Türk Sağlık Sen Hatay Şube Başkanı Mehmet Kayhan, yedinci dönem Toplu Sözleşmeleri ile tıpkı altıncı dönemde olduğu gibi kamu çalışanlarının, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının 2 yılının heba edildiğini söyledi.

Türk Sağlık Sen Hatay Şube Başkanı Mehmet Kayhan, toplu sözleşmeyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada “Kamu çalışanlarının beklentisi olan refah payı, kira yardımı, enflasyon farkının aylık verilmesi, 8 Bin 77 TL’lik zammın emekli maaşlarına eklenmesi, yardımcı hizmetlilere kadro, vergi diliminin %15’e sabitlenmesi, bayram ikramiyesi, sözleşmeden kadroya geçenlere süre sınırı olmadan mazeret tayini hakkı verilmesi gibi hususların hiç birisi anlaşılan maddeler arasında bulunmamaktadır” dedi.

Sağlık ve sosyal hizmet kolunda da durum farklı olmadığını altını çizen Mehmet Kayhan “Tüm sağlık çalışanlarının beklediği tek kalem maaş, taban, teşvik ve nöbet ücreti gibi tüm ödemelerin günümüz şartlarına uygun bir seviyeye yükseltilmesi, giyim yardımı gibi sosyal ödemelerin diğer kurumlar seviyesine çıkartılması gibi temel beklentileri ile ilgili hiçbir mutabakat yoktur.  “Çalışma yapılacak” gibi ucu açık muallak ifadelerle çalışanları oyalama yolunu seçmişler, günü geçiştirmenin telaşına kapılmışlardır. İmzalanan mutabakat o kadar boştur ki günümüz şartlarında ancak trajikomik olarak değerlendirilebilecek bazı ödemelerle ilgili artışları kazanım diye sunma derdine düşmüşlerdir” diye konuştu.

Ortada kazanım yerine hezimet olduğunu vurgulaya Mehmet Kayhan “Bunun da sorumluları yetkili konfederasyon ve sendikadır. Çalışanların taleplerinin dikkate alınmadığı, mağduriyetlerin görüşülmediği, imza atmak için mutabakat yapılmasının dışında hiçbir kayda değer gelişmenin olmadığı bu tiyatronun sahibi onlar, kaybedeni ne yazık ki tüm çalışanlar olmuştur. Türk Sağlık-Sen olarak özellikle belirtmek istiyoruz ki yetkili konfederasyon ve sendikanın bu tiyatrosuna dur diyecek olan yine çalışanların kendileridir. Yetkiyi sahibine ve ehline teslim ederek toplu sözleşmede kamu çalışanlarının sürekli kaybetmelerine bir son vermelidirler” şeklinde konuştu.

Türk Sağlık-Sen olarak mücadelelerinin tüm platformlarda, her zaman ve şartta çalışanlar adına devam edeceğini sözlerine ekleyen Mehmet Kayhan temel beklentilerin karşılanması, kronikleşen sorunlara çözüm üretilmesi adına var güçleriyle çalışacaklarını, tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını da bu mücadeleyi vermede, aileleriyle birlikte katılmaya çağırdı.

Demografik yapı ve stratejik öneme sahip Hatay’da büyük ölçüde mülteci sorunu bulunduğuna değinen Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “6 Şubat depreminin ardından Hatay’da nüfus dağılımı ve göç açısından büyük değişiklikler yaşanmıştır.” dedi.

VATANDAŞLARIMIZIN DEPREM BÖLGELERİNE DÖNÜŞÜ İÇİN ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ

Başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıkların ve kurumların, ili terk eden vatandaşlarımızın stratejik öneme sahip Hatay’a geri dönmelerinin temini için çalışmalar yürütülmelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Çalışkan, “Sınır ili olan Hatay’da, demografik yapının bozulma tehlikesi de tedbir alınması gereken yüksek hassasiyetli bir konudur. Diğer illere taşınan vatandaşlarımızın geri dönmeleri çok önemlidir. Buna yönelik her türlü çalışma ve planlamanın yapılması gerekmektedir.” dedi.

 STRATEJİK BÖLGELERE ÖZEL HASSASİYET GÖSTERİLMELİ

Deprem sonrası yurt içine serbest dolaşımla başka illere gitmelerine izin verilen mültecilerin, İçişleri Bakanlığı emriyle 24 Eylül 2023 tarihi itibariyle İstanbul’u terk ederek kayıtlı oldukları ile dönmeleri gerektiği bildirildiği, aksi taktirde sınır dışı edileceklerine dair bilgi yer aldığını belirten Çalışkan, Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 96 ve 99’uncu maddeleri gereğince İçişleri Bakanı Sn. Ali YERLİKAYA’nın yanıtlaması için aşağıdaki soruları yöneltti.

SORULAR;

1. Deprem bölgesinden nüfus kayıt verilerine göre kaç vatandaş başka illere taşınmıştır?

2. Diğer illere taşınan vatandaşlarımız için Hatay’a tekrar dönmelerine yönelik herhangi bir çalışma ve planlama yapılmakta mıdır? Bu çerçevede dönüş için öngörülen süre ne kadardır?

3. Deprem bölgesinde barınan kaç mülteci, diğer illere göç etmiştir?

4. Bu mültecilerin döneceği yerlerde konteyner vb. barınma imkanları ayarlanmış mıdır? Yoksa çadırlara mı yerleştirileceklerdir? Ayarlanmışsa kaç mültecinin deprem bölgesine geri döneceği öngörülmektedir?

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, depremde yanlış zemin seçimi nedeniyle kullanılamaz hale gelen Hatay Havalimanı’nın yeniden, aynı yere yapılacağını söylerken, gerekçe olarak da “Başka yer yok” dedi.

Depremde zarar gören yolları çok hızlı bir şekilde onardıklarını vurgulayan Uraloğlu, “Hatay Havalimanı’yla ilgili birçok yerden pist kırıldı, 2 bin 800 metre civarında olan pistin sadece 2 bin metresini kullanıma açabildik. Şu anda boş uçaklar inebiliyor, dolu uçaklar kalkabiliyor. Çünkü artık dolu uçağın yükünü kaldırabilecek dirençte değil. Projemizi yaptık, şimdi hızlıca ihalesini yapıp, havaalanını yeniden yapacağız. Aynı yere yapacağız maalesef, çünkü orada havaalanı yapılabilecek başka bir yer yok. Yakın civarda İskenderun dahil başka bir yer yok. Ama, ‘Ya bunu tecrübe ettik, niye bir daha deniyoruz’ derseniz şöyle bir örnek vereyim; artık yaklaşım olarak Rize’deki ve Ordu-Giresun’daki havaalanı yaklaşımıyla, denizin içerisinde nasıl yapmışsak, burada da Amik Gölü’nün içerisine aynı mantıkla yapacağız” dedi.