Pazar, Kasım 24, 2024
No menu items!
Ana Sayfa Blog Sayfa 406

Akdeniz İstanbul Kız Yurdu Konforlu Yuvanız

0

 

Akdeniz kız yurdu, öğrencilerine evlerindeki konforu ve rahatlığı vaat etmektedir. 24 saat boyunca kameralar ile izlenen yurt binalarında herhangi bir güvenlik açığının meydana gelmesinin önüne geçilir. Akdeniz kız yurdu, merkezi konumu ve çok çeşitli faaliyet alanları ile bir öğrencinin ihtiyaç duyabileceği her türlü unsuru bünyesinde barındırmaktadır. İstanbul’un en sık tercih edilen üniversitelerinin bulunduğu Vatan Caddesi üzerinde yer alan Akdeniz kız yurdu, öğrencilerini uzun yolculuklardan kurtarıyor. Akdeniz kız yurdu  çevre üniversitelerine sadece yürüme mesafesi uzaklığında konumlandırılmıştır. Lüks ve steril ortamı ile bu yurt, öğrencilerin evlerindeki konforu yakalayabilecekleri bir yurttur. Yurt binasının yıllık kontrolleri, temizliği  ve genel bakımı aksatılmadan yapılmaktadır. Yurt binalarının tümü depreme karşı güçlendirilmiştir.

İstanbul Kız Yurdu konusunda geniş bir yelpazeye sahiptir. Fakat her İstanbul kız yurdu üniversitelere yürüme mesafesi uzaklığında yer almamaktadır. Yurt binasının merkezi bir konuma sahip olması bir öğrenci için en önemli konulardan biridir.  Akdeniz kız yurdu,çevresinde yaklaış olarak 15 üniversite bulunur. Yurda en uzak konumda bulunan  üniversiteye yurt binası önünde bulunan toplu taşıma araçlarından faydalanarak yaklaşık 5 dakika içerisinde ulaşabilirsiniz. Akdeniz kız yurdu, lüks yapısı ve hesaplı fiyatları ile İstanbul’un en sık tercih edilen kız yurtları arasında yer almaktadır. Yurt binaları güvenlik kameraları ile 7 gün 24 saat boyunca izlenmektedir. Bu durum oluşabilecek güvenlik açıklarının önlenmesine yardımcı olur.

Bertuğ Fransa’ya Transfer oluyor

0
Hatayspor’un forvet oyuncusu Bertuğ Özgür Yıldırım, Fransa’nın Rennais kulübüne transfer oluyor
A Spor’un haberine göre; Hatayspor, bu transferden 5 milyon Euro’nun üzerinde gelir elde edecek. Bertuğ;2 sezon önce Sarıyer’den Hatayspor’a gelmişti
Bertuğ’un yeni takımı Rennais 1901’de kuruldu 1965 ve 1971’de Fransa Kupası şampiyonluğu dışında ciddi bir başarısı yok.

Gökhan Zan “Normalleşyoruz”

0

Hatay’da  gerçekleşen kısa süreli yağış su baskınlarına neden oldu.

Onlarca çadırı su bastı, depremzedeler bir mağduriyet daha yaşadı.

Eski futbolcu ve antrenör Gökhan Zan, kentte yaşananlara tepki gösterdi. Hatay’da sabahki yağışın ardından yaşananlara ilişkin bir videoyu sosyal medya hesabından paylaşan Gökhan Zan “Mâlum önümüz kış Kışa hazırlıklar tamam!!! Hatay’da bugünkü son durumumuzdan bir kesit ile sizleri bu görüntülerle başbaşa bırakıyoruz… Normalleşmeye adım adım yaklaşıyoruz!!! Hatay’dan herkese sevgiler” yorumu yaptı.

Hatay Özel Statü ile ayağa kalkar

0

 

 

 

Hatay İYİ PARTİ Milletvekili Şefik Çirkin,  ÖZEL AFET BÖLGESİ ilanı diye bir kavram yada yasanın söz konusu olmadığını kaydederek ”Özel statülü il” olabilir ama özel afet bölgesi yok, olamaz” dedi.

Milletvekili Şefik Çirkin konuyu enine boyuna araştırdığını belirtti ve sosyal medyada “Özel Afet kanunu” diye bir kanun yok” başlığı altında şunu paylaştı: “Değerli arkadaşlar ;
Seçildikten sonra meclise gider gitmez danışmanıma talimat vererek bu kanunu sordum. Çünkü vatandaşlar, bazı siyasiler, bazı gazeteciler ısrarla “ HATAY ÖZEL AFET BÖLGESİNE ALINSIN “ diyordu ve hatta 11 milletvekili bu konuda ağır şekilde suçlanıyordu ki bu hala devam ediyor. O sebeple bu açıklamayı zorunlu bulduk.
Böyle bir kanun olmadığından iktidar vekillerine bu konuda baskı uygulayamazdık, iletmedik de
Ben durumu fark edince “ÖZEL STATÜLÜ İL “ fikrini dile getirdim ve MGK desteği istedim
Bu Hatay için yeterliydi…
Ancak hiç bir kesimden sahip çıkan olmadı
Herhalde anlamadılar….
Ben Meclis açılır açılmaz bu konuyu tekrar gündeme getirecek ve ısrarlı olacağım
Çünkü Hatay ancak Özel Statü ile ayağa kalkar
Örneğin ;
İktidar BŞB nin yapamadığı su şebekesini ayağa kaldırmak için gereken her şeyi yapıyor
Ancak çalışmalar ihale kanununa tabi olduğu için bu iş aylarca sürecek
Vatandaşın da çilesi sürecek
Oysa Özel Statü de ihalesiz olacağı için kısa zamanda sonuç alınabilir
Bence kamuoyu olmayan ÖZEL AFET yerine mümkün olan ÖZEL STATÜ ye destek vermelidir
Ya da daha iyi bir fikri olan varsa söylesin biz ona destek verelim
Bu konuda kıskanç değiliz, şov yapmak medyatik olmaktan çok sonuç odaklı olmak zorundayız milletvekili olarak
Bizi değil Hatay’ı kurtarmalıyız

 

Hatayspor’a yeni sol bek

0

 Hatayspor, 32 yaşındaki sol bek Faouzi Ghoulam’ı renklerine bağladı.


Tecrübeli futbolcu ile 1+1 yıllık sözleşme imzalandığı duyuruldu. Hatayspor kulübünden yapılan açıklamada, “Geçtiğimiz sezonlarda Saint-Etienne, Angers takımlarında oynayan ve uzun yıllar Napoli forması giyen, tecrübeli sol bek Faouzi Ghoulam ile 1+1 yıllık sözleşme imzaladık. Faouzi Ghoulam, sağlık kontrolünden geçtikten sonra TFF Hasan Doğan Milli Takım Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde bireysel çalışmalarına başladı” ifadelerine yer verildi.

Limak Modernizasyon yatırımı yapacak

0
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin hasar verdiği Doğu Akdeniz’in en önemli çıkış kapısı Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmesi’nde modernizasyon çalışmaları yapılacak.

 

“LimakPort İskenderun”un modernize çalışmaları kapsamında 1 milyar 890 milyon 176 bin lira tutarında yatırım planlanıyor. Modernizasyon çalışmalarının ne zaman başlayacağına yönelik bir açıklama ise henüz yok.

Şirket, yatırım için faiz desteği, gümrük vergisi muafiyeti, Katma Değer Vergisi İstisnası, 10 yıl sigorta primi desteği, 10 yıl sigorta primi işveren hissesi, yüzde 90 vergi indirimi ile yüzde 50 Yatırıma Katkı Oranı’ndan faydalanacak.

 

1 milyon metrekarelik liman sahası, 8 rıhtımı bulunan LimakPort İskenderun; yıllık 120 bin araç kapasitesi ile Akdeniz’in transit araç ticaretinde önemli bir yer tutarken, liman vinçleriyle 180 tona, gemi vinçleriyle 600 tona kadar proje yükü elleçleme yapılabiliyor. Limanın işletme hakkı Aralık 2011’de devralınmış, Mart 2013’te konteyner operasyonlarına başlanmıştı.

Ardiye muafiyetleri kaldırılıyor

 

Deprem felaketinde limanda boş olarak bulunan ve hali hazırda boş olarak limanda bulunmaya devam eden konteynerlerin 15 Eylül 2023 tarihe kadar çıkış işlemlerinin yapılması istendi.

Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmesi Genel Müdür Gündüz Arısoy imzasıyla İskenderun Deniz Ticaret Odası Başkanlığı, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, İskenderun Deniz Nakliyecileri Derneği ile Mersin Gümrük Müşavirleri Derneği’ne gönderilen yazıda, bu tarihten sonra bekletilmeye devam eden konteynerler için ardiye muafiyetinin sona ereceği, aldıkları hasardan dolayı şekilsiz ve biçimsiz olmaları sebebiyle istiflenemediği için 20 konteynerlere günlük 5 dolar, 40’lık konteynerlere 10 dolarlık ardiye bedeli yansıtılacağı duyuruldu.

Deprem sonrası ne olmuştu?

Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmesi’nde deprem sebebiyle 6 Şubat Pazartesi gününden itibaren gemi tahliye ve yükleme işlemlerine geçici süre ile ara verilmişti. Deprem esnasında konteynerlerin birçoğu şiddetli sarsıntı ile devrilip yan yattı veya kaydı. Depremin tetiklemesi sonucu çıkan yangın ise 13 Şubat Pazartesi günü söndürüldü. Yangında dolu sahasındaki 5 bin 400 konteynerden 3 bin 670’i yandı.

Yaklaşık 1.730 konteyner de içindeki yüklerle birlikte yandı. Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmesi’nde yangın felaketi sonrasında limanın ekipman ve altyapısında gerekli testler ve onarımlar yapıldı, güvenli ve verimli bir şekilde operasyonların tam olarak başlaması için titiz bir çalışma sürdürüldü, yükleme ve boşaltma işlemlerine de kısa sürede başlandı.

Depremzede Başak Türkiye 97.si oldu

0

 

Hatay’da deprem sırasında balkondan atlayınca bacağından yaralanan ve 2 ameliyat geçiren 18 yaşındaki Başak Heybeli, ODTÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’ne yerleşti.

Hatay Fen Lisesinden mezun olan Heybeli, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depreme Defne ilçesinde ailesiyle kaldığı evde yakalandı.

Heybeli, kapılarda hasar oluştuğunu görünce 1. kattaki dairenin balkonundan atladı.

Zeminde üzerine düştüğü cam kırıkları nedeniyle sağ bacağında derin kesikler oluşan genç, Hatay ve Mersin’deki hastanelerde geçirdiği 2 ameliyatın ardından sağlığına kavuştu.

Heybeli, tedavi sürecinde hazırlıklarını aksatmadığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girdi.

Sayısal puan türünde 552 yerleştirme puanıyla Türkiye 97’ncisi olan Heybeli, ilk tercihi ODTÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nü kazandı.

 

“Yatarak da olsa derslerime çalışmaya devam ettim”

Başak Heybeli, AA muhabirine, hayalini kurduğu üniversite bölümüne yerleşmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.

Kalem ve kitaplarını hasta yatağında da elinden bırakmadığını belirten Heybeli, “Bacağımdaki yara nedeniyle hem Hatay’da hem de Mersin’de ameliyat oldum. İyileşme sürecinde yatarak da olsa derslerime çalışmaya devam ettim.” dedi.

 

Heybeli, öğrencilere hayallerinden vazgeçmemeleri tavsiyesinde bulunarak, “Süreçte zorluklar olacaktır ama emin olun o zorlukları atlatabilecek cesaretiniz ve gücünüz de var. Hayallerinizi, emeklerinizi asla çöpe atmayın çünkü onlara erişebilirsiniz.” diye konuştu.

 

“O bizden daha dirençli çıktı”

Anne Meral Heybeli, kızının başarısının kendilerini de mutlu ettiğini anlattı.

Yaşadıklarına rağmen azmini kaybetmediği için kızıyla gurur duyduğunu dile getiren Heybeli, şöyle devam etti:

“Ameliyat olduktan sonra oturamadığı için bir süre yatarak ders çalıştı. Yürüyemediği ve ağrıları olduğu için biraz moral bozukluğu oldu. Bu 1-2 aylık sürecin ardından ona, yaşadığımız büyük afete rağmen toparlanmamız gerektiğini anlattık. Yeniden çalışmalara başladı ve çok şükür karşılığını da aldı.”

 

Baba Sami Heybeli de her babanın, evladının başarısını görmesini istediklerini vurgulayarak, “Başak, başlarda çok acı çekti. Bizler de psikolojik olarak daha fazla yıprandık ancak o bizden daha dirençli çıktı.” ifadelerini

 

kullandı.

 


 

İmamoğlu’ndan Başkan Savaş’a ziyaret

0

Hatay’a gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ı ziyaret etti.

 

 

“HATAY’IN RİSKLİ ALANLARI İÇİN ALARM VERDİK AMA KİMSE SESİMİZİ DUYMADI”

 

Ziyarette konuşan Başkan Savaş, “ Depremin ilk zamanlarından itibaren Hatay’a vermiş olduğunuz desteklerden dolayı teşekkür ederiz. Varlıkta yapılan iyilikler çok çabuk unutulur ama yokluktakiler unutulmaz. Ülkemizin her katmanları ile hareket edersek şehrimiz yeniden eski pozisyonuna gelecektir. Bizler yaklaşık 10 yıl boyunca Hatay’ın riskli alanları için alarm verdik ama kimse sesimizi duymadı” dedi.

 

 

“BİRLİKTE ÇOK FAYDALI İŞLER ÜRETTİK”

 

Hatay’ın yaşamış olduğu yıkımdan dolayı oldukça üzüntü duyduğunu ve şehrin yeniden yapılanması ile eski neşesine kavuşması için desteklerine devam edeceklerini söyleyen İBB Başkanı İmamoğlu, “ Her zaman yanınızdayız. Bu zor dönemde çok zor bir görev yapıyorsunuz. Belediyelerin böylesi bir afetin altından tek başına kalkması mümkün değil. Bu sadece sizin belediyeniz değil depremden etkilenen diğer belediyeler için de geçerli. Sizlerin her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim. Başta devletimizin kurumları ve AFAD’ın bizi Hatay’a yönlendirmesi ile sizlerle beraber güçlü bir iş birliği yapma peşindeydik. Bu konuda sizlerle çok faydalı işler ürettik” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

“YAPILARIN BİR ANDA YERİNE KOYULMASI MÜMKÜN DEĞİL”

 

Yaşanan zorlu süreçlerin üstesinden gelebilmek amacıyla devletin ve milletin birlikte hareket etmesi gerektiğini de vurgulayan İmamoğlu, “ Süreç gayretle ve özenle yürütülmeli. Farklı bakanlıklar, kurumlar ve Türkiye’nin her yerinden iş dünyasının birçok yerinden yardımlar yapıyorlar. Ona rağmen şehir için yetmeyebiliyor. İnsanlarımızın ruhsal ve manevi travmalarının yanı sıra çok ciddi yapıları var. Yapıların da bir anda yerine koyulması mümkün değil” açıklamalarında bulundu.

 

 

İNSANLARIMIZ NE SÖYLERSE SÖYLESİNLER BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERLERİ VAR”

 

Hiçbir siyasi parti gözetmeksizin şehir için herkesin elinden geleni yapması gerektiğinin altını çizen Ekrem İmamoğlu, “ Bu işin iktidarı muhalefeti, belediyesi veya kurumu olmaz. Sorumluluğunuz çok fazla. İş birliği içerisinde bu zorlu süreçleri hep beraber aşacağız. Her aşamada daha güzel işler yapacağız. Her zaman yanınızdayız. Biraz sabra ihtiyacımız var. Çok zor bir dönem yaşıyorsunuz. Allah Hatay’ın ve depremden etkilenen diğer illerimizin yardımcısı olsun. İnsanlarımız ne söylerse söylesin başımızın üstünde yerleri var. Maksimum el birliği, dayanışma ve hız bu işin altından kalkmanın tek formülü. Bu şekilde birlikte hareket edersek ve samimi olursak bu zor günlerde büyük işler yapabiliriz” dedi.

 

İmamoğlu ve beraberindeki heyete Parti Meclis Üyesi Seyit Torun, CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, CHP Hatay İl Başkanı Hakan Tiryaki de eşlik etti.

Hatay’ı o ahengine kavuşturacağız

0

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hatay’da 201’i konut ve 21’i ticari olmak üzere, toplam 222 birimden oluşan “KİPTAŞ Antakya Geçici Barınma Alanı”nı hizmete açtı. Kimsenin hata yapma, özensiz davranma lüksünün olmadığı bir dönemden geçtiklerini belirten İmamoğlu, “Ne yazık ki kötü sistemin kurguladığı şehirlerimiz, bizi bu hale getirdi. Ders çıkartmalıyız. Biz de kentlerimizin önünü açan, şehirlerimizin önünü açan, şehirlerimizi kuvvetlendiren, güçlendiren yöneticiler olmak zorundayız. Devletin her kademesi, hiçbir seçilmiş ya da devletin hiçbir bürokrasisi, valisinden cumhurbaşkanına, genel müdüründen bakanına, fark etmiyor; bu konuda afra tafra yapmaz. Bir araya geleceğiz. Bizler, sizlerin parasıyla sizlere hayırlı işler var etme çabasındayız. Kimse cebinden parayla bu konutları yapmıyor, yapmayacak. Milletin parasıyla yapacak. Lütuf değil. Bu paralar yine sizin cebinizden, hepimizin cebinden çıkacak. Bu bağlamda, iyi yöneticiler olmak zorundayız, tarih yazmak zorundayız” dedi.

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde felaketi yaşayan Hatay’ı ziyaret etti. Hatay Büyükşehir Belediye (HBB) Başkanı Lütfü Savaş tarafından, belediye merkezi olarak kullanılan Antakya’daki EXPO’21 binasında ağırlanan İmamoğlu’na CHP milletvekilleri Mehmet Güzelmansur ve Seyit Torun da eşlik etti. Savaş’ın makam odasında gerçekleşen buluşmanın ardından, aynı binada düzenlenen, “Hatay Planlama Merkezi Tanıtımı ve Bilgilendirme Toplantısı”na geçildi. Hatay Vali Yardımcısı Mehmet Anıl Çolak’ın da katıldığı toplantıda; HBB Genel Sekreter Yardımcısı ve İmar ve Şehircilik Daire Başkanı İhsan Çakar ile İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün birer sunum yaptı. İBB ve HBB iş birliğiyle hayata geçirilen, Hatay’ın gelecek planlamasında etkin rol oynayacak proje kapsamında, İmamoğlu ve Savaş arasında protokol imzalandı.

İmamoğlu’nun Hatay’daki ikinci durağı, “KİPTAŞ Antakya Geçici Barınma Alanı Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne Teslimi Töreni” oldu. Törende, sırasıyla; KİPTAŞ Genel Müdür Ali Kurt, Savaş ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. 6 Şubat depremlerinin ardından AFAD’ın İBB’yi ağır hasar alan Hatay ile eşleştirdiğini hatırlatan İmamoğlu şunları söyledi:

“DESTEK OLMAK İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ:

 O günden, o andan itibaren burada bulunduk. Hatay’ın yaralarının hızla sarılması için, şehrin yeniden yapılanmasına varacak olan sürece kadar bütün aşamaları tek tek, bilimsel, teknik açıdan inceleyerek, Hatay Büyükşehir Belediyemiz ve Sayın Başkanımızla iş birliği yaparak, süreci takip ettik ve koordine ettik. Çok büyük acıların yaşandığı bu süreçte, vatandaşlarımıza destek olabilmek için özveriyle, sorumlulukla çalıştığımız gibi, bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz.

KİMSENİN HATA YAPMA LÜKSÜNÜN OLMADIĞI BİR DÖNEMDEYİZ: 

Kimsenin hata yapma, özensiz davranma lüksünün olmadığı bir dönemdeyiz. Bütün kurumlar planlı, programlı çalışmak ve kaynaklarını en etkili, en verimli şekilde burada kullanmak durumundadır. Bu anlayışla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak planlı olmaya, programlı olmaya, koordineli olmaya, yapacağımız her işi burada Hatay Büyükşehir Belediyemizle düşünmeye ve ona göre harekete geçirmeye gayret gösteriyoruz. Görevi alır almaz; ilk hafta, ilk ay, ilk altı ay içinde yapmamız gereken ne varsa programlarımızı ona göre planladık. Ve ‘Afet Yaklaşım Planı’ doğrultusunda da hareket ettik. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin iştiraki olan KİPTAŞ’ın kurduğu ve birazdan temsili olarak anahtarlarını temsil edeceğimiz, hemşerilerimizle ziyaret edeceğimiz bu Antakya Geçici Yaşam Alanı’nda oluşan bu proje de tam da bu teknik ve bilimsel bakışın bir ürünüdür. 

BU ÇALIŞMANIN ÖRNEK OLMASINI DİLİYORUM:

 Kurduğumuz alan kalıcı değil, geçici bir alan. Geçici olarak insanlarımızın güvenli alanlarda yaşatılmasını sağlamak konusunda atılacak adımlarla hem zaman kazanmalıyız hem doğru iş yapmamızın önünü açmalıyız hem de insanlarımızın sağlıklı bir şekilde yaşamlarını devam ettirmelerini sağlamalıyız. Çünkü, iyi biliyoruz ki bu bölgeleri terk etmiş yüz binlerce de insanımız var. Şu anda Türkiye’nin muhtelif yerlerinde yaşamlarını sürdüren insanlarımız var. O insanlar da kademeli olarak burada yaşama katılabilirler. Ve konutları bittikçe, konutları yapıldıkça da insanlar kalıcı konutlarına geçebilirler. Ama bunun çadırda da konteynırda da mümkün olmadığını biliyoruz. Bu bakımdan, bu örnek çalışmanın bence deprem bölgemizde, yani bu 10 afet bölgemizde, 11 şehirde, başta Hatay olmak üzere, olabildiğince yüksek sayıda hayata geçirilmesini, devletimizin yetkililerine buradan duyurmak istiyorum.

BİR MAHALLE ÜRETTİK:

 Biz burada nasıl bir şey yaptık. Sadece prefabrik konutları yan yana dizmedik. Aynı zamanda planlı bir şekilde oluşturduğumuz altyapısını, buranın yağmuruna, çamuruna, suyuna, seline, baskınına tedbirleri alınmış şekilde inşa ettiğimiz gibi, elektrik ve diğer altyapılarına varıncaya kadar tedbirlerini aldık. Aynı şekilde burada bir yaşam alanı oluşsun diye köy kahvesinden terziye, kırtasiyeden züccaciyeciye, fırından berbere, çamaşırhaneden marketine varıncaya kadar esnafımızın da çalışıp üretebileceği alanlar var ettik. Yine yaşlı bakım alanı, kütüphanesi, sağlık birimi ve kreşin de olacağı bir merkezi burada yaptık. İşte bütün bu kavramlarıyla, aslında bir mahalle ürettik. Bu minik mahallelerin sayısının artması, fedakar, canım insanlarımızın daha dayanıklı, daha metanetli olmalarını sağlayacaktır. 

27.DÖNEM CHP MİLLETVEKİLLERİNE TEŞEKKÜR ETTİ:

 Bu işe ilk başladığımızda, o dönemde şunu hatırlatmak isterim: ‘Biz de ne yapabiliriz’ diye konuşan CHP Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekili grubumuz, o dönemde bir çalışma yapmıştı kendi içerisinde. Dün gibi hatırlıyorum. Beni aradılar. O zamanki Grup Başkanvekillerimiz Sayın Engin Altay, Sayın Özgür Özel ve Sayın Engin Özkoç liderliğinde bir çalışma yürütmüşlerdi. Ve bir para toplamışlardı milletvekillerimiz. Beni çok kıymetli dostum Sayın Engin Altay aradı. Dedi ki ‘Bir para topladık. Bununla bir konteyner ihtiyacını karşılamak istiyoruz o bölgede.’ Dedim, ‘Başkanım konteyner ihtiyacı var, tamam ama biz zaten konteyner ve çadır sirkülasyonu sağlıyoruz. Biz, böyle bir hayırlı işe başlıyoruz. Gelin siz bu temelin ilk harcını atın’.  Dolayısıyla burada CHP’nin, TBMM 27. döneminin milletvekillerinin de tek tek aktardıkları bağışları vardır. Ben diğer kurum ve kuruluşlara teşekkür ettiğim gibi, o dönemde bu işe katkı sunan milletvekillerimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Hayırlı bir işe imza atmış oldular.

HATAY’I GEÇMİŞTEKİ RENGİNE, AHENGİNE HEP BİRLİKTE KAVUŞTURACAĞIZ:

 Hatay Büyükşehir Belediyesi de kısıtlı olanaklarına rağmen sürece destek verdi. Umut ediyoruz ki Hatay’ı o geçmişteki rengine, ahengine hep birlikte kavuşturacağız. Evet bu bir zaman alacak. Bunu bilelim. Bana dertlenen, Başkanıma dertlenen, derdini anlatan, bazen bize kızan, sızlanan bütün vatandaşlarımızın, bütün dertleri, bütün sızlanmaları, bütün kızgınlıkları başım üstüne. Biz bunları öyle dinleyeceğiz, öyle kabul edeceğiz ve ağzımızdan ‘gık’ bile çıkmayacak. Sabırla dinleyeceğiz, sabırla kucaklaşacağız. Dertleşeceğiz, üzüleceğiz, ağlayacağız ama milletçe ayağa kalkacağız. Türkiye, genelde de bir ekonomik zorluk, sıkıntı yaşıyor ama buranın acısıyla kıyaslanmaz. Buradaki insanlarımız, çok acılarla, belki kendilerini çok dibe vurmuş hissediyorlar. Sevgili Hataylı hemşehrilerim, güzel evlatlarımız, güzel kızlarımız, güzel oğullarımız. Sizlerin yaşam standartlarını biz, milletçe, oradan alıp, tekrar en az bizim seviyemize kadar çıkartmadıkça, Allah bizim gözümüze uyku vermesin, bize huzur vermesin. Hep beraber bunu ayağa kaldıracağız. Bu, milletimizin, devletimizin bütün kurumlarımızın, hepimizin bu bölgeye borcudur. Bunu başaracağız. Yüreğinizdeki umut, kalbinizdeki umut, geleceğe dair o iyi düşünceler, asla ve asla azalmasın. Zorlukları yaşıyoruz. Bundan sonra bu zorlukların yaşanmaması adına da yoğun tedbirler almak, insana değer vermek zorundayız, insanımıza saygı duymak zorundayız. Bizler, yöneticiliğimizi ancak bu şekilde olgun bir hale getirebiliriz.

KÖTÜ SİSTEMİN KURGULADIĞI ŞEHİRLERİMİZ BİZİ BU HALE GETİRDİ: Depremde yaşanan kayıplar, geçmişte yaşanan eksiklikler ve hatalardan dolayı arttığını söylemek istiyorum. Ne yazık ki, kötü sistemin kurguladığı şehirlerimiz, bizi bu hale getirdi. Ders çıkartmalıyız. Şehirlerimizin başına bela açan yöneticiler değil, şehirlerimizin huzurunu kaçıran yöneticiler değil… Şehir yaşamları, insanları mutsuz etsin diye oluşturulmadı. Kentler, insanlara umut olsun, mutluluk olsun diye oluşturuldu. Onun için gayret edildi. O bakımdan biz de kentlerimizin önünü açan, şehirlerimizin önünü açan, şehirlerimizi kuvvetlendiren, güçlendiren yöneticiler olmak zorundayız. O bakımdan bu süreçte gündelik siyasi çatışmaların dışına iterek, hizmetlerimizi yaparak, dertleşerek, konuşarak, aynı masada durarak… Devletin her kademesi, hiçbir seçilmiş ya da devletin hiçbir bürokrasisi, valisinden cumhurbaşkanına, genel müdüründen bakanına, fark etmiyor; bu konuda afra tafra yapmaz. Bir araya geleceğiz. Milletin parasını yönetiyoruz. Bizler, sizlerin parasıyla sizlere hayırlı işler var etme çabasındayız. Kimse cebinden parayla bu konutları yapmıyor, yapmayacak. Milletin parasıyla yapacak. Onun için en kalitelisini en ucuza, en hızlı, en nitelikli şehirler kurma adına yapacağız. Lütuf değil. Bu paralar yine sizin cebinizden çıkacak. Hepimizin cebinden çıkacak. Bu bağlamda, iyi yöneticiler olmak zorundayız. Tarih yazmak zorundayız.

MİLLETİMİZİN EVLATLARINA UMUT AŞILAMALIYIZ: Muhalefeti yok, iktidarı yok bu işin. Efendim, burada iktidar CHP. Bir başka şehirde iktidar X parti, Y parti. Malatya’sı, Elazığ’ı, Osmaniye’si, Hatay’ı, İstanbul’u yok bu işin. Bir aradayız. Benim insanım kardeşim. Başka parti purti işi olmaz bu işte. O bakımdan meseleyi bu şekilde ele almalıyız. Ve ona göre bu yaraları sarmalı, milletimizin evlatlarına, çocuklarına kızlarımıza, oğullarımıza, gençlerimize umut aşılamalıyız. Geleceğimizi teminat altına almalıyız. Deprem meselesi, beka meselesidir. İnşallah daha fazla acı yaşamadan, başta İstanbul olmak üzere, diğer şehirlerimizde de aynı anlayışla, aynı seferberlik duygusuyla, kötü dille değil, kendi işaretiyle, kendi talimatıyla manşet atan gazeteler, televizyonlar üzerinden değil, bu işi samimi bir şekilde masada konuşarak, tartışarak çözüm bulduğumuzu, umut ederiz hep birlikte birbirimize yaşatırız. Ve insanımızı mutlu ederiz. Temennim ve duam budur. Hem dua ediyor hem çok çalışıyoruz. Allah, bizi size mahcup etmesin. Gerçekten depremde canı yanan hiçbir insanımıza, Allah, bizi mahcup etmesin. En büyük sorumluluğumuz onlaradır.”

HBB LÜTFÜ SAVAŞ: HEPİMİZİN GÖZÜNÜN IŞILDAYACAĞI GÜNLER YAKINDA

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş da konuşmasında, bugün artık depremin yaralarını orta vadeli sarma aşamasında olduklarını belirterek şunları söyledi:

“Tabii ki bu aşamada, belediye başkanlarımız içerisinde en çok Hatay’a destek vererek, Hatay’ın yanında olan ve birçok programı bizimle birlikte yürüten Sayın İmamoğlu ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Bugün de o hizmetlerden bir tanesini açıyoruz. 201 tane ailemize, gerçekten de mağdur olan, depremde hayatını kaybeden yakınları olan engellisi, yaşlısı, çocuğu çok olan insanların daha çok barınacağı, bu barınma merkezimizin hepimize hayırlı olmasını temenni ediyorum ve bir an önce de bu geçici konutlardan tekrardan kalıcı konutlara, sağlam ve sağlıklı konutlara geçiş için de temennide bulunmak istiyorum. Sadece temenni değil, hiç merak etmeyin, daha sağlıklı ve daha güçlü bir Hatay’ı hep birlikte oluşturacağız. Depremin 10’ncu gününden itibaren buna çalışıyoruz. Hepimizin gözünün ışıldayacağı günler yakında diyorum.”

KİPTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ALİ KURT: ÖRNEK BİR İŞE İMZA ATTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ

İnşa ettikleri barınma merkeziyle ilgili bilgiler paylaşan KİPTAŞ Genel Müdürü Kurt da “Projemizde kreş, sağlık ocağı, çocuk oyun alanı, yaşlı bakım merkezine kadar her türlü sosyal donatı alanları düşünülmüştür. İnsanlarımıza hizmet edecek ticari birimlerin yanı sıra, alt birim olarak köy kahvesi, kırtasiye gibi alt ticari birimleri de projemizde düşündük. Projemizi tasarlarken, asıl olarak afet yaşayan vatandaşlarımızın yalnızlıklarına dokunmaya çalıştık. Sosyalleşebilecekleri, komşuluk ilişkilerini geliştirebilecekleri, acılarını bir nebze unutabilecekleri bir tasarıma yer verdik. Afet sonrası yapılması gereken örnek bir işe imza attığımızı düşünüyoruz. Umarım bu proje, bir nebze depremzedelerin yarasına merhem olur ve Türkiye’de yapılacak diğer uygulamalarda örnek alınır” dedi.

DEPREMZEDE ERTUĞRUL’DAN PİYANO RESİTALİ 

Konuşmaların ardından İmamoğlu; sembolik olarak seçilen Gülcan Yılmaz, Vesile Özlem Güncü, Yahya Sağıroğlu ve Süheyl Kızıldağ adlı depremzedelere anahtarlarını teslim etti. İmamoğlu, Savaş ve beraberlerindeki heyet, hizmete giren alanda incelemelerde bulunarak, depremzedelerin sorunlarını dinledi.

Depremzede Gök ailesinin barınacağı geçici konuta misafir olan İmamoğlu ve Savaş, evin özel gereksinimli oğlu Ertuğrul Gök’ün piyano resitalini dinledi. İmamoğlu, aynı zamanda yüzücü olan Ertuğrul’un, İBB Spor Kulübü’nde ağırlanması talimatını verdi. İmamoğlu, öğle yemeğini de İBB’nin Antakya’da kurduğu Afet Koordinasyon Merkezi’nde çalışanlarla birlikte yedi ve mesai arkadaşlarına bir teşekkür konuşması yaptı.

İMAMOĞLU VE SAVAŞ 12 NİSAN’DA PROTOKOL İMZALAMIŞTI

İBB Meclisi’nden 12 Nisan’da geçen karar uyarınca, İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş arasında protokol imzalanmıştı. 21 Nisan’da, Antakya’daki İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde imzalanan protokol uyarınca; İBB’nin depremlerle sarsılan Hatay’da yaklaşık 1000 kişinin yaşayabileceği geçici konutlar yapması, içme suyu, kanalizasyon ve elektrik altyapısını onarması kayıt altına alınmıştı. İBB Meclisi’nin oy birliğiyle aldığı kararla, tüm bu çalışmalar için Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne 62,5 milyon liralık nakdi yardım yapılması karara bağlanmıştı. Önceki dönemde TBMM çatısı altında görev yapan CHP milletvekilleri de projeye maddi katkıda bulunmuştu. Antakya Geçici Barınma Alanı, 201 konut ile 21 ticari olmak üzere 222 birimden oluşuyor. Geçici barınma alanı içerisinde; kreş, yaşlı bakım merkezi, kütüphane, sağlık merkezi, çocuk oyun alanı, basketbol ve voleybol sahası, idari alanın yanı sıra buradaki esnafın da hizmet vereceği köy kahvesi, kırtasiye, tuhafiye, terzi, züccaciye, lostra, pasta, fırın, manav, market, kasap, berber, kuaför, kütüphane, kitap kafe ve çamaşırhane gibi ticari birimler bulunuyor.

Defne Devlet Hastanesi’ni yine su bastı

0

Hatay’da bugün etkili olan yağmurda Defne Devlet Hastanesi’ni su bastı. Hastalar tedavi olmak için beklediği sırada zemini su basması sağlık hizmetlerini aksattı. Hastaların taşındığı sedyelerin taşınmasında zor anlar yaşandı.Aynı hastanede geçen aylarda açılışı yapıldıktan yaklaşık 1 hafta sonra su baskınıyla gündeme gelmişti.  Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. Açılışı yapıldıktan yalnızca 1 hafta sonra hastaneyi su bastığını anımsatan Yılmaz, “Aradan aylar geçmiş olmasına karşın hastaneyi yine su bastı. Yaşananlardan anlaşılacağı üzere konuya ilişkin bir ek tedbir alınmadığını görmüş olduk. Etkili olan yağmur saatlerce sürmüş bir şey değil. Buna karşın hastaneyi su bastı” dedi. Yılmaz, ayrıca hastaneye giden yolların da bozuk olduğunu ifade etti.

SAĞLIK KURUMLARI YETERSİZ

Konuyla ilgili Türk Tabipleri Birliği (TTB) de bir paylaşımda bulundu. Söz konusu paylaşımda, “Depremin üzerinden 200 günü aşkın zaman geçmişken sağlık kurumlarının yetersizlikleri, her geçen gün acı bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Kamu otoritesine hızlı olduğu kadar sağlıklı yapılar inşa edilmesi gerektiğini hatırlatıyor, hastanedeki elektronik ve tıbbi araç-gereçlerin güvenliği başta olmak üzere her türlü önlemi alma çağrısı yapıyoruz” ifadeleri yer aldı.  Açılışını genel seçimler sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı hastanenin temel atma töreninde, küçük bir alana beton dökülmesi kamuoyunda gündem olmuş, söz konusu görüntüler tepkilere neden olmuştu.

1 puan aldığımız için şanslıyız

0

Trendyol Süper Lig’in 3’üncü haftasında Alanyaspor deplasmanından 1 puanla ayrılan Hatayspor’ teknik direktörü Volkan Demirel açıklamalarda bulundu.

Trendyol Süper Lig’in 3. haftasında Hatayspor, deplasmanda Alanyaspor ile golsüz berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Teknik Direktör Volkan Demirel açıklamalarda bulundu. Demirel, Alanyspor’u tebrik ederek, şansa bir puan aldıklarını ifade etti.
Maçta gösterilen sarı kartlar konusuna da değinen Volkan Demirel, oyunda Alanyaspor’un yüzde 58’e 36 oranında ikili mücadele üstünlüğü olduğuna dikkat çekerek, “Son dakikalardaki oyun sebebiyle maç biraz gerildi, Alanyaspor iyi oynadı, itiraz etmeleri normal ben de olsam aynı tepkiyi verirdim” açıklamasında bulundu.
Kafasındaki oyun düzeninin bu olmadığını söyleyen Demirel, “Bu takımı biz kurduk, kafamdaki oyun, plan bu değil. Soyunma odasında oyuncularıma da söyledim, böyle hayal etmedim böyle planlamadım diye ama 1 puan aldığımız için şanslıyız” diye konuştu.

HATSU Payas’ın su Sorununu çözdü

0

Hatay Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi nedeniyle içme suyu isale hatlarında meydana gelen arızaları gidermek amacıyla il genelinde çalışmalarını sürdürüyor.
Amanoslar Karacaören Deresi’nden Payas ilçesine gelen içme suyu isale hattı yüksek dağ yamaçlarından kopan devasa kayalar isale hattının 7 kilometrelik bölümünde büyük hasara yol açtı.


Bölgede 37 km’lik isale hattının 7 km’lik bölümünde oluşan hasar HBB Fen İşleri ve HATSU ekipleri tarafından arızalar giderildi.
Dik yamaç ve yüksek bölgelerde gece gündüz demeden çalışmalar gerçekleştiren HBB ekipleri,
boruların dereye ve yollara savrulmasıyla ile oluşan tahribatları tek tek gidererek olası tehlikelerin önüne geçti.
Zorlu şartlar altında sabır ve özverili çalışmalar sonucunda 2 aylık çalışmaların ardından isale hattı onarılarak bölgeye su verilmeye başlandı.

Amik Gölü Çanağına Hava alanı yapılmaz

0

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun Hatay Havalimanı projesi hakkındaki ifadelerine dair yazılı bir basın açıklamasında bulundarak”Amik Gölü Çanağına Hava alanı yapılmaz”dedi

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu’nun ‘maalesef projeyi aynı yere yapacağız’ açıklamasına tepki gösteren Nermin Yıldırım Kara, “Bunun yeni bir mesele olmadığının bilinmesi gerekiyor. O zaman da ne bilim insanlarının ne biz çevrecilerin lafını dinlediler. Gelen her tavsiye ve rapor karşısında burun kıvırdılar, biz çevrecileri küçümsediler. Depremde, havalimanının müdahaleyi ne kadar güçleştirdiğini hatırlamak gerekir. Eğer bizim yıllarca yaptığımız itirazlar dinlenseydi ve kulak kabartılsaydı belki de afet sonrası müdahalede hızlı olunabilecekti. Şimdi bakanın açıklamaları bizi yeni bir afetin eşiğine sürükleyecek. ‘Maalesef’ demek yerine bilim insanlarını dinleyin ve projelerinizi düzgün yapın. Yer seçimi tekrar düşünülmek zorundadır. Hızlıca ihalelerin yapıldığı söyleniyor. Emin adımlarla ve hızlıca yeni afetlere sebep olacaklarını bize gösteriyorlar. Artık bu ülkenin ve Hatay’ın bir ‘pardon’ daha kaldıracak hali yok. Her gün başka bir bakan ya da eski görevli havalimanı ile ilgili itirafta bulunuyor. Eski Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu verdiği bir demeçte ‘sosyal baskı neticesinde’ bu havalimanını oraya inşa ettiklerini söyledi. Fahrettin Koca ise depremde hasar gören ve yoğun bakımında en az 80 yurttaşımızı kaybettiğimiz Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yerini doğru bulmadığını ve yıkılacağını ifade ederken örnek olarak havalimanının da yerinin uygun olmadığını belirtti. Hatada ısrar ettiğinizde bu itirafların da bir anlamı yok. Bile bile lades diyorsunuz.” dedi.

 

KUŞ DEYİP GEÇMİŞLERDİ…

 

İktidarın bir afeti atlattık, yenisi gelene kadar ne olursa olsun mantalitesi taşıdığını ifade eden Yıldırım Kara, “1999-2000 yıllarından beri çeşitli platformlarda Hatay Havalimanı meselesi üzerine tartıştık. Çevre dernekleri, mimarlar, çeşitli dallardaki bilim insanları hem inşa süreci öncesi hem de yaşanan her felaketten sonra seçilen yerin yanlışlığına dair uyarıda bulundu. Ben kendim bizzat bir çevreci olarak ilerleyen süreçlerde bu tartışmalarda fikrimi ifade ettim. Daha ilk bu tartışmalar başladığında bilim insanlarımız buranın önemli bir göçmen kuş rotası olduğunu belirtmişti. Uçuş güvenliğinin bozulmasının yanı sıra buradaki biyolojik dengenin de bozulacağı vurgulanmıştı. Erken uyarı sistemi kurulması gerekiyordu, dinletemedik. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı da bu bölge için diretti ve geri adım atmadı. Henüz 1999 yılında Orman Bakanlığı hazırladığı raporda, ilkbahar ve sonbaharda göç eden kartal, pelikan, leylek gibi kuşların rotasının bu bölgeden geçtiğini ifade etmişti. O dönem toplamda 2-6 Ekim 1999 tarihleri arasında Orman Bakanlığı tarafından 10 bin 25 kuş sayılmıştı. Dönemin Hatay Valisi, ülkemizde kuş çarpması ile düşen uçak olmadığını ileri sürmüş ve ‘Bence bu safsata. Biz her şeyi göze alarak bölge için önem taşıyacak olan havalimanının inşaatını tamamlamak istiyoruz.’ demişti. Hiçbir canlının yaşamını umursamıyorlar. O zaman da kuş deyip geçtiler, şimdi de aynı şekilde düşünüyorlar. Uçuş güvenliği olmayan bir yerde diretiyorlar.” dedi.

 

AMİK GÖLÜ ÇANAĞINA HAVALİMANI OLMAZ

 

Deprem ve fayın dikkate alınmamasının yanı sıra bu havalimanının kurutulmuş göl üzerine yapıldığını belirten Hatay Milletvekili, “2009 ve 2014 yıllarında havalimanını sel bastı. O tarihlerde, sel afetleri neticesinde biz geçmişteki açıklamalarımızı gösterip tekrar uyarıyorduk. Yine aynı noktaya doğru ilerliyoruz. 1940’lardan itibaren Amik Gölü kurutulmaya başlandı ve 1970’lere doğru az çok bu işlem tamamlandı. Tam göl yatağının merkezine havalimanı inşa edildi. Kurutulan gölün en derin yeri burası. Amik Gölü tekrar yerini almaya çalışıyor, burası yüksek yağış alan bir bölge. Su sürekli olarak toplanıyor. Siz doğal akışa karşı gelemezsiniz ve inatlaşamazsınız. Ekosistemler sizin müdahale edip eğip bükebileceğiniz alanlar değildir. Kendine has jeomorfolojik ve hidrostatik yapılarını göz önünde bulundurmanız gerekir. Tekrar buradan söylüyoruz, Hatay Havaalanı yine su taşkınlarına ve sellere maruz kalacaktır. Kurutulan göl çanağında havalimanı yapılması büyük bir hataydı. Yeniden felaketlerle karşılaştığımızda dönüp yurttaşlara ne diyeceksiniz?” dedi.

Sorumlular Hesap Vermeli

0

Hatay Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Av. Servet Mullaoğlu, , depremleri önlemenin mümkün olmadığını ancak alınacak önlemlerle yaşanacak
can ve mal kaybının en aza indirilebileceğini belirterek, kamuda ve müteahhitler arasında
sorumlu olanların hesap vermeleri gerektiğini ifade etti.


Mullaoğlu, depremler öncesi alınmayan önlemlerin her kurum ve kuruluş için ciddi
sorumluluklar doğurduğunu ve depremler sonrası yıkılan binalarda ölüm ya da yaralanma
varsa ve bina usulüne uygun yapılmamışsa sorumlu olanların taksirle öldürme ve yaralama
suçu işlemiş sayılacaklarını söyledi.
TBMM Başkanlığı aracılığı ile Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ’a yazılı olarak bazı
sorular yönelten Mullaoğlu, ülkemizde yaşanan her deprem sonrası gerek güvenli yapıların
gerekse deprem öncesi alınabilecek önlemlerin sürekli tartışıldığını fakat doğru ve kalıcı
adımların bir türlü atılmadığını belirtti.
Mullaoğlu, depremler sonrası binalardan alınan karot örneklerinde yönetmelik gereği
25 megapascal olması gereken beton dayanımı değerinin altında çıkan binaların yapımından
sorumlu olanlar için Bakanlıkça ne gibi adli işlemler yapıldığını ve sorumluların adil bir
şekilde yargılanmaları için gerekli hassasiyetin gösterilip gösterilmediğini sordu.
Depremlerde eski yapılardan daha çok yeni yapıların yıkılmış olmasının, denetimsiz,
afet koşullarına uymayan, rant hırsı ile yapılmış yapılar olduğunu açıkça gösterdiğini belirten
Mullaoğlu, konuya ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz TUNÇ’a aşağıdaki soruları yöneltti.

1- Depremler sonrası kurallara uymadıkları için can kaybı ve yaralamalara neden olan
yapı sorumlularından gözaltına alınan ve tutuklanan kişi sayısı kaçtır?
2- İdarenin sorumluluğu çerçevesinde görevini gerektiği gibi yapmayan görevlilerden
gözaltına alınan ve tutuklanan kişi sayısı kaçtır?
3- Tutuklanan kişiler hangi suçlardan yargılanmaktadır?
4- Hatay ilimizde gerek binayı kurallara göre yapmakta sorumluluğu olanlardan
gerekse de idarece süreci takip etmek, gerekli izinleri vermek ve denetlemekten
sorumlu olan kaç kişi tutuklanmıştır?
5- Depremler sonrası binalardan alınan karot örneklerinde yönetmelik gereği 25
megapascal olması gereken beton dayanımı değerinin altında çıkan bina örnekleri
için Bakanlığınızca ne gibi adli işlemler yapılmaktadır? Bu güne kadar bu değerin
altında tespit edilen kaç bina sahibi için işlem yapılmıştır?
6- Bina yapımında kusurlu olanlar ve idarece sorumluluk taşıdıkları halde görevini
yerine getirmeyenlerin ölüme ve yaralanmaya sebep olmaları nedeniyle, bir daha
benzer acıların yaşanmaması adına adaletli bir şekilde yargılanarak
cezalandırılmaları için Bakanlığınız yetkililerince gereken her türlü hassasiyet
gösterilmekte midir?

DEPREM VE ASBEST

0

 

Adviye Yüksel Yazdı

DEPREM VE ASBEST

6 Şubat’ın üzerinden tam tamına 7 ay geçti. Halen kamyonlarla enkazlar taşınıyor. Tabii bunların nereye döküldüğünü tam bilmiyoruz fakat Belen’den inerken bazı kuytularda enkaz döküntülerini gördüğümüz de oluyor. Bu sıcak günlerde iş makinaları çalışıyor. Her köşe başında her meydanda, hasarlı binalar kepçelerle tozu dumana katarak çalışıyor .
Haaa !! Bu iş tabii ki yapılacak. Enkaz kaldırılacak zira yaz mevsimi bitiyor . Okullar açılacak. Eğitim başlayacak. İvedilikle bu işler yapılmalı.
Hatay genelinde su sorunu had safhada. Su, evlere dahi günü gününe verilemiyor .
Bir de bu sıcakta enkaz kaldırma işinin su kullanılmadan yapıldığını düşünün .
Toz bulutları yoğun bir şekilde o yörede örnekleniyor. Yaa biz tozdan değil de esas olan ASBEST’ten korkuyoruz . Zira ASBEST kanser yapıcı bir madde . Bu maddeyi taşıyan her inşaatta kullanılan birçok malzeme , yıkım esnasında ortalığa saçılıyor .
Şimdi akla gelenleri şöyle bir sıralayacak olursak :
Şehirde yaşayanları mı korusak ?
Yıkımı yapan bu enkazı taşıyanları mı korumaya alsak ?
Yoksa havada asılı kalan bu toz bulutlarının oluşmasını önlemek için SU bulmak için mi yollara düşsek !!!
İnşaatlarda kullanımı 2013 yılında yasaklanan ASBEST, ısı geçirmeme özelliği olan amyantlı bir madde . Fakat solunum yolu hastalıklarının başlıca sorumlusu olan bir madde . Akciğer kanserine sebep olmaktadır .
Depremde yıkılan evlerin enkazları bu maddenin ortaya çıkmasına neden oldu . Haliyle bu yıkılan evlerin enkaz kaldırma işlemlerinde ise insanlar çalıştığından, alınması gereken tedbirler var .
Fakat acaba bu tedbirler alınıyor mu ?
En azından maskeli bir çalışma ve enkazın sulanması gibi .
İki gün önce Belen’den İskenderun’a indim. Ben yanımda maske ile gittim . Ve maskemi takarak yıkım yapılan yerlerden öylece geçtim .
Şehir zaten bildiğimiz şehir olmaktan çıkmış. Yıkılan evimin yerinde düz bir alan oluşmuştu .
Selam vererek geçtiğim hiç bir komşu ve iş yeri yoktu artık .
Bunların telafisi belki yıllar sürer . Fakat bir de sağlık sorunu çıkmaz inşallah . Kaşıntısı olan çok kişi var bu aralar . Acaba UYUZ mu ?
veya el ayak hastalığı mı ? Yoksa KIZAMIK mı ?
İnanın aklıma gelmeyen daha bir çok hastalık beynimi kemiriyor ..
Bizim çocuklarımızın bu aklıma gelen hastalıkların hepsinden aşılı olduğunu biliyoruz .
Aşı karneleri vardı hep çocukların . Tarihi sırasına göre Ana Sağlık Merkezi denilen birimlerde aşılar yaptırırdık .
İyi de bizim uyguladığımız bu sağlık tedbirlerini MÜLTECİ ler uygulamış mı acaba ülkelerinde ve ülkemizde .
Sonuç olarak şu ki :
*Depremin zararlarına mı ?
*Depremde ölenlerimize mi ?
*Deprem sonrası bizi bekleyen olumsuzluklara mı ?
Üzülelim ve odaklanalım !!
Bizim, evimizden alabildiğimiz tek şey: Depremin beşinci günü akşamı eşimin cesedi oldu . Gece 12 gibi ceset torbası ile ışıldaklarla defnettik onu .
Oğullarım ve kızımla ertesi günü İskenderun’u terk ettik . Mart ayının ilk günleri idi; Mahalle muhtarımız, bizim binanın enkaz kaldırma işinin başlayacağını bildirdi bize . Büyük oğlum bana ve kardeşlerine şöyle dedi .
“Bu evin enkazından tek alabileceğiniz yatak , yorgan , ve giysiler olabilir . Diğer eşyalar kırılmıştır zaten . Bu aldıklarınızı da ne kadar temizleseniz de , temizlenmez . ASBEST maddesi 2-3 yıl sonra size KANSER olarak döner dedi . Ve biz evimizden hiçbir şey kurtaramadık .!!
Dönmedik ve o eşyaları hiç sahiplenmedik .
Şimdi ise bu tozlardan insanlarımızın korunması için lütfen “TEDBİR … TEDBİR!” diyorum ..
ADVİYE YÜKSEL

16 Katlı bina dinamitle yıkıldı

0

HATAY’da depremde ağır hasar alan 16 katlı rezidans, dinamitle kontrollü yıkıldı; o anlar kameraya yansıdı.


Defne ilçesine bağlı Çekmece Mahallesi’nde 16 katlı rezidansın A blokunun ardından B bloku da dinamit kullanılarak yıkıldı. Kontrollü olarak yapılan yıkımda herhangi olumsuzluk yaşanmadı. Binanın yerle bir olduğu anlar ise cep telefonu kamerası ile görüntülend

Yağmur hasarlı 2 binayı yıktı

0

Samandağ ilçesinde etkili olan şiddetli yağış sırasında depremde ağır hasar gören 2 katlı bina çöktü.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ‘sarı uyarı’ ile meteorolojik şartlardan etkilenebilecek faaliyetler konusunda dikkatli olunmasını istediği Hatay’da şiddetli yağış etkisini gösterdi. Samandağ ilçesi Atatürk Caddesi’nde 2 katlı ağır hasarlı bina, yağış sırasında çöktü. Binanın çökme anı, cep telefonu kameralarıyla kayda alındı. İhbar üzerine caddeye AFAD, itfaiye ve polis ekipleri yönlendirildi. Polis ekipleri bina çevresine güvenlik şeridi çekti. Binada inceleme yapan AFAD ve itfaiye ekipleri, yaşam belirtisine rastlamadı.
Yetkililer, Samandağlı vatandaşlara ağır hasarlı binalardan uzak durması konusunda uyarılarda bulundu.

Kamp Ateşi Cadırı Tutuşturdu

0

Erzin ilçesinde sahilde tatilcilerin kaldığı çadır, kamp ateşinin sıçramasıyla yandı.

İlçeye bağlı Burnaz sahilinde saat 23.00 sıralarında tatilcilerin yaktığı kamp ateşi, yakındaki çadıra sıçradı. Alevler çadırı sararken, ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekipler yangına müdahale ederek söndürdü. Çadır kullanılamaz hale gelirken, yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

“Hatay’ı, kadınlar kuracak”

0

SOL Feminist Hareket, 21-27 Ağustos tarihleri arasında Hatay’da düzenlediği kadın dayanışma kampının ardından; “Çadırların, konteynerlerin, yıkılan; az, orta, ağır hasarlı binaların arasında bir araya geldiğimiz her buluşma, her atölye Hatay’ı yeniden kuracak en büyük gücün kadınlar olduğunun, olacağının umudu, en büyük kanıtı oldu bir kez daha bu toprakların her yerinde. Buradayız, bir aradayız. Hatay’ı her yeni doğan gün umutla, inatla, kararlılıkla kuruyoruz. Hatay’ı, yıkılan kentleri, memleketi kadınlar kuracak” açıklamasını yaptı.

SOL Feminist Hareket, 21-27 Ağustos tarihlerinde Hatay’da “Hatay’ı Yeniden Kuruyoruz” çağrısı ile kadın dayanışma kampı düzenledi. Kampın son günü yapılan açıklama ile 6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da yürütülen çalışmalar ve kamp süresince yapılan etkinliklere yer verildi.

SOL Feminist Haraket’in açıklaması şöyle:

KADINLARIN OLAĞANÜSTÜ GÜCÜ EN ZOR GÜNLERDE HATAY’I YENİDEN KURMANIN UMUDU OLDU”

Hatay’da yıkıntıların arasında yedi aydır kesintisiz her gün kadınlarla birlikte konuşarak, tartışarak dayanışmanın onlarca örneğini birlikte örgütleyerek yarattığımız bir hikayedir Hatay’da SOL Feminist Hareket’in hikayesi… Depremin ikinci günüyle birlikte Hatay’a girişimiz jeneratörlerden, sobaya, gıdadan, hijyen malzemelerine, kıyafetten, battaniyeye gece gündüz tırları boşaltıp binlerce koli hazırlayarak köy köy, mahalle mahalle dayanışma malzemelerini ulaştırdığımız dayanışma için memleketin her yerinden gelen kadınların ve tabii ki Hataylı kadın arkadaşlarımızın o olağanüstü gücü o en zor günlerde dahi Hatay’ı yeniden kurmanın en büyük umudu oldu hepimiz için. Hepimiz birbirimize o kadar büyük, o kadar inanılmaz büyülü bir güç verdik ki. Hiçbir satıra sığamayacak bir büyü bizim hep birlikte burada yaşadığımız her an.

DAYANIŞMANIN ONLARCA ÖRNEĞİNE BİRLİKTE KARAR VERDİK, BİRLİKTE ÖRGÜTLEDİK”

Dayanışma malzemelerinin ulaştırılmasıyla biz kadınların birbirimizi bulduğumuz bu hikaye devamında yüzlerce kadın buluşması oldu. Dayanışmanın onlarca örneğine birlikte karar verdik, birlikte örgütledik. Hatay’ın her köyünde, her mahallesindeki kadın arkadaşlarımız kadın buluşmalarının örgütleyicisi oldu ve bir araya geldiğimiz her an birlikte akıttığımız gözyaşlarımız, birlikte haykırdığımız öfkemiz ve yaşanılan o anlatılamaz acılara rağmen geleceğe dair birlikte umudumuz oldu.

‘Birbirimizin ellerinden sımsıkı tutacağız’ dedik, ‘birimiz düştüğümüzde diğerimiz düşen arkadaşımızı daha da güçlü ayağa kaldıracağız’ dedik. Çadırlarda, seralarda, yıkılan evlerin arasında psikodrama, psiko-sosyal destek çalışmaları ile yüzlerce buluşma gerçekleştirdik. Deprem öncesi ulaşılması zor olan sağlığa erişim artık tamamen ulaşılmaz oldu. Mahalle mahalle kadın sağlığı buluşmaları gerçekleştirdik. Kuaför dayanışması ile bir araya geldiğimiz her buluşma gözlerimizde kocaman’ bir gülümseme oldu. Yaşamı her gün yeniden üreten kadınların kadın buluşmalarında dayanışma için en çok dile getirdiği üretmek, daha da çok üretmekti. Bu öneri Hatay’ın her yerinde kurduğumuz üretim atölyeleri oldu.

HATAY YENİDEN KURULUNCAYA KADAR BURADA OLMAYA SÖZ VERDİK”

Depremin ilk günlerinden itibaren Hataylı kadın arkadaşlarımızın şu cümlesini asla unutmadık; “Depremin ilk günlerindeki dayanışma bizim için çok değerli ama bizim ihtiyacımız bu dayanışmanın sürekliliği, kalıcılığı, bizim bu sürekliliğe, yalnız olmadığımızı, olmayacağımızı hissetmeye ihtiyacımız var” ve biz o ilk günlerde Hataylı kadın arkadaşlarımıza, bu topraklara, Asi’ye, defne dallarına bir söz verdik. Hatay yeniden kuruluncaya kadar burada olmaya, terk edilmişlik duygusunu bir kez daha asla yaşatmayacağımıza dair bir söz verdik. SOL Feminist Hareket Kadın Dayanışma Kampımız depremin ilk günlerinden bugüne verdiğimiz bir sözdü ve bu dayanışma kampının her anı, her buluşma mahalle mahalle, köy köy Hataylı kadın arkadaşlarımızın öznesi, örgütleyicisi olduğu olağanüstü bir emekle örüldü.

HATAY’I, YIKILAN KENTLERİ, MEMLEKETİ KADINLAR KURACAK”

Dursunlu, Çöğürlü, Yeşilpınar, Çanakoluk, İskenderun, Çöğürlü, Tomruksuyu, Mızraklı, Aknehir, Orhanlı, Aşağı Okçular… Kadın sağlığı buluşmaları, psiko-sosyal destek çalışmaları, ilk yardım eğitimleri, üretim atölyeleri, film/belgesel gösterimleri, toplumsal cinsiyet perspektifi ile karikatür atölyeleri, dinletiler, tiyatro gösterimleri… Çadırların, konteynerlerin, yıkılan; az, orta, ağır hasarlı binaların arasında bir araya geldiğimiz her buluşma, her atölye Hatay’ı yeniden kuracak en büyük gücün kadınlar olduğunun, olacağının umudu, en büyük kanıtı oldu bir kez daha bu toprakların her yerinde.

Gecenin karanlığında yüzlerce katılımla Yeşilpınar’da, Tomruksuyu’nda, İskenderun’da gerçekleştirdiğimiz piyano dinletileri, Celile tiyatro gösterimini gerçekleştirdiğimiz o dakikalar inanılmaz bir güzellikti. Dayanışmanın olağanüstü büyüsünü yaratıyoruz, yaşıyoruz her gün, her an… SOL Feminist Hareket Kadın Dayanışma kampı ile sözümüzü bir kez daha haykırıyoruz. Buradayız, bir aradayız. Hatay’ı her yeni doğan gün umutla, inatla, kararlılıkla kuruyoruz. Hatay’ı, yıkılan kentleri, memleketi kadınlar kuracak.”

Arsuz Belediyesi bu konuyu açıklamalı

0

Arsuz ilçesinde  ana cadde üzerinde 4 katlı kaçak olduğu iddia edilen otelin çevrede yaşayan vatandaşları bezdirdi.


Etrafa sürekli kötü koku yaydığı için devamlı şikayet konusu olan otelin ayrıca yapı ruhsat belgesinin de olmadığı ileri sürüldü.

Mahalle halkına sistemli işkence uygulayan yapının zabıta ekipleri tarafından denetlenmesini isteyen vatandaşlar, tehlike saçan yapının bir an önce kapatılmasını istiyor.

İZİNSİZ 2 KATTAN 4 KATA ÇIKARTILDIĞI İDDİASI!

Yasadışı yollarla önce 2 katlı olan binanın, daha sonradan 4 kata çıkartıldığı iddia edildi. Binayı birkaç kez CİMER’e dahi şikayet eden vatandaşlar, şikayetlerine yeterli geri dönüş alamadı. Kötü koku yayması dolayısıyla mahalle halkını bezdiren, aşırı sıcaklar ve kötü kokunun birleşmesiyle hayatları zindan olan vatandaşlar, zabıta ekiplerine seslenerek sorunlarına kalıcı çözüm üretilmesini istiyor.

YETKİLİLER BİR AN ÖNCE KAÇAK BİNAYI KAPATMALI

Haber merkezimize ulaşan vatandaşlar yaptıkları açıklamalarda, “Arsuz’da evimizin önünde bir pansiyon yapıldı. Önce 2 kat sonra 4 kat oldu. Şikayet edildi kaç kez belediyeye CİMER’e ona rağmen yapıldı. Şu an yapılan yapının arkası yani bize bakan taraf berbat devamlı foseptik taşıyor ve tüm pis su boruları bacalar dıştan açıktan gitmiş. Şu anda herkes şikayet ediyor CİMER’e, belediyelere, ilgili il müdürlüklerine özellikle Arsuz Belediyesi’ne ama adam ne yaptığı çirkin tesisatı düzeltiyor ne de pisliği gideriyor. Gidin nereye şikayetçi olursanız olun diyor. Yetkililerden bizleri canından bezdiren bu kaçak yapıya denetim yapmalarını ve gerekli cezai işlemlerin gerçekleştirilmesini istiyoruz” dediler.