Cumartesi, Kasım 23, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelSuriye operasyonları Hatay’da planlanıyor!

Suriye operasyonları Hatay’da planlanıyor!

Aralarında siyasi partiler, Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve sivil toplum kuruluşlarının bulundukları Barış Bloku, Suriye’ye yönelik operasyonların Hatay’da planlanmasına tepki gösterdiler.

Barış Blokunu oluşturan TMMOB, DİSK Genel-İş, KESK, KESK Ses, İHD, HDP, CHP, ESP, SYKP, EMEP, ÖDP, SDP, SODAP, TÖP-G, HALKEVLERİ, AKA-DER, Kadın Emeği Derneği Kolektifi, Mesreh el Emel, Mesreh el Hırriye, Akdeniz Kültür Derneği, Samandağ Kalkındırma Derneği, Reyhanlı Çerkez Derneği, Kaldırım Müzik Topluluğu, Grup Nidal, Pir Sultan Abdal Derneğı, Hatay Milletvekillerinden Hilmi Yarayıcı, Mevlüt Dudu, Serkan Topal, Birol Ertem, CHP Parti Meclis Üyesi Nihat Matkap, HDP Meclis Üyesi Zeki Koç, HDP Meclis Üyesi Bereket Kar, Defne Belediye Başkanı Dr. İbrahim Yaman, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Emsal Atakan, Emel Korkmaz, Dr. Sadık Nazik, Dr. Selim Matkap, Dr. Abdülmesih Hurigil, Dr. Selçuk Öz, Dr. Gülşen Gülmez Pancar, Dr. Nihat Eraslan, Av. Gürkan Korkmaz, Av. Ali Bilgin, Av. Yıldız Sarıoğlu, Av. Şükran Dağ Cabir, Av. Çetin Sakallı, Av. Suphi Zarif, Av. Samet Eskiocak, Av. Adnan Eryılmaz, Av.Yusuf Gülüm, Av. Hiyyam Özdemir, Av. Mahmut Sayman, Belediye Meclis Üyesi Leyla Uyar, Belediye Meclis Üyesi Selva Oruç, Ecz. Orhan Cabir, Ecz. Mehmet Gönenç, Seyhan Nural, Kerem Nalbant, Mustafa Kemal Üniversitesi öğretim üyesi Fırat Karadaş yayınladıkları ortak deklarasyonda, Hatay’ın savaş haline dönüşmüş durumda olduğuna vurgu yaptılar.
KATİL VE TECAVÜZCÜ ÖRGÜTLER TOPLANTILARINA RAHATLIKLARA HATAY’DA YAPIYORLAR
Barış Bloku, katil ve tecavüzcü örgütlerin toplantılarını Hatay’da rahatlıkla dikkat çektikleri ortak deklarayonlarında şu görüşlere yer erdiler:
“Ortadoğu’nun, uzun süredir emperyalist çıkarlar doğrultusunda dayatılan politikaların eseri olan bir ateş çemberinin ortasında bulunduğunu, “Bu savaş ortamının bilançosu yüz binlerce insanın ölümü, yerinden yurdundan edilmesi, işkence görmesi ve tecavüze uğramasıdır. Bu çatışmaların ve yarattığı vahşetin doğrudan sonuçlarını yaşayan ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. Sınırlarımızın dışında süren savaş, etkileri ve sonuçları itibarıyla aynı zamanda bir iç sorunumuz haline gelmiştir”.
Hatay şu an savaş bölgesi haline dönüşmüş durumda. Suriye operasyonları ilimiz Hatay’da planlanmaktadır. Eğit-Donat sözde muhaliflere en açık askeri destektir. Ayrıca Antakya ve Reyhanlı başta olmak üzere İlimizin birçok yerinde IŞİD- El Nüsra- ÖSO Ahrar-U Şam gibi katil ve tecavüzcü örgütler rahatlıkla toplantılarını yapabilmekte ve “Operasyon odası” adı altında kurulmuş merkezlerden savaşı yönetebilmekteler. Bu tablo Hatay halkının can güvenliğini ortadan kaldırmıştır. Bölgemizde yeni Reyhanlı, Suruçlar yaşanmaması için “Barış” demek durumundayız.
“Sınırlarımızın hemen yanı başında IŞİD çetelerinin katliamlarına maruz kalan halklar, öz güçleriyle mücadele etmektedir. Türkiye de demokratik haklar daha çok gasp edilmekte ve yasaklanmaktadır. Ancak bu mücadele AKP Hükümetinin savaş ortamını tırmandırma hırsının da hedefi olmaktadır. Bu ortam içinde bölgede, nereye yöneleceğini bilmediğimiz büyük bir askeri yığınak yapılması ve savaş çığırtkanlığının ırkçılık ve mezhepçilik üzerinden yükseltilmesi barış için bir araya gelme ihtiyacını acilleştirmiştir.
AKP Hükümeti, Suriye’deki savaşa birinci dereceden müdahil olmak için şimdiye dek elinden geleni yaptı. 7 Haziran seçimlerinde kendi geleceğini güvenceye alabilecek rejim değişikliğinin yolunu açma fırsatını bulamaması, muhtemel bir erken seçimde oy devşirme kaygısı, ülke içinde kışkırtıcı bir gerilim ortamı yaratmak ve çeşitli gerekçeler ileri sürerek Suriye’ye müdahale etme hesapları yapmak konusunda cesaretlendirmiştir Bu sürecin sonucunda içeride ve dışarıda çatışmalı bir ortam yaratılmış, çözüm süreci ve bölgede barış imkânları büyük oranda ortadan kaldırılmıştır.Benzer bir sürecin ülkemizde de geliştiğini görmekteyiz. “Özellikle Suruç saldırısından sonra geliştirilen savaş konsepti ülkenin hızla 1990’ların kirli savaş koşullarına götürmektedir. Kan ve ölüm üzerinden geliştirilen siyaset; halkların birlikte barış içerisinde yaşama koşullarını ortadan kaldırmaktadır. Kürt Sorunu ölümle/kanla değil, demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmelidir. Birarada yaşamın sağlandığı, Eşit Yurttaşlık temelinde herkesin kendi dilini, kültürünü yaşayabildiği çoğulcu bir anlayışla mümkün olabilir.
AKP iktidarının bölge siyasetine dair vahim hatalarının katkısıyla uzun bir süredir bölgenin kadim halklarını ve kültürlerini yıkıma uğratan, milyonlarca insanı yerinden yurdundan eden bu kirli savaşı sınırlarımız içine taşıyacak karanlık maceralara hazırlananlar karşısında, siyasi partiler, sendikalar, meslek odaları , Demokratik Kitle örgütleri , sivil toplum kuruluşları ve bireyler olarak “Hatay Barış Bloku”nu oluşturmuş durumdayız.
Girişimimizin temel hedefi, savaşı ülke sınırları içine taşımayı göze alan kışkırtıcıların aksine, barışı ülke sınırlarının ötesine taşımak olacaktır. Girişimimiz, ülke içinde barıştan yana geniş halk kitlelerini harekete geçirme, sınırımızın ötesinde ve uluslararası alanda örgütlenmiş sivil barış inisiyatifleriyle işbirliği yaparak bölgeyi bu ölüm çemberinden çıkartma çabası içinde olacaktır.
Savaşın yıkıcı sonuçlarına kentimize göç eden savaş mağduru mültecilerin yaşadığı dramlara yakından tanıklık ediyoruz. Bölgemizde devam eden her türlü savaş derhal sonlandırılmalı, savaş mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi için gerekli bütün tedbirler derhal alınmalıdır. Barışın ve özgürlüğün kenti olan Hatay, AKP iktidarının bekası ve Aksaray’ın başkanlık hevesi için evlatlarını feda etmeyecektir. Oluşturulacak savaş bütçeleriyle birileri kan üzerinden zenginleşirken kendi sofrasındaki ekmeğin küçülmesine, çıkarılan savaş yasalarıyla özgürlüklerinin yok sayılmasına boyun eğmeyeceği ve barış içinde bir arada yaşamayı savunacağı inancıyla, tüm Hataylı yurttaşlarımızı ve Hatay’daki demokratik kamuoyunu barışı birlikte inşa etmek için Hatay Barış Bloku’na katılmaya ve aktif bir şekilde destek vermeye davet ediyoruz.”
SINIR GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI VE HATAY ÖRGÜTLERİN ÜSSÜ OLMAMALI
Barış bloku deklarasyonunda, sınır güvenliğinin sağlanarak, Hatay’ın örgütlerin üssü olmaması gerekitğini savunarak taleplerini şöyle sıraladılar:
“Ortadoğu da ve özellikle Suriye ye karşı izlenen Mezhepçi ve savaş politikalarına son verilmeli, sınır güvenliği derhal sağlanmalıdır.
Işid, El-Nusra , El-kaide-ÖSO ve bütün cihatçı örgütlere yapılan Askeri, Ekonomik ve Siyasal yardımlar derhal kesilmeli, Hatay bu örgütlerin üssü olmamalıdır. Başta Hatay olmak üzere ülkemizin tamamında mevcut olan “Eğit-Donat” kampları derhal kapatılmalıdır.
Kürt sorununun çözümünde savaş ve şiddet odaklı politikalar yerine onurlu barış politikaları tesis edilmelidir. Savaşın tarafları, tahkim edilmiş kalıcı bir ateşkes için derhal gereğini yapmalıdır.
Düşünce ve İfade özgürlüğünün askıya alındığı, olağanüstü hal rejimi uygulamalarına son verilmeli, özel Güvenlik yasası derhal iptal edilmelidir.
”Özel Güvenlikli Bölgeler” gibi gizli olağanüstü hal uygulamalarına derhal son verilmelidir.
Ülkemiz içindeki cihatçı katil çeteler, hızlı bir şekilde saptanmalı ve insanlığa karşı işledikleri suçlardan dolayı yargılanmalıdır.
Devlet erki ve Siyasiler Nefret dilini derhal terk etmeli , “ Savaşa karşı barışı- ölüme karşı Yaşamı” savunan bir dil kullanmalıdır”.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER