AKSARAY‘da köy köy gezerek öğrencilere moleküler fizik öğretip, laboratuvarlar ve kütüphaneler kurarak yeni ‘Aziz Sancar‘lar arayan fizik profesörü Süleyman Yılmaz, bu kez de sanat sınıflarıyla yeni ‘Neşet Ertaş‘lar arıyor.
Hatay’ın Dörtyol ilçesinde dünyaya gelen 6 çocuklu işçi ailenin oğlu olan Süleyman Yılmaz, Dicle Üniversitesi Fizik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 3 yıl, köylerde öğretmenlik yaptı. Ardından akademisyenliğe geçen Prof. Dr. Yılmaz, şu an Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi‘nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.
Aksaray ve köylerinde, ‘Yeni Nobel adaylarımız neden olmasın’ düşüncesinden yola çıkarak, 3 köy ortaokulunda fen laboratuvarları kurup, öğrencilere moleküler fiziği öğreten Prof. Dr. Yılmazbu kez de yeni ‘Neşet Ertaş’lar yetişmesi için köy okullarına sanat sınıfları kurmaya başladı. Proje kapsamında dün Ağaçören ilçesi Camili Ortaokulu’nda oluşturulan sanat sınıfının açılışı yapıldı. Aynı ilçedeki Kırımini Ortaokulu’na kütüphane kurulmasını da sağlayan Prof. Dr. Süleyman Yılmaz, şunları söyledi: “Her bir proje, birkaç çocuğun hayatına dokunmaktır. Bu anlayış dezavantajlı okullarda olduğunda daha da anlam kazanıyor. Öğrencilerimiz bu etkinliği gönüllü yapıyorlar. Adeta hayırseverlerle, ihtiyaç sahibi olan okullarımız arasında köprü oluyoruz. Okullarımızda kolektif çalışma ruhu olan imece ruhunu canlandırmak başlı başına önemli bir konu. Köylü vatandaşlarımız böylece okullarına daha fazla sahipleniyorlar. Ortaya çıkan çalışma öğretmen adayı olan eğitim fakültesi öğrencilerimize büyük keyif veriyor.”Daha önce de Aksaray’ın pek çok köyünde, imece ruhuyla okullarda tamirat, tadilat ve boya yapıp, laboratuvar ve kütüphane kurduklarını ifade eden Yılmaz, “Müzik sınıfını ilk defa kuruyoruz. Neticesinin güzel olacağına inanıyoruz. Öğretmen adaylarımızın sosyal sorumluluk alması, mesleki aidiyet ve öğretmen yetiştirmede milli eğitim felsefesinin temel amaçları açısından oldukça önemli. Minik öğrencilerin laboratuvar malzemeleri ile deney yaparken merak duygularını çekebilmek, kütüphanedeki kitapları görünce gözlerinde oluşan ışıltı, müzik enstrümanlarına dokunduğunda hissettikleri heyecan bizlere büyük mutluluk veriyor” dedi.