Öncelikle bu taahhütler öyle söylendiği gibi ödüllü bir ekibin işi mi acaba?
Yoksa bu kitapçık muhtemelen bir Ankara Firmasına alelacele “yarı belediyeciler” tarafından hazırlatılmış bir çalışma mı?
Neden böyle düşünüyorum?
Öncelikle İskenderun’a bir bütün olarak bakılmamış.
Vaat edilen projelerin önemli bir bölümü plaj, kütüphane, kendt parkı, sosyal yaşam merkezi gibi prestij projeler kendin küçük bir bölümüne sıkıştırılmış. Yelken kulübü ile Meydan Mahallesi arasına sıkıştırılmış.
Neden böyle?
Stad yıkılır, bakanlıktan alırız.
Sahile plaj yaparız,
Sahile kütüphane yaparız,
İyi de sahilde proje uygulamak Büyükşehir’in teklifi ve bakanlığın onayı ile mümkün.
Bu gerçek unutuldu herhalde.
Kaynak hükümet arsa hükümet devam ediyoruz.
Oh ne ala.
Yelken kulübünün yanında yapılacak olan plaj için elinizde deniz suyu ölçümü var mı?
Plaj için bu suyun ne kadar temiz olduğuna dair bir veri var mı?
Kara kazanlarla Bayırlı Restoran arasına plaj yaparken demir yolunu ne yapacaksınız?
Feyezan kanalı “SÜSLÜ KİTAPÇIKTA” ne güzel boyanmış düzenlenmiş etrafı park yapılmış.
Bu AK Partililer Feyezan kanalı hevesinden vazgeçmediler.
Seyfi Başkan 1. Etabı bitirdi 2. Etapta ciddi istimlak sorunları var.
Hadi hazineye ait mülkleri hükümet halletti. Ya şahıslara ait yerler nasıl istimlak edilecek?
Çankaya tepesi düzenlemesi ve Kent şelalesi Projesini çizen “Uzman Ödüllü Kent Tasarımcısı” herhalde buranın heyelan bölgesi ve 2. Derecede sit alan olduğunu unutmuş.
Yine bu tasarımcı şelaleden akacak suların Kentsel dönüşüm alanlarına alınan konutların üzerine döküleceğini görememiş.
Denizciler seyir terası ve festival alanı Projesi de imar planlarında Eğitim alanı ve spor alanı tesisleri olan içinde bir kısmı sit alanı barındıran bölgeye konulmuş.
Eğitimden vazgeçtiler herhalde onun dışındaki projeler bildiğimiz klasik AK Parti projeleri.
“Süslü kitapçık” da detaylar yerinde.
Tüm projelerin kaç metre kare olduğu belli.
Ama yaklaşık maliyetleri hiç belirtilmemiş.
Buradan kaynak sorununa gelmek istiyorum.
İskenderun Belediyesinin bütçe imkanları belli.
Sadece bu projelerdeki inşaat maliyetleri bile bütçeyi aşıyor.
Ciddi rakamlar tutuyor.
Çok daha büyük projelere imza atmış Tosyalı ailesinin böyle küçük projelerin altından rahatlıkla kalkacağını düşünenler olabilir.
Böyle düşünenler haklı da olabilir.
Her ikisi de yani Tosyalı’nın yatırımları da İskenderunla ilgili Belediye yatırımları da kamu kaynak ve kredileri ile finanse ediliyor olabilir.
Özkaynak yerine borçlanma ile yatırım yapmak bir finansal tercih olabilir.
Ancak sosyal fayda üretecek olan bu tür projeler de özkaynaklardan uzaklaşıldığında İskenderun Halkının üzerinde Borç ve kredi yükü artacaktır.
Çocuklarımızın bile borç altına sokulması ne kadar doğrudur?
Kendi işletmelerimizi istediğiniz kadar borç yükü altına sokabilirsiniz.
Ama halkın bu kadar borçlandırılmasına hakkınızın olmadığını düşünüyorum.
Özetle bu “Süslü Kitapçık” ta kaynak deyince Hükümet imkanları, arsa deyince kamu arsaları, söz konusu.
Sayın Tosyalının; “İsrafa yer yok, Belediye kaynaklarını çarçur etmeyeceğim.” Gibi sözlerini hatırlarsak bu projelerin çok da düşünülerek hazırlandığını söylemek bir hayli zor.
Projelerde dikkatimi çeken bir husus da projelerin bir çoğunda Büyükşehir Belediyesinin onayı gerekiyor.
Leke değişikliğinden tutunda Sahilin doldurulmasına kadar.Hemen hemen her proje Büyükşehire gitmek zorunda.
Eğer Ak Parti Büyükşehir’i alamazsa Kaynak da bulsalar, hibe de bulsalar işleri zor.
Haksızlık etmeyelim.
Beğendiğim projeler de var.
Bisiklet yolu, çocuk köyü ve yaşlılar için Sosyal Yaşam merkezi Projelerini beğendim.
Geri için karamsarım ve umutsuzum.