Mehmet Çardak
Araştırmacı Yazar
m-cardak@windowsileve.com
Akıl ve Bilimdışı Şoklar…
Sevgili okurlarım! İktidarın ne büyüme ne de istihdam umurunda değil, mali ve manevi sömürüye devam ediyor…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 14’ten 13’e indirme kararıyla ilgili tartışmalar içte ve dışta sürüyor. Bu kararın nedeni hakkında farklı görüşler var: Hemen hemen herkes atılan adımın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla atıldığında ve beklenmedik olduğunda hemfikir…
Merkez Bankası’nın son faiz kararı ‘şok’ edici ama beklenmedik değil. Çünkü yaptıkları akıl ve bilimdışı şeyler…
Gerçekten de bu karar; mevcut yönetimden beklenen yeni bir ucube. Tek adamdan ekonominin gereklerine ve toplum yararına doğru bir adım beklemek aşırı iyimserlik olur…
Ama bu ucubenin arkasında ‘şok edici’ iki amaç var: Birincisi, sabit gelirli milyonların tümünü enflasyon ile sömürüp ezerek şoka uğratmak. İkincisi ise, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her dediğini sorgusuz sualsiz kabul eden kemik yandaşlarını NAS ile afyonlayarak uyutmak…
Bu ‘şok edici’ amaçların birincisi servet transferine, ikincisi ise seçmen konsolidasyonuna odaklıdır. İpin ucunu çoktan kaçırmış olan siyasi iktidarın, gerek yandaş sermayeye servet transferi için, gerek eriyen tabanını zihnen felç edip yanında tutmak için, böylesine kamusal çıkar karşıtı, emek düşmanı, akıl ve bilimdışı şoklardan başka çaresi kalmamıştır.
Çünkü 20 yıllık AKP iktidarına ilişkin ekonomik göstergeler ortada. 1 ABD Doları 2002’de 1,67 TL iken, şimdilerde 18,22 TL.
1 çeyrek altın fiyatı 2002’de 28 TL iken, şimdilerde 1.667TL.
1 ekmek 2002’de 0,25 TL iken, şimdilerde 5,00 TL.
1 kg. et 2002’de 8,9 TL iken, şimdilerde 160 TL.
Türkiye’nin borcu 2002’de 256 milyar dolar iken, şimdilerde 3,4 trilyon dolar.
Türkiye’nin cari açığı 2002’de 628 milyon dolar iken, şimdilerde 32,6 milyar dolar.
Daha başka veriye gerek var mı?
Dikkat! Diyanet İşleri Başkanlığı yalan söylüyor. Fiyatları belirleyen Allah değil, yoksul halkı Allah ile aldatanlardır!
Lamı cimi yok! Prof. Dr. Duran Bülbül’ün açıklamalarına göre; iktidarın 2002-2022 yılları arası topladığı vergi gelirleri toplamı 3 trilyon dolar. Bu vergi gelirleri verimli ve etkin kullanılsaydı milli gelirimiz en az 10 trilyon dolar olurdu. Oysa şu anda milli gelirimiz 720 milyar dolar. Milli gelirimizden borcu düşersek, çok daha vahim bir durum ortaya çıkar.
İktidardakiler bizim ödediğimiz vergileri, alın terimizi gözümüzün içine bakarak çatır çatır yiyor, mültecilere dağıtıyor, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yardım gönderiyorlar. Amerika’da ve İngiltere’de mal mülk satın alıyorlar. Bu kadar salak bir millet miyiz biz?
Her gün biraz daha yoksullaşan vatandaş ne yapsın? AKP üyesi vatandaşlar bile isyan ediyor artık. Bugüne kadar böyle büyük zamlar görülmemiştir. Yanıyor Türkiye! Hayat felç oluyor…
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “Avrupa’daki %8 enflasyonla Türkiye’deki %80 enflasyonun etkisi aynı değil. İşçisinden, memuruna her kesimden vatandaşımızın gelir kaybını enflasyonun üzerindeki ücret artışlarıyla telafi ederek enflasyonun sosyal etkilerini sınırlandırdık” diyor.
Artık bu iktidarın söylediği hiçbir şey beni şaşırtmıyor! Son 20 yıldır iktidarda bulunanların, omuzlarında hissetmesi gereken sorumluluğu hissetmedikleri bir dönemden geçiyoruz. Nüfusun çoğunluğu akıl ve bilimdışı şoklar yaşıyor!
Prof. Dr. Duran Bülbül Hoca’nın sosyal medyada açıkladığı gibi, yüksek enflasyon; devlet ve halkın işine gelmez. Bununla birlikte, devleti yönetenlerin işine gelir. Eğer devleti yönetenler belli bir grubu zengin ediyorlarsa, bu durum onların zenginlerini daha zengin yapar.
İktidarın yaptığı şey de yandaşlarını zenginleştirmektir! Bütün içtenliğimle haykırıyorum: Türkiye çok acı çekiyor. Ama akıl ve bilimdışı otoriter yönetimin şiddeti yüzünden değil, iyi insanların sessizliği yüzünden. Uyan artık ey millet! Bu iktidarın seni enayi (!) yerine koymasına daha ne kadar susacaksın?