YÜZDE KAÇIMIZ MÜSLÜMANIZ.
Din deyince! Akla; kıl, tüy, sarık, cübbe, türban gibi dinde yeri ve gereği olmayan. (ama bize dayatılan) değişik toplumların gerek kültürel ve gerekse yaşadıkları coğrafyaların ve hava şartlarının gerektirdiği, şekillenme ve giyinme tarzının geldiği. ve çok yüksek yerlerden halkın buna inandırıldığı bir ülke olduk. Sorsan yüzde 99.9 umuz Müslümanız. Bunun ölçüsü sözkonusu kıl tüy ise öyleyiz tabi. Ama söz konusu gerçek Müslümanlık hasletleri olursa, yani Yeteri kadar dürüst, ahlaklı, adaletli olmak olunca yüzde kaçımız Müslüman oluruz bu tartışma götürür. Oysa yeteri kadar dürüst, ahlaklı ve adaletli olmadıkça, bir kişinin dini inancı asla ve kat’a doğru olamaz. Unutulmamalı ki, adı geçen hasletlerden içinde ne kadar barındırabilirse bir insan, Allaha o ölçüde yakın olabilir.
Eğer bir ülkede 83 yaşında olmasına rağmen, plastik bir sebze sandığının üstüne oturarak kendi imalatı iki kalıp sabunu ve iki şişe zeytinyağını satmaya çalışırken ölen oluyorsa. Ve bu ülkeyi yönetenler kıbrısa piknik için 8 uçak ile gidiyorsa. Bu ülkedeki Müslümanlığın ölçütü budur. Sigara içenlere ceza yazmak için timler kurup terör estirirken, yönettikleri insanların 20 yılda bir kez bile mutfaklarını kontrol etmiyorlarsa, bu ülkedeki Müslümanlığın ölçütü budur. (etmezler çünkü evinde yiyecek bulunmayanlara ceza yazacak halleri yok) bu ülkede tarikat şeyhinin huzuruna çıkarken köpek misali el ve ayakları üzerine çöküp ve hatta havlayarak girenler varken, Cuma namazını kılmaya dolayısı ile allahın huzuruna çıkmaya bilmem kaç koruma ve kaç milyarlık araba ile gidenler varsa, bu ülkede Müslümanlığın ölçütü budur. Dahası çok ama…………
Bir kısmını saydığımız bu yakışıksız olumsuzlukların failleri tabi ki allah katında da kul katında da suçludur. Ama bunları gördüğü halde susan veya onların arkasında duran daha da suçludur. Fabrikaları satanlara oy verip sonrada türbeye gidip iş ve vazife isteyenler, bunlardır. Bebek bezini bile taneyle almaya başladığını söyleyip bunların arkasında duran yine bunlardır. Sözkonusu ahlak olunca bir numaralı ahlak bekçileri yine bunlardır. Sözkonusu din iman olunca da hiç bir şey bilmedikleri halde en çok bilen yine bunlardır.
Oysa bilmezlerki Allahın bu tür sorgulama ve akıl düşmanı insanlar için ne dediğini ve onlardan ümidini kestiğini. (Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, akıllarını işletmeyen sağır-dilsizlerdir. Allah kendilerinde bir hayır olduğunu bilseydi elbette onlara işittirirdi. Onlara işittirseydi bile mutlaka yüz çevirir, döner giderlerdi.enfal 22-23)
Bilemezler, Çünkü Kuran’a karşı bir emevi devrimi gerçekleştirildi. Ümeyyeoğulları denilen zalimler bu dine öyle büyük bir zarar verdiler ki, insanları köleleştirdi ve robotlaştırdı. Devlet ve silah gücü ile yüyıllar süren bu karşı devrim ortaya böyle ucube bir Müslüman profili çıkardı. Direnenlerde yüzyıllardır yakıldı, asıldı, kesildi, soykırıma uğradı ve uğramaya da devam ediyor…….