Gündemin sürekli değişiyor olmasından dolayı geçtiğimiz hafta yayınlanan bir haberi gözden kaçırmış olabilirsiniz. İktidara yakın medya kuruluşları Türkiye için çok önemli olan bu habere yer vermeyerek haberi gözden kaçırmanızı da istemiştir. Önce çok az kaynakta yer alan habere göre yeni Suriye yönetimi;
“Türkiye sınırından gelen ithal ürünlere uygulanan gümrük vergilerini yüzde 300 ila yüzde 500 arasında artırdı.” Aynı haberde söz konusu gümrük vergisi artışının Türkiye’nin Suriye’ye ihracatını neredeyse durma noktasına getirdiğini, yüksek gümrük vergileri ile ikili ticaretin sürdürülebilir olması mümkün olmadığı belirterek, bu sorunun çözümü için diplomatik ve ticari adımlar atılması gerektiğini vurgulanıyor.
Özetle siyasal iktidarın ve trollerinin zafer naraları içinde yere göye sığdıramadığı geçici Suriye yönetiminin ilk icraatları arasında Türkiye’den gelen mallara %500’e varan vergiler olurken; aynı yönetim zengin körfez ülkeleri ile Birleşik Arap Emirliklerinden gelen mallar için vergiyi kaldırdı. Suriye’ye yapılacak ithalat için vergisini sıfırladığı diğer ülkeler ise Avrupa ülkeleri.
Suriye iç savaşının en ağır bedellerinden birini ödeyen ve halen milyonlarca göçmene ev sahipliği yapan ülkemize yapılan bu muamele karşısında siyasal iktidar sessiz. Suriye sınırında bu uygulama ile bekletilen binlerce mal dolu tırlar geçici de olsa çözüm üretilmesini istiyor. Gıda dolu mallar bozulmaya yüz tutmuş. Yöneticilerimiz Suriye’nin yeniden inşasında pembe rüyalar görüyordu. Ülkemiz yöneticileri bu gelişme karşısında bir an önce bu rüyadan uyanırlar.
Bildiğim kadarıyla dış politikayı iç politikanın malzemesi olarak kullanma tutumu Ak Parti döneminde ifrata varacak kadar arttı. Uzun bir süredir ülke içinde enflasyon altında inim inim inlemeye başlayanların sesi yükselince, “dünya liderinin” Suriye’ye, Yunanistan’a veya İsrail’e ayar veren demeçleri manşetleri süslüyor. Böylece ülke içinde yoksulluktan, adaletsizlikten ve yolsuzluklardan yükselen şikâyetler bastırılıyor. Ülkenin adeta çöküşüne dair veriler çarpıtılıyor.
Fetih Suresini Okursak Vergi Düşer mi?
Suriye dış politikasında da sayısız yanlışa ve ödenmekte olan ağır bedellere rağmen mehter marşları eşliğinde “Emevi camisinde namaz kılarken” yeni Suriye yönetimi ilk hamlesini Türkiye’ye karşı yaptı. Suriye’de emperyalist ülkeler el üstünde tutulurken Türkiye adım adım geri plana itiliyor. Yeni Suriye’de İsrail, ABD ve Körfez ülkeleri at koştururken Türkiye “fetih suresi” okuyor. Türkiye’nin etinden, sütünden faydalananlar bugün Türkiye’yi masa dışında tutuyor. Korkarım ki yarın emperyalist ülkeler Suriye’nin inşa sürecinde Türk müteahhitlerine sadece taşeron rolü verecekler.
Türkiye’nin karşılaştığı bu haksızlık ilk değil. Siyasal iktidar zihniyet değişikliğine gitmediği sürece, yani aynı yolda devam ederse son da olmayacak. İç politikada sorunları gidermeye, ülkede demokrasi, eşitlik, adalet ve refah tesis edilecek adımlar atılmadıkça dış dünyada saygı duyulan bir ülke olamayız.
Siyasal iktidar iç politikada sorunlarla yüzleşemiyor. Yüzleşmek istese bile yandaşlar kopardıkları kuru gürültüyle gerçekleri gölgeliyorlar. İktidara sırtını dayayanlar yıllardır yolsuzlukla, hırsızlıkla ve kayırmacılıkla inşa ettikleri sömürü düzenini, şatafat içindeki yaşamlarına yol açan haksız ve hukuksuz rejimi terk etmek istemiyorlar. Saray rejimi bir canavar yarattı ve ülkedeki ezici çoğunluğa sahip halkımızı yoksulluk ile yolsuzluğun pençesinde kıvranmasına yol açtılar. “Deniz bitince” saray rejimi kendi yarattığı canavarla baş edemez hale geldi.
Adım Adım Tükenişin Fotoğrafı
Anlaşılıyor ki bu günden sonra siyasal iktidarın, kendi yarattığı canavarın dişleri arasında ezilişine, adım adım tükenişine tanık olacağız. Çünkü AKP geleceğini dış politikaya bağlamıştı.
ABD Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırdı, İsrail Gazze’yi boşalttı ve Suriye’nin bir kısmını işgal etti, Trump, Erdoğan’ın sırtını sıvazlarken Türkiye’yi Suriye’de adım adım masa dışına attı.
Özetle dış politikada son gelişmeler iç politikada çığlık çığlığa yükselen çöküşü bastırmaktan uzak görünüyor. Saray rejimi bu günlerde muhaliflere yönelik operasyonlarla her kesimden insanı susturmaya çalışıyor. Kayımlar, Beşiktaş belediyesine yapılan operasyonlar, CHP gençlik kollarına, gazetecilere ve son olarak Ümit Özdağ’a gözaltılar yükselen sesleri susturmaya yönelik adımlardır.
Mızrak çuvala sığar mı hiç?
Bana kalırsa saray rejiminin adım adım tükenişinin resmini izliyoruz.