SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası adına açıklama yapan Şube Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, güvenli ortamlarda çalışmadıklarını, her an şiddet tehdidi altında inanılmaz bir stresle yaşadıklarını ileri sürdü.
Nilgün Aşkar, sendika binasında yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Sözün bittiği yerdeyiz! Tahammülümüz kalmadı! Nefes alamıyoruz! Tükendik! Güvenli ortamlarda çalışamıyor, her an şiddet tehdidi altında inanılmaz bir stresle yaşıyoruz. Kadına ve sağlık emekçilerine yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Biz artık bir meslektaşımızın kılına dahi zarar gelmesini istemiyoruz. Bir şiddet failinin daha serbest bırakıldığını, bir suçun daha cezasız kaldığını görmek istemiyoruz. Biz sağlıkçılar yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.
Günümüzde resmi rakamlara her gün 50 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalmaktadır. Hastaneler artık sağlıkla değil şiddetle anılmaktadır. Bu ülke kadınları ve sağlık emekçilerini korumuyor! Sağlık sistemini içinden çıkılmaz bir hale getirip sağlık emekçisini toplumun önüne bir suçlu gibi fırlatıyor! Sağlık emekçileri ne kadar değersiz görüldüklerini, beyaz kod verdiklerinde bile hiçbir şey olmadığını, gördükçe tükeniyor. Yaşanan bunca şiddet vakasına rağmen ne yazık ki gelinen noktada samimi adımların atılmadığını, şiddetin hız kesmediğini görüyoruz.
‘Sağlıkta Şiddet Yasası‘ göstermeliktir, sağlık emekçilerinin tepkilerini sönümlendirmek içindir, üstelik etkin biçimde de uygulanmamakta, saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktadır. Olan “şikâyetçi olduğum için yeniden saldırıya uğrar mıyım” endişesiyle baş başa kalan sağlık emekçisine olmaktadır. SES olarak sağlık meslek örgütleriyle hazırladığımız ve kamuoyuyla paylaştığımız program doğrultusunda, taleplerimizi dile getirmek için sağlık emekçileri ile buluşmalar, nöbet eylemleri, büyük sağlıkçı buluşmaları ve 8 Şubat’ta uyarı amaçlı iş bırakma eylemlerimizi örgütlü mücadelemizle gerçekleştireceğiz.”