Asrın felaketinde en büyük yıkımı yaşayan Hatay’da, çekileceği duyurulan “Şahsi Meselemiz” filmine Hatay genelinde tepkiler sürerken bir tepki de Saadet Partisi Antakya İlçe Başkanı Fadıl Koçak’tan geldi.
Filmin çekimlerini akıl tutulması olarak nitelendiren Başkan Koçak yıkık binanın içinde hala insanlar anılarına tutunurken tamamen rant ve kişisel çıkar için yapılan çekimlerin Hatay ve bütün depremzedelere karşı büyük bir ayıp olduğunu ifade etti.
Başkan Fadıl Koçak ayrıca, hiçbir Hataylının filme karşı tepkisiz kalmaması gerektiğini savunurken, yetkilileri de göreve davet ederek çekimlerin durdurulması çağrısında bulundu.
ALGI OPERASYONU YAPACAKLAR
Hatay Valisi Mustafa Masatlı’nın bizzat katıldığı çekimlerle ilgili olarak konuşan Başkan Fadıl Koçak, şunları dile getirdi:
“Depremin üzerinden 9 aylık bir süre geçti. Fakat insanlarımız ne acılarını unutabildi ne de sorunlarını çözebildi. Bu şekilde kamuoyunda propaganda oluşturmak için çekilen bir filmin depremi anlatması beklenemez. İlk 3 gün boyunca yalnız kalan Hataylılar, depremden sonra talan edilen şehirlerimiz ve hala kayıp olan insanlarımız varken birilerinin algı operasyonu yapmasına Hataylılar izin vermeyecektir. Tepkiler üzerine Hatay Valisi Sayın Mustafa Masatlı paylaşımlarını kaldırdı. Kimsenin çekilmesini istemediği bir filmi devletin güvenliği altında çekmek resmen akıl tutulması yaşamak demektir.”
HİÇ BİR HATAYLI SESSİZ KALMAMALI
“Biz istiyoruz ki Hatay’ın gerçek sorunları gündeme gelsin. Konteynerler, susuzluk, elektrik kesintileri, borçlar, ailesinden uzak kalanlar, imar planı hazır olmadan atılan temeller gibi yüzlerce sorunumuz varken film çekmek ve bunu Hatay’da çekmek büyük bir yanlıştır. Ne yazık ki iktidar vekilleri de bu konuda sus pus olmuş durumdalar. Böyle bir filmin çekilmesine hiçbir Hataylının sessiz kalmaması gerekir. Gerçekten aklımızla alay ediyorlar.”
HATAY’I RANT PAZARI OLARAK GÖRMENİZDEN BIKTIK
Deprem gününden itibaren her türlü talana maruz kalan şehrimiz rantiyecilerin, ahlaksızların, doymak bilmezlerin, empati yoksunlarının adeta merkez üssü oldu. Böylesine büyük acıların yaşandığı bir şehirde acılar üzerinden nemalanmak şahsiyetsizliktir, ahlaki kepazeliktir. Büyük bir yıkımın sonraki kuşaklara aktarılması elbette önemli ve gereklidir. Fakat bunun bir sinema filmi niteliğinde değil bir belgesel niteliğinde olması gerekir. Öyle bir belgesel olmalı ki bu yıkıma sebep olan tüm etkenleri gözler önüne sermeli. Bizler enkaz altında henüz canlarımızı kurtarma çabasında iken, cenazelerimizi çıkarmaya uğraşırken 7,5 ay önce film hazırlıklarına başlayan Filmin yönetmenlerinden olan Bülent Uygur’a vatandaşlarım adına soruyorum;
Deprem yaşandıktan 3 gün sonra gelen yardımlardan
Yıkıma sebep olan plansız, denetimsiz yapılaşmalardan
Sorumlular hakkında açılmayan davalardan
Çadırda yaşayan vatandaşların halinden
Sorumsuzluk nedeniyle ölen operatör kardeşlerimizden
Yıkım firmalarının vicdanına bırakılan Hatay’dan
Pervasızca talan edilen şehrimizden ve geleceğimizden bahsedecek misiniz?”