Alkol raporu sanıkları serbest bırakıldı
HBB Gıda işletmelerini denetliyor
Hatay Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların sağlıklı gıda ürünlerine ulaşması amacıyla gıda imalat ve satışı yapan işletmelere Hatay’ın her noktasında denetimler gerçekleştiriyor.
HBB Zabıta Dairesi Başkanlığı, uygun saklama koşullarına sahip olmayan ve hijyen kurallarına uymayarak halk sağlığını tehdit eden gıda işletmelerine uyarılarda bulunarak caydırıcı tedbirler almaya devam ediyor.
Büyükşehir ve Antakya Belediyesi Zabıta ekipleriyle Antakya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü personellerinin ortaklaşa düzenlediği denetimler esnasında kurallara uymadığı tespit edilen et ve et ürünleri satan 4 işletmeye, toplam 150 bin lira para cezası yazıldı.
Denetimlerde ayrıca uygun saklama koşullarına sahip olmadığı tespit edilen iki işletmenin ürünlerine el konuldu. El konulan 220 kg kırmızı ve beyaz et ekipler tarafından imha edildi.
Yetkililer sağlık ve hijyen standartlarını sağlayamayan işletmelere müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek il genelinde denetimler gerçekleştirmeye devam edeceklerini kaydetti.
Alkol testi çetesi operasyonu
İskenderun’da görevi kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık görevini yapmama ve başkasının yerine tahlil verme iddiası ile aralarında doktor, hemşire, avukat emniyet ve jandarma mensupları ile sağlık çalışanlarından oluşan on sekiz kişi tespit edildi.
Alkollü araç kullanırken yakalanan kişilere trafik ekipleri tarafından cezai işlemlerinin ardından, kan testi istenmesi üzerine İskenderun Devlet Hastanesi’ne gelen sürücünün yerine başka kişilerin kan tahlili verdiği ve sonucunda negatif çıktığı raporlandı. Adli makamların çok sayıda dosya içeriğinde ceza ve rapor çelişkisi üzerine harekete geçildi. Bir süredir yakın takibe alınan vakalar üzerinde yapılan çalışma sonrasında ortaya alkol testi çetesi çıktı.
Savcılık ve Emniyet ekiplerinin titizlikle yaptıkları çalışmalar sonucunda, görevini kötüye kullanmak, devletin resmi kurumlarında sahtecilik yaparak suçlu olanların kimlikleriyle suçsuz olan kişilerin tahlillerini almak suçlarından gözaltına alınan 18 kişi adliyeye sevk edildi.
Yurt öğrencilerine seminer verildi
Antakya ilçesinde Tayfur Sökmen Yurt Müdürlüğü’nde kalan üniversite öğrencilerine yönelik ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ile Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadele’ konulu seminer verildi.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı Doğrultusunda Hatay Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü koordinasyonunda ilgili kurumların katkıları ile hazırlanan Hatay İli Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Eylem Planı ile Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadele İl Eylem Planı 2024 yılı Faaliyet Programı kapsamında kadına yönelik şiddet ile erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele konusunda bilgi ve farkındalığının artırılması amacıyla ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ile Erken Yaşta ve Zorla Evliliklerle Mücadele’ konulu seminer verildi. Antakya Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğünde görevli Sosyal Çalışmacı Alev Güler’in sunumuyla Tayfur Sökmen Yurt Müdürlüğü’nde düzenlenen seminere 16 öğrenci katılım gösterdi. Seminer, soru-cevap bölümü ile son buldu. (DHA)
FOTOĞRAFLI
Orman Ekipleri denetim gercekleştirdi
Antakya ilçesinde Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından ormanların korunması amacıyla denetim faaliyeti gerçekleştirildi.
İlçeye bağlı Derince Mahallesi’nde Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından ormanların korunması amacıyla denetim faaliyeti gerçekleştirildi.
Bölge Müdür Yardımcısı Adnan Zorlukan Aber’in koordinesinde gerçekleşen denetimlerde ormanların korunması, ormanlara zarar veren her türlü hastalık ve orman zararlılarıyla mücadele edilmesi, ormanların yasa dışı müdahalelerden korunması, orman suçlarıyla mücadele etkinliğinin artırılması, doğal kaynakların gelecek nesillere sağlıklı olarak aktarılması hedeflendi. Türkiye geneli sabit ve geçici mobil kontrol noktalarında eş zamanlı olarak 14.00-20.00 saatleri arasında Bölge Müdürlüğü sınırlarında gerçekleşen denetlemelerde herhangi bir usulsüzlüğe rastlanması veya makul şüphe olması durumunda Cumhuriyet Savcılığından gerekli izinler alınarak yasal işlem yapıldığı aktarıldı
Antakya film festivali sona erdi
Hatay’da Ansam Kültür Derneği ve Fotofilm Sanat Merkezi tarafından düzenlenen 12. Antakya Uluslararası Film Festivali, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ödül töreniyle sona erdi.
Ansam Kültür Derneği ve Festival Başkanı Mehmet Oflazoğlu, törende yaptığı konuşmada, bu yıl 12’ncisini gerçekleştirdikleri ve bir hafta süren festivale 40 ülkeden katılım olduğunu ve 70 filmin gösterime sunulduğunu söyledi.
‘ÖNCELİĞİMİZİ ÇOCUKLARIMIZA VERDİK’
Oflazoğlu, film gösterimlerinin depremzede çocuklara destek olmak için konteyner kentte yapıldığını belirterek, “Çünkü sanat iyileştirir, çocuklarımız iyi olursa biz daha da iyi olacağız. Onun için de önceliğimizi çocuklarımıza verdik, festival de güzel geçti. Çocuklar mutlu oldular, onların mutlu olmasıyla bizler daha çok mutlu olduk” dedi.
Oflazoğlu, festivale katılan sanatçılara ve destekte bulunan herkese teşekkür etti.
Törende Uzun Metraj Film Yarışması’nda “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödüllerine “Derun” filmiyle Müge Uğurlar layık görüldü.
“En İyi Senaryo” ve “Yeşilçam Özel” ödülleri “Yakamoz” filmiyle Ali Kerem Gülermen’in oldu.
“En İyi Görüntü Yönetmeni” ödülü “Son Akşam Yemeği” filmiyle Veli Kuzlu’ya verildi.
“En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”nü, “Son Akşam Yemeği” filmindeki rolüyle Engin Şenkan, “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü”nü ise “Derun” filmindeki rolüyle Hatice Aslan kazandı.
Önlem alınmazsa Pamuk değerini yitirecek
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki pamuk üreticilerinin sorunlarıyla ilgili yazılı bir basın açıklamasında bulundu.
TARIM PLANSIZLIĞI KALDIRABİLECEK BİR SEKTÖR DEĞİL
Hatay’da büyük bir tarımsal üretim gerçekleştirildiğini hatırlatan Kara, “Ülkemizin tarım alanında ne kadar büyük bir üretim gerçekleştirdiği, eskiden, daha fazla vurgulanan bir gerçekti. Hem toplumsal yapımızın değişmesi hem de tarımda kendine yeterlilik politikalarının terk edilmesi, bu gerçeğin üzerini örtmüş durumda. Bu da tarımdaki sorunların tartışılmasını, gerçekçi çözümler bulmasını ya yavaşlatıyor ya da tamamen engelliyor. Tam da bu nedenle, Hatay’da tarımın ne kadar önemli bir geçim kaynağı olduğunu vurgulamamız gerekiyor. İlimizin toplam 552 bin hektarlık yüzölçümünün 275 bin hektarı tarım alanı olarak kullanılır. Topraklarımızın yarısından fazlasında, Amik Ovası’nda yoğunlaşan ama kıyı ovalarında da sürdürülen bir tarım üretimi söz konusudur. Bazı ilçelerimizde tarım alanları, toplam ilçe yüzölçümünün yüzde 90’ına yaklaşan genişlikte bir alan kaplar. Uygun toprak ve iklim koşulları sayesinde Hatay, ülkemizin tarımsal ürün zenginliğinin küçük bir yansımasıdır. Hatay’ın tarlalarındaki bir küçülme, Türkiye’nin sofrasından eksilme demektir. Çiftçilerimiz de tarlalarını küçültmemek, kaygı duymadan ekebilmek, maliyetlerin altında borca düşmemek için seferber olmuş durumdalar. Tarım, bu kadar plansızlığı kaldıracak bir sektör değildir. Gıda güvenliğinden söz ettiğimiz yerde, çiftçilerimizi kollayacak bir planlamadan bahsetmeye de mecburuz” dedi.
ÖNLEM ALINMAZSA ‘BEYAZ ALTIN’IN SADECE ADI KALIR
Hatay’da pamuk ekimi gerçekleştiren çiftçilerin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Kara, “Pamuğun ‘beyaz altın’ olarak nitelenmesinin bir sebebi var. Ulusal Pamuk Konseyinin 2023 yılı sektör raporunda da belirttiği gibi, alan verimliliği en yüksek bitkilerden birisi. Rapora göre pamuk, ‘Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler’ grubunda buğdaydan sonra ikinci büyük hasılaya sahiptir. Sadece tekstilde değil, otuz civarında sanayi kolunda, ham madde olarak kullanılmakta; böylece birden fazla alanda katma değer üretimine olanak tanımaktadır. En fazla ‘beyaz altın’ üretimi yapılan şehirlerin başında da Hatay gelmektedir. Hatay İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri, 2023 yılında, 139 bin ton kütlü pamuk üretimi yaptığımızı gösteriyor. Bu üretim, 2,6 milyon tonluk ulusal üretimin yüzde 9’una karşılık geliyor ve Hatay’ı ulusal pamuk üretiminde 4’üncü sıraya yerleştiriyor. Ancak taban fiyatın düşük tutulması, girdi maliyetlerinin artması gibi tüm çiftçilerimizin karşılaştığı sorunlar, pamuk üreten çiftçilerimizi de vurdu. Reyhanlı ilçemiz başta olmak üzere, çiftçilerimiz bizi gördüklerinde, verdikleri çabanın karşılığını alamadıklarından, borçlanmak zorunda kaldıklarından dert yanmaya başlıyor. Tüm pamuk tarlalarında benzer şikayetleri dinliyor, bunlara bir çözüm bulunmadığını müşahede ediyoruz. Ulusal Pamuk Konseyi raporu, çiftçilerimizin endişelerini doğrulayan bulgular içermektedir: Ulusal ölçekte, 1 kilogramlık kütlü pamuk üretim maliyeti, bir yıl içinde yüzde 68 artmıştır. Maliyet ve fiyat arasındaki fark ise, 1 kilogram kütlü pamuk başına, 7 lira 25 kuruşluk bir zarara neden olmuştur. Bu farkın oluşması destekleme ve taban fiyatın düşük kalmasından kaynaklanmıştır. Bu nedenle, partimizin daha önce yaptığı çağrıyı yinelemek gerektiğini düşünüyoruz: Pamukta taban fiyat, en az 30 lira olacak şekilde ayarlanmalıdır. Ancak daha önemlisi, her zaman vurguladığımız gibi, yerli üretimi artıracak yeni bir tarım politikası oluşturulmalıdır. Bu politikanın yokluğunu, pamuk ekimi yapılan alanların azalmasında takip edebiliyoruz: 2004 yılında 6,4 milyon dekarlık alanda kütlü pamuk ekilirken, 20 yılın sonunda bu alan 4,7 milyon dekara düşmüştür. Önlem alınmamakta ısrar edilirse ‘beyaz altın’ sadece adından ibaret kalacak, tüm değerini yitirecektir” diye konuştu.
Erdoğan TOKİ konutlarını dağıtacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antakya ve Defne TOKİ konutları kura ve anahtar teslim törenini gerçekleştirmek üzere Hatay’a geliyor.
26 Ekim (yarın) saat 12.00’de Gülderen Mahallesi’ndeki TOKİ Konutları’nda gerçekleşecek olan Kura ve Anahtar Teslim Töreni’nin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan halka seslenecek.
Tüm vatandaşlarımız davetlidir.
BAŞKAN ÖNTÜRK’TEN TÖRENE DAVET
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, sosyal medya platformlarından yaptığı paylaşımla tüm Hataylı hemşerilerini yarın gerçekleştirilecek törene davet etti.
Haberin görsellerini aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.
https://we.tl/t-uoWVh0yE3c
Rönesans rezidans davasında tahliye
(HATAY) – Hatay’da ‘Cennetten bir köşe’ sloganıyla satılan ve 6 Şubat depremlerinde 269 kişiye mezar olan Rönesans Rezidans’ın üçüncü duruşmasında tutuklu sanık kontrol elemanı Önder Artun tahliye edildi. Rezidansta yakınlarını kaybedenler tahliye kararına, “Cezaevi şartları kötü diyorlar. En azından sevdiklerini görüyorlar. Bizim sevdiklerimizin bir mezarı bile yok” diyerek tepki gösterdi.
Rönesans Rezidans davasının üçüncü duruşması bugün Hatay 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, kontrol elemanı Önder Artun’un sağlık sorunları nedeniyle tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk haline devam kararı verildi. Rönesans Rezidans ile ilgili 4’ü tutuklu 1’i firari 8 sanık hakkında ayrı ayrı 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle açılan davanın görülmesine devam edildi.
Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmaya, sanıklar Mehmet Yaşar Coşkun, Ayhan Karan SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Diğer sanıklar Mehmet Haşim Eraslan, Bülent Seküçoğlu, Önder Artun, İbrahim Dahıroğlu, Bayram Mansuroğlu ise duruşma salonunda hazır bulundu. Rönesans enkazında yakınlarını kaybedenlerin aileleri ve taraf avukatları da katıldı. Firari sanık Hüseyin Yalçın Coşkun ise duruşmaya katılmadı.
“40 yıldır inşaat sektöründeyim”
Mahkemede ilk sözü bir önceki duruşmada rahatsızlanarak, hastaneye kaldırılan yapı denetim şirketinden Bülent Seküçoglu aldı. 40 yıldır inşaat sektöründe olduğunu, bin 200’den fazla binanın proje denetimini yaptığını söyleyen Seküçoğlu, “Bina imalatı, kaba beton inşaatı kısmında ben görev almadım. Bu belgelerle de ispatlı. Bilirkişi raporunda depremin ivmesi dikkate alınmadan suçlu bulunmaya çalışıldı. Bilirkişi raporunun bir yerinde ‘malzeme, kolon, demir iyi’ diyor, başka bir yerinde kötü. Tüm bilirkişi raporları kopyala yapıştır şekilde yapılıyor. Kopyala yapıştır mantığı ile insan hayatıyla oynanabilir mi” diye konuştu. Seküçoğlu, yaşı ve tansiyon hastalığının dikkate alınarak tahliyesini talep etti.
Müteahhit Coşkun: “Kalitesiz binada kendim nasıl kalırım”
Seküçoğlun’un ardından duruşmaya Görüntü ve Ses Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan bina müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, sözlerine rezidansta yakınlarını kaybedenlere baş sağlığı dileyerek başladı. Bu dosyada iki suçtan yargılandığını, bir tanesinin malzeme kalitesi diğer suçlamanın da statik proje yetersizliği olduğunu belirten Coşkun, “Geçtiğimiz mahkemede yeniden bilirkişi raporu talep etmiştik ama reddedildi. Biz de kendimiz İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Enstitüsü’nden malzeme ve statik rapor istedik. Rapora göre statik de malzeme de olumlu bulundu. 2007 yönetmeliğine göre C20 beton kullanılırken biz C30 beton kullandık. Kalıplarımız iyiydi. Bunlar hep maliyetli işler. Ben hep kaliteli malzeme kullanırım. Binada 20’den fazla daire ve büyük bir işlerimiz vardı. Kalitesiz binada kendim nasıl kalırım” şeklinde konuştu.
“Binada sorun yoktu, depremin ivmesi yüksekti”
Müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, daha önceki mahkemelerde yaptığı savunmalarda olduğu gibi bu mahkemede de binanın yıkılmasının en ana nedenini depremin ivmesi olduğunu belirtti. Normal şartlarda depremin merkez üstünden uzaklaştıkça şiddetini azaldığını, fakat Antakya’da ivmenin çok fazla yükseldiğini altını çizen Coşkun, “Bina yapılırken deprem ivmesi 0.4 hesaplandı, fakat depremin ivmesi 1.4. Hangi bina dayanır? Yetersiz, kalitesiz malzeme kullanarak, birçok insanın ölümüne neden olmakla suçlanıyorum. Ben idealist, kaliteli malzeme kullanan bir insanım. Bu suçlamalar beni çok üzüyor. Adalete her zaman inanıyorum. İki yıldır tutukluyum, açık kalp ameliyatı oldum. Tutuksuz yargılanmayı istiyorum” dedi.
Yapı kontrol elemanı Önder Artun da depremin şiddetine vurgu yaptı. Bir yıldır tutuklu olduğunu söyleyen Artun, “Üç defa beyin ameliyatı geçirdim. İskenderun Devlet Hastanesinden heyet raporu aldım” dedi.
“Deprem görmüş yerden karot numunesi alınmaz”
Tutuklu sanık Mehmet Haşim Eraslan, uygulama denetçisi olarak yapı malzeme kalitesizliğinden suçlandığını belirterek, “Deprem görmüş, en kötü yerden karot örneği alındı. Betonun elle ufalandığı yerden karot numunesi alınır mı? Betonu yapan ben değilim, test yapan ben değilim, ben nasıl malzeme kalitesinden sorumlu kişi oluyorum” diye sordu ve tahliyesini talep etti.
Sanık avukatı: AFAD’a yapılan suçlamaya da deprem ivmesi denildi
Sanık avukatlarının tamamı deprem ivmesine vurgu yaptı ve hiçbir raporda deprem ivmesinin dikkate alınmamasını tepki gösterdi. Sanık avukatlarından biri deprem sonrası AFAD’a yapılan bir suçlamada, AFAD’ın deprem şiddetine dikkat çektiğini söyleyerek, bu dosyada da depremin şiddetinin dikkate alınmasını talep etti.
“Çocuklarımı kumun içinden çıkardım”
Rönesansta yakınını kaybeden Semiha Uçar, otuz yıllık evinin yıkılmadığını, cennetten bir köşe Rönesans’ın saniyeler içinde yıkıldığının altını çizdi.
Rezidansta, oğlunu, gelinini, torununu kaybeden Rahime Tosun ise herkesin depremin şiddetini söylediğini, kimsenin suçu üstlenmediğini kaydederek, “Madem kimse suçlu değil benim çocuklarım neden kumun içinden çıktı. Tabii ki sağlam yerden numune alınmayacak. Etrafındaki binalar sağlamdı, bu bina niye saniyesinde çöktü. Kimse suçlu değilse, suçlu kim” dedi.
“Madem sadece deprem suçlu neden B blok yıkılmadı”
Rezidansta yakınını kaybeden Hafsa Açıkgöz, herkesin depremin ivmesi diyerek işin içinden çıkmaya çalışıldığını altını çizerek, “O depremi enkazda geçirdim. B blok niye yıkılmadı. Çünkü otopark yoktu ve daha az katlıydı. A blok hiç direnemedi, yıkıldı” dedi.
“Beyefendiler hapiste memnun değil, bizim sevdiklerimizin cenazesi bile yok”
İki gün enkazda kalan kardeşi ve yeğenini kaybeden Cemile İncili, şöyle konuştu:
“Orta blok saniyede yıkıldı, hiç direnemedi. Madem bu kadar sağlamdı, nasıl saniyeler içinde yıkıldı? Bize raylı sistem denilerek satıldı bu binalar. 6’ncı katta var ama 12’nci katta yoktu raylı sistem. Kasten öldürmekten en ağır ceza verilsin. Beyefendiler hapiste memnun değil, en azından cenazelerini aldılar, sevdiklerini görüyorlar. Bizim sevdiklerimizin bir cenazesi bile yok.”
Duruşmada, kontrol elemanı Önder Artun’un sağlık sorunları nedeniyle tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk haline devam kararı verildi. Bir sonraki duruşma 24 Ocak’ta görülecek.
Cemile İncili: “Tahliye kararı bizi üzdü, adalete güvenmek istiyoruz”
Adliye çıkışı konuşan rezidansta yakınını kaybeden Cemile İncili, kontrol elemanı Önder Artun’un tahliye edilmesine tepki gösterdi. “Kasten öldürmekten” yargılamanın yapılması gerektiğini vurgulayan İncili şunları söyledi:
“Bir kişinin tahliye olması bizi çok üzdü. Hiçbirinin tahliye hakkı olmamalı. Bu kadar can kaybolmuşken, hepsi de ufak mazeretlerle, ‘benim yetkim yok’ diyerek, üzerlerinden atıyorlar. Peki kim suçlu. Binayı yaparken imza atılırken ‘yetkim yok’ demediler, şimdi ceza alacakları zaman ‘Yetkimiz yok’ diyorlar ve tahliye istiyorlar. Bir kişiye de tahliye kararı çıktı. Hastalığını bahane ederek, zor şartlarda kaldığını, bakıma muhtaç olduğunu söyledi. Kendisi hapishanede yaşayamazken bizim canlarımız enkaz altında kaldı. Gidecek bir mezarı olmayan 59 kişi var. 59 kişi mezara dahi gidemezken, kendileri rahat rahat hapiste yaşadığı halde tahliye kararı istiyorlar. Adalete güvenmek istiyorum, sesimizin duyulmasını istiyorum. Bu kadar ucuz, affedici olunmaması lazım. En ağır cezayı almalarını istiyorum.”
Samandağ Sporun Doktor Futbolcusu
SAMANDAĞ SPOR HEM DOKTOR HEM DE FUTBOLCU YETİŞTİRİYOR
DOKTOR UĞURCAN HELVACI’NIN BAŞARILI YÜKSELİŞİ
İtfaiyeden Hastanede tatbikat
Hatay Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların yoğun olarak kullandığı kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanabilecek yangın, doğal afet ve kaza gibi olumsuzluklarda vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak amacıyla eğitim ve tatbikatlara devam ediyor.
HBB İtfaiye Dairesi Başkanlığı, yangınla mücadele, arama kurtarma ve afet durumlarında gerçekleştirdiği çalışmaların yanı sıra vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla eğitim ve tatbikatlar da düzenliyor.
Bu kapsamda ekipler, Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde olası bir yangın ve acil duruma karşı personelin hazırlığını artırmak, yangından korunma, yangın söndürme tüp ve cihazlarını kullanma, acil tahliye gibi konularda tecrübe kazanmasını sağlamak amacıyla tatbikat gerçekleştirdi.
Tatbikatta, senaryo gereği hastanenin alt katında bulunan acil eczanesinde çıkarılan yapay yangın esnasında hastane personeli acil tahliye planını uyguladı. Bir yandan hastane tahliye edilirken diğer yandan itfaiye ekipleri ve hastanenin acil müdahale ekibi müdahale ederek yangını söndürdü.
Yetkililer, bu tür tatbikatların sürekli hale getirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, tatbikatlarla acil durumlarda güvenlik ve müdahale süreçlerinin etkinliğinin artırılmasını hedeflediklerini kaydetti.
Hatay’ın havası, suyu toprağı kirletildi
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara TBMM de gündem dışı bir konuşma yaparak Hatay’ın karşı karşıya olduğu çevre sorunlarının çözülmesini istedi,
Vekil Kara’nın konuşması şöyle:
İskenderun’da bulunan Limak Port üzerinden yapılan angus sevkiyatı, önce saçtığı koku ve kirlilikle İskenderunluları canından bezdirdi. Son haftalarda bu şikayetlere, gemilerle birlikte gelen sineklerin yol açtığı yaralar da eklendi.
Başka bir çevre sorunu Amanos Dağları’nın diğer tarafında yaşanıyor. Yayladağı, Altınözü, Hassa, Defne, Antakya ve Samandağ’da taş ocaklarının, beton santrallerinin yaydığı toz, havayı solunmaz hale getirdi. Bu ilçelerimizde nefes almak bile artık imkansız.
Şehrimizdeki kirliliğin ve hastalıkların sorumluları bellidir: Birtakım çıkar çevreleri ve bunlara göz yuman yöneticiler, Hatay’ın havasını, suyunu, toprağını yaşanmaz hale getirmiştir.
Daha fazla önlem alınmazsa, depremden sağ kurtulan yurttaşlarımız çeşitli hastalıkların pençesine düşecektir. Bunun hesabını ne şimdi ne de ileride kimseye veremezsiniz.
Kalıcı konutlar ücretsiz verilmeli
CHP Hatay Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Av. Servet Mullaoğlu, “depremin yıkıcı etkileri, barınma sorunuyla birlikte en çok işsizlik konusunda, halkımızı derinden etkilemeye devam etmektedir. Bu iki temel sorunun hafifletilebilmesi adına acil ve etkili adımlar atılmalıdır. Öncelikle, depremzedeler için kalıcı konutlar ücretsiz olarak inşa edilmelidir. İş yerini ve evini kaybeden, hiçbir geliri olmayan ailelere ise en az iki yıl süreyle, iş imkânı sağlanana kadar, asgari ücret tutarında aylık destek sağlanmalıdır” dedi.
Gelir kaynağı olmayan ve iş bulamayan birçok aile, yardımların kesildiği durumlarda çocuklarıyla birlikte açlık riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle devletin, evlatlarına sahip çıkarak, bu zor dönemde ailelerin yanında olması hayati bir sorumluluktur.
Ayrıca, depremin ağır hasar verdiği ilçelerde yaşayan çiftçilerimize, esnaflarımıza, akademik meslek gruplarına ve yerel gazetecilere de en az 1.500.000 TL tutarında, sıfır faizli ve uzun vadeli ödeme koşullarına sahip krediler sağlanmalıdır. Bu destekler, bölgedeki ekonomiyi canlandırmak ve yeniden ayağa kalkmayı sağlamak için kritik önem taşımaktadır.
Devletimizin, halkın bu taleplerine kulak vererek gereken adımları ivedilikle atması gerekmektedir.
Baro Avukata yapılan saldırıyı kınadı
Hatay Barosu, Kırıkhan’da görevi başındaki avukatın 15 kişinin saldırısına maruz kaldığı olayı kınadı. Müvekkili ile birlikte keşif için gittiği ilçede aracı taş ve sopalar ile saldırıya uğrayan avukatın, olay yerinden zarar görmeden meslektaşları tarafından uzaklaştırıldığını ifade eden Hatay Barosu Başkanı Hatay Tut, avukata kalkan elin tüm meslektaşlarına kalkmış sayıldığını söyledi. Olaya sert tepki gösteren Baro Başkanı, yasal süreci takip ettiklerini ve failler tutuklanana kadar mücadele edeceklerine değindi.
Avukata kalkan elin cezasız kalmayacağını söyleyen Hatay Barosu Başkanı Hatay Tut, “Avukat hiçbir dosyanın tarafı değildir. Avukata Dokunma!” vurgusuyla şu açıklamayı yaptı, “Bizler her gün ‘Savunma kutsaldır’ diye bağırsak da meslektaşlarımıza yönelik şiddet eylehmet Hüreyre Kel, keşif için gittiği Kırıkhan’da onurlu mesleğini ifade etmek istediği için mleri ne yazık ki artarak devam etmektedir. Değerli meslektaşımız, Hatay Barosu üyesi avukat Me15 kişilik bir grup tarafından saldırıya uğramıştır. Meslektaşımız ve müvekkili darp edilmek istenmiş, meslektaşımızın arabasının camları taş ve sopalar ile paramparça edilmiştir. Meslektaşımızın durumu baromuza bildirmesi ile birlikte yönetim kurulu üyelerimizden ve meslektaşlarımızdan oluşan bir grup derhal olay mahalline intikal etmiş, avukat arkadaşımıza eşlik etmek suretiyle olay yerinden zarar görmeden çıkması sağlanmıştır. Ancak bilinmelidir ki arkadaşımızın keşif alanından telafisi güç bir üzücü netice meydana gelmeden çıkabilmiş olması tamamen şans eseridir. Şüpheliler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 265. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 151. maddesi gereği şikayetçi olmuş, meslektaşımız için koruma tedbirleri aldırmış, darp raporu alınmış, aracın hasarının tespit çalışmaları tamamlanmış ve Kırıkhan Adliyesi’ne müracaat edilmiş, savcıların Cumhuriyet Başsavcılığı makamına kolluk kuvvetlerinin hassas çalışmaları neticesinde şüphelilerin tamamı gözaltına alınmıştır. Haksız eylemi gerçekleştiren faillerden biri Kırıkhan Sulh Caza Hakimliğince tutuklanmıştır. Bir diğer fail firari olup, yakalanması ve tutuklanması için mücadelemiz devam etmektedir. Baromuz tutukluluk haberini alana kadar meslektaşımızın yanında olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de aynı duruşu göstermeye devam edecektir. Bilinmelidir ki, meslektaşımıza kalkan el hepimize kaldırılmıştır” dedi.
Unutulan Çanta panik yarattı
Reyhanlı ilçesi Atatürk Caddesi’nde öğle saatlerinde, berber dükkanına gelen yabancı uyruklu 2 kişi, tıraş olduktan sonra yanlarında getirdikleri çantayı almadan dışarı çıktı. Çanta için dükkana dönülmemesi üzerine iş yeri sahibi polise haber verdi. İhbarla adrese sevk edilen ekipler, bomba şüphesiyle çevrede sinyal kesiciyle güvenlik önlemi aldı. Bu sırada iş yerine gelen kişiler, çantanın kendilerine ait olduğunu söyleyip, içindeki giyim eşyalarını polise gösterdi. Çalışmalarını sonlandıran polis, paniğe neden olan kişileri işlemleri için emniyete götürdü. (DHA)
HBB çocukları güldürmeyi sürdürüyor
Hatay Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncuları tarafından sahnelenen “İki Bavul Dolusu” adlı okul öncesi çocuk oyunuyla il genelinde miniklerin yüzlerini güldürmeye devam ediyor
HBB Kültür ve Sosyal İşler Dairesi’ne bağlı olarak faaliyet gösteren HBB Şehir Tiyatrosu, Belen’de Şenbük İlkokulu, Kırıkhan’da Bayrak Anaokulu, Arsuz’da Pamuk Kreş ve Dörtyol’da eğitim veren 6 anaokulunun öğrencilerine yönelik sergilediği oyunla minik öğrencilere unutulmaz anlar yaşattı.
Dörtyol Halk Eğitim Merkezi’nde 6 anaokulunun katılım sağladığı programda yaklaşık 100 minik öğrenci, Nedim Buğral’ın yazıp Tugay Uğurlu’nun yönetmenliğini yaptığı eğlenceli oyun sayesinde eğlenme fırsatı buldu.
HBB yetkilileri, öğrencilere tiyatro sevgisi aşılamak ve moral motivasyonlarını yüksek tutmak amacıyla Şehir Tiyatrosu’nun il genelinde gösterilerine devam edeceğini belirtti.
Miss Arsuz etkinliği yarın
Arsuz Kaymakamlığı, Arsuz Belediyesi ve İskenderun Rotary Kulübü’nün de destek verdiği kampanyada, çevreye duyarlılık konusunda farkındalık yaratılacak.
‘Daha Temiz Bir Arsuz’ temasıyla yolan çıkan Miss Arsuz, bir kez daha çevreyi koruma ve temiz tutma konularında bir duyarlılığın oluşmasına katkı veriyor.
Etkinlik boyunca, katılımcılara çöp torbaları ve eldivenler dağıtılacak ve belirlenen alanlarda çöpler toplanarak doğanın korunmasına katkı sağlanacak.
Hatay AKP tarafından Üvey evlada çevrildi
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur TBMM’de yaptığı konuşmada, 1939’da anavatana katıldığında öz evlat ilan edilen Hatay’ın AKP tarafından üvey evlada çevrildiğini söyledi.
Güzelmansur şöyle konuştu:
“Şu an elimdeki bir gazete küpürü, 23 Temmuz 1939 tarihli Ulus gazetesi. Ne diyor burada: ‘Bugün Hatay artık Türkiye’nin öz evladı bir vilayettir.’ Ama AKP iktidarı bu öz evlat olan vilayeti üvey evlat hâline getirdi. Burada AKP milletvekillerinin ellerini vicdanlarına koyarak beni dinlemelerini istiyorum. Hatay’da toplam teslim edilmesi gereken konut sayısı 158 bin 200, anahtar teslimi yaptığınız konut sayısı ne kadar biliyor musunuz? 6.868 yani yapacağınız konutun sadece yüzde 4,3’ü… Yerleşen hane sayısı ne kadar? 3.320. Defne’nin yüzde 90’ı yıkılmış. 21.655 konut yapma sözü verdiniz. 20 ayda kaç konut teslim ettiniz? 130 yani binde 6. Sayın AKP milletvekilleri, bu vicdana sığıyor mu? İçişleri Bakanı açıklama yaptı, dedi ki: ‘11 ilde 101 bin konutu biz bitirdik.’ Hatay’da yüzde 50 yıkım olduğuna göre demek ki siz şu ana kadar 50 bin konut teslim etmeniz gerekirken teslim ettiğiniz 6.868 yani yüzde 6,8. Böylece Hatay’ı hep üvey evlat olarak görüyorsunuz.”
VAN’A 6 YIL OLAN MÜCBİR SEBEP HATAY’A 21 AY OLAMAZ
CHP’li Güzelmansur Kasım sonunda bitecek olan mücbir sebep hali ile ilgili şunları söyledi: “Mücbir sebep, biliyorsunuz, şu an deprem bölgesinde konuşulan en büyük sorun. Van depreminde mücbir sebebi altı yıl uyguladınız, altı yıl. Siz sanki dilenciye sadaka verir gibi Hatay’da üçer aylık periyotlarla uzatıyorsunuz. Van’a altı yıl uzatan AKP niye Hatay’a 21’inci ayda son vermek istiyor? Bu mu vicdan? Yıkılan evler, yıkılan iş yerleri yapılana kadar, insanlar kendine gelene kadar neden uzatmıyorsunuz”
İSTANBUL’DA NE VERGİ ALINIYORSA YIKIK HATAY’DA DA AYNI VERGİ ALINIYOR
Yıkık Hatay’da vergi düzenlemesinin farklı olmasına gerektiğine dikkat çeken Güzelmansur “Vergileri biliyorsunuz. Bugün İstanbul’da bir firma ne vergi ne SGK ödüyorsa gördüğünüz gibi yıkık Hatay’da aynı vergiyi, aynı SGK’yı ödüyor. Sizin yaptığınız tek şey borçları ötelemek. Bu mu vicdan?” dedi.
HATAY’IN İNŞASINDA PASTAYI HATAYLI OLMAYAN FİRMALAR YİYOR
Hatay’ın inşasında ihalelerin Hataylı olmayan firmalara verildiğine dikkat çeken Güzelmansur şöyle konuştu: “Hatay’ın pastasını dışarıdan gelen müteahhitler yiyor. Hatay’ın iş adamları iş yapamıyor. Ticaret odalarımızdan liste istediniz, ‘Firmaların isimlerini verin, biz onlara iş vereceğiz.’ dediniz ama hiçbir firmaya iş vermediniz; gidiyorsunuz, depremzede Hataylıları unutup Hatay’ın dışındaki firmaları kalkındırıyorsunuz. Küçük sanayi sitesinde 530 tane iş yeri var, bunun 194’ü yıkıldı, hâlâ yirmi ay geçmiş olmasına rağmen küçük sanayi sitemizi yapmaktan bile imtina ediyorsunuz.”
KONTEYNIRDA EĞİTİM OLMUYOR
Hatay’da eğitim sisteminde yaşanan sorunlara da değinen Güzelmansur değerlendirmeleri şunlar: “‘210 okulumuz yıkıldı, 110 okul açtık’ diyorsunuz, nasıl açtınız? Bunların 88’i konteynerde. Hâlâ resmî kurumlar bazı okullarda faaliyet gösteriyor, o okullardan resmî kurumlar hâlâ çıkmadı. Konteynerlerde altyapı yok, internet kesiliyor, elektrik kesiliyor; ses izolasyonu yok, dışardaki tüm gürültü sınıfın içinde. Oyun bahçesi yok ve ikili eğitim yani sabah altıda öğrenciler başlıyor, gece geç saatlerde ikinci eğitim bitiyor. Çocukların psikolojisi bozuk ama sizin umurunuzda bile değil.”
100 BİN İNSAN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETİ ALAMIYOR
Hatay’da sağlık hizmetlerinin alarm verdiğine dikkat çeken Güzelmansur konuşmasına şöyle devam etti: “Ovanın ortasında bir bölge hastanesi yaptınız, yerle bir oldu, siz diyorsunuz ki: ‘Daha bölge hastanesini yeniden planlıyoruz.’ Yirmi ay sonra aklınıza geliyor. Yıkılan, yirmi aydır yapılmayan aile sağlığı merkezi, 56 sağlık ocağımız hâlâ yerle bir. 100 bin Hataylı koruyucu sağlık hizmeti alamıyor, yoğun bakım üniteleri yetersiz, ful dolu. İnsanlar yoğun bakım olmadığı için acil servislerde ölüyor veya yirmi dört saat, kırk sekiz saat bekletiliyor.”
HATAY ÇİFTÇİSİ NİYE 10 KAT FAZLA SULAMA FATURASI ÖDÜYOR
Hatay çiftçisinin bölge çiftçilerinden 10 kat fazla sulama maliyetine katlanmasının nedenini anlatan Güzelmansur u sözlerle anlattı: “‘5/5/2015’te Reyhanlı Barajı’nı bitireceğiz’ dediniz, bitirmediniz. Amik Ovası çiftçisi 100 dönümünü 250 bin liraya sularken Çukurova ve Urfa çiftçisi bunun onda 1’ine suluyor. Neden? Çünkü o cazibeyle suluyor ama bizim çiftçimiz yer altı kuyularını sulamak zorunda kalıyor
Esnafın Vergi Yükü Hafifletilmeli
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. NeÇalcmettin Çalışkan, esnafların üzerindeki ağır vergi yükünü hafifletmek amacıyla yeni bir kanun teklifi sundu. Özellikle işyeri kiralarında esnaflar tarafından ödenen stopaj vergisinin kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) teklif veren Çalışkan, bu düzenlemenin esnaf ve sanatkarlar için büyük bir rahatlama sağlayacağını ifade etti.
VERGİ YÜKÜ ESNAFI ZORLUYOR
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, mevcut sistemde esnafın, kiraladığı işyeri için mal sahibine ait gelir vergisinin %20’sini stopaj vergisi olarak devlete ödediğini belirtti. “Esnaf, daha iş yerini tutarken ağır vergiler altında eziliyor. Bu durum, esnafımızın sermayesini büyütmesine engel oluyor,” diye konuşan Çalışkan, özellikle küçük işletmelerin bu yükten dolayı zor günler geçirdiğini ifade etti.
ESNAF RAHAT BİR NEFES ALACAK
Çalışkan, sunduğu kanun teklifinin esnafın sorunlarını çözmeye yönelik önemli bir adım olduğunu vurguladı. “Esnafımız, hem ekonomik hem de toplumsal açıdan Türkiye için büyük bir öneme sahip. Usta-çırak ilişkisiyle nitelikli elemanlar yetiştiren esnafımız, ülkenin gelir dağılımında da denge unsuru. Stopaj vergisinin kaldırılması, esnafımızın işini büyütmesine ve yeni işyeri açmak isteyenlere teşvik olacaktır.” dedi.
ESNAFIN KAPANMA SAYILARI KORKUTUYOR
Çalışkan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’nun (TESK) verilerine dikkat çekerek, “Yılın ilk dokuz ayında 55 binden fazla esnaf kepenk kapattı. Bu, esnafımızın nasıl zorlu bir süreçten geçtiğinin en net göstergesi,” şeklinde konuştu. Stopaj vergisinin kaldırılmasının esnaf için ciddi bir rahatlama sağlayacağını belirten Çalışkan, bu adımın atılmasının aciliyetine vurgu yaptı.
EKONOMİYE UZUN VADELİ KATKI
Çalışkan, stopaj vergisinin kaldırılmasıyla devletin kısa vadede vergi kaybı yaşar gibi görüneceğini ancak uzun vadede ekonominin canlanacağını belirtti. “Esnafımızın üzerindeki vergi yükü azaldıkça, sermayesini işine aktarma imkânı bulacak. Sermayesi büyüyen esnaf, iş hacmini genişletecek ve böylece istihdam artacak,” ifadelerini kullanan Çalışkan, uzun vadeli ekonomik kazanımlara dikkat çekti.
Milletvekili Çalışkan’ın sunduğu kanun teklifi kabul edilirse; esnaf, işyeri kiralarında stopaj vergisinden muaf olacak
TMMOB Dörtyol’da Protokol imzaladı
Dörtyol Belediyesi ile, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Makina Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Mimarlar Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Şehir Plancıları Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Maden Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Bilgisayar Mühendisler Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Çevre Mühendisler Odası İskenderun Temsilciliği, TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisler Odası İskenderun Temsilciliği arasında aşağıda belirtilen koşullarda; “Sağlıklı Kentleşme, Nitelikli Yapılaşma, Kültürel, Tarihi ve Doğal Çevre Değerlerinin Korunarak Geliştirilmesi İçin Ortak Mesleki ve Teknik İşbirliği Protokolü” imzalandı.
Belediye sınırları içerisinde yapı ruhsatı gerektiren; tüm yapı projelerinin ve Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma izni eki projelerinin (plan, proje, etüd ,vaziyet planı-bağımsız bölüm planı, v.b) müellifleri ve bu işlere ait Şantiye Şefliği üstlenenler tarafından Oda Sicil Belgesi / Sicil Durum Belgesi alınmasını ve meslek içi eğitimi , uzmanlık gerektiren denetim ve envanter oluşturma vb. konularda uzmanlık alanlarına göre ilgili meslek odası ile özel protokollerin imzalanmasını kapsayan Protokolün imzalanma toplantısı Dörtyol Belediyesi`nde gerçekleştirildi.
Toplantıda BeledDörtyol iye Başkanı Dr. Bahadır AMAÇ, meslektaşımız Belediye Başkan Yardımcısı Özel GÖKİSAOĞLU, TMMOB İSKENDERUN İKK Sekreteri Murat DURUKAN ve ilgili Odaların İskenderun Temsilcilik başkanları hazır bulundu.