Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık Mahallesi halkı, acele kamulaştırma adı altında tarım arazilerinin ellerinden alınmasına karşı basın açıklaması düzenledi. Toprağına, kültürüne ve geleceğine sahip çıkan mahalle halkı, hukuksuzluğa karşı direniş çağrısında bulundu. Mağaracık Direniş Platformu tarafından organize edilen basın açıklamasında, yaklaşık 150 tapulu tarım arazisinin, mahalle sakinlerine haber verilmeden kamulaştırıldığını ifade eden mahalle halkı, e-devlet sistemi üzerinden tapularının düşürüldüğünü öğrendiklerini belirtti.
“HABERSİZ VE HUKUKSUZ EL KOYMA”
Mağaracık Mahallesi sakinleri, kamulaştırma sürecinde kendilerinin muhatap alınmadığını, fikrinin sorulmadığını ve bu sürecin bir rant politikasının parçası olduğunu savundu. Mahalle halkı, devletin tarım arazilerine yönelik projeler için ihaleler düzenlediğini, ancak bölge sakinlerinin bu süreçten tamamen dışlandığını dile getirdi.
DEPREMİN YARALARI SARILMADAN RANT POLİTİKASI
Basın açıklamasında, 2023 depremlerinin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen, temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandıklarını vurgulayan mahalle halkı, şu ifadeleri kullandı: “Depremden sonra beton santralleri ve taş ocakları yaşam alanlarımıza kuruldu. Bir yandan depremin yıkıcı etkileriyle mücadele ederken, bir yandan da toprağımızın rant uğruna elimizden alınmasına şahit olduk. Dikmece, Gülderen, Toygarlı ve şimdi de Mağaracık halkı, acele kamulaştırmalarla mağdur ediliyor.”
TALEPLER NET VE SOMUT
Mağaracık Direniş Platformu, basın açıklamasında dört temel taleplerini dile getirdi: 1. Geçim kaynağı olan zeytinlik ve tarım arazilerine yönelik müdahaleler derhal durdurulsun. 2. Kamulaştırma adı altında yapılan hukuksuz işlemler geri çekilsin. 3. Dayanıksız ve deprem güvenliğinden yoksun TOKİ konutlarının inşası durdurulsun. 4. Barınma sorunu, yerinde ve ücretsiz konut yapımıyla çözülsün.
“TOPRAKLARIMIZ BİZİMDİR!”
Mağaracık Mahallesi sakinleri, bu hukuksuzluğa karşı direnmeye devam edeceklerini belirterek, herkesi dayanışmaya çağırdı. Halkın açıklaması, “Sermaye defol, bu topraklar bizim!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarıyla sona erdi. Mahalle halkı, barınma ve geçim kaynaklarına yönelik tehditler sona erene kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
