Yüz yüze eğitim için okulların açılmasıyla birlikte milyonlarca öğrencinin Covid-19 gölgesinde kalabalık sınıflarda okula başladığını ve okulların öğrenci sayısı, sınıf mevcutları, yerleşim yerinin nüfus yoğunluğu, fiziki altyapının yeterliliği gibi pek çok faktörün okulların açılması sonrasındaki sağlıklı yürütülmesi gerektiğini söyleyen CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Kredi Yurtlar Kurumu’nun sınırlı yatak kapasitesi nedeniyle de öğrencilerin mağdur olduğunu belirterek konuyu meclis gündemine taşıdı.
Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Yüz yüze eğitime geçilerek okulların açılmasıyla birlikte milyonlarca öğrencinin Covid-19 gölgesinde kalabalık sınıflarda okula başladığını ve okulların öğrenci sayısı, sınıf mevcutları, yerleşim yerinin nüfus yoğunluğu, fiziki altyapının yeterliliği gibi pek çok faktörün okulların açılması sonrasındaki sağlıklı yürütülmesi gerektiğini söyleyen CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Kredi Yurtlar Kurumu’nun sınırlı yatak kapasitesi nedeniyle de öğrencilerin mağdur olduğunu belirterek konuyu TBMM gündemine taşıdı.
CHP’li Şahin yaptığı açıklamada ‘‘6 Eylül 2021 tarihinde yüz yüze eğitim için okulların açılmasıyla birlikte milyonlarca öğrenci 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı kapsamında Covid-19 gölgesinde kalabalık sınıflarda okula başladı. Okullarda yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte sağlıklı ve güvenli bir ortamda kesintisiz yüz yüze eğitim için alınması gereken önlemlerle ilgili olarak şeffaflığın olmaması, salgınla ilgili kaygılar, aşı ve test tartışmaları, kalabalık sınıflar, öğretmen açıkları, özel ve devlet okulları arasındaki uygulamalarda ortaya çıkan farklılıklar eğitimciler, veliler ve öğrenciler için birçok endişeyi beraberinde getirmektedir.’’ dedi.
Milli Eğitim Bakanının cevap vermesini istediği önergesinde Şahin, ‘‘Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO verilerine göre 28 Haziran 2021 itibarıyla 210 ülkenin 119’unda okullar tamamen açık, 56’sında kısmen açık, 16’sında ara tatil, 19’unda ise kapalıdır. Başka bir ifade ile 210 ülkenin %57’sinde okullar tamamen açık, %26’sında kısmen açık, %8’inde ara tatil, %9’unda ise kapalı olduğu belirtilmiştir. Covid-19 salgını nedeniyle 1,5 yıldırı kapalı olan okulların kapalı olduğu Türkiye ise iş günü itibariyle bakıldığında salgın süresince okulları en uzun süre kapatan ülkeler arasında yer almıştır. Türkiye’de uygulanan uzaktan öğretim uygulamaları süresince ekonomik sorunlar ve teknik olanakların yokluğu nedeniyle yaklaşık 6 milyon öğrencinin bu sürece tam olarak katılamadığı bilinmektedir. Alınan tedbirlere rağmen öğrenme kaybının çeşitli açılardan dezavantajlı olan öğrencilerin okulların kapanmasının olumsuz sonuçlarından daha çok etkilendiği, okul terki oranının ciddi anlamda yükseldiği görülmüştür. Ayrıca, okulların uzun süreli kapatılmasının aşılama, beslenme, zihinsel sağlık ve sosyal destek gibi okul temelli hizmetlerin aksamasına, yüz yüze iletişimin olmaması nedeniyle öğrencilerde stres ve kaygının artmasına neden olmuştur. Covid-19 salgını etkisini sürdürürken okulların açılması, belirsizlikleri de beraberinde getirirken, kuşkusuz faydaları kadar riskleri de olan bir karardır. Bu kararın öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sağlık ve güvenliğini riske atmadan uygulanabilmesi için ciddi ve kapsayıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir. Okulların açılması öncelikle sağlıkla ilgili değerlendirmelere, sonrasında okulların güvenli bir şekilde açılabilmesi için gerekli koşulların sağlanabilmesine bağlıdır.’’ ifadelerini kullandı.
UZMAN RAPORLARINA GÖRE EKSİKLER MEVCUT
MEB’in almış olduğu yüz yüze eğitim kararı doğru olmakla birlikte, okulların açılması sürecinde gerekli hazırlıklar konusunda meslek örgütlerinin yayımladıkları raporlara göre altyapı çalışmalarının tamamlanmadığını belirten Suzan Şahin, okuldan okula değişen hijyen ve sosyal mesafe koşullarının sağlanması gerekliliğinin yerine getirilip getirilmediği, her bir okulun ortak kullanım alanlarının, özellikle sınıfların ve tuvaletlerin temizlik ve hijyen koşulları, okul ve şube bazında öğrenci sayısı, öğrenciler arasındaki fiziksel mesafeyi korumak için yeterli alan olup olmadığı, okul servislerinin durumu, öğretmenlerin aşı durumu gibi gelişmeler, eğitim-öğretimin sağlıklı koşullarda gerçekleştirilebilmesi açısından son derece önemli olduğunu söyledi. Şahin ‘‘Meslek örgütlerinin belirlediği sorunlar haricinde en az bunun kadar önemli olan bir diğer nokta ise okulların açılmasıyla öğrencileri, öğretmenleri, eğitim personellerini, velileri ve toplumu hangi şartlarda bir eğitim öğretim sürecinin beklediğidir. Okulların bütçesi ve fiziki altyapısı, yüz yüze eğitimin sağlıklı yapılabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Okulların öğrenci sayısı, sınıf mevcutları, yerleşim yerinin nüfus yoğunluğu, fiziki altyapının yeterliliği gibi pek çok faktör okulların açılması sonrasındaki sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından önemlidir.’’ dedi.
‘KYK YURTLARI YETERSİZ, ÖĞRENCİ VE AİLELER MAĞDUR’
Gençlik ve Spor Bakanının cevaplaması istemiyle Meclis Bağkanlığına sunduğu önergesinde Kredi Yurtlar Kurumu’nun sınırlı yatak kapasitesi nedeniyle de öğrencilerin ve ekonomik kriz içinde geçim derdinde olan ailelerin mağdur olduğunu belirten CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, ‘‘Pandemi nedeniyle bir buçuk yıldır ailelerinin yanında kalan ve bu yıl üniversiteyi yeni kazanan ve ders başı yapacak olan milyonlarca öğrenci üniversite eğitimi görecekleri kentlere doğru yola çıkarken en önemli sorunları güvenli, temiz ve ekonomik bir yurt ya da ev için arayışlara başlamıştır. Yüksek öğretim için şehir değiştirmek zorunda kalan öğrencilerin Kredi Yurtlar Kurumu’nun sınırlı yatak kapasitesi nedeniyle birçoğu kendilerine devlet yurtlarında yer bulamadığı için ikinci bir seçenek olarak özel yurt ya da ev tutmak gibi seçenekleri gündemlerine almak zorunda kalmaktadırlar. Öğrencilerin piyasa değerinin üstünde ev tutmak zorunda kalmaları, özellikle İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde, öğrenci olmayanların bile kiralık ev bulmakta zorlandığı günümüzde öğrenciler yüksek ev kiralarından dolayı ciddi mağduriyet yaşamaktadırlar. Yurtlarda yer bulmanın zorluğu ve ev kiralarının çok yüksek fiyatlarda olması birçok öğrencinin okulu bırakması ile sonuçlanmaktadır. Devlet yurduna başvurduğu halde kontenjan yetersizliği nedeniyle yerleştirilemeyen, işsizlik ve hayat pahalılığı karşısında maddi olarak zorlanan ailelere ve onların çocuklarına eğitim hakkından yararlanabilmeleri için barınma desteği sağlayacak olan AKP hükümetidir. Uygun bedelli öğrenci yurtları, öğrenci evleri yapılarak öğrencilerin barınma sorunlarının çözülmesi projeler hayata geçirilmelidir’’ ifadelerini kullandı.
KIBRIS’TA OKUYAN ÖĞRENCİLER ULAŞIM SORUNU YAŞIYOR
Seçim bölgesi Hatay’da üniversite eğitimi için Kıbrıs’ta okuyan ve Kıbrıs’ta çalışan binlerce kişi olmasına rağmen direk uçuş bulunmaması ve uçuşların pahalı olması nedeniyle mağduriyet yaşandığını belirten CHP’li Şahin, ‘‘Hatay’dan uçuş sefer sayılarının azlığı önemli bir sorun olmakla birlikte Kıbrıs’a doğrudan uçuş bulunmaması, düzenli olarak Kıbrıs’a gitmek zorunda olan çalışanları ve üniversite öğrencilerini zor durumda bırakmakta, ailelerinin yanına gelmelerini zorlaştırmaktadır. Hatay’dan İstanbul aktarmalı olan uçuşların en az 3-5 saat sürmesi, uçak bileti fiyatlarının da mevsime göre değişmekle birlikte tek yön en az 300 TL ile 3000 TL aralığında olması bu mağduriyetin en büyük sebeplerindendir. Uçuş sayısı az ve pahalı olduğu için mağdur olanların mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda Hatay-Kıbrıs arasında düzenli ve uygun fiyatlı direk uçuşlar olması için çalışma yapılması gerekmektedir.’’ dedi.