yapıldığını belirtmek isterim. En yakın zamanda tamamlanarak çekilecek kurayla hak sahiplerine teslim edilecek konutlarımızın vatandaşlarımıza ve bölgemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Burasının normal şartlarda teslim tarihi kasımın sonu gibi ancak bizler gerek sahada yapmış olduğumuz denetimler diğer taraftan müteahhitlerimizin gayretleriyle bu süreyi daha öne çekeceğiz. Bizim öngördüğümüz süre de eylül ortası, inşallah vatandaşlarımıza konutları bu tarihte teslim etmiş olacağız.”

“Hacıpaşa Fayı” hakkında bilgi verildi

0
Hatay Kırıkhanlı, Jeoloji konusunda uzman, Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, son günlerde yayılan Hatay’daki ‘Hacıpaşa Fayı’ hakkındaki deprem söylentilerine yönelik açıklama yaptı.
Prof. Şükrü Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada :
“Hacıpaşa Fayı, Kızıldeniz’den Türkiye’ye kadar uzanan Ölüdeniz Transform Fayının bir parçasıdır.
Ölüdeniz Fay Zonunun en kuzeydeki uzantısı Hacıpaşa Fayı dışında Suriye’deki devamı Armanaz, Sermada, Afrin, Yesemek ve Türkiye’deki Narlı Fayı gibi diğer faylardır.
2023 depremlerinde, haritalarda görüleceği gibi, Hatay’da Amanosların eteklerinden geçen Amanos Fayı hareket etmiştir.
Depremlerin etkilediği 11 ilde yerleşim yerlerinin çevresinden geçen fay izi Hatay’da yerleşim yerlerinin tam altından geçmektedir. Bu fayın izi Hassa, Kırıkhan, Antakya, Defne ile Samandağ ilçelerinin altından geçmektedir.
Depremin büyüklüğü ve yumuşak zeminin etkisiyle Hatay’daki hasar ve can kaybı her yerden fazla olmuştur. Yıkımın yüzde 40’ı Hatay’dadır.
Hatay, Türkiye’nin Dünyaya örnek gösterilebileceği çok önemli bir hoşgörü ve medeniyetler şehridir. Atatürk’ün emanetidir. Buraya pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır.
Hatay’da deprem olan fay zonunda, jeolojik koşullar açısından çok uzun süre deprem olması beklenmez. Çünkü Bu depremler sırasında fay üzerindeki gerilimi boşaltmıştır. Tekrardan stresin yüklenmesi uzun yıllar alacaktır. Bu konudaki söylemlerin önemli bir kısmına inanmamak gerekir.
Hatay’da deprem üzerine çalışan pekçok saygın bilim insanı bulunmaktadır. Sözleri dikkate alınmalıdır. Yapılan açıklamalar bir deprem potansiyelini yani tehlikeyi ortaya koymaktadır. Bir deprem tahmini değildir.
Depremlerin nerelerde olacağını kestirsek de zamanını ve büyüklüğünü bilemeyiz. Süreçleri dolan yüksek gerilimli faylar zamanı gelince deprem yaratacaktır. Bu bakımdan depremin vereceği zararları azaltmaya yönelmeliyiz.
Güzel ülkemiz bir deprem ülkesidir. Önlemler almazsak depremlerden etkilenmeye devam edeceğiz. Kaçmak, göçmek yerine güvenli binalarda yaşamalıyız. Bu konuda yöneticilerimize çok iş düşmektedir. Sosyal ve hukuk devleti olarak vatandaşlarımızı depremden zarar görmeye terk edemeyiz. Afetsiz günler diliyorum” ifadelerini kullandı.

Spor tesisleri vatandaşlara açılacak

0
İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, İskenderun Rauf Denktaş spor tesislerinin sporseverlere açılacağını belirtti.
Atıl durumda bulunan tesislerin yapılacak çalışmaların ardından sporseverlerin hizmetine gireceğine dikkat çeken Başkan Dönmez yaptığı açıklamada, “Rauf Denktaş Spor Kompleksimizde yapılacak olan bakım, onarım ve renovasyon çalışmaları için incelemelerde bulunduk.
Atıl durumda olan spor kompleksimiz yapılacak çalışmaların ardından yenilenen yüzüyle gençlerimizin ve spor severlerimizin hizmetine açılacak.” dedi.

İbrahim Kuzu’nun ölümü soruşturuluyor

0

Dün Samandağ ilçesinde Rotary Konteyner Kentte kaybolan şahsın cesedi bulundu. Silahla vurulmuş olarak arazide bulunan İbrahim kuzu ölümü ile ilgili soruşturma başlatıldı.

YKS sonuçları açıklandı

0

2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı sonuçları açıklandı.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, YKS sonuçlarının ÖSYM’nin internet adresinden öğrenilebileceğini duyurdu.

Konteyner Kentte yaşayan vatandaş kayıp

0

Samandağ‘da Rotary Konteyner Kentte ikamet eden İbrahim Kuzu ( 40 ), 5 çocuklu, işinde gücünde, sağlık problemi olmayan bir babadır. Bugün Saat:14.00’dan beri kendisinden haber alınamıyor. Ailesi endişe içerisindedir. Görenlerin insaniyet namına Polis’e ( 155 ) yada 0534 273 9242 ( Nail ÇAY ) No’lu Tel’i araması rica olunur.

50 yaşındaki kadın aranıyor

0
Dörtyol ilçesi Kuzuculu Mahallesi’nden 50 yaşındaki Adile Daş sabah saatlerinde evden çıkarak bir daha haber alınamadı görenlerin insanlık namına güvenlik güçlerine veya iletişim 0546 221 16 17 Sefa Demirel’i aramaları rica olunur.

Antakya’da 15 Temmuz nöbeti

0

Hatay‘da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında vatandaşlar Demokrasi nöbeti tuttu.

Hatay Valiliği koordinesinde Büyükşehir Belediyesi Yerleşkesi Amfi Tiyatro alanında 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinliği düzenlendi. Demokrasi Nöbeti’nin tutulduğu etkinliğe Hatay Valisi Mustafa Masatlı, Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, kent protokolü ve vatandaşlar katıldı. İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim’in okunmasıyla başlayan etkinlikte şehitler için dua edildi. Programa özel hazırlanan ‘Ahmedim, Mehmedim, Şehitlerim’ isimli belgesel film katılımcılara izletildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka hitabının da izlendiği programda mehter takımı günün anlam ve önemine dair marşları seslendirdi. Ardından öğrenciler şiirler okudu.

MASATLI: BİRLİK ŞUURU HER DAİM GÜCÜMÜZ OLACAK

Duygulu ve coşkulu anların yaşandığı 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü etkinliğinde konuşan Vali Masatlı, “Vatan bellediğimiz bu ulvî topraklarda nereden gelirse gelsin ihanetin, bölücülüğün ve terörün hiçbir şekline asla müsaade edilmeyecek. Aziz şehitlerimizin mukaddes kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklarda millet olmanın, kardeş olmanın, birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu içerisinde yaşamanın şuuru her daim gücümüz olacaktır” dedi.

15 Temmuz sergisi halka açıldı

0

Hatay’ın Altınözü ilçesinde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinleri kapsamında hain darbe girişimi sırasında halkın gösterdiği kahramanlığın konu alındığı fotoğraf sergisi açıldı.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı çerçevesinde 15 Temmuz Mili İrade Parkı’nda fotoğraf sergisi açıldı. Hain darbe girişimi sırasında halkın gösterdiği kahramanlığın konu alındığı fotoğraf sergisinin açılışını Altınözü Kaymakamı Mehmet Sert gerçekleştirdi. Kaymakam Sert, açılışın ardından yaptığı açıklamada, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü temalı sergiyi ziyaret ettik, 15 Temmuz anı defterini imzaladık. Sergi, o gece yaşananları ve milli birlik ruhunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. O gece yaşananları unutmadık, unutturmayacağız” dedi.

Trafo patlaması sonucu 6 kişi yaralandı

0
Hatay‘ın Payas ilçesinde trafo patlaması sonucu fabrikada yangın çıktı. 6 kişi yaralandı.
Hatay’da trafo patlaması sonucu fabrikada çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.
Hatay’da trafo patlaması sonucu çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Yangında 5 fabrika işçisi ve 1 itfaiye personeli yaralandı.
Hatay’ın Payas ilçesine bağlı Karşı Mahallesi’ndeki Sanayi Bölgesi’nde, henüz belirlenemeyen bir sebeple elektrik trafosunda patlama meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan alevler sanayi bulunan bir fabrika alev alev yandı. Fabrika çalışanlarının trafodan çıkan alevleri fark etmesi üzerine durum itfaiye, polis ve Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş (TEDAŞ) ekiplerine bildirildi. Olay yerine sevk edilen itfaiye ekipleri yangını kontrol altına aldı.
Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri alırken, TEDAŞ ekipleri tedbir amaçlı olarak bölgedeki fabrikaların elektrik hatlarını kapattı. Yangın, itfaiyenin etkin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü. Hatay Büyük Şehir Belediyesi ekiplerince soğutma çalışmaları devam ediyor.