Cumartesi, Kasım 23, 2024
No menu items!
Ana Sayfa Blog Sayfa 99

İskenderun’da konteynerde yangın çıktı

0

İskenderun‘da Düğünyurdu  (Cebike) TOKİ konutlarının bulunduğu bölgeden yükselen ve şehrin çeşitli noktalarından görülebilen duman, tedirginlik yarattı. İddialara göre, TOKİ konutlarını inşa eden işçilerin kaldığı konteynerlerde çıkan yangın, büyük bir hasara yol açtı ve konteynerler tamamen kül oldu.

Birden fazla konteynerin bulunduğu bölgede, yangının elektrik kontağından çıktığı öne sürüldü. Yangın, işçiler tarafından söndürülmeye çalışıldı, ancak verilen mücadele sonuçsuz kaldı. Bu arada 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bilgi verilmesi üzerine bölgeye itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi.

İtfaiye ekipleri yangını söndürdü, konteynerlerin soğutma işlemini tamamladı. Fakat yangın çıkan ve adeta kül olan konteynerler kullanılamaz hale geldi.

Bu arada her hangi bir can kaybı ve yaralanmanın olmadığı bildirilen olayla ilgili Jandarma ekipleri ise yangının çıkış nedenini araştırmak üzere soruşturma başlattı.

 

İskenderun’da şüpheli şahıslar aranıyor

0
İskenderun İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, birçok noktada şüpheli şahıslar üzerinde asayiş uygulaması gerçekleştirdi.
Kentin huzur ve güveni için gece gündüz çalışan İskenderun emniyeti tarafından birçok noktada şüpheli şahıslar üzerinde asayiş uygulaması gerçekleştirildi.

Hatay’da yeni eğitim öğretim toplantısı

0

Hatay İl Milli Eğitim Müdürü Harun Tüysüz, yeni eğitim öğretim yılı hazırlıkları, kurum çalışmaları ile eğitim gündemini değerlendirmek üzere ilçe milli eğitim müdürleriyle bir araya geldi.

Kumlu Abdurrahman Gülizar Karadeniz Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıkları için koordinasyon fırsatı sunan toplantıya İl Müdür Yardımcıları İbrahim Cahit Ayazhan, Selim Yiğit ve Mustafa Karasu da katıldı.

HBB Samandağ ilçesinde yolları yeniledi

0

Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB), il genelinde modern bir ulaşım ağı kurma hedefi doğrultusunda yol yapım, bakım ve onarım çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

HBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı, Samandağ ilçesi Batıayaz, Çamlıyayla, Büyükoba, Ceylandere ve Seldiren Mahallelerini birbirine bağlayan yolları yeniledi.

HBB Ekipleri tarafından Büyükoba Mahallesi’nin de içinde bulunduğu 9 km’lik grup yolunda beton asfalt serimi yapılıp fosforlu yol çizgileri çekilerek yol güvenliği arttırıldı.

İlçede ayrıca Yeniköy Mahallesi’nde yapılan 3200 metre sathi kaplama çalışması ile ilçenin kırsal bölgelerindeki ulaşımı daha konforlu ve güvenli hale getirildi.

YÜKSEL: BÜYÜKOBA, ASFALTLA TANIŞTI

Büyükoba Mahalle Muhtarı Yüksel Kardeş, yollarının mahalle tarihinde ilk kez asfaltlandığını vurgulayarak Büyükşehir’in vatandaşların talep ve ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği hizmetlerin sadece yolla sınırlı kalmadığını dile getirdi.

Kardeş, mahalleye namaz kılma yeri ve su deposu yapıldığını ayrıca halk otobüsünün yakın zamanda hizmete gireceğini duyurdu.

ANTAKYA İLE YOLCULUK SÜRESİ AZALDI

Çamlıyayla Mahalle Muhtarı Mehmet Yarar asfaltlanan yeni yolla birlikte vatandaşların güvenli bir şekilde ulaşımlarını sağladığına dikkat çekerek, Antakya ile mahalleleri arasındaki yolculuk süresinin daha da kısaldığını vurguladı.

Mahalle muhtarları ve bölge sakinleri, çalışmalardan dolayı memnuniyetlerini ifade ederek HBB Başkanı Mehmet Öntürk’e teşekkürlerini iletti.

Yetkililer ise Uzunbağ ile Mızraklı Mahalleleri arasında 4500 metrelik sathi kaplama yol çalışmalarına da başlandığı bilgisini paylaştı.

HBB Trafik kontrollerini 7/24 sürdürüyor

0

Hatay Büyükşehir Belediyesi Trafik Kontrol Merkezi şehir genelinde ulaşım ağının düzenli ve güvenli bir şekilde akışını sağlamak amacıyla 7/24 çalışmalarını sürdürüyor.

HBB Ulaşım Dairesi Başkanlığı bünyesinde çalışmalarını sürdüren Trafik Kontrol Merkezi il genelinde bulunan 207 adet kavşağın sinyalizasyon sistemlerinin 5 ekiple modern ve teknolojik yöntemler kullanarak bakım onarım ve takibini gerçekleştiriyor.

Ekipler, ihtiyaca cevap verecek şekilde kolluk kuvvetleriyle koordineli olarak trafik sirkülasyonu, güvenliği, yoğunluğu ve kaza oranlarıyla, şehrin inşa çalışmalarında kullanılan ağır tonajlı araç trafiğini dikkate alarak yapılan teknik analizlerle kavşakların çalışma programlarını yapıyor.

HBB yetkilileri olası arıza durumunda veya elektrik kesintilerinde sahada gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ve müdahale edilebilmesi için, anında saha ekiplerine, kolluk kuvvetlerine ve sorumlu elektrik dağıtım şirketine haber verilerek hızlı müdahalelerde bulunduklarını ifade etti.

Başkan Üstün esnaf ve basınla bir arada

0

Arsuz Belediye Başkanı Sami Üstün, Arsuz’da kaçak yapılaşmaların kesinlikle yıkılacağını beklemesinin tek sebebinin hukuki süreç olduğunu belirtti.

İskenderun’da iş insanı Erva Motors işletmecilerinden Mehmet Çetin’in davet üzerine esnaf ve basınla bir araya gelen Belediye Başkanı Sami Üstün, burada esnaflarla samimi sohbet gerçekleştirirken, Gazetecilerin Arsuzla ilgili olan kaçak yapılaşma sorusu üzerine gelişmeleri tek tek anlattı.

Arsuz Belediye Başkanı Sami Üstün, Arsuz’da deprem sonrasında ciddi bir yapılaşma oluştu. Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim ki Belediye olarak uygunsuz koşullarda yapılan tüm kaçak yapılan kesinlikle yıkılacak. Biz belediye olarak tutanağı tutuk mühürledik ve yıkıma gittiğimiz zaman durumu mahkemeye taşıyarak yürütmeyi durdurma kararı aldılar. Bizde mahkeme sürecin sonucunu bekliyoruz gelir gelmez yıkımlar başlayacak dedi.

İş insanı Mehmet Çetin ise Belediye Başkanı Sami Üstün’e çalışmasında başarılar dilerken, daha iyi bir arsuz’un olacağını düşünüyorum dedi

Merve’nin artık bir mezarı var

0

Depreme İskenderun ilçesi Mustafa Kemal Mahallesi’nde yakalanan Merve Ateş’in anne ve babası enkazda kalarak hayatını kaybetmişti. Ateş’in ailesiyle birlikte yaşadığı evlerinin enkazında genç kadına ait her hangi bir ize rastlanamamıştı. Genç kadından acı haber asrın felaketinin 18.ayında geldi. DNA eşleşmeleri ve resimlerle yapılan kontroller sonucunda Ateş’in cenazesinin İskenderun ilçesinde bulunan Çankaya Mezarlığına defnedildiği tespit edildi. Mezarlık kayıtlarında genç kadının isimsiz olarak depremin 3. veya 4. günü emniyet güçleri tarafından defnedildiği bilgisinin yer aldığı öğrenildi. Genç kızın aylar sonra bulunan mezarınaysa kendi ismi verildi.

53 bin insan için adalet istiyoruz

0
Lavc59.13.101

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Antakya Fuat Koku Sitesi’nde ailesini kaybeden Döne Kaya, başlattığı adalet nöbetinin 15. haftasında Madenci Anıtı önünde oturma eylemi yaptı. Döne Kaya, “Ben sadece 65 kişi için değil, ölen 53 bin insan için adalet arıyorum. Bugün Japonya’da 7.1 şiddetinde deprem oldu. Lütfen haberleri takip edin. O ülkede 53 bin insan ölecek mi” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Hatay Antakya’daki Fuat Koku Sitesi’nde 65 yurttaş yaşamını yitirdi. Döne Kaya, bu enkaza dönen apartmanda annesi Hayriye Kaya’yı, kız kardeşi Fatma Kaya Peksoy’u, eniştesi Mahmut Peksoy’u ve dokuz aylık yeğeni Çınar Peksoy’u kaybetti. Döne Kaya, 15 hafta önce önce başlattığı adalet nöbetine bu kez Olgunlar Sokak’ta bulunan Madenci Anıtı önünde devam etti.

“Adalet bu işin neresinde?”

Döne Kaya, yaptığı açıklamada, “6 Şubat depremlerinin üzerinden tam 549 gün geçti. 18 aydır soruşturması devam eden, iddianamesi hazırlanmayan birçok apartman var ve adalet hâlâ sağlanmadı. Ben Hatay Fuat Koku Sitesi’nde annemi, kız kardeşimi, abimi ve dokuz aylık yeğenimi kaybettim ve adalet hâlâ sağlanmadı. Ben sadece 65 kişi için değil, ölen 53 bin insan için adalet arıyorum” dedi.

“6 Şubat depremleri bir afet değil katliamdı” diyen Kaya, “Fuat Koku Sitesi için zemin etüdüne imza atmayan belediye tali kusurlu sayılıyor. Müteahhidi ve yapı denetimi asli kusurlu sayıldığı halde 17 aydan sonra serbest bırakılıyor. Adalet bu işin neresinde” ifadesini kullandı.

“Hatay 8’inci depremini yaşadı. Yarın yine 9’uncu depremini yaşayacak”

Bugün Japonya’da 7.1 şiddetinde deprem olduğunu hatırlatan Kaya, şöyle konuştu:

“Lütfen haberleri takip edin. O ülkede 53 bin insan ölecek mi? Hala mezarı belli olmayan, sevdiklerini arayan insanlar var. Toplu toplu insanları gömdüler. Çıkıp hiçbir açıklama yapmıyorlar. 6 Şubat depremleri için adalet istiyorum. En az 53 bin insan için adalet istiyorum. Çünkü biz bir daha ölmek istemiyoruz. Kamu görevlilerinin yargılanmasını istiyoruz. Çünkü aynı insanlar orada hala inşaata devam ediyorlar. Aynı usulsüzlükleri, aynı koordinasyonsuzlukları, aynı işlemleri yapmaya devam ediyorlar. İki hafta önce Hatay TOKİ’de yaşanan denetimsizlik, iş bilmezlik aynı şekilde devam ediyor. Hatay 8’inci depremini yaşadı. Yarın yine 9’uncu depremini yaşayacak. Bu bir bilimsel gerçek. Ancak alınan önlemler nerede? AFAD 2021 yılında deprem bölgesi için rapor hazırlıyor ve bu depremin geleceğini öngörüyor. Raporlarının en sonunda en kötü senaryolar diye bir bölüm var. O senaryoların hepsini biz 6 Şubat depremlerinde yaşadık. Yani öngörülebilir depremken, Naci Görür 3 Şubat’ta bu bölgede deprem bekliyorum dediği halde hiçbir önlem alınmadı ve 53 bin insanımız öldü.”

Döne Kaya, açıklamasının ardından Madenci Anıtı önünde oturma eylemi gerçekleştirdi.

Cankurtaran Caretta Caretta’yı kurtardı

0

Hatay’ın Samandağ ilçesi sahilinde cankurtaranlar tarafından çuvala takılı halde bulunan Caretta Caretta türü yavru deniz kaplumbağası kurtarılarak doğal ortamına salındı.

Hatay sahillerinde denize giren vatandaşların sağlıklı ve güvenli zaman geçirmelerini sağlamak üzere görev yapan Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı cankurtaran ekipleri, Samandağ Çevlik Plajı’nda çuvala takılı halde yavru bir deniz kaplumbağası olduğunu fark etti.

Nesli tehlike altında olan Caretta Caretta türü kaplumbağayı dikkatli bir şekilde takıldığı çuvaldan kurtaran cankurtaranlar, kaplumbağanın herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığını kontrol ettikten sonra kaplumbağayı tekrar Akdeniz’in mavi sularına bırakarak hayata döndürdü.

Yetkililer, nesli koruma altında olan Yeşil Deniz Kaplumbağalarının (Chelonia mydas ve Caretta Caretta ) üreme döneminde olduğunu hatırlatarak önemli üreme alanlarından olan Samandağ ve Dörtyol sahillerinde vatandaşların bu türlerin yuva alanları ve yavrularının korunması konusunda dikkatli olması gerektiğine işaret etti.

Başkan Öntürk: kayıp yüzüğü bulacağım

0

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk, bir sosyal medya kullanıcısının 6 Şubat Depremleri’nde hayatını kaybeden annesinin yüzüğünü kaybettiğini söylediği paylaşımına yanıt verdi.

Kullanıcı, yüzüğün fotoğrafıyla yaptığı paylaşımda, şöyle konuştu: “Depremde kaybettiğim annemden bana kalan tek yadigarı dün Hatay Arsuz Konacık Aslan Hause civarındaki sahilde kaybettim. Bu saate kadar aradık. Belki benim için bir mucize olur diye burada paylaşıyorum. Eğer varsa hayatımdaki tek mucizeyi şimdi kullanmak istiyorum n’olur Allah’ım.”

Bu paylaşıma cevap veren Öntürk, “Bakıyoruz kızım” ifadelerini kullandı.

Tiktok Ulusal güvenlik sorunu

0

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, “TikTok meselesi, Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesidir. Yapılan paylaşımlar o kadar tuhaf, o kadar gerçeklikten kopuk ki bunları onaylamak mümkün değil. TikTok’un kapatılması, erişim engelinin getirilmesi noktasında komisyon olarak bir tavrımız yoktur, bu Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun (BTK) tavrıdır. Ama bana komisyon başkanı olarak sorsanız, siyaset milletle beraber yapılır. Milletimiz, TikTok’un kapatılmasını istiyor” dedi.

EN FAZLA TOPLANTI YAPAN KOMİSYON

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, komisyonun çalışmalarını değerlendirdi. Yayman, komisyonun 3 yıl önce kurulduğunu hatırlatarak, TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonu’nun ardından en fazla toplantı yapan komisyon olduğunu belirtti. Yayman, 28’inci Yasama Dönemi içerisinde dijital ağ sağlayıcılarının komisyon toplantılarına katıldığını, arama motoru Google yetkililerini dinlediklerini ve dijital mecralarda yaşanan sorunların konuşulduğunu belirtti.

“TİKTOK’U KAPATIRSAN CENNETİN KAPISINI ARALARSIN”

Yayman, Hatay, Ankara, Adana, Mersin ve İstanbul’da karşılaştığı vatandaşların TikTok ile ilgili şikayette bulunduğunu kaydederek, “TikTok kullanmıyorum. Beni sokakta gören insanlar diyor ki, ‘Bu TikTok’u kapatırsan, cennetin kapısını aralarsın.’ TikTok’tan çok ciddi sayıda eleştiri var, ciddi sayıda şikayet var. TikTok maalesef şeytanın avukatlığını yapıyor ve toplumda artık TikTok paylaşımları bir nefret objesine dönüşmüş durumda.

“ÖZGÜRLÜK ALANI OLARAK GÖRMÜYORUM”

Yaşını, başına almış insanların orada bir paylaşım yapmaları ve bir farkındalık oluşturmak için çok irrasyonel, absürt tavırlar içerisine girmeleri, sakil paylaşımlar yapmaları; bunları bir özgürlük alanı olarak görmüyorum. Burası tamamen insanlık değerlerinden uzaklaşmış, yerli ve milli değerler değil, topyekun evrensel değerlerden kopuş ve büyük bir yabancılaşma olarak görüyorum. Bunları kabul etmek mümkün değil.

“YAPTIKLARINI ASLA KABUL ETMİYORUM”

Tekrar TikTok’un Türkiye temsilcilerine ve küresel ağ sağlayıcılara bir kez daha seslenmek istiyorum; TikTok’un bu yaptıklarını asla kabul etmiyorum. Bu paylaşımları asla onaylamıyorum ve muhakkak TikTok’un topluluk kuralları başta olmak üzere Türkiye’nin moral değerlerine, ahlak değerlerine, geleneklerine, ananelerine uygun bir yayın politikası içerisinde olmasını bütün toplum gibi ben de milletimiz gibi bekliyorum” dedi.

‘MUSTAFA KEMAL İLE İLGİLİ PAYLAŞIMLARI ASLA ONAYLAMIYORUM’

Yayman, AK Parti hükümeti olarak yasaklamalar ile sansür uygulamalarına kesinlikle karşı olduklarını ancak sosyal medya platformlarının da sorumluluklarına uygun davranması gerektiğini kaydetti. Yayman, son günlerde TikTok’ta paylaşılmaya başlanan Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili içeriklere de tepki göstererek, “Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili TikTok’taki paylaşımları asla onaylamıyoruz, tasvip etmiyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün bir değer olarak içinin boşaltılması ve Mustafa Kemal figürünün trolleşmesine ve trolleştirilmesini asla onaylamıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin ortak değeridir ve trolleşmenin bu noktaya gelmesi aslında dijital dünyanın içine girdiği krizin en önemli göstergelerinden bir tanesidir” diye konuştu.

‘TİKTOK ULUSAL GÜVENLİK MESELESİDİR’

Yayman, TikTok’un, Türkiye’nin genel ahlak kurallarına uygun bir yayın politikası yürütmesi gerektiğini vurgulayarak, “TikTok meselesi, Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesidir. Milletimize sorulsa, bir kamuoyu araştırması yapılsa, milletin yüzde 90’ı TikTok’un kapatılmasını ister. Çünkü TikTok artık kendini de aşmış durumda ve etkileşim almak için yapılan paylaşımlar o kadar sakil, o kadar tuhaf, o kadar gerçeklikten kopuk ki bunları onaylamak mümkün değil. TikTok’un kapatılması, erişim engelinin getirilmesi noktasında bizim zaten komisyon olarak bir tavrımız yoktur, bu BTK’nın tavrıdır. Ama bana komisyon başkanı olarak sorsanız, siyaset milletle beraber yapılır. Milletimiz, TikTok’un kapatılmasını istiyor ve TikTok’un muhakkak titreyip kendine gelmesi gerekiyor” dedi.

‘DİJİTAL TELİF, MECLİS AÇILDIĞI ZAMAN GÜNDEME ALINACAK’

Komisyonunun yeni yasama döneminde Dijital Telif Yasası’na ilişkin çalışma yapacağını vurgulayan Yayman, “Yaz döneminde Kültür ve Turizm Bakanlığı, İletişim Başkanlığı ve yine bu konuyla ilgili çalışan sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere tüm paydaşları yan yana getiren toplantı yapacağız. Ağustos ayının sonuna doğru ve dijital telif ile ilgili ev ödevimizi yapıp yeni yasama döneminde dosyamızı hazırlamış bir biçimde inşallah Meclis açıldığı zaman gündeme alacağız” değerlendirmesinde bulundu.

HBB gıda işletmelerine göz açtırmıyor

0

Hatay Büyükşehir Belediyesi il genelinde vatandaşın sağlıklı gıda malzemelerine ulaşmasını sağlamak adına kasap, fırın, market vb. gıda işletmelerinde denetimlerini titizlikle sürdürüyor.

HBB Zabıta Dairesi Başkanlığı, Kumlu Belediyesi ve Kumlu İlçe Tarım Müdürlüğünün ortaklaşa düzenlediği denetlemelerde işletmelerin sağlık standartlarına uygunluğu, çalışma ruhsatı, hijyen, gramaj, son kullanma tarihi ve saklama koşulları gibi konular incelenerek tespit edilen eksiklikler noktasında uyarılarda bulunuldu.

Büyükşehir zabıta ekiplerinin de Reyhanlı, Kırıkhan ve Hassa ilçelerinde kasap ve zincir marketlerde yaptığı denetimlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı.

HBB yetkilileri, düzenli olarak yapılan denetim programlarının yanı sıra vatandaşlardan gelen her türlü şikâyet ve ihbarı titizlikle değerlendirdiklerini, tespit ettikleri herhangi bir olumsuzluğu ALO 153 veya 444 1 206 numaralı hatlara iletebileceklerini vurguladı.

HBB alt yapı ve onarım çalışmaları sürüyor

0

Hatay Büyükşehir Belediyesi kentin ayağa kaldırılması, çevre kirliliğini önlemek ve gelecek nesillere sağlıklı bir yaşam sunmak için il genelinde yeni altyapı yatırımlarının yanında onarım çalışmalarına da devam ediyor.

Hatay Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (HATSU) il genelinde altyapı projesi üretim ve uygulama çalışmalarını özverili şekilde sürdürüyor.

HATSU Genel Müdürlüğü, 01 Nisan 2024 – 06 Ağustos 2024 tarihleri arasında 30.635 metre içme suyu şebekesi, 18.532 metre atık su hattı olmak üzere toplamda 49.167 metre yeni altyapı inşa edildiğini açıkladı.

Bakım ve onarım çalışmaları kapsamında da içme suyu şebeke hatlarında 13.788 adet, atık su hatlarında 39.955 olmak üzere toplamda 53.743 adet arızaya müdahale edildiği bilgisini veren HATSU, can ve mal güvenliğini tehdit eden ve çevre kirliliğine sebebiyet veren 4.242 adet atık su hattı baca kapağının yenilendiğini aktardı.

HATSU Genel Müdürlüğü, dört aylık zaman dilimi içerisinde içme suyu ve atık su hatlarında oluşan arızalara müdahale ederek ve yeni altyapı inşa ederek altyapı sisteminin daha verimli ve güvenilir şekilde çalışmasını sağladı.

HATSU, sağlıklı su iletimini sağlamak ve atık su tahliyesi ile çevre kirliliğini önlemek için proje üretim çalışmalarının aralıksız sürdüğünün altını çizdi.

İstifa eden sağlık Müdürü konuştu

0

6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’a İl Sağlık Müdürü atanan Tunga Barçın istifa etti. İskenderun Gazetesi’ne konuşan Barçın Hatay‘da ameliyatların malzeme eksikliği sebebiyle ertelendiği iddialarını “Eldiven olmadığı için bir hastanede ameliyat olmaz mı? Deseniz ki cihaz yok, doğru. Eldiven dediğiniz şey nedir? Hatay’da sağlık alanında hiçbir sorun yok” sözleriyle reddetti.

Depremin ardından Hatay’da sağlık hizmetinde aksamalar yaşandığı milletvekilleri, tabip odası, sağlık meslek örgütleri ve yurttaşların beyanlarıyla basına yansımıştı. 2021 yılından itibaren Mersin İl Sağlık Müdürlüğü’nde Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı olarak görev yapan Tunga Barçın, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri için görevinden istifa eden Hatay İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat’ın yerine atanmıştı.

Hatay İl Sağlık Müdürü Tunga Barçın istifa etti. İskenderun Gazetesi’ne konuşan Barçın istifasının gündeme gelen sorunlarla ilgili olmadığını şu sözlerle kaydetti:

“İstifa ettiğim doğrudur. Ben zaten Hatay’da 18 aydır çalışıyorum. Depremin 1’inci günü gelmiştim. Hem depremzedeyiz ailecek. Adana’da depremi yaşadık. Sabahında Hatay’da sıkıntı olunca apar topar çıktım, geldim. 18 aydır da Hatay’dayım. Kendim hala konteynerda kalıyorum. 1’inci ve 2’inci basamak sağlık tesislerini bayağı toparladık. 3’üncü basamak sağlık tesisleri hemen hemen bitti gibi. O yüzden ailemden 18 aydır uzak olduğum için kendi isteğim ve rızamla, Bakanlıkla görüşerek, onlarında onayını alarak istifa ettim.

Onların iddiasına göre ‘Eldiven olmadığı için ameliyat yapılamıyor’ gibi bir haber vardı. Eldiven olmadığı için bir hastanede ameliyat olmaz mı? Deseniz ki cihaz yok, doğru. Eldiven dediğiniz şey nedir? Şu anda Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi açık kalp ameliyatı yapıyor. Siz bırakın normal ameliyatları. Hatay’da sağlık alanında hiçbir sorun yok. 3’üncü basamak sağlık hizmetleri kurgulandı ve şu andaki kamunun hem yatak sayısı hem de yoğum bakım yatak sayısı ve hastane sayısı deprem öncesinin önüne geçti.

“Depremden beri Hatay’da 13 büyük sağlık tesisi açıldı”

Hatay’da 96 tane Aile Sağlık Merkezi planlaması yapıldı. Yine deprem öncesinde çok ötesinde planlama bu. 2000-2500 nüfus arasına bir aile hekimi düşecek şekilde planladık. Yani Hatay’ın 50 yılını planladık. Şu anda 38 tanesi zaten başlayış aşamasına geçti. Niye başlayamadı, onu söyleyeyim. Şehrin nerede planlanacağı, yer ve rezerv alanlar belli olduğu için bir miktar gecikme oldu. ASM’ler tüm yatırımlar planına alındı. Yeri, kaç birimli bir ASM olacak, kaç doktor çalışacak ve kaç kişilik vatandaşa hitap edecek o çalışmaların hepsi bitti. Şu an Bakanlıkta teslimde. 96 tanesi de yatırımlara girdi. 38’inin bu yıl içerisinde tamamlanması mümkün. 60 gün içerisinde 38 ASM açılacak. Depremden beri Hatay’da 13 büyük sağlık tesisi açıldı. 12’si hastane, 1’i İl Sağlık Müdürlüğü binası yapıldı.”

TÜED maaş artışını yetersiz buldu

0

TÜED Başkanlar Kurulunda Ülkenin Ve Emeklilerin Karşılaştığı Sorunlar Değerlendirildi

Türkiye Emekliler derneği (TÜED) İskenderun Şube başkanı Hüseyin Göde, genel merkezlerinin Temmuz ayı Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisini kamuoyuyla paylaştı.

Türkiye Emekliler Derneği Başkanlar Kurulu Toplantısının Ankara’da TÜED Genel Merkez Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildiğini kaydeden Göde, toplantıda ülkenin ve emeklilerin karşılaştığı sorunların kapsamlı olarak değerlendirildiğini vurguladı.

Ekonomik, sosyal ve hukuksal alanda yaşanan sorunların giderek büyümesine yönelik gerçekçi hiçbir adımın atılmadığının değerlendirildiği Başkanlar Kurulu Toplantısında, ekonomik krizden en fazla etkilenen kesimin emekliler olmasından, Hükümetin yeterince ders çıkarmadığına dikkat çekildiğini ifade eden Göde, sonuç bildirisini şu şekilde paylaştı;

“Başkanlar Kurulu Toplantımızda yapılan müzakereler sonucunda, sonuç bildirisi yayınlanmıştır. Bildiride, emeklileri koruyan gerçekçi bir sosyal güvenlik sisteminin getirilmesi istenmiş ve taleplerimiz şu şekilde sıralanmıştır:

-Emekli aylıklarına yapılan %24,73 zam, emeklileri koruyan bir artış olmamıştır. TÜİK, Hükümetin uyguladığı düşük ücret politikasına göre tüfe hesaplaması yapmaktadır. Çarşı-Pazar fiyatlarıyla uyumlu olmayan tüfe ortalama fiyatları ve ağırlıkları, sır gibi saklanmaktadır. Tüfe hesaplamaları, objektif olmaktan ve bilimsellikten uzak kaldığından, emekli aylıklarına seyyanen artışlar yapılmalıdır.

-2000 sonrası dönemde, asgari aylık bağlama oranının %70’den %35’e düşürülmesiyle birlikte, kök aylıklar değersiz kalmıştır. Çözüm olarak getirilen en az aylık ödemesi, prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı fazla olanları, mağdur eden bir uygulamaya dönüşmüştür. En az aylık ödemesinin 12.500 TL’ye yükseltilmesinin, hayat pahalılığı karşısında hiçbir değeri yoktur. Nimet/külfet dengesini bozan en az aylık ödemesi uygulamasına son verilmeli ve her bir emekliye, insanca yaşamaya yetecek aylık ödenmelidir.

-Asgari ücretin altında kalan emekli aylıkları asgari ücrete yükseltilmeli, emekli olunan tarihlere bakılmaksızın, prim kazancı ve prim ödeme gün sayıları eşit olanlara, eşit aylık ödenmesi için intibak yapılmalıdır. Emekli aylıklarını düşüren hesaplama sistemi değiştirilmeli, çalışılan dönemler için “tek bir aylık hesaplama sistemi” getirilmelidir.

-TÜFE’ye endeksli yüzdeli zamlar, aylıkları düşük olan emeklilerimizi mağdur eden bir sisteme dönüştüğünden, 5510 sayılı Kanun’un 55. maddesi değiştirilmeli ve seyyanen zamlar ile birlikte refahtan (milli gelirden) pay verilmelidir.

-Emeklilerin aylıkları, harcamalarında ödemiş olduğu dolaylı vergiler ile küçültülmektedir. Vergi iadesinin yerine getirilen ve yüzde 4-5 arasında değişen ek ödeme oranları yetersiz kaldığından, tek kalem olarak yüzde 10’a yükseltilmelidir.

-Emeklilerimizin ödemiş oldukları katkı payları, emeklilerin ödeme gücünü aşmıştır. Çalıştığı dönemlerde yüzde 12 sağlık primi ödeyen emeklilerimiz, sağlık hizmeti aldığında çeşitli adlar altında kesilen katkı paylarından muaf tutulmalıdır.

-Emeklilere ödenen bayram ikramiyeleri günün koşullarında yetersiz kalmaktadır. 2024 yılı için belirlenen 3000 TL bayram ikramiyesi, en az aylık ödemesi ile eşitlenmelidir.”

Hataylı asker hayatını kaybetti

0
Vatani görevini Samsun ilinde yapan Hataylı Er Kadir Tağ, beyin kanaması sonucu tedavi gördüğü hastanede yaşam savaşını kaybetti.
Altınözü ilçesi Büyükburç nüfusuna kayıtlı olan Kadir Tağ, birkaç gün önce beyin kanaması sonucu hastaneye kaldırıldı. Er Kadir Tağ, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşam savaşını kaybetti. Kadir Tag’ın cenazesi yarın Cuma namazına müteakip Büyükburç Mahalle camisinde kılınacak cenaze namazının ardından mahalle mezarlığında toprağa verilecek.

İSTE başarılarına yenisini ekledi

0

İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Karaaslan, COST Eylemleri çerçevesinde onaylanıp çalışma gurubu oluşturulan bir projenin yönetim komitesinde yer almayı başardı. The European Cooperation in Science and Technology COST (Avrupa Bilim ve Teknoloji İşbirliği) Eylemleri adı verilen araştırma ağlarının oluşturulması için bir fonlama kuruluşunun yönetim kurulu olan Kıdemli Memurlar Komitesi (CSO), 2024 Sonbaharında başlayacak olan 60 yeni COST Eyleminin finansmanını onaylarken, bunlardan biri de Prof. Dr. Muharrem Karaaslan’ın yönetim kadrosunda bulunduğu proje oldu. Prof. Dr. Karaaslan’ın yönetiminde görev almaya hak kazandığı CA23125 – The mETamaterial foRmalism approach to recognize cAncer (TETRA) isimli projede Avrupa Birliği ülkelerinden Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Litvanya, İtalya, Polonya, Sırbistan, İspanya, İtalya, İngiltere olmak üzere toplamda 12 ülke yer alıyor.


Onaylanan TETRA isimli proje, kanserin erken teşhisi ve etkili tedavisi, hastanın hayatta kalma şansını artırmak için kritik öneme sahip olmakla birlikte, makine öğreniminin (ML) ve özellikle derin öğrenmenin hızla gelişmesi, kanser taramasının, tespitinin ve izlenmesinin doğruluğunda önemli iyileştirmeler yapmayı mümkün kılıyor. TETRA ağının üyeleri, biyomedikal dokuların deneysel görselleştirilmesi için metodolojileri optimize etmek, biyolojik dokuların sayısallaştırılmasını ve yorumlanmasını sağlayan yeni teoriler geliştirmek ve kanserli bölgelerin otomatik tespiti için sınıflandırma algoritmaları geliştirmek ve test etmek üzere birlikte çalışacak. Eylemin nihai hedefi ise kanserin hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde tespit edilmesi için metamalzeme formalizmi yaklaşımını kullanan çığır açıcı teknolojilerin gelecekteki gelişimi için ihtiyaç duyulan bilgi tabanının oluşturulması ve yeni bir maddi tıp alanının ortaya çıkması.
Tüm dünyadan bilim insanlarıyla birlikte çalışarak İSTE vizyonuna katkı sunacak olan Prof. Dr. Muharrem Karaaslan’ı tebrik eden İSTE Rektörü Prof. Dr. Tolga Depci, “Hem ulusal hem de uluslararası alanda aldıkları başarılarla bizleri gururlandıran İSTE Ailesinin değerli akademisyenleriyle aynı kurumda olmaktan onur duyuyorum. Ülkemizi temsil etmek için hiç durmadan çalışmalara devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Gelecek dönemde de nasip olursa gerçekleştirdiğimiz bu başarıların ardı arkası kesilmeyecek ve yeni projelerle Türkiye’mizin uluslararası alanda sembolü olmayı sürdüreceğiz inşallah.” değerlendirmesinde bulundu.

Ağaçlar sökülmesine vatandaşlar tepkili

0

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşayan Hatay‘da inşaat çalışmaları devam ederken bazı bölgelerde, konutlara yol yapımı için tapulu arazilerindeki zeytin ağaçlarının geçici kamulaştırma ile bedel bile ödenmeden sökülmesine vatandaşlar tepki gösterdi. Çiğdem Arslan, “Arazimiz kamulaştırma olmadan gasp usulüyle alınmakta. Herhangi bir tebligat yok. Herhangi bir değer tespiti yapılmadı. Vatandaşlara bir tek kuruş ödenmemişken bu şekilde yapılan işlem gasp usulüdür. Biz bunu kabul etmiyoruz” dedi.

Deprem illerinde yeni konut yapımı için ormanlık alanların ve zeytinliklerin imara açılmasını öngören düzenlemenin, TBMM Genel Kurulu‘nda kabul edilmesinin ardından Hatay’da, birçok orman ve zeytinlik alanda TOKİ konutları yapılmaya devam ediyor. Defne ilçesi Ballıöz Mahallesi’nde yapımı devam eden TOKİ konutlarına yol yapımı için Çekmece Mahallesi ile Ballıöz Mahallesi arasında kalan güzergahta bulunan zeytinliklere el konularak sökülmesine vatandaşlar tepki gösterdi.

Kendilerine herhangi bir bildirim yapılmadan zeytin ağaçlarının sökülmeye başlandığını aktaran çiftçi Çiğdem Arslan, kalan ağaçlarının sökülmemesi için arazisinde çadır kurarak nöbet tutuyor.

Daha önce de TOKİ yapımı için çevredeki zeytinliklerin söküldüğünü hatırlatan Arslan, İskenderun Gazetesi’ne yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu alanda yaklaşık yüz yaşını aşkın ağaçlarımız vardı. Burada TOKİ yapılırken de aynı ağaç kıyımı yapılmıştı. Şu anda kamulaşmamış bir alanda ağaç kıyımına devam ediyorlar. Bu bölgenin tamamında büyük zeytin ağaçlarımız vardı. TOKİ’ye yol açmak için bu kıyımlar yapılıyor. Bizden herhangi bir izin alınmadı. Bizlere bilgi verilmedi. Tebligat da gönderilmedi. Dolayısıyla ödeme de yapılmadı. Bu kıyımı Valiliğin el koyma kararıyla yapmaya çalışıyorlar. Onda da konaklama amaçlı bir el koyma kararı var. Karayolları’na veya TOKİ’ye ait bir ibare belirtilmiyor. Karayolları Mersin 5. Bölge Müdürlüğü’ne gidip sorduğumuzda proje çizimde görünüyor. Proje çizimi tamamlanmamışken ağaç katliamı yapılıyor. Yaklaşık 3-4 kilometre alanın içerisinde yüzlerce ağaç kıyıldı ve bizlere, ‘Hiç kimseye gitmeyin, hiçbir şey yapamazsınız. Boşuna avukatlara para ödemeyin’ dediler. Ben suç duyurusunda bulundum. Şikayetimizde şunu söyledik, ‘Biz yola karşı değiliz ancak yapılan işlemler usulsüz.’ Yapılan işlemin usulsüz olduğunu söyledik ve suç duyurusunda bulunduk. Burası kamu arazisi değil, şahısların tapulu malıdır.”

“15 gündür burada nöbet tutuyorum”

Haklarının ödenmesi durumunda muvafakatname verebileceklerini belirten Arslan, “Benim bu bölgede 2 arazim var. Diğer arazimdeki ağaçların kesildiğini tesadüfen fark ettim. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, Karayolları’nın hukuksuz bir şekilde yol açmaya çalıştığını fark ettim. Kamulaştırma kararlarını görmek istedim ancak bana geçici el koyma kararı gösterildi. Bununla beraber dedektif gibi olayı araştırdım. Burada herhangi bir kamulaştırma olmadan ve ödeme yapılmadan kıyım yapıldığı için halk mağdur oluyor. Arazimiz kamulaştırma olmadan gasp usulüyle alınmakta. Tebligat geçilerek bilgi verilseydi biz zaten muvafakatname verirdik. Herhangi bir tebligat yok. Herhangi bir değer tespiti yapılmadı. Vatandaşlara bir tek kuruş ödenmemişken bu şekilde yapılan işlem gasp usulüdür. Biz bunu kabul etmiyoruz. Arazime geldiğimde ağaç kıyımlarının yapıldığını gördüm. Benim arazimde sadece 8 tane ağaç kalmıştı. 15 gündür burada nöbet tutuyorum. Kıyım için geldiklerinde her seferinde polisi de arıyorum. Polis bize gelirken geç geliyor. Biz kamulaştırmaya karşı değiliz. Haklarımız ödendikten sonra muvafakatname veririz” ifadelerinde bulundu.

“Normalde ben kendi tarlamdan bir zeytin ağacı söksem yasal işlem uygulanır”

“Zeytinlikler hukuku” kapsamında kesimin yasak olduğuna dikkat çeken çiftçi Hasan Özçelik ise “Bizim burada yaklaşık 6 dönümlük arazimiz var. Burada herhangi bir bilgilendirme yapılmadan 150’ye yakın ağacımız söküldü. Sökerken videolarını çektiğimizde saklanıyorlar. Herhangi resmi bir belge gösteremiyorlar. Olduğumuz yerlerde şu an söküm yapamıyorlar ama ilerideki alanlarda sökümler devam ediyor. Gerekeni yapacaklarını söylüyorlar ama hiçbir şey yapılmıyor. Biz bir ay sonra zeytin ağaçlarımızın mahsüllerini toplayacaktık ama elimizden aldılar. Biz zeytinlerimizin hasadını yaparız ve satarız. Bizim gelirimiz budur. Şu an işimiz elimizden alınıyor. Normalde ben kendi tarlamdan bir zeytin ağacı söksem yasal işlem uygulanır. Kendileri 150 ağacımı çıkarttı ses çıkartan yok” dedi.

Depremin ardından şehir dışına çıktığını söyleyen çiftçi Filiz Çoban ise döndüğünde bu durumla karşılaştığını belirterek, “Depremden sonra geçici olarak Antalya’ya gittim. Döndüğümde ise bu durumla karşılaştım. Benim arazime daha geçilmedi ama geçilecek. Hiçbir resmi evrak da almadık” ifadelerine yer verdi.

“Belki ağaçlarımız için para ödenecektir ama kurulu düzenimiz ne olacak?”

Geçimini zeytinliklerden sağladığını belirten çiftçi Sevilay Zebunoğlu, zeytinliklerle beraber nar ve incir ağaçlarının da söküleceğini söyleyerek, “Benim zeytinlik bahçeme benden izinsiz giriliyor. Mühendisler gelip bahçemde ölçüm yapıyor yol geçecek diye. Acil kamulaştırma var diyiyorlar ama bize herhangi bir bilgi verilmedi. Benim 50 civarımda zeytin ağacım gidecek. Bunun dışında nar ve incir ağaçlarım da var. Sebze bahçemden de geçilecek. Benim yaşam kaynağım bunlar. Ben bütün geçimimi buradan sağlıyorum. Nereye gideceğim ben, geçimimi nasıl sağlayabilirim? Çocuklarımı okutuyorum ben. Belki ağaçlarımız için para ödenecektir ama kurulu düzenimiz ne olacak” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

“‘Ne yaparsanız yapın biz bu yolu açacağız’ dediler”

Bir diğer çiftçi Hasan Oflazoğlu ise şunları söyledi:

“Benim burada 25 ağacım söküldü. Karşılığının verileceğini söylediler ama şimdiye kadar herhangi bir ödeme yapılmadı. ‘Ne yaparsanız yapın biz bu yolu açacağız’ dediler. Bizim ağaçlarımız söküldü hepsi asırlık ağaçlar. Benim mesleğim çiftçilik gelirimi buradan kazanıyorum. Ekim ayında bu zeytinleri toplayacaktık. Hepsi kıyıldı. Bu ağaçlar dedemin dedesinden kalmıştı. Hepsi gitti.”

Ağaçlar tehlikede, koruma altına alınsın

0

6 Şubat depremlerinin ardından yıkılan Hatay’da yurttaşların beton santrali mücadelesi de sürüyor. Samandağ’daki Atatürk Mahallesi’nde Gürkal İnşaat tarafından işletilen hazır beton santrala karşı yurttaşlar, Karaçaylı İlköğretim Okulu’na birkaç dakika yürüme mesafesinde ve Asi Irmağı’na yakın bir yerde olması gerekçesiyle dava açmıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın projeye verdiği “ÇED gerekli değil” kararına karşı açılan davada yürütmeyi durdurma talep edildi. Santralın sulak tarım arazilerinin içinde bulunduğunu belirten yurttaşlar, projenin iptalini istedi.

Bunun yanında Antakya’da da bir beton santralı bulunuyor. MYA Alsancak Beton tarafından işletilen santral, yapılara 240 metre mesafede yer alıyor. Bunun yanında ekili tarım alanlarına da sınırda bulunuyor. Ayrıca 380 metrede Şeyh Musa Türbesi, 410 metre mesafede ise Akçaova Mahallesi’ne bağlı konutlar yer alıyor.

ZEYTİNLER TEHLİKEDE

Şirket, 12 bin 800 metrekarelik alanda işlettiği tesisi 15 bin 47 metrekareye genişletmek için bakanlığa başvurusunu yaptı. Proje kapsamında proje alanı içinde yer alan tesis içi alanlar revize edilecek ve yeni bir hazır beton tesisi de kurulacak. Tesiste, agrega, taş tozu, çimento, kimyasal katkılar ve su kullanılacak. Şirketin hazırladığı rapora göre, proje alanı ve çevresinde birçok ağaç türü gözlemlendi. Bunların içerisinde de kanunlarla koruma altında olan zeytin ağaçları da bulunuyor.

Zafer Partili Aslan Hatay’da

0

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, Hatay‘ın İskenderun ilçesinde depremzede vatandaşlarla bir araya geldi. “Rezerv Alan Yasası” bölgenin talan edildiğini ve yurttaşların mağdur olduğunu belirten Aslan, “AKP iktidarı sanki ‘Hatay’da depremin yıkamadığı evleri biz yıkalım’ şiarıyla yola çıkmış gibi. Hatay’ı depremin yerle bir ettiği yetmiyor, şimdi de kalan evler devlet eliyle yıkılmak isteniyor” dedi.

“Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak da bilinen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle yerleşim yerlerinin “rezerv alan” ilan edilebilmesinin önü açıldı. Söz konusu değişikliğin ilk uygulaması ise 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşanan Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinin tamamının “rezerv alan” ilan edilmesi oldu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, iki ilçedeki 207 hektarlık bölgeyi rezerv yapı alanı ilan etti. Bölgedeki depremzedelerin karara karşı tepkileri sürüyor. Zafer Parti Kadın Aile ve Çocuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aslan, mağdur vatandaşlarla bir araya geldi.

Vatandaşların şikayetlerini dinleyen Aslan, şu açıklamayı yaptı:

“Yasayı ilk olarak depremde büyük yıkım yaşayan Hatay’ın Antakya ve Defne ilçeleri için uygulamaya başladılar. Bu bölgelerin tamamı rezerv alan olarak ilan edildi. Hatay Barosu’na göre, bu 50 bin vatandaşımızın mülksüzleşme riskiyle karşı karşıya olduğu anlamına geliyor. Üstelik tüm süreci sanki özel olarak kurgulamış gibiler. Ben bir mimar olarak bu gözlemde bulundum, zira bütün tapular iptal edilerek yeniden geniş ölçekli bir parsel düzenlemesi yapılmış. Nereden yol geçecek, nereden cadde geçecek, neresi park olacak, bunların hepsi çok geniş ölçekte belirlenmiş. Önceden belirlenmiş planların ilanları parça parça, aşama aşama yapılıyor. Bunu da rezerv alan mağduru ailelerin, halkın tepkisinin önüne geçmek için bu şekilde aşamalar halinde yapıyorlar. AKP iktidarı sanki ‘Hatay’da depremin yıkamadığı evleri biz yıkalım’ şiarıyla yola çıkmış gibi. Böyle bir skandal olamaz. AKP, vatandaşlarının barınma hakkını tahsis edemediği gibi mevcuttaki haklarını da koruyamıyor; üstüne bir de biz burayı yıkalım diyor! Evleri yıkılmış, sevdiklerini enkaz altında bırakmış, yokluk sıkıntısı çeken ailelerin belini bir kez daha büküyorlar. Binlerce ailenin hanesi gasp ediliyor, milletimiz çaresizliğe sürükleniyor. Biz Zafer Partisi olarak rezerv alan mağduru ailelerimizin yanındayız. Bu skandala uygulamaya son verilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İktidar kirli ellerini acılı ailelerin üzerinden çekene kadar İskenderun’da, Defne’de, yurdun her köşesinde nöbette olacağız.”