Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 14 Mayıs seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı adayları ve milletvekili adaylarını habere erişim hakkı lehinde ve basın özgürlüğünün kalıcı şekilde yeniden tesisine hizmet edilmesine yönelik tutum almaya çağırdı. RSF’nin çağrı metninde, “Kuruluş, basın özgürlüğünün aktif şekilde savunulmasını, gazetecileri koruyan bir yargı sisteminin yeniden tesisi ile medya özgürlüğü ve bağımsızlığını güvence altına alan yasal ve düzenleyici bir çerçevenin uygulamaya konulmasını özellikle tavsiye ediyor” denildi.
RSF, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için aday olanları; habere erişim hakkı lehinde ve basın özgürlüğünün kalıcı şekilde yeniden tesisine hizmet edilmesine yönelik tutum almaya çağırdı. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünden bugün yapılan yazılı açıklamada, “RSF bu amaçla, seçilmeleri halinde, aşağıda sıralanan tavsiyeleri hayata geçirmeleri veya kampanyalarında söz konusu tavsiyeleri gündeme getirmeleri için adaylara çağrıda bulunuyor” denildi. RSF’nin çağrı metninde yer alan 15 başlık şöyle sıralandı:
“Kuruluş, basın özgürlüğünün aktif şekilde savunulmasını, gazetecileri koruyan bir yargı sisteminin yeniden tesisi ile medya özgürlüğü ve bağımsızlığını güvence altına alan yasal ve düzenleyici bir çerçevenin uygulamaya konulmasını özellikle tavsiye ediyor.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE ÖZERKLİĞİNİ TESİS ETMEK
-Özellikle Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) bağımsız bir yapıya kavuşturulması, gazetecileri de içine alan davaları dış siyasi müdahalelere kapatılması. (Hakim ve savcılara ilişkin tayin ve disiplin işlemleri dahil).
– Sulh Ceza Hakimlikleri’nin bağımsız bir statüye kavuşturulması; gazetecilerin gözaltına alınması veya tutuklanması yanı sıra İnternet sansürüne dair keyfi kararlarının önüne geçilmesi amacıyla reforme edilmesi.
– AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarının öncelikliliğine; 1982 T.C. Anayasası’nda tanımlanan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkına ilişkin hükümlerine saygı gösterilmesi.
-Özellikle ifade ve basın özgürlüğüne saygılı bir pratik için, bu hakları güvence altına alan AİHM ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına yönelik olarak hakim, savcı ve diğer soruşturma makamları için özel formasyonlar geliştirilmesi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL ÇERÇEVENİN GÜÇLENDİRİLMESİ VE CEZA KANUNUNUN GAZETECİLERE KARŞI ARAÇSALLAŞTIRILMAMASI
-Ceza ve Terörle Mücadele yasalarının gazeteciler ve diğer bağımsız ve eleştirel görüş sahiplerine karşı araçsallaştırılmaması için önlem alınması.
-Ceza Kanunu’nun basın özgürlüğünü teminat alacak şekilde gözden geçirilmesi: ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘Devlet kurumlarını aşağılama’ ile ilgili hükümlerin yürürlükten kaldırılması, ‘hakaret ve iftira’ suçları için hapis cezalarından kaçınılması (Venedik Komisyonu tavsiyelerine uygun olarak), ‘dezenformasyona’ ilişkin TCK 217-A maddesinin gözden geçirilmesi.
– Kamuya ilişkin bilgi edinmeye dair düzenlemeye etkinlik kazandırılması.
– Gazetecilere yönelik keyfi davaların (SLAPP) önüne geçilmesi amacıyla mevzuatın güçlendirilmesi.
MEDYA BAĞIMSIZLIĞINI GÜVENCE ALTINA ALACAK YASAL BİR ÇERÇEVENİN GELİŞTİRİLMESİ
-Medyayı düzenleme ve denetleme görevi bulunan RTÜK, Basın Kartı Komisyonu ve Basın İlan Kurumu (BİK) gibi yapıların bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamak, yürütme erki başta olmak üzere her tür siyasi denetim ve müdahaleden korumak.
-Medya sahipliğine dair, bu alanı siyasi müdahalelere kapatmak amacıyla şeffaf bir düzenleyici çerçeve geliştirmek.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNMAYA DÖNÜK AKTİF BİR POLİTİKA YÜRÜTMEK
-Gazetecilere yönelik saldırıları kamuoyu önünde ve sistematik şekilde kınamak ve sorumlularının istikrarlı şekilde belirlenip yargılanmalarını sağlamak.
– Hangi siyasi parti yetkilisinden gelirse gelirsin, kendi partisinden de kaynaklansa, gazetecilere yönelik sözlü saldırı ve itibarsızlaştırma girişimlerine karşı etkili şekilde tavır almak.
-Yabancı veya sürgün gazetecilere karşı kullanılan uluslararası prosedürlere (Interpol kırmızı bülten, uluslararası yargı işbirliği talebi vs) keyfi şekilde başvurulmasının önüne geçilmesi.
-Çoğulcu, dürüst ve dengeli bir medyatik faaliyete katkısı bakımından, medyanın ilettiği soru ve bilgi taleplerini açık ve adil şekilde karşılamak.
-TBMM’de milletvekillerin hükümete yönelik soru önergelerinin etkili şekilde işleme konulması ve karşılık görmesi amacıyla Meclis pratiği ve işlerliğinin gözden geçirmek.
-Medyanın durumu ve gazeteci cinayetleri gibi konularda Meclis Araştırma Komisyonları’na etkinlik kazandırmak.”