Hatayspor, Süper Lig’in 8’inci haftasında Mersin Stadyumu’nda oynayacağı Trabzonspor maçının çalışmalarını sürdürüyor.

Erdemli Atış Poligonu’nda teknik direktör Rıza Çalımbay yönetiminde yapılan ve 1 saat 15 dakika süren antrenmanda taktik ve dar alan çalışması gerçekleştirildi. Çalımbay, kritik Trabzonspor mücadelesi öncesinde taktik çalışmada futbolculara uyarılarda bulundu.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadullah Ergin, kanser hastalarının tedavi sürecinde yaşadığı mağduriyetleri Meclis gündemine taşıdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına yazılı soru önergesi veren Ergin, bazı mahkemelerin verdiği kararlar sonucu kanser ilacı bedellerinin devlet tarafından karşılanmadığını, hastaların yaşam haklarını doğrudan etkileyen bir problemle karşı karşıya olduğunu kaydetti. İlaç bedellerinin yargıya taşınmadan karşılanması gerektiğini belirten Ergin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına çağrıda bulundu.

“Mahkemelerin verdiği ara kararlarla ilaç bedelleri karşılanmaktadır”

SGK sistemiyle ilgili bilgi veren Ergin, ilaç bedellerinin dava açılarak alınabildiğini belirterek, “Bilindiği üzere kanser tedavilerinde kullanılan bir kısım ilaçlar, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmamaktadır. Bu ilaçların SGK tarafından karşılanabilmesi için Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) yer alması gerekmektedir. Bu nedenle hastalar, tedavide kullanılacak ilaçların bedelinin SGK tarafından karşılanması için dava açmak zorunda kalmaktadır. Davalar devam ederken mahkemelerin verdiği ara kararlar ile ilaç bedelinin SGK tarafından geçici olarak karşılanması sağlanmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Kanser hastalarının tedavi süreci gecikmekte, durumları daha da kötüleşmektedir”

“Bir kısım hasta ve hasta yakınlarınca tarafımıza aktarılan bilgilere göre, son dönemde bazı mahkemelerin, kanser ilaçlarının tedbiren ödenmesine ilişkin talepleri reddetmeye başladığı, bu durumun kanser hastalarının tedaviye erişiminde ciddi mağduriyetlere ve hak kayıplarına yol açtığı ve bu yöndeki şikayetlerin arttığı belirtilmiştir. Özellikle hastaların yaşam hakkını doğrudan etkileyen bu durumun, tedavi süreçlerinin gecikmesine ve hastaların sağlık durumlarının daha da kötüleşmesine sebep olduğu da ifade edilmiştir.”

“Evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek bu problem çözülmelidir”

“Esasen bu sorunun, yargıya intikal etmeden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın ortak çalışmasıyla, hasta hakları ile kamu yararı ve evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek, makul, adil ve akılcı bir yöntemle çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu çerçevede, kanser hastalarının tedaviye erişim haklarının korunması için ilgili kurumların aktif bir şekilde hareket etmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca devletin sağlık hizmetlerini sunarken vatandaşlarına sosyal devlet ilkesi doğrultusunda yaklaşması ve tedaviye erişim konusunda engellerin kaldırılması, toplumsal

adaletin sağlanması açısından da kritik bir rol oynayacaktır.”

“Kanser hastalarının mağduriyetlerini önlemek için daha etkili mekanizmalar oluşturulmalıdır”

DEVA Partili Ergin, Bakan Işıkhan’a şu soruları yöneltti:

1.Öncelikle kanser hastalarının taleplerinin mahkemeler tarafından reddedilmesi nedeniyle tedavi süreçlerinde yaşanan gecikmeleri önlemek amacıyla, ilaç bedellerinin geçici olarak SGK tarafından karşılanmasını sağlayacak daha etkili bir mekanizma oluşturulması mümkün müdür?

2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın, bu sorunun yargıya taşınmadan; hasta hakları, kamu yararı ve evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması adına ortak bir çalışması var mıdır? Şayet yoksa, böyle bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

ORC Araştırma Şirketi, 23-26 Eylül tarihleri arasında 9 bin 280 kişiyle bir anket yaptı. Yapılan araştırmada, sevilme oranı yüzde 30’un üzerinde çıkan 10 milletvekili sıralandı.

Anket sonucuna göre Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman yüzde 40,6 ile birinci sırada yer alırken, İstanbul milletvekili Erkan Kandemir yüzde 37,4 oranla ikinci sırada yer aldı.

Hatay Büyükşehir Belediyesi yaklaşan zeytin hasadı öncesi zeytinyağı fabrikalarına yönelik denetimlerini sıklaştırdı.

HBB Tarımsal Hizmetler ve Zabıta Dairesi Başkanlıklarının ortaklaşa düzenlediği denetimlerde gıda mühendisleri tarafından üretim esnasında oluşabilecek olumsuzlukların önüne geçmek ve hijyen şartlarına uymalarını sağlamak amacıyla işletmelere yönelik kontroller yapıldı.

Ayrıca zabıta personeli tarafından fabrikaların iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı, ÇET raporları, yangın tüpü kontrolleri sağlanarak gerekli görülen uyarı ve önerilerde bulunuldu.

Denetlemeler kapsamında uygun şartları sağlayamayan zeytinyağı fabrikalarına tutanak tutularak cezai işlemler uygulandı.

Yetkililer halk sağlığını korumak hedefiyle gerçekleştirilen denetimlerin il genelinde ve birçok alanda süreceğini belirtti.

Hatay Milletvekili Av. Servet Mullaoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu’nun cevaplandırması talebiyle bir soru önergesi sundu. ü

Önergenin konusu, Freeweb Turkey haber sitesinde yayımlanan 06.09.2024 tarihli habere dayanarak, 85 milyon vatandaşın kimlik bilgilerinin çalındığı iddiaları ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesindeki Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nin (USOM) Google’a gönderdiği yazılar oldu.

Mullaoğlu, önergesinde, kişisel verilerin sızdırıldığına dair iddiaların kamuoyunda büyük bir endişe yarattığını vurguladı ve şu sorulara yanıt aradı:

• BTK bünyesindeki USOM tarafından 29 Temmuz ve 3 Eylül 2024 tarihlerinde Google’a kimlik bilgileriyle ilgili iki ayrı yazı gönderildiği iddiaları doğru mudur? Bu yazılar dışında başka bildirimlerde bulunulmuş mudur?
• Kimlik bilgileri veya diğer kişisel bilgilerin çalınmasına ilişkin resmi bir inceleme başlatılmış mıdır? Çalınan verilerin kapsamı nedir?
• Geçmişte yaşandığı iddia edilen veri ihlali ile ilgili olarak, sorumlular hakkında Kişisel Verileri Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca yasal işlemler yapılmış mıdır?
• Kimlik bilgileri çalınan vatandaşların güvenliği için ne gibi tedbirler alınmıştır? Bu kişilere yönelik bilgilendirme yapılmış mıdır?
• Kimlik bilgilerinin çalınması hangi kurum veya kişilerin ihmali sonucunda gerçekleşmiştir? Sorumlular tespit edilmiş midir? Yargı süreci başlatılmış mıdır?
• Türkiye’de kişisel verilerin güvenliği konusunda hangi tedbirler alınmaktadır? Siber güvenlik önlemleri yeterli midir? Bu alanda yeni adımlar atılması planlanmakta mıdır?
• Benzer olayların tekrarlanmaması için vatandaşların kişisel verilerinin korunmasına yönelik yeni düzenlemeler yapılması planlanmakta mıdır?

Mullaoğlu, kişisel verilerin korunmasının bir devlet sorumluluğu olduğunu belirterek, siber güvenlik ve veri koruma konusunda yeterli önlemlerin alınıp alınmadığının bir an önce açıklığa kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kamuoyunun konu hakkında bilgilendirilmesini ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep etti.

 CHP     Hatay Milletvekili  Av. Servet MULLAOĞLU yazılı bir basın açıklaması yaparak ““Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş., depremzede vatandaşlara kendi bağladığı elektriği kaçak kabul ederek ceza kesiyor.” İddiasında bulundu

Vekil Mullaoğlu açıklamasında şu görüşleri kamuoyu ile paylaştı:

“Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş., depremzede vatandaşlara kendi bağladığı elektriği kaçak kabul ederek ceza kesiyor.”

Depremler sonrası neredeyse tüm Hatay’da enerji nakil hatları zarar görmüş ve kentin birçok noktasında elektrikler kesilmiştir.

Daha sonra konteynerlerde yaşamaya başlayan vatandaşlarımıza abonelik olmaksızın elektrikler bağlanmış ve yerleşim sahiplerinde numarataj almaları ve aboneliklerini yaptırmaları istenmiştir. Vatandaşlarımız numarataj almak için Hatay Büyükşehir Belediyesine başvurmuşlar, ancak yoğunluktan dolayı henüz verilmemiştir.

 Gelinen süreçte ise birçok vatandaşımıza elektrikleri kaçak kullandıkları gerekçesi ile ciddi miktarlarda cezalar gelmektedir. Yani elektrik dağıtım şirketi kendi bağladığı elektriği kaçak kabul ederek vatandaşları mağdur etmekte ve ödemeleri imkânsız ücretler talep etmektedir.

Hiçbir mantıklı gerekçesi olmayan bu vicdansız uygulamadan vazgeçilmelidir. Devlet depremzede vatandaşının yanında olması gerekirken, kendi hatasının faturasını bile mağdur vatandaşlarımıza çıkarmaktadır.

Bu insanlar tatil yaparken keyfi elektrik kullanmamıştır. Deprem sonrası hayata tutunabilmek, zaruri ihtiyaçlarını gidermek için elektrik, su kullanmıştır. Üstelik abonelik işlemleri yapılıncaya kadar dağıtım şirketi kendi elektrik bağlamıştır. Şimdi bunu kaçak kabul etmek akılla, vicdanla, hukukla izah edilemez!

Yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz! Bu akıl dışı uygulamadan vazgeçin. Bu faturaları haksız olarak yüklediğiniz vatandaşlarımızın, faturaları ödemeleri mümkün değildir.