Belediye; il, ilçe ve Büyükşehir gibi yerleşim yerlerinde sokakların bakımı, temizlik, aydınlatma, su, kanalizasyon, şehir içi trafik ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerini gören, başkanı ve meclis üyeleri seçimle gelen, tüzelkişiliği olan örgütün adıdır. Kısaca belediye, bir belde halkının ortak, mahalli ihtiyaçlarını karşılayan ve hizmetlerini gören, kamu tüzel kişiliğine sahip mahalli idare birimidir.
Siyasi partiler, Mart 2019’da yapılacak seçimler yaklaşırken, yerel seçime yönelik hazırlıklarını sürdürüyorlar. Hatta bazı il, ilçe ve Büyükşehir belediye başkan adaylarını ismen belirlemeye başladılar bile.
Belediye başkan adayları değişik yöntemlerle belirleniyor. Adaylar ‘önseçim’, ‘aday yoklaması’ veya ‘merkez yoklaması’ yöntemleriyle belirleniyor. Partiler, genellikle ‘merkez yoklaması’ yöntemini uygularken, olası tartışmalarla karşılaşılmaması için parti içinde ‘uzlaşma’ amaçlanıyor. Milletvekilleri ve Parti Meclisi (PM) üyelerinin il çalışmalarından gelen sonuçlar, parti örgütünün görüşleri ve anket çalışmalarının ardından ortaya çıkan tabloya göre belirlenen adaylar merkezde yetkili organların onayından sonra ilan ediliyor.
Aslında Türkiye’de iktidar sorunu yok, muhalefet sorunu var. Bu ülkede 16 yıldır tek başına iktidar olan, iktidarda tekelleşen bir parti var. Bu ülkenin asıl sorunu iktidar değil, muhalefet sorunudur. Meclis’teki siyasi partilere baktığımızda ana muhalefet partisi CHP adeta iktidarın hayat kaynağı gibi. Bu ülkede yıllardır kutuplaşma üzerine kurulmuş bir siyasetle insanlarda bir algı oluşturarak, halkı CHP ile korkutarak AKP hayatiyetini devam ettiriyor. MHP 17-25 Aralık sürecinden sonra maalesef AKP’nin destekçisi olmuş ve muhalefet olma vasfını yitirmiştir. Diğer partilerin durumu ise ortadadır.
Oysaki Türkiye ekonomik krizdedir. Ülke de, vatandaş da borç batağındadır. MEDİAR şirketinin yayınladığı son ankete göre kamuoyunun yüzde 77.86’sı Türkiye’nin ekonomik bir kriz içinde olduğunu düşünüyor. Halkın yüzde 57.9’u ise, krizin yanlış yönetimden kaynaklandığına inanıyor. Ve 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde AKP’ye oy veren seçmenin yüzde 17.88’i yerel seçimde tekrar AKP’ye oy vermeyeceğini söylüyor. CHP’li seçmenin yüzde 13.13’ü de yeni parti arayışına gireceğini belirtiyor. Seçmen, ilk tercihi dışında bir partiyi seçmek zorunda kalırsa aday profili öne çıkıyor.
Bu nedenle AKP, Cumhur ittifakının ruhunu bozmadan seçime girmeyi amaçlıyor. Muhalefet partileri ise, parti içindeki problemleri aşamadıkları için yerel seçimde ittifak kurma fırsatı bulamıyor. Bu yüzden de CHP, İyi Parti, HDP ve Saadet Partisi ‘milletin avukatı’ olamaya çalışıyor. Devlet Bahçeli ise, halkın kendisine muhalef1et yapması için oy verdiğini unutmuş durumda ve siyasi hesaplar uğruna Saray’a yanaşıyor. MHP artık halkın değil Saray’ın avukatlığını yapıyor.
BAŞKAN ADAYLARINA ÖNERMELER!
Siyasi partilerin, Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlere yönelik il, ilçe ve Büyükşehir belediye başkanı ve Belediye Meclisi üyesi adaylarını kariyer ve vizyon sahibi, karizmatik kişiler arasından seçmesi çok önemlidir. Esasen belediyeleri kadınlar yönetmelidir. Tüm kentlere kadın eli değmelidir. Yeni belediye başkan adaylarının öncelikle sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri ve hemşeri derneklerinin başkan ve temsilcileri, köy veya mahalle muhtarları ile bir araya gelerek fikir alışverişi yapmaları gereklidir.
Dolayısıyla da belediye başkan adaylarının kendilerini ve vaatlerini halka iyi tanıtmaları çok önemlidir. Adaylar, yerel seçim sürecinde kendi anlayışına ve tarzına uygun bir strateji belirleyerek, partilerin çıkış yapmasına örnek teşkil edecek işaret fişeğini ateşlemeli ve toplum için bir umut olmalıdır. Her aday, kariyerine ve vizyonuna göre hayata bakış felsefesini ortaya koymalıdır.
Ayrıca belediye başkan adayları yönetimle ilgili herkese eşit mesafede durmalıdır, erdemli olmalıdır. Çünkü erdemli insanın üzerine titrediği şey karakteridir; bayağı insanın üzerine titrediği şey ise makam ve mevkidir. Bu yüzden ‘başkanlık’ makamını geçici olarak görmelidir. Dürüst ve hakkaniyetli olmalı, liyakate önem vermelidir. Şahsi menfaatini değil, kamu yararını gözetmelidir. Ve bu kriterler doğrultusunda bir yönetim sergileyeceğine halkı inandırmalıdır. Belediyeyi halkla birlikte yönetmeye talip olmalıdır. Her belediye başkan adayı böyle bir yönetim tarzının hayalini kurmalı ve hayallerini gerçekleştirebileceğine insanları inandırmalıdır.
Hangi siyasi partinin belediye başkan adayı olursa olsun; il, ilçe ve Büyükşehir belediye başkan adayları yere seçimlerde ittifakı mağdur halkla yapmalıdır. Adaylar, yerel seçimlerde ezilenlerin sesi olmalıdır. Belediye başkan adayları ilinde, ilçesinde veya Büyükşehir’de birlik, beraberlik ve kardeşlik rüzgârı estirebilmelidir. Adaylar birleştirici, güvenilir olmalı ve halka doğruları söylemelidir.
Belediye başkan adayları, toplumda unutulan değerleri yeniden siyasete taşıyabilmelidir. Adaylar, esasen Ak-troller dışında kalan birçok insanın oy verebileceği bir karakter olmalıdır. Siyasi tercihinin yanlış olduğunu zaten bilen ama “Adam mı var kardeşim. Kime oy verelim?” diyen çaresiz insanlar için kendini ortaya koyabilmelidir. Ve iyi bir ekiple, her çevreden insanlarla doğru iletişim kanalları oluşturabilmelidir.
İddialı belediye başkan adaylarının, siyaset sahnesinde eğilmeden, duruşundan ödün vermeden toplumun önüne gerçek anlamda bir alternatif sunması gerekir. Bu halk bunun için bedel ödemeye değmez mi?
Dolayısıyla da, belediye başkan adayları birleştirici imajı üzerinde, gerekirse profesyonel destek alarak da çalışmalı ve propaganda sürecinde gündelik hayata ilişkin dikkat çekici ataklar yapmalıdır. Tabandaki sempatiyi oya çevirebilme maharetini gösterebilmelidir.
İnsanlar; ideolojik iktidara değil, kendilerine benzeyen ve çözüm önerenlere ihtiyaç duyarlar. Esas mesele, bu kitlenin başkan adayının siyasi görüşünü benimsemesi değil, başkan adayının partisine oy verebilecek noktaya gelmesidir.
Ayrıca sosyal medya konusunda da gösterilen ataklara devam edilmelidir. Her aday, toplumun dertlerine çare önermeyi öncelemelidir. Hayatın içinden bir söylem kullanmalıdır.
Haydi! Durmak yok. Belediye başkan adayları için macera daha yeni başlıyor…
Buradan tüm seçmenlere sesleniyorum: Unutmayın ki; bir araya gelemeyenler, bir araya gelenler tarafından yönetilir. İşte bu yüzden yerelde ‘Millet ittifakı’ seçim sonuçları yönünden hayati değerdedir!