İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hatay’da 201’i konut ve 21’i ticari olmak üzere, toplam 222 birimden oluşan “KİPTAŞ Antakya Geçici Barınma Alanı”nı hizmete açtı. Kimsenin hata yapma, özensiz davranma lüksünün olmadığı bir dönemden geçtiklerini belirten İmamoğlu, “Ne yazık ki kötü sistemin kurguladığı şehirlerimiz, bizi bu hale getirdi. Ders çıkartmalıyız. Biz de kentlerimizin önünü açan, şehirlerimizin önünü açan, şehirlerimizi kuvvetlendiren, güçlendiren yöneticiler olmak zorundayız. Devletin her kademesi, hiçbir seçilmiş ya da devletin hiçbir bürokrasisi, valisinden cumhurbaşkanına, genel müdüründen bakanına, fark etmiyor; bu konuda afra tafra yapmaz. Bir araya geleceğiz. Bizler, sizlerin parasıyla sizlere hayırlı işler var etme çabasındayız. Kimse cebinden parayla bu konutları yapmıyor, yapmayacak. Milletin parasıyla yapacak. Lütuf değil. Bu paralar yine sizin cebinizden, hepimizin cebinden çıkacak. Bu bağlamda, iyi yöneticiler olmak zorundayız, tarih yazmak zorundayız” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde felaketi yaşayan Hatay’ı ziyaret etti. Hatay Büyükşehir Belediye (HBB) Başkanı Lütfü Savaş tarafından, belediye merkezi olarak kullanılan Antakya’daki EXPO’21 binasında ağırlanan İmamoğlu’na CHP milletvekilleri Mehmet Güzelmansur ve Seyit Torun da eşlik etti. Savaş’ın makam odasında gerçekleşen buluşmanın ardından, aynı binada düzenlenen, “Hatay Planlama Merkezi Tanıtımı ve Bilgilendirme Toplantısı”na geçildi. Hatay Vali Yardımcısı Mehmet Anıl Çolak’ın da katıldığı toplantıda; HBB Genel Sekreter Yardımcısı ve İmar ve Şehircilik Daire Başkanı İhsan Çakar ile İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün birer sunum yaptı. İBB ve HBB iş birliğiyle hayata geçirilen, Hatay’ın gelecek planlamasında etkin rol oynayacak proje kapsamında, İmamoğlu ve Savaş arasında protokol imzalandı.
İmamoğlu’nun Hatay’daki ikinci durağı, “KİPTAŞ Antakya Geçici Barınma Alanı Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne Teslimi Töreni” oldu. Törende, sırasıyla; KİPTAŞ Genel Müdür Ali Kurt, Savaş ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. 6 Şubat depremlerinin ardından AFAD’ın İBB’yi ağır hasar alan Hatay ile eşleştirdiğini hatırlatan İmamoğlu şunları söyledi:
“DESTEK OLMAK İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ:
O günden, o andan itibaren burada bulunduk. Hatay’ın yaralarının hızla sarılması için, şehrin yeniden yapılanmasına varacak olan sürece kadar bütün aşamaları tek tek, bilimsel, teknik açıdan inceleyerek, Hatay Büyükşehir Belediyemiz ve Sayın Başkanımızla iş birliği yaparak, süreci takip ettik ve koordine ettik. Çok büyük acıların yaşandığı bu süreçte, vatandaşlarımıza destek olabilmek için özveriyle, sorumlulukla çalıştığımız gibi, bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz.
KİMSENİN HATA YAPMA LÜKSÜNÜN OLMADIĞI BİR DÖNEMDEYİZ:
Kimsenin hata yapma, özensiz davranma lüksünün olmadığı bir dönemdeyiz. Bütün kurumlar planlı, programlı çalışmak ve kaynaklarını en etkili, en verimli şekilde burada kullanmak durumundadır. Bu anlayışla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak planlı olmaya, programlı olmaya, koordineli olmaya, yapacağımız her işi burada Hatay Büyükşehir Belediyemizle düşünmeye ve ona göre harekete geçirmeye gayret gösteriyoruz. Görevi alır almaz; ilk hafta, ilk ay, ilk altı ay içinde yapmamız gereken ne varsa programlarımızı ona göre planladık. Ve ‘Afet Yaklaşım Planı’ doğrultusunda da hareket ettik. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin iştiraki olan KİPTAŞ’ın kurduğu ve birazdan temsili olarak anahtarlarını temsil edeceğimiz, hemşerilerimizle ziyaret edeceğimiz bu Antakya Geçici Yaşam Alanı’nda oluşan bu proje de tam da bu teknik ve bilimsel bakışın bir ürünüdür.
BU ÇALIŞMANIN ÖRNEK OLMASINI DİLİYORUM:
Kurduğumuz alan kalıcı değil, geçici bir alan. Geçici olarak insanlarımızın güvenli alanlarda yaşatılmasını sağlamak konusunda atılacak adımlarla hem zaman kazanmalıyız hem doğru iş yapmamızın önünü açmalıyız hem de insanlarımızın sağlıklı bir şekilde yaşamlarını devam ettirmelerini sağlamalıyız. Çünkü, iyi biliyoruz ki bu bölgeleri terk etmiş yüz binlerce de insanımız var. Şu anda Türkiye’nin muhtelif yerlerinde yaşamlarını sürdüren insanlarımız var. O insanlar da kademeli olarak burada yaşama katılabilirler. Ve konutları bittikçe, konutları yapıldıkça da insanlar kalıcı konutlarına geçebilirler. Ama bunun çadırda da konteynırda da mümkün olmadığını biliyoruz. Bu bakımdan, bu örnek çalışmanın bence deprem bölgemizde, yani bu 10 afet bölgemizde, 11 şehirde, başta Hatay olmak üzere, olabildiğince yüksek sayıda hayata geçirilmesini, devletimizin yetkililerine buradan duyurmak istiyorum.
BİR MAHALLE ÜRETTİK:
Biz burada nasıl bir şey yaptık. Sadece prefabrik konutları yan yana dizmedik. Aynı zamanda planlı bir şekilde oluşturduğumuz altyapısını, buranın yağmuruna, çamuruna, suyuna, seline, baskınına tedbirleri alınmış şekilde inşa ettiğimiz gibi, elektrik ve diğer altyapılarına varıncaya kadar tedbirlerini aldık. Aynı şekilde burada bir yaşam alanı oluşsun diye köy kahvesinden terziye, kırtasiyeden züccaciyeciye, fırından berbere, çamaşırhaneden marketine varıncaya kadar esnafımızın da çalışıp üretebileceği alanlar var ettik. Yine yaşlı bakım alanı, kütüphanesi, sağlık birimi ve kreşin de olacağı bir merkezi burada yaptık. İşte bütün bu kavramlarıyla, aslında bir mahalle ürettik. Bu minik mahallelerin sayısının artması, fedakar, canım insanlarımızın daha dayanıklı, daha metanetli olmalarını sağlayacaktır.
27.DÖNEM CHP MİLLETVEKİLLERİNE TEŞEKKÜR ETTİ:
Bu işe ilk başladığımızda, o dönemde şunu hatırlatmak isterim: ‘Biz de ne yapabiliriz’ diye konuşan CHP Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekili grubumuz, o dönemde bir çalışma yapmıştı kendi içerisinde. Dün gibi hatırlıyorum. Beni aradılar. O zamanki Grup Başkanvekillerimiz Sayın Engin Altay, Sayın Özgür Özel ve Sayın Engin Özkoç liderliğinde bir çalışma yürütmüşlerdi. Ve bir para toplamışlardı milletvekillerimiz. Beni çok kıymetli dostum Sayın Engin Altay aradı. Dedi ki ‘Bir para topladık. Bununla bir konteyner ihtiyacını karşılamak istiyoruz o bölgede.’ Dedim, ‘Başkanım konteyner ihtiyacı var, tamam ama biz zaten konteyner ve çadır sirkülasyonu sağlıyoruz. Biz, böyle bir hayırlı işe başlıyoruz. Gelin siz bu temelin ilk harcını atın’. Dolayısıyla burada CHP’nin, TBMM 27. döneminin milletvekillerinin de tek tek aktardıkları bağışları vardır. Ben diğer kurum ve kuruluşlara teşekkür ettiğim gibi, o dönemde bu işe katkı sunan milletvekillerimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Hayırlı bir işe imza atmış oldular.
HATAY’I GEÇMİŞTEKİ RENGİNE, AHENGİNE HEP BİRLİKTE KAVUŞTURACAĞIZ:
Hatay Büyükşehir Belediyesi de kısıtlı olanaklarına rağmen sürece destek verdi. Umut ediyoruz ki Hatay’ı o geçmişteki rengine, ahengine hep birlikte kavuşturacağız. Evet bu bir zaman alacak. Bunu bilelim. Bana dertlenen, Başkanıma dertlenen, derdini anlatan, bazen bize kızan, sızlanan bütün vatandaşlarımızın, bütün dertleri, bütün sızlanmaları, bütün kızgınlıkları başım üstüne. Biz bunları öyle dinleyeceğiz, öyle kabul edeceğiz ve ağzımızdan ‘gık’ bile çıkmayacak. Sabırla dinleyeceğiz, sabırla kucaklaşacağız. Dertleşeceğiz, üzüleceğiz, ağlayacağız ama milletçe ayağa kalkacağız. Türkiye, genelde de bir ekonomik zorluk, sıkıntı yaşıyor ama buranın acısıyla kıyaslanmaz. Buradaki insanlarımız, çok acılarla, belki kendilerini çok dibe vurmuş hissediyorlar. Sevgili Hataylı hemşehrilerim, güzel evlatlarımız, güzel kızlarımız, güzel oğullarımız. Sizlerin yaşam standartlarını biz, milletçe, oradan alıp, tekrar en az bizim seviyemize kadar çıkartmadıkça, Allah bizim gözümüze uyku vermesin, bize huzur vermesin. Hep beraber bunu ayağa kaldıracağız. Bu, milletimizin, devletimizin bütün kurumlarımızın, hepimizin bu bölgeye borcudur. Bunu başaracağız. Yüreğinizdeki umut, kalbinizdeki umut, geleceğe dair o iyi düşünceler, asla ve asla azalmasın. Zorlukları yaşıyoruz. Bundan sonra bu zorlukların yaşanmaması adına da yoğun tedbirler almak, insana değer vermek zorundayız, insanımıza saygı duymak zorundayız. Bizler, yöneticiliğimizi ancak bu şekilde olgun bir hale getirebiliriz.
KÖTÜ SİSTEMİN KURGULADIĞI ŞEHİRLERİMİZ BİZİ BU HALE GETİRDİ: Depremde yaşanan kayıplar, geçmişte yaşanan eksiklikler ve hatalardan dolayı arttığını söylemek istiyorum. Ne yazık ki, kötü sistemin kurguladığı şehirlerimiz, bizi bu hale getirdi. Ders çıkartmalıyız. Şehirlerimizin başına bela açan yöneticiler değil, şehirlerimizin huzurunu kaçıran yöneticiler değil… Şehir yaşamları, insanları mutsuz etsin diye oluşturulmadı. Kentler, insanlara umut olsun, mutluluk olsun diye oluşturuldu. Onun için gayret edildi. O bakımdan biz de kentlerimizin önünü açan, şehirlerimizin önünü açan, şehirlerimizi kuvvetlendiren, güçlendiren yöneticiler olmak zorundayız. O bakımdan bu süreçte gündelik siyasi çatışmaların dışına iterek, hizmetlerimizi yaparak, dertleşerek, konuşarak, aynı masada durarak… Devletin her kademesi, hiçbir seçilmiş ya da devletin hiçbir bürokrasisi, valisinden cumhurbaşkanına, genel müdüründen bakanına, fark etmiyor; bu konuda afra tafra yapmaz. Bir araya geleceğiz. Milletin parasını yönetiyoruz. Bizler, sizlerin parasıyla sizlere hayırlı işler var etme çabasındayız. Kimse cebinden parayla bu konutları yapmıyor, yapmayacak. Milletin parasıyla yapacak. Onun için en kalitelisini en ucuza, en hızlı, en nitelikli şehirler kurma adına yapacağız. Lütuf değil. Bu paralar yine sizin cebinizden çıkacak. Hepimizin cebinden çıkacak. Bu bağlamda, iyi yöneticiler olmak zorundayız. Tarih yazmak zorundayız.
MİLLETİMİZİN EVLATLARINA UMUT AŞILAMALIYIZ: Muhalefeti yok, iktidarı yok bu işin. Efendim, burada iktidar CHP. Bir başka şehirde iktidar X parti, Y parti. Malatya’sı, Elazığ’ı, Osmaniye’si, Hatay’ı, İstanbul’u yok bu işin. Bir aradayız. Benim insanım kardeşim. Başka parti purti işi olmaz bu işte. O bakımdan meseleyi bu şekilde ele almalıyız. Ve ona göre bu yaraları sarmalı, milletimizin evlatlarına, çocuklarına kızlarımıza, oğullarımıza, gençlerimize umut aşılamalıyız. Geleceğimizi teminat altına almalıyız. Deprem meselesi, beka meselesidir. İnşallah daha fazla acı yaşamadan, başta İstanbul olmak üzere, diğer şehirlerimizde de aynı anlayışla, aynı seferberlik duygusuyla, kötü dille değil, kendi işaretiyle, kendi talimatıyla manşet atan gazeteler, televizyonlar üzerinden değil, bu işi samimi bir şekilde masada konuşarak, tartışarak çözüm bulduğumuzu, umut ederiz hep birlikte birbirimize yaşatırız. Ve insanımızı mutlu ederiz. Temennim ve duam budur. Hem dua ediyor hem çok çalışıyoruz. Allah, bizi size mahcup etmesin. Gerçekten depremde canı yanan hiçbir insanımıza, Allah, bizi mahcup etmesin. En büyük sorumluluğumuz onlaradır.”
HBB LÜTFÜ SAVAŞ: HEPİMİZİN GÖZÜNÜN IŞILDAYACAĞI GÜNLER YAKINDA
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş da konuşmasında, bugün artık depremin yaralarını orta vadeli sarma aşamasında olduklarını belirterek şunları söyledi:
“Tabii ki bu aşamada, belediye başkanlarımız içerisinde en çok Hatay’a destek vererek, Hatay’ın yanında olan ve birçok programı bizimle birlikte yürüten Sayın İmamoğlu ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Bugün de o hizmetlerden bir tanesini açıyoruz. 201 tane ailemize, gerçekten de mağdur olan, depremde hayatını kaybeden yakınları olan engellisi, yaşlısı, çocuğu çok olan insanların daha çok barınacağı, bu barınma merkezimizin hepimize hayırlı olmasını temenni ediyorum ve bir an önce de bu geçici konutlardan tekrardan kalıcı konutlara, sağlam ve sağlıklı konutlara geçiş için de temennide bulunmak istiyorum. Sadece temenni değil, hiç merak etmeyin, daha sağlıklı ve daha güçlü bir Hatay’ı hep birlikte oluşturacağız. Depremin 10’ncu gününden itibaren buna çalışıyoruz. Hepimizin gözünün ışıldayacağı günler yakında diyorum.”
KİPTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ALİ KURT: ÖRNEK BİR İŞE İMZA ATTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ
İnşa ettikleri barınma merkeziyle ilgili bilgiler paylaşan KİPTAŞ Genel Müdürü Kurt da “Projemizde kreş, sağlık ocağı, çocuk oyun alanı, yaşlı bakım merkezine kadar her türlü sosyal donatı alanları düşünülmüştür. İnsanlarımıza hizmet edecek ticari birimlerin yanı sıra, alt birim olarak köy kahvesi, kırtasiye gibi alt ticari birimleri de projemizde düşündük. Projemizi tasarlarken, asıl olarak afet yaşayan vatandaşlarımızın yalnızlıklarına dokunmaya çalıştık. Sosyalleşebilecekleri, komşuluk ilişkilerini geliştirebilecekleri, acılarını bir nebze unutabilecekleri bir tasarıma yer verdik. Afet sonrası yapılması gereken örnek bir işe imza attığımızı düşünüyoruz. Umarım bu proje, bir nebze depremzedelerin yarasına merhem olur ve Türkiye’de yapılacak diğer uygulamalarda örnek alınır” dedi.
DEPREMZEDE ERTUĞRUL’DAN PİYANO RESİTALİ
Konuşmaların ardından İmamoğlu; sembolik olarak seçilen Gülcan Yılmaz, Vesile Özlem Güncü, Yahya Sağıroğlu ve Süheyl Kızıldağ adlı depremzedelere anahtarlarını teslim etti. İmamoğlu, Savaş ve beraberlerindeki heyet, hizmete giren alanda incelemelerde bulunarak, depremzedelerin sorunlarını dinledi.
Depremzede Gök ailesinin barınacağı geçici konuta misafir olan İmamoğlu ve Savaş, evin özel gereksinimli oğlu Ertuğrul Gök’ün piyano resitalini dinledi. İmamoğlu, aynı zamanda yüzücü olan Ertuğrul’un, İBB Spor Kulübü’nde ağırlanması talimatını verdi. İmamoğlu, öğle yemeğini de İBB’nin Antakya’da kurduğu Afet Koordinasyon Merkezi’nde çalışanlarla birlikte yedi ve mesai arkadaşlarına bir teşekkür konuşması yaptı.
İMAMOĞLU VE SAVAŞ 12 NİSAN’DA PROTOKOL İMZALAMIŞTI
İBB Meclisi’nden 12 Nisan’da geçen karar uyarınca, İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş arasında protokol imzalanmıştı. 21 Nisan’da, Antakya’daki İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde imzalanan protokol uyarınca; İBB’nin depremlerle sarsılan Hatay’da yaklaşık 1000 kişinin yaşayabileceği geçici konutlar yapması, içme suyu, kanalizasyon ve elektrik altyapısını onarması kayıt altına alınmıştı. İBB Meclisi’nin oy birliğiyle aldığı kararla, tüm bu çalışmalar için Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne 62,5 milyon liralık nakdi yardım yapılması karara bağlanmıştı. Önceki dönemde TBMM çatısı altında görev yapan CHP milletvekilleri de projeye maddi katkıda bulunmuştu. Antakya Geçici Barınma Alanı, 201 konut ile 21 ticari olmak üzere 222 birimden oluşuyor. Geçici barınma alanı içerisinde; kreş, yaşlı bakım merkezi, kütüphane, sağlık merkezi, çocuk oyun alanı, basketbol ve voleybol sahası, idari alanın yanı sıra buradaki esnafın da hizmet vereceği köy kahvesi, kırtasiye, tuhafiye, terzi, züccaciye, lostra, pasta, fırın, manav, market, kasap, berber, kuaför, kütüphane, kitap kafe ve çamaşırhane gibi ticari birimler bulunuyor.