Adana Milletvekili Tülay Hatımoğulları Oruç, İskenderun körfezindeki termik santralleri ve yarattığı sorunları soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı
milletvekili Oruç, “Yumurtalık´ta 2001 yılında deneme üretimine başlayan İSKEN kömür santrali, 18 yıldır faaliyet göstermekte iken 8 kilometre uzaklıkta Sugözü Köyünde ithal kömür ile çalışan ikinci elektrik santrali EMBA (Hunutlu) kömür santraline EPDK tarafından 2015 yılında üretim lisansı verilmiş ve inşaatı yapılmaktadır. Oysa Birleşmiş Milletler İklim Konferansının uyarısına göre iklim krizi haline gelmiş felaketten geri dönüşü olmayan noktaya varılmasına yalnızca 10 sene kalmıştır. Krize neden olan tüm sorumlu devletlerce gerekli tedbirler alınmalı; kömür, petrol gibi fosil yakıtların kullanımı sonlandırılmalı, sınırlandırılmalı” değerlendirmesini yaptı.
Milletvekili Oruç, TBMM Başkanlığına verdiği, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını istediği önergesinde,”EMBA kömür santralinin 24 saat aralıksız çalışarak; saatte 382 ton kömür yakması, saatte 880 ton deniz suyunu soğutma amaçlı kullanılarak, ölü bir su olarak tekrar denize deşarj etmesi planlanmaktadır. Kömür santralleri, küresel ısınmanın en önemli sorumluları arasındadır. Her gün tonlarca karbondioksit, çeşitli zehirli gazlar ve ağır metaller atmosfere salınmakta; bu atıklar atmosferik olaylar sonucu tekrar toprağı, suyu, tüm canlı hayatı zehirlemektedir. Kömür santralleri soğutma suyu olarak deniz suyunu kullandıklarında deniz ekosistemini de tümden değiştirmektedir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, birçok ülkenin Paris İklim Anlaşması kapsamında yaptığı beyanlar küresel ısınmayı 2030 itibarıyla 1,5 derecenin altında tutmaya yetmezken; bu hedefin karşılanabilmesi için 2030´a kadar karbon salınımının yüzde 45 azaltılması, 2050´ye kadar ise sıfıra indirilmesi gerekmektedir” ifadesine yer verdi.
Milletvekili Oruç, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Dönmez´in yanıtlamasını istediği önergesinde şu sorulara yer verdi:
“Adana Yumurtalık Sugözü Köyüne inşası devam eden EMBA kömür santralinden, henüz çalışmaya başlamamış iken, vazgeçilmesi düşünülmekte midir?
Sugözü Köyünde 8 kilometre ara ile yan yana olacak bu iki kömür santralin kümülatif etkisi hesaplanmış mıdır?
Yumurtalık ve Tufanbeyli ilçelerinde hali hazırda bulunan iki santralin dışında, başka kömür santralleri kurulması planlanmakta mıdır?
Tüm dünyada iklim krizi gündemi ekseninde çalışmalar yapılırken, devletler sorumluluklarını alıp enerji politikalarını bu yönde değiştirme hedeflerini açıklarken, Türkiye neden nükleer ve kömür santralleri planlarını değiştirmemektedir, iptal etmemektedir?
Türkiye, atmosfere salınan atık gazları azaltacağına dair söz vermiş, bunun için Birleşmiş Milletler Paris Antlaşmasını imzalamışsa da bu antlaşma neden yürürlüğe sokulmamış, onaylanması için TBMM´ye sevk edilmemiştir?
Türkiye; 20 Eylül 2015 tarihinde, 2030 yılı itibariyle gerçekleşmesi öngörülen ´Niyet Edilen Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkı´ (INDC) beyanını yüzde 21´e varan artıştan azaltım olarak açıklamıştır. Yani 1 Milyar 175 Milyon ton öngörülen toplam sera gazı emisyonunun yüzde 21 azaltarak 929 tona düşürülmesi hedefi iletilmiştir. Bu hedef için hangi planlamalar yapılmıştır?
Bu taahhüt için yapılan çalışmalar nelerdir? Paris Anlaşması kapsamında ülkelerin beyanları, küresel ısınmayı 2030 yılı itibari ile 1.5 derecenin altında tutmaya yetmediği ´iklim krizi´ koşullarında, Türkiye´ye daha fazla sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluk gereği, karbon salınımının yüzde 45in altına düşürmek için çalışmalar yapılacak mıdır?
Türkiye´de bulunan kömür santrallerinin sayısı ne kadardır? Bu santrallerin insan sağlığı üzerinde, havada ve denizde, tüm ekolojik sistemde yarattığı etkiler üzerine çalışmalar yapılmakta mıdır? 18 yıldır çalışan İSKEN Kömür Santralinin bölgede kanser oranını arttırdığı iddiası doğru mudur?
Bu konuda Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışmalarınız var mıdır? Sağlık Bakanlığı bu konudaki veri çalışmalarını kamuoyuna açıklayacak mıdır?”