İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Ekonomi Bölümü’nün konuğu olarak İSTE’ye gelen; köşe yazıları ile bilgi ekonomisini Türkiye’nin gündemine oturtan Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Türkiye Zekâ Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şeref OĞUZ’un; “Gelin, Yetenekli ve Zeki(!) İnsanlarımızdan Kurtulalım!” adlı konferansı yoğun ilgi gördü, dinleyiciler salona sığmadı.
Siteminin, her depremden sonra jeoloji uzmanı kesilen, her ekonomik krizden sonra ekonomist kesilenlere olduğunun altını çizerek sözlerine başlayan Dr. Şeref Oğuz, “Bu yetenekli ve zeki (!) arkadaşlarımızdan kurtulmamız lazım. İnsanlar her şeyin uzmanı olmamalı. Her konudan anlamamalı. Her konunun uzmanıymış gibi davranmamalı. Gerektiğinde, ‘bilmiyorum’ diyebilmeli. Türkiye, vasatlıkla yüzleşmeli. Sıradan işler yaparak sıra dışı olamayız. Vasatlığı aşabilmekiçin gerçekten yetenekli, zeki ve sıradışı insanları keşfetmemiz ve onların önünü açmamız lazım. Zaman ve bilgi birikimim bana öğretti ki; her toplumun yüzde 2’si zeki ve yetenekli insanlardan oluşur. Toplumun kaderini de bu insanlara nasıl davrandığınız belirler. Bu insanlar tespit edilmeli ve önleri açılmalıdır. Tabi bu kolay bir süreç değildir. Çünkü vasatlık ile yüzleşmek ve 4 kapılı vasatlık tuzağından kurtulmak gereklidir. ‘Yok sayma’ adındaki birinci kapıda vasat insanlar, vasatın dışına çıkacak olanlara engel olur sıra dışı olmak isteyeni yok sayar. Sıra dışı olmak için yola çıkanların %80’i burada takılır kalır. Buradan geçen 20 kişiyi bekleyen ikinci bir kapı vardır! O da ‘alay etme’ kapısıdır. Onu aşabilenlerle vasat alay eder; küçümser, aşağılar. Buradan da ancak 5’i geçer, geriye 5 kişi kalır ve onları üçüncü bir kapı bekliyordur. Üçüncü kapı, vasatlıktan kaçış için ‘savaşma’ kapısıdır. Etraf sizi yok etmek ve hiç doğmamışa çevirmek ve vasattaki o konfor alanını bozmamak için yok edilecek insanlarla doludur. Üçü de burada kırılır; geriye iki kalır. Dördüncü kapı ise başka bir kapıdır. İlginç olanı, bu kapı kayıtsız şartsız ‘hayran olma’ kapısıdır ve bu kapıdan sonra da iler inanılmaz kolaylaşır ve kalan bu iki kişi toplum tarafından benimsenir.Bu merhaleleri aşmak kolay değildir ve birçokları da aşamayarak eriyip gitmektedir. Bunun için zeki ve yetenekli insanların kişilerin keşfedilmeleri gereklidir. Liyakatli bilim kadroları oluşturulmalı ve tüm coğrafya taranarak bu insanlar bulunmalıdır. Liyakat yerine,‘bizden olsun, yeter’ dersek tüm geleceğimizi yakmış oluruz. Devrim otomobillerinin başına gelenler, Anadol arabasının başına gelenler, Vecihi Hürkuş’un başına gelenler, Karakurt lokomotifin başına gelenler hep aynıdır, aynı nedenledir, sıra dışı olmalarının vasat insanlar tarafından kabul edilmemesindendir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bununla birlikte Ülkemizin makûs talihi artık değişmiştir. Teknolojiye olan ilgi artmıştır ve teknoloji üretilmeye başlamıştır.Bu yıl ilk kez yapılan TEKNOFEST(Teknoloji Festivali) bizlere umut olmuştur. 50 bin kişi bekliyorduk, 550 bin kişi katıldı. Genç dimağların üretime, gelişime ve teknolojiye ne kadar meyilli olduğunu gördük. İnşallah ilerleyen günler bizler için umut dolu olacak” dedi.
Tıklım tıklım salonda adeta nefes almadan Dr. Şeref Oğuz’u dinleyen öğrenciler, konferans sonunda salondan ayrılmayarak akıllarına takılan sorularını sordular. Özellikle, ekonomi hakkında sorulan sorulara çok net ve açıklayıcı cevaplar veren Dr. Şeref Oğuz, uzun süre ayakta alkışlandı. Bir öğrencinin; “dolar düşer mi, çıkar mı?” şeklindeki sorusuna, Dr. Şeref Oğuz; “Amerika’yı ‘tweetokrasi’ ile yöneten bir adam var, O’nun dolar hakkında ne düşündüğünü kimse bilmediği içinde, kimse tahmin edemez.Dolar inebilir de, çıkabilir de, ama bizdeki bu döviz aşkı ve dolar obezitesi sürdükçe, inerken de çıkarken de kaybeden biz oluruz” şeklinde cevap verdi.
Günün anısına kendisinin adına dikilen fidanın sertifikasını ve İSTEşiltiniİSTE Rektörü Prof. Dr. TürkayDereli’den alan Dr. Şeref Oğuz, İSTE Ekonomi Bölümü öğrencileri ile hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra salondan ayrıldı. İSTE’nin Master Planı maketini inceleyen ve çok beğendiğini ifade eden Dr. Şeref Oğuz, daha sonra İSTE’nin ürettiği elektrikli araç Elektro-Mob-İSTE’nin şoför koltuğuna oturdu. İSTE Merkez Kampüs içerisinde Elektro-Mob-İSTE ile sürüş denemesi yapan Dr. Şeref Oğuz, aracı çok beğendiğini ve İSTE’nin başarılarının artarak gelişecek olduğunainandığını ifade etti.