TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, CNN Türk ekranlarında Hakan Çelik’in sunduğu hafta sonu programının canlı yayın programına katıldı.
Dijital mecralar çalışmaları, Suriyeliler gündemi, deprem ve sonrasındaki çalışmalar ile Milli takımın Hollanda karşılaşması öncesi gündemi hakkında açıklamalarda bulunan Yayman, Hataylı vatandaşlara müjde verdi.
MİLLİ TAKIMIMIZA BAŞARILAR DİLİYORUM
Konuşmasına Milli takıma bu akşam oynanacak olan Hollanda karşılaşmasında başarı dileyerek başlayan Milletvekili Yayman programda yaptığı konuşmada; “Bugün Türkiye büyük bir heyecan içinde milli maçı takip edeceğiz. Yer gök kırmızı beyaz. Milli takımımız Avusturya maçında inanılmaz bir oyun oynadı. İçimizdeki İrlanda’lıları da yendik dedim. 1982 Dünya Kupası’nı çok net hatırlıyorum. Merih’in bozkurt işareti yapması üzerine yapılan tartışmalar Avrupa’nın tavrının ispatıdır. Bunu bir faşizm aracına dönüştürürseniz bu eleştirilir. Almanların, Sırpların semboller kullandığı ortamda bir Türk futbolcunun bozkurt sembolü yapması Avrupa’nın değerlerle nasıl bir paradoks içine düştüğünü gösterdi. Avrupa’da aşırı sağın yükselmesi de bunu tetikledi. Futbol asla futbol değildir. Merih’e yapılan men cezası kabul edilemez. Avrupa çifte standardını Merih kararında da, Türkiye’nin AB’ye alınması konusunda da, Avrupa Parlamentosu kararlarında da uyguluyor. Anadolu’da bir söz var. Dinime küfreden Müslüman olsa bari diye. Almanya’nın tarihi gaz odalarıyla Nazi ırkçılığıyla dolu. Avrupa kendini var eden değerlerle zıt bir politika uyguluyor. Futbol şenliktir, coşkudur, asıl önemlisi kitleleri birleştiren bir araçtır. Bu ceza ile kitleler ötekileştirilmiştir. Cumhurbaşkanımızın maça gidecek olması önemli. Ben de maçı 2-1 kazanacağımıza inanıyorum. Bizim birliğe ihtiyacımız var. Aynı bayrağın, mutluluğun etrafında birleşmemiz lazım. Depremi, terörü yaşayanlar olarak bu tür mutluluklara ihtiyacımız var. Millilerimizin Avusturya maçındaki gibi oynaması halinde kazanacağımıza inanıyorum. Bizim taraftarımız turnuvanın en renkli taraftarlarıdır” dedi.
SURİYELİLER KONUSUNDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR VAR
Kayseri’de başlayan meselenin maksatlı olduğunu belirten Yayman, asıl amacın iki ülke arasında başlayan yumuşamanın baltalanması olduğunu belirtti. Suriyeliler konusunda doğru bilinen yanlışlar olduğunun da altını çizen Yayman; “Göç meselesinin unsuru Hataylılardır. Türkiye ile Suriye arasında dostluk barajı temel atma töreni vardı. Daha sonra Suriye’de duvar yazılarıyla başlayan olaylar Arap Baharı ile farklı boyuta eklemlendi. Aradan geçen sürede her şey söylendi. Suriyeliler konusunda doğru bilinen yanlışlar var. Suriye’nin nüfusu 16 milyondu. 3 milyon 400 bin civarında İçişleri Bakanlığımızın açıkladığı rakamlar var. Son 1 yılda yaklaşık 800 bin civarında geri dönüş var. İstatistik yalanları üzerinden toplum mühendisliği yapılıyor. Toplumumuzun bu konuda bir rahatsızlığı olduğunu biliyoruz. Ancak Göçmenler Ukraynalı da olabilir, bir Yahudi de olabilir, ya da farklı ülkelerden gelenler de olabilir. Kimsenin dükkanının yakılması vandallıktır. Ben fikrimi dile getirebilir, yürüyüş yapabilirim. Kayseri’de başlayan olaylar milletimizin hafızasında olmayan olaylardır. İnşallah bir daha tekrarlanmaz. Kayseri’de evleri yaktıran akıl ile Afrin’de Türk bayraklarını indiren akıl aynı. Bunun sebebi çok net. Türkiye ile Suriye arasındaki yumuşamadan rahatsız olan bir irade var. Bu olaydan kim kazançlı çıkar. Kardeşler arasında kızgınlık olabilir, kavga da olabilir, ama küslük olamaz. Esad seçimden önce yumuşamaya sıcak bakmadığını söylemişti. Bu konunun siyasete alet edilmemesi lazımdı. Kayseri’deki olaylar olmasaydı Astana’da görüşmenin olabileceği kanaatindeydim. Bu hamle görüşmeyi önlemek amaçlıydı” şeklinde konuştu.
KAYSERİ OLAYLARI İKİ ÜLKE ARASINDAKİ GÖRÜŞMELERE VURULAN DARBEDİR
Kayseri’de başlayan olayların münferit olarak kalması temennilerini ileten Yayman; “Göçmenler konusunu sakin biçimde ele almalıyız. Demografi meselesi bir problem haline gelmiş durumda. İki sorunumuz var. Birincisi yaşlanıyoruz. Kentlerimizin yaşlı nüfusa göre hazırlanması lazım. İkincisi ise doğurganlık oranının düşük olması. 2’den 1’in altına indi. Türkiye’nin 20 milyon genç nüfusu vardı. Bu Hollanda’nın nüfusundan fazla. Danimarka’nın nüfusu 5 milyon. Bizim çok dikkatli olmamız lazım. Göçmen konusunda milletin itirazları var. Vatandaşımızın itirazı bizim için çok önemlidir. Suriyelilerin ülkelerine güvenli şekilde dönmesi dahil her konu değerlendiriliyor. Ancak güvenlik riski olmadığı kanaatindeyim. Hatay’da bir berber dükkanım var. Ancak Suriyeli biri yanıma bir dükkan açarsa benim gelirim düşünce bu bir sorun olur. Bunun yönetilmesini de değerli buluyorum. Suriyeliler giderse bizim pamuğumuzu, portakalımızı kim toplayacak diyen bir görüş var. Bir tarafta da koşulsuz şartsız gönderilmesini isteyen görüş var. Bu konuda hükümetimizin çalışmaları var. Biz Suriyelilerin güvenli biçimde ülkelerine dönmelerini istiyoruz. Bu ortam sağlanırsa ülkedekilerin 3’te 2’sinin döneceğini düşünüyorum. Kayseri’deki olayların münferit olarak kalmasını diliyorum. Bunun da Türkiye ve Suriyelilerin görüşlerine vurulan bir darbe olarak düşünüyorum. Bu bölgede Türkiye’nin onaylamadığı hiçbir iş gerçekleşemez. Bunu ABD’nin yapma nedeni Türkiye’nin oyalanmasıdır. Türkiye Avusturya’yı yendi. Türkiye’den fazla Azerbaycan’da Üsküp’te Ortadoğu’da oldu. Böyle kaç ülke olabilir” dedi.
1-2 AY İÇİNDE 70 BİN VATANDAŞIMIZI EVLERİNE YERLEŞTİRECEĞİZ
Depremzede hemşehrilerine müjdeli açıklamalarda bulunan Yayman; “Deprem sürecinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’du. O dönemde bizlere her türlü yardımı yaptı. O gün 6 bakanımız Hatay’daydı. Işık yoktu, kameraların ışıkları yandı. Bakanlarımız Hatay’da deprem oldu, ancak Türkiye bilmiyor dendi. 52 bin ölümün 25 bini Hatay’da yaşandı. Bu yokluklar içinde Hatay’ımızı ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. 230 bin insan konteyner kentte yaşıyor. Kilis’in nüfusu 80 bin iken AFAD rakamlarına göre 230 bin insan Hatay’da konteynerde yaşıyor. Deprem sürecinde kimi konteyner, kimi bir ekmek, kimi su gönderdi. Şu anda 70 bin kalıcı konut yapıldı. Bir kısmı teslim edilmek üzere. Hatay depremin merkezi. Vatandaşlarımıza verilecek konutların altyapı, elektrik, su sorunları var. Eksiklerin tamamlanması için çalışma sürüyor. Bayram öncesinde bu konuda toplantı yapıldı. Sizin anahtarınız var, ama evinize geçemiyorsunuz. Vatandaşımızın tepkileri başımızın üstüne. 1 yıl içinde bu konutları yapacağız dedik. 1 yıl içinde yapılanlar oldu, ancak depremin boyutu o kadar büyük ki 220 bin hak sahibini yerleştirme imkanımız olmadı. 1-2 ay içinde 70 bin hak sahibi evlerine yerleşecek” dedi.
REZERV ALANDA VATANDAŞIMIZI MAĞDUR ETMEYİZ
Rezerv alan konusunu vatandaşlara doğru anlatamadıklarını belirten Yayman; “Rezerv alanda da vatandaşımızı mağdur etmeyeceğiz. Her yerde şikayetler var. Biz bunları saygıyla karşılıyoruz. Bizim daha çok anlatmamız lazım. Rezerv alan bizim lehimize olan bir uygulamadır. Parası konusunda da devletimiz vatandaşımızın durumuna göre hareket edecek. Ailesini kaybeden vatandaştan para talep etmek hayatın olağan akışına ters” ifadelerini kullandı.
SOSYAL AĞLARLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR
Vatandaşların sosyal mecralar ile ilgili çağrılarını duyduklarını ve bu konuda çalışmaların sürdüğünü kaydeden Milletvekili Yayman, açıklamalarını şu ifadeler ile sonlandırdı; “Vatandaş Tiktok kapatılsın diyor. Oradaki içerikler hiçbir norma uymuyor. Beğeni için absürt yöntemlere başvuruluyor. 85 milyonun 71 milyonu internet abonesi. İnsanlar günün 7 saatini internette geçiriyor. Türkiye sosyal ağlarda dünyada ilk 3’te. TSK Tiktok kullanımını yasakladı. ABD’de farklı nedenlerden dolayı yasakladı. Biz de reklam kısıtlaması olabilir, bant daraltma olabilir. Bu konuda değerlendirmeler yapıyoruz.”